Beşiktaş Analizi | Beşiktaş 2-0 Galatasaray

Süper Lig’in 18. haftasında Beşiktaş evinde Galatasaray’ı ağırladı. Derbi öncesi oynadığı son 6 maçta 16 puan alan ve liderlik koltuğunda oturan Siyah Beyazlılar, bu maçtan da 2-0’lık galibiyetle ayrıldı. Mücadelede goller Josef ve N’Koudou’dan gelirken Sergen Yalçın da Beşiktaş’ın başında derbi kaybetmeme geleneğini sürdürdü. Bu sonuçla birlikte Sergen Hoca çıktığı 6. derbide 4. galibiyetini aldı.

Beşiktaş’ın derbi performansını global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğiz.

Ortalama pozisyonlar

Beşiktaş’ın ön alan baskısı yapma ve kontra atak konusunda ligin en iyi takımlarından biri olduğunu, büyük maçlarda başarılı olmasının 1. sebebinin de bu olduğunu hemen hemen her derbi yazımızda belirtiyoruz. Derbilerde topu rakibine vermek isteyen, önde basarak kaptığı toplarla rakibi dengesiz yakalamaya çalışan ve kontra atağa dayalı bir oyun planıyla çıkan Siyah Beyazlılar’ın hem Trabzonspor, hem de Fenerbahçe maçındaki galibiyetleri bu oyun planıyla gelmişti.

Bu maçta ise Beşiktaş, alışık olduğumuz derbi düzeninin dışında bir oyunla maça çıktı. Sergen, net bir şekilde favori çıktığı maçlarda tercih ettiği topa sahip olma oyununu oynadı.  Nitekim Hoca, gerek Oğuzhan, gerekse Montero – Necip’e göre çok daha iyi bir pasör – tercihleri ile topu bırakmayacağının sinyalini henüz maç başlamadan vermişti. Zira maç boyunca topa hakim olan, rakip yarı sahada oynamak isteyen bir Beşiktaş gördük ve Siyah Beyazlılar, Futbol Akademi Scouting (FAS) verilerine göre maç boyunca %56 topla oynayarak farklı bir oyunla da derbi kazanabileceğini gösterdi.

Oyunun kurulumu aşamasında yine klasik Beşiktaş şablonunu gördük. Josef stoperlerin arasına ya da yanına gelerek savunmayı üçledi ve Montero’yla beraber geriden topu yönlendiren oyuncu oldu. Bekler önde ve çizgiye yakın konumlanıp genişliği sağlarken kenar oyuncularının da iç koridorlarda pozisyon aldığını gördük. Atiba ise yine önceki maçlarda olduğu gibi savunma hattına nispeten yakın kalarak ekstra bir pas opsiyonu oluşturdu ve yardımcı bir role büründü.

Beşiktaş tarafına yazacağımız bir diğer artıysa Galatasaray’ın seçtiği oyundu. Taylan’ın yanına Etebo’yu koyarak savunma güvenliğini 1. plana alan Galatasaray, topu tamamen rakibine verip kendi yarı sahasında savunma yapmayı tercih etti. Rakibini 4-4-2 şeklinde kendi yarı sahasında karşılayan bir takım vardı.  Genel olarak derbilerde çıkarttığı cesur 11 ve oyun tercihleriyle bildiğimiz Fatih Terim, bu maçta ise nispeten muhafazakar bir oyun tercih etti. Bunu bir Terim eleştirisi olarak söylemiyorum, tabii ki her hoca maçın önemi, rakibin kalitesi gibi değişkenlere göre farklı maçlara farklı oyun planlarıyla başlayabilir. Ancak yine de Terim’in bildiğimiz derbi oyunundan taviz verip “temkinli” bir oyun tercih etmesi bana göre her hafta oyununun üstüne koyarak devam eden Beşiktaş’ın geldiği noktayı anlamamız açısından iyi bir gösterge.

Beşikaş hücumlarının ise genel olarak sağ kanat üzerinden şekillendiğini gördük. Bunda tabi ki Beşiktaş’ın ana oyun kurucusu olan Ghezzal’in sağ kenarda oynaması 1. faktördü. Ghezzal’in oyundan çıktığı 67. dakikaya kadarki Beşiktaş ataklarının %54’ü sağ kanattan geldi.

Siyah Beyazlılar’ın sağ kenarda Ghezzal-Atiba-Rosier üçlüsüyle, hatta zaman zaman Oğuzhan’ın da buraya gelmesiyle oluşan 4’lü yapıyla rakibine sayısal üstünlük sağlamaya çalıştığını gördük. Maça sol içte başlamasına rağmen saha içinde serbest bir rolde oynayan Oğuzhan, sık sık merkeze ve sağ içe geldi. Bu sayede Beşiktaş hem oyunun yıkıldığı sağ kenarda sayısal üstünlük elde etti, hem de oyunun yönünü değiştirdiği anlarda sol kenarda Rıdvan ve Larin’i rakipleriyle bire bir bırakma imkanı yakaladı.

Yukarıda Oğuzhan-Atiba-Ghezzal üçgeniyle yaratılan bir gol fırsatı görüyoruz. Aut atışıyla başlayan hücumda kurulan pas üçgeniyle Galatasaray orta sahası oyundan düşürülüyor. Bu esnada Larin ve Rıdvan ise tersten ceza sahası koşularını yapıyor, ekstra olarak Rıdvan tamamen demarke durumda. Burada Marcao, Oğuzhan’ın pasına son anda müdahele etmese Aboubakar çok daha rahat bir şekilde topla buluşacak ve muhtemelen tersten bomboş ceza sahasına giren Rıdvan’a pas atabilecekti.

