Analiz | Gençlerbirliği 0-3 Beşiktaş

Süper Lig’in 24. haftasında Gençlerbirliği evinde Beşiktaş’ı ağırladı. Ligin ilk yarısında oynanan maçta Beşiktaş’ı mağlup etmeyi başaran Başkent ekibi, bu maçta ise sahadan puansız ayrıldı. Ghezzal ve Cenk’in(2) golleriyle kazanan Beşiktaş zirve iddiasını sürdürürken, kümede kalma mücadelesi veren Gençlerbirliği haftayı 19. sırada tamamladı.

Maçı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğiz.

Ortalama pozisyonlar

Beşiktaş özellikle savunmada önemli eksiklerle Ankara’ya geldi. Rıdvan’ın sakatlığı ve N’Sakala’nın cezalı olması sebebiyle sol bekte Dorukhan görev yaparken, Vida ve Montero ikilisinin yokluğunda stoperde Necip’i izledik. Bu zorunlu değişiklikler dışında hocanın yaptığı tek tercih ise Ljajic oldu. Sergen’in her oyuncusunu rotasyona sokarak bir şekilde verim alması şüphesiz hocanın bu sezon yaptığı en büyük işlerden biri. Sezon boyunca rotasyona en çok maruz kalan yer ise bugün Ljajic’i gördüğümüz pozisyondu. Atiba ve Josef’in yanında 3. oyuncu olarak sezon boyunca Mensah, Oğuzhan, Ljajic ve Dorukhan’ı deneyen Sergen Hoca, bu maçla birlikte Ljajic’i üst üste 3. kez ilk 11’de oynattı.

Siyah Beyazlılar oyunun kurulumu aşamasında yine klasik kurgusunu kullandı. Josef stoperlerin arasına ya da yanına girerek geriyi üçlerken, bek oyuncuları çizgide genişliği sağladı. Atiba orta sahada savunmaya yakın kalarak pas istasyonu oldu, topun çıkartılması için yardımcı bir rol üstlendi. Aboubakar’ın derine gelerek bağlantı kurmaya çalıştığını gördük, Ghezzal de yine zaman zaman geriye gelerek top kullandı.

Beşiktaş, önceki maçlarda olduğu gibi bu mücadeleye de yoğun bir ön alan baskısıyla başladı. Topun kaybedildiği noktada baskı yapıp bir an önce geri kazanmayı hedefleyen Siyah Beyazlılar, bunun sonucunu da henüz 4. dakikada attığı golle aldı.

Yukarıdaki videoda da Beşiktaş’ın maçın başında yaptığı baskının sonuçlarını görüyoruz. Yapılan baskı sonucu hemen hemen 1 dakika içinde 3’ü rakip yarı sahada toplam 4 top kazanan konuk ekip, ayrıca kazandığı son topun ardından Ghezzal’in attığı golle 1-0 öne geçmişti.

Gençlerbirliği, rakibini 4-4-2 şeklinde karşıladı. Ankara ekibi, Beşiktaş’a karşı görece zayıf kalan diğer takımlar gibi gömülü bir savunma yapmak yerine rakibini önde karşılamayı tercih etti. Bu oyuna benzer bir şekilde Beşiktaş karşısına çıkan Hatayspor, Alanyaspor ve Trabzonspor’un Siyah Beyazlılardan puan ya da puanlar alması Gençlerbirliği’ni önde baskı konusunda teşvik edip etmediği konusu bir soru işareti. Ancak Alkaralılar, adını geçirdiğimiz diğer takımların aksine önde baskı konusunda oldukça zorlandı. Rakibini disiplinli ve koordine bir şekilde ön alanda karşılayamayan Al-Karalılar, bu sebeple özellikle merkezde büyük boşluklar verdi ve bu da Beşiktaş’ın rakip yarı sahaya geçişlerini oldukça kolaylaştırdı.

