Galatasaray Analizi | Fenerbahçe 0-1 Galatasaray

Ligin 24.haftasında Fenerbahçe, Kadıköy’de Galatasaray’ı konuk etti. Mücadele seviyesi ve faul sayısının hayli yüksek, oyun kalitesinin ise önceki derbilerde olduğu gibi düşük kaldığı mücadeleyi Galatasaray, Mohamed’in tek golüyle 1-0 kazandı. Karşılaşma sonrası ligin zirvesinde puanlar eşitlenirken kalan 17 hafta öncesi şampiyonluk yarışı adeta yeniden başladı.

Galatasaray’ın Kadıköy zaferini iş ortağımız Metrica Sports‘un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğim.

İlk 11’ler ve ortalama pozisyonları

Başakşehir maçındaki rotasyonlu kadro ve yeni transferlerin durumu ışığında Galatasaray’ın nasıl bir kadro çıkaracağı maç önünde merak konusuydu. Beşiktaş derbisinde olduğu gibi Fatih Hoca topu rakibe bırakma planı üzerinden Etebo ile mi çıkar düşünceleri kadronun açıklanmasıyla ortadan kayboldu. Belhanda-Emre orta sahası ve Arda-Onyekuru kanatlarıyla topu alarak klasik pas oyununa yöneleceğini belli eden Fatih Terim, forvette ise Babel yerine Mohamed’i tercih etmişti. Yeni transferlerden Yedlin kulübede yer alırken sakatlığını yeni atlatan Falcao ise kadroda tercih edilmemişti.

Fenerbahçe’de ise Gustavo ve Pelkas’ın yokluğuyla orta saha kurgusu baştan şekillendi. İstenileni bir türlü veremeyen Sosa merkezde Ozan’ın partneri olurken, forvet arkası pozisyonunda henüz hazır olmayan Mesut Özil’in de yokluğunda Mert Hakan görev aldı. Performansıyla iki maçtır dikkat çeken Osayi-Samuel, Thiam’ı keserken Valencia da alışkın olduğu sağ kanattan sola geçmek durumunda kalmıştı.

Temkinli başlangıç

Kadroların da işaret ettiği üzere maça Galatasaray topa sahip olarak başladı. İlk dakikalarda topla oynama üstünlüğü %70’lere kadar uzanırken, buna karşın üretilen pozisyon sayısı sıfırdı. Zira Fenerbahçe de bu oyuna göre planını kurgulamış ve 2.bölgede rakibini karşılayarak Galatasaray orta sahalarına yakın savunma yapıyordu. Bu adam adama savunma karşısında sarı kırmızılıların hatlar arasında açılan boşlukları değerlendirme şansı olsa da, kaptırılacak olası topların tehlike yaratma ihtimali yüzünde risk alınmadı ve uzun paslar tercih edildi. Örneğin yukarıdaki görselde Fenerbahçe’nin blokları arası mesafe açılmış ve sarı kırmızılı kadife ayakların üretim yapabilecekleri alanlar ortaya çıkmışken top kaybı riski dolayısıyla Donk, Belhanda’ya oynamak yerine uzun vurmayı tercih ediyor.

Bu temkinli oyunu bozan ilk isim Saracchi oldu. Fenerbahçe’de hem Sosa-Ozan merkezi, hem de Nazım-Samuel kanadı baskıya gelip savunma hattıyla mesafeyi açmışken, açılan boşluğa Emre Kılınç’ın koşusunu gören Uruguaylı, Arda ve Taylan’ın işaret ettiğinin aksine risk alarak bir pas gönderdi. Serdar Aziz’in de hatalı çıkışıyla bir anda geride iki kişi kalan savunmaya karşı Emre’nin topu bir fazla dürterek müsait durumdaki Mohamed’e pası aktaramaması ise olası bir pozisyonu engellemiş oldu.

Onyekuru’nun etkisizliği

29.dakikada Arda ile Onyekuru’nun kanat değiştirmesinin ardından ise devre sonuna kadar farklı bir oyun izledik. Top hakimiyetinin nispeten dengelendiği, Galatasaray’ın oyunu kendi yarı alanında kabul ederek geçiş hücumları aradığı dakikalarda uzun pas istatistiği de değişen oyunu kanıtlar nitelikteydi. İlk 30 dakikada toplam 13 uzun pas deneyen sarı kırmızılı takım, kalan 15 dakikada da 13 uzun pas denedi. Ayrıca son 2 maçın yıldızı Onyekuru’nun öne çıkmasının bekleneceği bu dakikalarda Nijeryalı futbolcu çok etkisizdi. Oyunda kaldığı 78 dakika boyunca 28 kez topla buluşup yalnızca 4 isabetli pas atabilen Onyekuru, 6 top kaybıyla da bu kategoride zirvede yer aldı. Ön plana çıktığı savunma arkası koşularını Fenerbahçe savunması derinde kurulunca bu maçta gerçekleştiremese de, bu gerekçenin kötü performansı için kabul edilebilir bir şey olmadığı kesin.

