Geleceğe Dönüş

Şampiyonlar Ligi son 16 kuralarındaki PSG – Barcelona eşleşmesi, futbolun yakın tarihine dair çok sayıda hikayeyi içinde barındırıyor. Maçtan önce o günlere, dört yıl önceye dönelim istedik…

barcelona psg comeback ile ilgili görsel sonucu

2016-2017 Şampiyonlar Ligi son 16 turunda Barcelona, Paris Saint Germain’le eşleşiyor; şubat ayında Parc des Princes’teki maçı 4-0 kaybederek tur umutlarını kaybeden Barcelona, Camp Nou’da rakibini ağırlamaya hazırlanıyordu. Barcelona’yı evinde 4-0 mağlup ederek büyük sükse yapan PSG, temkini elden bırakmasa da içten içe turu geçtiğini düşünüyordu. Çünkü çok değil 4 sene evvel, Bayern Münih’le eşleşen Barcelona deplasmandaki ilk maçı 4-0 kaybetmiş, rövanşta Camp Nou’da da varlık gösterememiş ve evinde 3-0 yenilerek sansasyonel biçimde kupadan elenmişti. Paris Saint Germain de bunu hedefliyordu. Oysa hafızalardaki bu yakın musibet belki de Katalanların rövanş öncesinde kenetlenmelerini sağlıyordu.

Paris’teki hezimetin ardından ligdeki tüm maçları kazanan Barcelona, rövanşa dair inancını sağlamlaştırıyordu. Luis Suarez maçtan önce “İşimiz zor ama imkansız değil” diyordu. “Dünya üzerinde bu tip bir maçta 4 ya da daha fazla gol atabilecek bir takım varsa, o da Barcelona’dır. Geri dönüş yapmak için kendimize güveniyoruz ve sonuna kadar savaşacağız

Teknik direktör Luis Enrique ise kendinden emin bir görüntü çizerek Barcelona’nın PSG’ye 6 gol atabileceğini dillendiriyordu; “Eğer onlar bize 4 atıyorsa, biz de onlara 6 atabiliriz. Kaybedecek bir şeyimiz de yok, kanıtlayacak bir şeyimiz de… Bu takım hiçbir zaman geri dönüş yapmadı. Çünkü buna gerek kalmadı. Ama takımıma sonuna kadar inanıyorum”

Maç öncesi tüm biletler satılırken basın ve Barcelona resmi internet sitesi geçmişteki geri dönüşlerden örnekler vererek “Neden olmasın?” başlıkları atıyordu. Geri dönüşleriyle ünlü ülkemizden Galatasaray’ın Xamax mucizesi, Türkiye’nin Euro 2008 yolculuğu örnek gösteriliyor, Liverpool-Milan maçındaki tarihi dönüş hatırlatılıyor ama kimse birkaç sene evvelki Münih faciasından söz etmiyordu. Katalanlar birbirlerine inanç aşılamaya çalışıp şehirde ve kulüpte bir sinerji oluşturmaya çabalıyordu. Başkanından teknik direktörüne kaptanından tribün liderine herkes zoru başarmanın mümkün olduğuna inanıyordu, inanmak istiyordu. Taraftar, Paris’teki maçın ardından Camp Nou’da inançları tazeleyecek ve tarihe geçecek bir atmosfer yaratma uğraşındaydı. Rövanş gecesi sahada neredeyse imkansızın peşine düşecek takımlarına tribünde destek olmak istiyorlardı. Tribünlerde “Hepimiz biriz” yazılı koreografiyle maç başlarken şehirdeki inanç dalgası Camp Nou’ya iniyordu.

“Hepimiz Biriz!”

Maçın hemen başında Barcelona Nou Camp’ta muazzam atmosferin gücünü arkasına alıp 3.dakikada Suarez’in golüyle öne geçiyor, gol çizgisi teknolojisiyle nefeslerin tutulduğu bir bekleyişten sonra verilen gol sanki havadaki inancı elle tutulur hale getiriyordu. İlk yarının sonlarına doğru Iniesta’nın adeta yoktan var ettiği pozisyonda Kurzawa’ya çarpan topun ağlarla buluşmasıyla Barcelona soyunma odasına yolu yarılamış olarak umutla giriyordu. Devre arasının ardından maçın başlamasının üstünden birkaç dakika geçmişti ki Neymar ceza sahasında yerde kalıyor, tıpkı maçın başındaki gibi bir duraklama anından sonra verilen penaltıyı Messi gole çeviriyor, Katalanlar artık tura tüm benlikleriyle inanıyordu.