Oğuzhan’ın topla buluşma haritası da oyuncunun rolünü bizlere gösteriyor. Kağıt üstünde sol içte maça başlayan Oğuzhan, buna karşın her iki kanatta da hemen hemen eşit sayıda topla buluşmuş.

Beşiktaş’ın hücum planında gerek Larin, gerekse Ghezzal’in – farklı rollere sahip olsalar da – içe kat ettiğini ve bu oyuncuların kat etmesiyle kenarlarda oluşan boşlukları orta saha oyuncularının işlediğini hemen hemen her yazımızda belirtiyoruz. Bu maçta da Oğuzhan’ın özellikle sol içte bulunduğu anlardaki görevi, Larin’in yarattığı boş alanları doldurmaktı. Oğuzhan bu maçta alışık olduğumuz profilinden farklı bir rolde oynadı.

Burada da biraz önce bahsettiğimiz gibi Oğuzhan’ın ters kanata gitmesiyle Rıdvan’a çizgide yaratılan bire bir imkanını görüyoruz.

Josef’in stoperlerin arasına girmesiyle arkadaki klasik 3’lü kurgu oluşturulmuş, Atiba ise sağ kenarda destek rolünde. Oğuzhan’ın sağ içe gelmesi ve Larin’in iç koridorda konumlanmasıyla da birlikte sol kenarda Rıdvan için gerekli bire bir imkanı sağlanmış. Vida’nın topu Montero’ya oynamasıyla birlikte oyunun yönü değişiyor ve İspanyol stoperin derin pasıyla Beşiktaş bir gol fırsatı yakalıyor.

Bu pozisyon, yazının başında bahsettiğimiz Montero’nun pasörlüğüne dair de güzel bir örnek. Beşiktaş stoperleri arasında bu işi yapabilen iki oyuncudan biri – Welinton’la birlikte – Montero. Dolayısıyla Welinton’un yokluğunda Montero’nun savunmaya monte edilmesi Beşiktaş’ı oyunun kurulumu açısından fazlasıyla rahatlattı.

Topun rakibe geçtiği anlarda ise yoğun bir ön alan baskısı yapan ve rakibine rahat oyun kurdurmak istemeyen bir Beşiktaş vardı. Oğuzhan’ın, Aboubakar’a yaklaşmasıyla 4-4-2 şeklinde yerleşen Siyah Beyazlılar, Taylan ve Marcao’ya baskı yaparak Galatasaray’ı Luyindama üzerinden oynamaya yönlendirdi.

Topun kaybedildiği noktada yapılan baskıya yönelik iki farklı örnek. Maçın 0-0 gittiği bölümde Beşiktaş zaman zaman bu baskıyla pozisyona girme şansı yakaladı. Yukarıda da bu şekilde elde edilen 2 fırsat görüyoruz.

N’Koudou’nun oyuna girmesiyle Beşiktaş’ın hücum çeşitliliğinin de arttığını gördük. Öncelikle ben N’Koudou’nun iyi bir karar verici olduğunu düşünmüyorum. Fransız futbolcu her ne kadar zaman zaman bireysel yeteneği ve dripling becerisiyle fark yaratsa da, karar mekanizmasının zayıf olması sebebiyle N’Koudou üzerinden gerçekleşen set hücumları verimli olmuyor. Fakat bu tip sıkışan maçlarda oyuncuyu sahaya atmak, hem rakibin alıştığı savunma düzenini bozuyor, hem de Beşiktaş’ın hücum yelpazesini genişletiyor.

Yukarıdaki pozsiyonda da gördüğümüz gibi kanat forvet Larin’in aksine tipik bir kenar oyuncusu olan N’Koudou çizgide oyunu genişletiyor. Topu almasıyla birlikte Luyindama oyuncuya baskıya gelince iç koridorda oluşan boşluğa Atiba hareketleniyor ve Beşiktaş rakip ceza sahasına inmeyi başarıyor.

Beşiktaş neden pozisyona giremedi?

Beşiktaş’ın maçın 1-0’a geldiği dakikaya kadar çok net gol fırsatları yakalayamadığını görmüştük. Ancak ben Beşiktaş’ın iyi bir oyun oynadığını ve fırsat bulamama sebebinin de Siyah Beyazlılar’ın oyunundan çok tercih hatalarından kaynaklandığını düşünüyorum.

Beşiktaş’ın hücum performansını Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan dakika başına maksimum gol ihtimali grafiğinde de görebiliyoruz. Öncelikle dakika başına gol ihtimalinin %20 üzerine çıktığı anları çok net pozisyonlar, %10-20 arasında kaldığı anlarıysa iyi fırsatlar olarak değerlendirebiliriz, bunu belirtmekte fayda var.

Dolayısıyla maç içi gözlemimle bu veriyi bir araya getirdiğimizde de Beşiktaş’taki asıl sorunun tercih hataları olduğunu söyleyebilirim. Yazı boyunca paylaştığımız maç içi görüntülerde de son tercihlerdeki hatalar sebebiyle pozisyona dönüşmeyen birkaç fırsat görmüştük. FAS grafiğine göre de Beşiktaş, öne geçtiği 79. dakikaya kadar 6 farklı sekansta gol ihtimalini %10’un üzerine çıkarmış. Ancak bunlardan sadece bir tanesini – Marcao’nun hatalı geri pasıyla Larin’in girdiği pozisyon – net gol şansı olarak adlandırabiliyoruz. Beşiktaş’ın gol fırsatı yakalayabileceği diğer anlardaysa yapılan tercih hataları belirleyici oldu.

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.