Hücumdaki tutukluğundan kaynaklanmış olsa gerek Onyekuru’nun savunma yardımları da geçtiğimiz maçlara oranla bir hayli azdı. Örneğin Nazım’ın da bindirmesiyle kanatta rakibe 4’e 3 yakalanılmış ve uzunca bir süre ağır ağır pas yapılmış olmasına karşın Nijeryalı’nın hiç oralı olmadan sakin sakin geriye dönüyor oluşu maçın dikkat çeken anlarından biriydi. Fenerbahçe organize olabilmiş ve sayıca fazlalığını kullanabilmiş olsa çok rahat bir şekilde kenardan ceza sahasına girilip daha tehlikeli bir pozisyon üretilebilir ve Onyekuru’nun bu umursamazlığı da daha fazla dikkat çekmiş olurdu.

Baskılı devre başlangıcı ve gol

İlk devre toplamda 25 faulle sezon rekoru kırılarak bol duraksamalar ve sıkıcı futbolla geçerken, ikinci devrede de durum farklı değildi. Galatasaray’ın ilk devrenin sonuna nazaran daha istekli ve önde baskı kurgusuyla başladığı mücadelede fauller ve duraksamalar yine çok sayıdaydı. Devre başından Mohamed’in golünü attığı 54.dakikaya kadar 4 sakatlık olurken sadece bu sakatlıklardan dolayı oyun yaklaşık 5 dakika duraksadı.

Yukarıda da Valencia’nın sakatlığının başlangıç ve bitişini izlerken kabaca bir hesapla golün resmi olarak 54, teknik olarak 49.dakikada atıldığını söylemek mümkün.

Galatasaray’ın devre başındaki istekli ve baskılı futbolu meyvesini bu golle verdi. Çok adamla rakip sahaya yerleşerek oluşan karambollere yapılan kalabalık baskılar sonucu topu Mohamed’e aktaran sarı kırmızılılar, Mısırlı’nın Serdar’ı ekarte edip çabuk vurduğu plaseyle öne geçti. Golde az önce değindiğim çabaların katkısı kadar Gustavo’nun yokluğundan sahada olan Sosa’nın da hataları fazlaydı. Önce kazanılan topu topsuz koşu gösteren Mert Hakan’a değil de etrafında 3 Galatasaraylı olan Valencia’ya atarak oyunu sıkıştıran Arjantinli, ardından Emre’nin dribblingine ise umursamaz tavırlarla yürüyünce hem rakibini kesemedi hem de Szalai’nin alanını boşaltmasına neden oldu. Szalai alanını kaybetmese belki de Mohamed’in çalımı sonrası kademeye girebilecek pozisyonda olacaktı.

1-0 sonrası

Gol sonrası bir reaksiyon gösteren Fenerbahçe önde baskıyla rakibini hataya zorlamaya çalıştı. Fakat geri hattındaki hemen her oyuncusu iyi pas kalitesine sahip Galatasaray, bu baskıyı ayağa paslarla kırarken maçın gidişatı Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan dakika başına maksimum gol ihtimali grafiğine de yansıdı. 54-78. dakikalar arası yalnızca Cisse’nin ceza sahası karambolündeki cılız şutunda gol ihtimalini %5’in üzerine çıkarabilen sarı lacivertliler, yine grafikten okuyabileceğimiz üzere 78-99 arası rakibine daha net üstünlük kurmayı başardı.

Ofsayt gerekçesiyle iptal edilen gol sonrası psikolojik olarak geriye yaslanan ve baskı yiyen Galatasaray’sa maçın bu bölümünde rakip yarı alana geçmekte dahi zorlandı. Maç boyunca 61, 78.dakikadan sonra ise 16 uzun pas deneyen sarı kırmızılılarda bu paslardaki başarısızlık, atılan topların duvardan seker gibi dönmesine ve dolayısıyla baskının devam etmesine neden oldu.

Yukarıda Muslera’nın 78. dakikadan sonra attığı pasları görüyoruz. Buradan da anlaşılacağı üzere, atılan uzun pasların birçoğu Babel’e doğru gönderildi ve başarı oranı epey düşüktü. Eski takımı Zamalek’in oyun yapısı gereği atılan bu uzun toplara alışkın olan ve hava hakimiyeti yüksek Mohamed’in tercih edilmemesiyse beni fazlasıyla şaşırttı. 78-90. dakikalar arası yalnızca bir kez topla buluşan Mısırlı, uzatma dakikalarındaysa sağ kanada geçerek savunmasına katkı sağladı.

Derbiye ilişkin son olarak Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan Aksiyon Değeri(AD) metriğine bir göz atalım. Sarı kırmızılılarda yaptığı asistle öne çıkan Emre ilk sırayı alırken, defansif katkısıyla takımını maç içinde tutan Taylan da yine üst sıralarda yer aldı. Kötü performansına uzun uzun değindiğim Onyekuru ise AD konusunda takımının açık ara en kötüsü olarak göze çarpıyor.

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.