Yukarıda Beşiktaş’ın merkezden neden bu kadar rahat çıkabildiğine dair iki örnek görüyoruz. Gençlerbirliği’nin ön ikilisi beklendiği gibi Welinton-Josef-Necip üçlüsünü marke ediyor. Ancak topu çıkartmak için rakibin forvet ve orta saha hattının arasına giren Beşiktaşlı oyuncuya baskı yapılmadığını görüyoruz. Gerek Atiba, gerekse Ljajic merkeze gelerek rahat bir şekilde top alıyor ve Beşiktaş’ı rakip yarı sahaya yerleştiriyor. Gençlerbirliği merkez orta saha oyuncularının bu anlarda markaja gitmemesi, ev sahibi açısından büyük bir problem oluşturdu. Gençlerbirliği’nin “önde baskı” yapmasına rağmen baskısından sonuç alamamasının sebebi de buna benzer hatalardı.

Ek olarak biraz önce Beşiktaş kurgusunu anlatırken Atiba’nın rolünden bahsetmiştik. Bu pozisyonda Atiba’nın rolünü de somut bir şekilde görebiliyoruz.

Burada ise Başkent ekibinin baskıyı doğru şekilde yaptığı bir an görüyoruz. Hem Atiba, hem de Josef’e gerekli 1’e 1 eşleşmeler getirilmiş. Ayrıca sol kanattan merkeze doğru yaklaşıp bağlantı kurmak isteyen Larin de markaj altında. Zargo Toure’nin çabuk harekete geçmesiyle birlikte merkezden derine gelip pas istasyonu olmaya çalışan Aboubakar opsiyonu da kapatılıyor.  Sağ kenardaki Welinton’a da yakın bir Gençlerbirliği oyuncusu var. Doğru bir şekilde ön alan baskısı yapan ev sahibi, rakibinin oyun kurmasına müsaade etmeyip Ersin’i uzun oynamaya zorluyor.

Son olarak Gençlerbirlikli oyuncuların Aksiyon Değerleri’ne bakalım. Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından oluşturulan Aksiyon değeri(AD), kısaca oyuncuların yaptığı aksiyonların takımlarının gol atma ya da yeme ihtimallerini ne kadar arttırıp azalttıklarını gösteren bir veri. Alkaralar’ın tablosunda özellikle stoper ikilisi dikkat çekiyor. Gerek Zargo Toure, gerekse genç futbolcu Arda Kızıldağ yaptıkları savunma aksiyonlarıyla takımlarının gol yeme ihtimalini fazlasıyla azaltmış. Halihazırda 3 gol yemiş bir takımda buna rağmen stoper oyuncularının bu denli ön plana çıkmasıysa takım savunması açısından oldukça büyük bir probleme işaret ediyor.

Aksiyon Değeri(AD) hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.

Beşiktaş’ın hücumda fark yarattığı alanların başında isabetli paslarla oyunun yönünün sık sık değiştirilebilmesi ve topun dar alandan başarılı bir şekilde çıkartılması geliyor. Rakip yarı sahaya geçişlerde merkezi kullanmak konusunda ısrarcı olan Siyah Beyazlılar, merkezde gerekli alanı bulamadığı zaman kenarlara da iniyor. Oyunun kenarda oynanmasıyla birlikte rakip futbolcular da topun bulunduğu bölüme doğru kayınca merkezde oluşan boşlukları etkili bir biçimde kullanabiliyorlar. Bu boşluklar oluşunca zaten oyunun yönünü değiştirme konusunda ciddi bir alışkanlığı olan Beşiktaş, topu tekrar merkeze götürerek oyunu rahat bir şekilde rakip yarı sahaya taşıyor, hatta zaman zaman direkt pozisyonlar dahi bulabiliyor.

Yukarıda da Beşiktaş’ın bu şekilde yakaladığı bir tehlikeyi görüyoruz. Pozisyon aslında topun sağ kenardaki Wellinton’dan sol kenardaki Josef’e gelmesiyle başlıyor. Atak yönünün değişmesiyle birlikte Gençlerbirlikli bir kaç oyuncunun da pozisyonlarını kaybettiklerini görüyoruz. Normalde forvet ikilisinden birinin Josef’e baskıya gitmesi lazım ancak bu iki oyuncu da ters tarafta kalınca Dorukhan’ı tutması gereken Candeias, Josef’e gidiyor. Josef, her zamanki gibi geriden topu çıkartan isim ve Larin’e attığı derin top oldukça değerli. Bağlantı olmak amacıyla orta sahaya doğru yaklaşan Larin, tek topla çizgide genişliği sağlayan Dorukhan’a pasını veriyor. Devamında Ljajic’in de kenara yaklaşmasıyla rakibinin odağını tamamen sağ kenara kaydıran Beşiktaş, bu sayede Atiba’yı merkezde boş bırakmayı başarıyor. Larin’in de topu dar alandan çıkarması sonucu başarılı bir şekilde rakip yarı sahaya geçen Beşiktaş, atağının sonucunda net bir gol fırsatı da yakalamış ancak pozisyonu gole çevirememişti.