Ta ki 62. dakikaya dek…

PSG’nin yıldız forveti Cavani 62.dakikada attığı golle yalnızca farkı ikiye indirmiyor, Barcelona’nın zor görevini artık neredeyse imkansız hale getiriyordu. Günlerdir ilmek ilmek işlenen o inanç sahadan çekiliyor; tribünlerde boşalmalar başlıyor, sahadaki oyuncular konsantrasyonlarını kaybediyordu.

Maçın bitmesine iki dakika kala Barcelona’ya hala 3 gol gerekiyordu.

88. dakikada Neymar rakip ceza sahasının önünde düşürülüyor, topun başına kendisi geçiyor ve müthiş bir frikik golüyle adeta Camp Nou’ya ruhunu üflüyordu. 90+1’de kazanılan penaltıyı Messi sahada olmasına rağmen Neymar kullanıyor ve hedefi 1 gole indiriyordu. Maçın son saniyelerinde Ter Stegen dahil tüm Barcelona’lılar rakip yarı sahadayken Neymar yine sahneye çıkıyor, topu ceza sahası içerisine gönderiyor ve Sergi Roberto topu tek vuruşta ağlarla buluşturuyordu. Dünya tarihi bir geri dönüşe tanıklık ediyordu…  Barcelona maçı 6-1 kazanıp zor hatta imkansızı başarıyor Katalanlar kendinden geçiyordu.

barcelona psg comeback ile ilgili görsel sonucu

Ancak mutlu sonlar değil, mutlu yerinden kesilmiş hikayeler vardır. Barcelona bu efsanevi başarısının ardından çeyrek finalde Juventus’a 3-0 kaybettikten sonra “bir geri dönüş daha gelir mi” derken aslında bunun ne kadar imkansız olduğunu belki de en iyi Katalanlar biliyordu. Rövanştaki golsüz beraberlikle Barcelona kupadan eleniyordu.

Daha da kötüsü PSG karşısındaki tarihi gecede manşetlerde ve ikonikleşen galibiyet fotoğraflarında Messi’yi gören Neymar, onun gölgesinde kalışının haksızlığını belki de ilk kez bu kadar derinden hissediyor, maçı getiren adam olmasına rağmen kahraman olamadığını fark ediyordu. Mutlu bir hikayenin, hatta bir efsanenin kahramanı en mutlu olması gereken anlarda buradan ayrılmanın ve kendi krallığını kurmanın vaktinin geldiğini düşünmeye başlıyordu.

PSG ise sezon başında takımdan ayrılan İbrahimovic’in yerini dolduramayıp, Barcelona’nın tarihi geri dönüşüyle uğradığı hezimetin ardından mutlak şampiyonluk hedefiyle girdiği lig mücadelesinde de Monaco rüzgarının tozu dumanında kalıyordu. Ligi şampiyonun 8 puan gerisinde tamamlayan Katar sermayeli PSG, belki de o an geleceği kurup Neymar ve Mbappe’yi almayı kafaya koyuyordu. Hedefi en başından beri Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu olan ancak bu sene de Barça’nın tarihi geri dönüşüne takılan PSG, intikam alır gibi önce kendisine en büyük çelmeyi takan Neymar’ı rekor bedelle kadrosuna katıyor, ardından Monaco’dan Mbappe’yi transfer ediyordu…

—————————————————————————————————————————————————————

Geçen dört yılda Paris’te de Barcelona cephesinde de çok şey yaşandı. Barcelona Neymar’ın boşluğunu doldurmaya çalışırken kazandığından çok parayla kaybettiğinden çok daha azını alabildi. Dembele, Coutinho ve Griezmann transferleri Barcelona’ya beklenen ivmeyi kazandıramadığı gibi 6-1’lik tarihi dönüşteki birliğin parçalanmasının önüne de geçemedi. Messi’nin memnuniyetsizliği giderek artarken takımla bağı kopma noktasına geldi. Messi 2019’da Neymar’ın takıma dönmesini istediğini açıkça ilan ederken gerçekleşmeyen transfer sonrasında verdiği bir röportajda “Barcelona’nın Neymar’ı geri getirmek için elinden geleni yapıp yapmadığına emin olmadığını” söylüyordu. Ardından teknik ekipte yer alan Abidal’le basın üzerinden girdiği polemik, Pique ve Ter Stegen’le ettiği kavgalar takımda birliğin dağıldığını ayan beyan gözler önüne seriyordu. Barcelona’da oyuncular artık birbirleriyle ve teknik ekiple medya üzerinden konuşur hale gelmişti.

