Çok çalışıyor, hep gülümsüyor ve sürekli gol atıyor. Avrupa futbol sahnesine çıktığı günden bu yana neredeyse her maç gol atan Erling Haaland, geçtiğimiz yıl transfer olduğu Dortmund’da da durdurulamıyor. Şampiyonlar Ligi’ndeki olağandışı performansına da bakınca insanın aklına “en son ne zaman böyle bir şey izlemiştik” sorusu düşüyor. Ve ister istemez kıyaslamalar başlıyor…
Kariyerinin başında Norveç basını onu “Beyaz Lukaku” olarak tanıtırken, Manchester United antrenörü Solskjaer de genç yıldızı Lukaku’ya benzetiyordu. Menajeri Mino Raiola’ysa Ole’nin yanıldığını, Haaland’ın Zlatan’ın 20 yaşındaki halini hatırlattığını söylüyordu. İbrahimovic gibi İskandinav olması ve Haaland’ın onu idol aldığını açıklaması bu benzerliği pekiştiriyordu. Haaland’ın maç sonlarındaki Zlatanvari demeçleri ve basına verdiği “Zlatan’daki özgüvene sahip olduğumu düşünüyorum” manşeti, “Haaland Yeni Zlatan mı?” tartışmalarını beraberinde getiriyordu. Genç golcünün; “Bir İskandinav’ın Zlatan’ın ünvanını devralması gerekiyor” açıklaması, onun da “Yeni Zlatan” olmak istediği yanılsamasına yol açıyordu.
“Zlatan’ın bir ülkeden diğerine veya bir kulüpten diğerine bu kadar rahat transfer olmasını seviyorum. Aslında hiç kolay olmayan bir iş. Ama onun için çok kolay. Yeni bir kulübe transfer oluyor ve ilk dakikadan gollerini sıralamaya devam ediyor.” Henüz 19 yaşında üç farklı ülkede forma giyen Haaland, İbrahimovic’i övse de aslında kendisini anlatıyor. Avusturya’da da Almanya’da da takıma hemen uyum sağlayan Norveçli, ilk maçtan gollerini sıralamaya başlıyor. Bundesliga’daki ilk iki maçında 5 gol atan Norveçli, bunu başaran ilk futbolcu. Şampiyonlar Ligi’nde ilk 3 maçta 6 gol atan başka biri de yok. Üstelik ilk Şampiyonlar Ligi maçında hat-trick yapmıştı.
İbrahimovic ise zaman içinde efsanevi bir mit haline gelse de kariyerinin ilk günleri Haaland’ınki kadar görkemli değildi. Çok iyi bir oyuncuydu, heyecan vericiydi, ama başka bir gezegenden dünyamıza düşmüş gibi değildi. Futbolun son 10 yılına damga vuran İbra, 20 yaşındayken sadece 22 gol atmıştı. Henüz 20 yaşını doldurmayan Haaland’ın ise kariyerinde 86 golü var.
Haaland’la İbrahimovic’le aynı coğrafyadan geliyorlar, fiziksel olarak birbirlerini andırıyorlar ama onun dışında birbirlerine çok benzemiyorlar. Haaland inanılmaz süratli, müthiş bir kuvveti ve top hakimiyeti var. Orta sahadan topu alıp driblingle kaleye kadar gidebiliyor, aynı zamanda ceza sahası içindeki bitiriciliği de muazzam. Zlatan ve Haaland iki farklı forvet tipinin temsilcisi. Zaten Haaland’ın bu oyun stili ve olağanüstü istatistikleriyle yaptığı sansasyonel giriş, sanki Zlatan’dan başka birini hatırlatıyor gibi. Zlatan’ın idol aldığı ve gençken taklit ettiği biri…
Cruizero’da 44 maçta attığı 47 golle henüz 18 yaşında PSV Eindhoven’a transfer olan Ronaldo Nazario, Hollanda’da da 57 maçta 54 gollük performansıyla Barcelona formasını sırtını geçiriyordu. 20 yaşına girdiği gün üç ayrı ülkede, üç farklı kulüpte 106 maçta attığı 106 golle bu genç adam, tüm dünyayı hayretler içinde bırakıyordu. Top tekniği, sürati, bitiriciliği ve futbol estetiğiyle “bir futbolcuda olması gereken her şey onda varmış gibi” duruyordu. Nerede olursa olsun rakip fark etmeksizin gol atmaya devam ediyordu. Tıpkı bugün Haaland’ın yaptığı gibi.
15 yaşında Molde’nin birinci takımında forma giydikten sonra Red Bull Salzburg’la anlaşarak Avusturya’ya giden ve geçtiğimiz yıl 19 yaşındayken Dortmund forması giymeye başlayan Haaland, şimdiden 3 farklı ligde forma giymiş durumda. Salzburg’da 2019-2020 sezonunda 22 maçta 28 gol attı ve Bundesliga’da 25 maçta 25 gol atan ilk oyuncu. Hala da atmaya devam ediyor. Dortmund’da 28 maçta 27 golü var. Tüm kariyerine baktığımızda 131 maçta 86 gol ve 19 asist kaydetmiş.
Genç Norveçli’nin Şampiyonlar Ligi performansına da ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Kupa 1’de 12 maçta tam 16 gol attı. Haaland Şampiyonlar Ligi tarihinin 15 gole en hızlı ulaşan oyuncusu. Kıyaslamak adına; Messi 15 gole 29 maçta ulaşmıştı, Cristiano Ronaldo’ysa 51. maçında.
Şu an Haaland’a en yakın isimler Mbappe ve Neymar, ama 20 yaşındayken Haaland’dan daha iyi istatistiklere sahip olan sadece Fenomen Ronaldo var.
Barcelona’da geçirdiği bir sezonda 49 maçta 47 gol atarak muazzam bir performans ortaya koyan Ronaldo, 99’da yaşadığı sakatlık sonrasında ivmesini kaybetmişti. 2002’de Brezilya’yla Dünya Kupası kaldırmasına ve Los Galacticos’un en kıymetli parçası olmasına rağmen daha görkemli bir kariyeri olabilirdi. Belki Şampiyonlar Ligi’ni kazanabilirdi.
Yeteneğiyle dünya futbol tarihine damga vuran Ronaldo sakatlanmasıydı daha ne kadar iyi olabilirdi?
Belki Haaland bunun cevabını verebilir. Zlatan’ın da Fenomeno’nun da uzanamadığı o kupayı kaldırabilir.
Bu içeriği Ercan Taner’in anlatımıyla izleyebilirsiniz.