Tarafların performansları Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan “Dakika başına maksimum gol ihtimali” grafiğine de yansımış durumda. %10 ve üzerini iyi, %20 ve üzerini ise çok net gol pozisyonları şeklinde tarif edebileceğimiz grafiğe göre Siyah Beyazlılar’ın maç boyunca girdiği 13 pozisyonda gol atma ihtimali %10’un üzerindeymiş. Ayrıca Beşiktaş, bu pozisyonların 5’inde gol ihtimalini neredeyse %30’a çıkartmış. Ev sahibi Gençlerbirliği’nin ise maç boyunca yalnızca iki defa gol olma ihtimali %10’un üzerinde olan pozisyona girdiğini görüyoruz.

“Topu efektif kullanma” şeklinde tanımlayabileceğimiz top hakimiyeti kalitesi de bize Beşiktaş’ın topu ne kadar etkili kullandığını gösteriyor. Maç boyunca %56’yla topla oynayan konuk ekip, buna rağmen top hakimiyeti kalitesini %70’e kadar çıkartmış.

Beşiktaş’ın oyununu Aboubakar’sız tarif etmek imkansız olsa gerek. Kamerunlu futbolcu sadece golleri değil, oyuna verdiği katkıyla da Siyah Beyazlı takımın belirleyici isimlerinden biri. Aboubakar’ın oyun içi katkısını somutlaştırmak açısından yukarıdaki aksiyonlarına bakmakta fayda var.

İlk pozisyonda bağlantı kurmak için orta sahaya gelen Aboubakar, Josef’ten aldığı derin pası bekletmeden sağdaki boşluğa gönderiyor. Bu birleşik aksiyonuyla birlikte Aboubakar; hem rakibin ön alan baskısını kırıyor, hem de takımının sağlıklı bir şekilde rakip yarı sahaya geçmesini sağlıyor.

İkinci pozisyon ise “Komple santrafor nedir?” sorusuna güzel bir cevap bence. Kamerunlu futbolcu ilk olarak kendini geriye atıyor ve Rosier’e ekstra bir pas opsiyonu oluşturuyor. Rosier tercihini Ghezzal’den yana kullanınca da bek-stoper arası olarak tarif edebileceğimiz iç koridor bölgesine koşusunu yapıp tehlikeli bölgede topla buluşma şansı yakalıyor.

Son olarak Josef’e de değinmekte fayda var. Brezilyalı futbolcunun, Beşiktaş’ın en kilit oyuncularından biri olduğunu hemen hemen her yazımızda vurguluyoruz gerçi. Savunmada özellikle pozisyon bilgisi ve zamanında müdaheleleri, hücumda ise oyunu geriden kurmasıyla takımının en önemli tamamlayıcılarından biri olan Josef, Gençlerbirliği karşısında da sahanın belki de en iyisiydi. Maçı 101 topla buluşma, 62 isabetli pas, 13 sahipsiz top kazanma ve 7 pas arasıyla tamamlayan Brezilyalı, bu dört istatistikte de zirvede yer aldı.

Yukarıda da Josef’in topu kaparak başlattığı iki farklı kontra atak görüyoruz.

Josef’in etkili performansı Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan Aksiyon Değeri (AD) grafiğine de yansımış durumda. Beşiktaş’ın Aksiyon Değeri grafiğinde zirvede Josef var. Gerek pasları, gerekse savunma aksiyonlarıyla fark yaratan Brezilyalı futbolcu, iki yönlü oyunuyla takımının maçı kazanmasında büyük rol oynadı.

Kaynaklar: Opta, mackolik.com

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.