Analiz | Fenerbahçe 3-1 Ankaragücü

Süper Lig’de zirvenin ortaklarından olan Fenerbahçe, sahasında oynadığı maçta Ankaragücü’nü 3-1’lik skorla geçti. 2017-2018 sezonundan bu yana ilk defa üst üste beş maçlık galibiyet serisi yakalayan Erol Bulut’un öğrencileri, önceki haftalara oranla topa daha fazla sahip olduğu maçın ardından lider Beşiktaş’ı da yakalamayı başardı. Alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren Ankaragücü ise üst üste üçüncü yenilgisini aldı.

Karşılaşmayı iş ortağımız Metrica Sports‘un Play uygulaması ile inceleyeceğiz.

Ortalama pozisyonlar

Her iki takımın da önceki haftalarda olduğu gibi 4-2-3-1’i tercih ettiği karşılaşmada Fenerbahçe’de sakat ve cezalı oyuncuların durumları ilk 11’de bir takım değişikliklikleri de beraberinde getirdi. Caner’in cezası dolayısıyla sol bekte bir süredir sakatlığı nedeniyle takımdan ayrı olan Novak’a forma veren Erol Bulut, Samatta’nın sakatlığı tamamen atlatıp maç ritmi kazanmasıyla bu oyuncuyu da ilk 11’de tercih etti. Tanzanyalı oyuncunun 11’e girmesiyle son haftaların formda ismi Thiam sol kenara geçerken, Erzurum deplasmanında solda izlediğimiz Pelkas 10 numaraya, sakatlığından dolayı kadroda yer almayan Sinan’ın yokluğunda ise Valencia sağ kenara geçti. Ankaragücü’nde ise 2-0 kaybedilen Başakşehir maçında stoperde görev yapan Erdi bu karşılaşmada kulübede kalırken, bu karşılaşmada sağ bek olarak görev yapan Sarlija stopere kaydı.

İlk yarı

Fenerbahçe maçtaki ilk şutunu beşinci dakikada ceza sahasının dışından Pelkas ile çekti. Savunmadan topla net şekilde çıkılan bir atak başlangıcına sahne olan pozisyonda ceza sahasına da kalabalık bir şekilde giren Fenerbahçe’de dikkat çeken nokta atağın başında Valencia’nın konumuydu. Sezon başında sahaya genellikle çok geniş bir alanda yayılan ve özellikle geriden oyun kurarken merkezde rakiplerine oranla sayısal anlamda eksik kalan Fenerbahçe’de Kasımpaşa maçından itibaren bu durumun değişim göstermeye başladığını görmüştük. Pozisyonun devamında Pelkas uygun durumdaki Thiam’ı ya da savunma arkasına koşu yapan Valencia’yı görebilse atak daha tehlikeli bir duruma dönüşebilirmiş.

Yedinci dakikada gelişen atakta Ozan orta sahadan savunma hattına düşerek geride üçlü bir zincir oluştururken, Valencia’nın top almak için merkeze kayıyor ve Ekvadorlu oyuncunun boşalttığı alana Nazım koşu yapıyor. Serdar’ın bu pozisyonda attığı uzun pas isabetli olmasa da Fenerbahçe’nin savunmadan hücuma geçişlerdeki bu şekildeki çalışılmış organizasyonlarının ilerleyen haftalarda rayına oturacağını düşünüyorum.

12’inci dakikada gerçekleşen bu pozisyonda sağ kanatta görev yapan Valencia’nın merkeze kayması savunmacısı Atila’nın Valencia’yı takibiyle sonuçlanınca sağda boş alan Samatta bu boş alana koşu yaparak topla buluşuyor ancak faulle durduruluyor.

19’uncu dakikada yaşanan bu pozisyonda Ozan topu uygun durumdaki Samatta’ya aktarsa Tanzanyalı oyuncu kaleciyle karşı karşıya kalacaktı ama Ozan’ın tercihi Pelkas oldu. Ozan bu sezon 90 dakika başına 0.68 şut pası ve 2.18 ceza sahasına pas ortalamalarıyla oynuyor.

Maç eksiğinin de etkisiyle ne zaman hazır hale geleceği henüz netleşmese de Mesut Özil’in geçtiğimiz sezon Premier Lig’de 1.78 şutu pası ve 2.96 ceza sahasına pas ortalamalarıyla oynadığını düşünürsek, sarı-lacivertli takımın heyecan verici yeni transferinin bu noktada önemli bir fark yaratabileceğini düşünmemek elde değil.

Maçın ilk golü 29’uncu dakikada geldi. Golden önce Tisserand’ın uzun pas attığı bölgede iki Ankaragücü oyuncusuna karşılık iki Fenerbahçeli oyuncu olduğunu görüyoruz. Atağın devamında da topun olduğu bölgede rakiplerinden daha fazla olan Fenerbahçeli futbolcular bu avantajın da etkisiyle topu iyi kullanıyor ve rakip ceza sahasında 2v2 yakaladığı rakibi karşısında golü buluyor.