İşler tersine dönmüş, Barcelona büyüsünü kaybedeli olmuştu ama artık gücünü ve prestijini de kaybetmiş durumda. 2019 yılında 3-0 kazandıkları maçtan sonra Liverpool’a 4-0 yenilerek ringin öte tarafında nakavt olmanın ne kadar acı olduğunu tecrübe ettiler. 2020 yılında çeyrek finalde Bayern Münih’ten tam 8 gol yiyerek kendi tarihlerinin belki de dip noktasına vurdular. Bir devrin bittiğini artık onlar da idrak ediyor, zaten dünya futbolunda da roller o günden bu yana değişmiş durumda. 2015’de Iniesta’lı Messi-Suarez-Neymar’lı kadrosuyla Guardiola’lı döneme dair bir umut vaad eden kadro, o yıldan itibaren yavaş yavaş dağılmış durumda. Tarihi geri dönüşten birkaç ay sonra Neymar’ın gitmesini önlemeyen Barcelona artık Messi’yi de takımda tutamaz halde.

Gruplarda Juventus’un gerisinde kalan ve son maçta Camp Nou’da Juventus’a 3-0 mağlup olan Barcelona’da işlerin yolunda olduğu söylenemez. 14 yıldır ilk kez gruplarını lider bitiremediler. Kulubün kimliği kaybolmuş ve yönetim istikrarı yok olmuş durumda. Antrenör Ronald Koeman, Juventus maçından sonra yaptığı açıklamada “2-0’dan sonra iyi oynadıklarını, maçlara böyle başlamaları gerektiğini” söylüyordu. Evlerinde, Şampiyonlar Ligi’nde 2-0 yenik düştükten sonraki performanslarıyla övünmeye çalışıyordu.

Neymar’ın da Paris’e gittikten sonra iyi bir performans sergilediği söylenebilirse de kendini halen gerçekleştiremediği ortada. Sakatlıklar, takım arkadaşlarıyla yaşadığı sorunlar derken Paris’te tam anlamıyla tatmin olduğunu ve kendini bulduğunu söylemek güç. Zaten 2019 yazında Messi’nin yanına Barcelona’ya dönme girişimleri ve son birkaç aydır Messi’nin PSG’ye gelmesi isteğini açıkça dillendirmesi bundan kaynaklanıyor. Barcelona’dayken hedeflerini gerçekleştirebilmek için gölgesinden kurtulmak istediği çınarın varlığına ihtiyaç duyuyor. Belki de efsanevi geri dönüşün ertesi gün ayrılmayı düşünmeye başlamışken geçen zamanlar ona Messi’yle oynama arzusunu da dindirememişe benziyor. 2019 yazında sırf bunun için Barça’ya dönmeye çalışırken bu kez Messi’yi kendi yanına çağırıyor.

Çıkan haberler önümüzdeki yaz Messi’nin Paris’e gidebileceğini gösteriyor. Mbappe’nin Madrid’e gideceği söylentileri de bu ihtimali kuvvetlendiriyor Neymar’ın son paylaşımları da söylentileri destekliyor: “En çok istediğim şey Messi ile yeniden birlikte oynamak. İsterse onu benim yerime oynatalım. Seneye kesin birlikte oynamak zorundayız.

Ama tüm bunlar önümüzdeki şubat ayında bu ikiliyi önce rakip olarak izleyeceğimiz gerçeğini değiştirmiyor. Neymar’ın rakibin formasıyla Camp Nou’ya döneceğini de… Yeni on yılın ilk büyük maçında geçmişten gelen anılar kadar yenisi yazılacak hikayeler de var.

Bu yazıyı Ercan Taner’in sesinden dinleyebilirsiniz. Ayrıca Futbol Akademi & NutSpor iş birliğiyle hazırlanan diğer videolarımız için NutSpor YouTube kanalını takip edin.