Golden önce etkili bir uzun pas atan Tisserand’a da ayrı bir parantez açmak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye kariyerinde en fazla isabetli pas yaptığı maçı oynayan deneyimli oyuncu karşılaşmayı 82/87 pas isabetiyle tamamladı.

Öte yandan maçı yüzde 57.5 topa sahip olma oranıyla tamamlayan Fenerbahçe’de bireysel topa sahip olma oranı yüzde 9.2 olan Tisserand’ın maç boyunca topa en fazla sahip olan isim olduğunu da belirtelim.

Fenerbahçe’nin ikinci golünde sezon başından beri sıklıkla ifade ettiğimiz bir duruma şahit olduk. Sarı-lacivertli takımın sezon başından bu yana oyun kurmakta zorlandığı bölümlerde, yazılarımızın bu konuya ilişkin bölümlerinde solak Gustavo’yu orta sahadan savunmanın soluna düşürmenin iyi bir seçenek olduğunu ifade etmiştik.

Fenerbahçe’nin bu karşılaşmada Ozan’ı sağdan, Gustavo’yu da soldan sık sık savunmaya düşürerek geriden üçlü olarak çıktığına şahit olduk. Her iki golün öncesinde de bu iki oyuncuyu savunma hattında üçlü bir zincir oluştururken gördük.

 

Bu durum Tisserand’ın topla buluştuğu bölgelere de yansırken, tecrübeli oyuncu birçok kez bir sol bek gibi sol kenarda topla buluştu. Bunda bu oyun anlayışının olduğu kadar Fenerbahçe’nin stoperlerini son haftalarda daha geniş alanda kullanmasının da rolünün olduğunu düşünüyorum.

Bu noktada haftalar ilerledikçe Fenerbahçe’nin organizasyon kalitesinin artmaya başladığını söylemek mümkün.

Öte yandan ikinci golde takımı üçüncü bölgeye taşıyan pası atan Ozan Tufan’ın maçı ileriye dönük 3/3 uzun pas isabetiyle tamamladığını belirtmekte de fayda var.

Maç boyunca yaptığı 528 pas tercihinin 56’sını uzun kullanan Fenerbahçe ortalama her 9,4 pastan birini uzun atarken, bu sarı-lacivertli takımın son haftalarda en az uzun pas tercihinde bulunduğu maç oldu.

Buna rağmen özellikle geriden oyun kurarken kaleci Altay’ın yine sık sık uzun pas tercihlerine başvurduğunu gördük. Genç kaleci maç boyunca 16 defa uzun pası tercih etti.

Fenerbahçe ilk yarının son dakikasında yine savunmadan net bir şekilde çıkarak önemli bir gol fırsatı yakaladı. Tisserand’ın baskıya rağmen topu iyi kullandığı pozisyonda merkezden topu taşıyan ve sol kanattan atağa katılmaya devam eden Gustavo’nun ceza sahasına çıkardığı topta iki takım arkadaşı bu ortaya dokunamadı.

Fenerbahçe bu hücumun neredeyse aynısını sezon öncesi Antalyaspor ile oynanan hazırlık maçında da uygulamış ve Thiam ile golü bulmuştu.

İkinci yarı

İlk yarıdaki oyun üstünlüğünü ikinci yarıya da yansıtan Fenerbahçe, 55’te  Nazım’ın sağdan bindirmesi ve Ozan’ın bu bölgeye attığı isabetli pasla bir gol şansı daha yakaladı. Nazım’ın pası sonrası ceza sahasına beş oyuncuyla giriş yapan Fenerbahçeli oyuncuların gol konusundaki iştahını ortaya koyan bu pozisyonda top filelerle buluşmadı. Fenerbahçe’de bu pozisyonda sağ kanattan atağa katılan Nazım Sangare karşılaşma boyunca rakip ceza sahasında beş kez topla buluşurken, bu alanda takım arkadaşı Valencia ile beraber maçın en iyisi oldu.

Maç boyunca rakip kaleye sekizi isabetli 17 şut çeken Fenerbahçe, Futbol Akademi Scouting (FAS) ekibinin hazırladığı gol olma ihtimali grafiğine göre maç boyunca beş defa yüzde 20 gol şansının üstüne çıkarken, Ankaragücü bunu hiç başaramadı.

Fenerbahçeli futbolcuların özellikle ikinci yarıdaki rahat oyununda Ankaragücü’nün verdiği çok sayıda büyük boşluğun da payı vardı.

Mbwana Samatta

Fenerbahçe’ye geldiği günden bu yana belki de en iyi performanslarından birini sahaya yansıtan Tanzanyalı golcü sakatlığının izlerini tamamen silmiş gibi göründü. Maç boyunca 24 ikili mücadeleye giren Samatta bunların 15’inden galip ayrılırken, 50 defa topla buluştu.

Rakiplerinden üç top çalan Samatta, girdiği sekiz kafa topu mücadelesinin tamamından galip ayrıldı ve sahada Fenerbahçe adına fark yaratan isimlerden biri oldu.  Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan Aksiyon Değeri(AD) metriğinde takımını gole en fazla yaklaştıran oyuncu olduğu görülen Samatta, özellikle ofansif katkısıyla öne çıktı.

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.