Arteta’nın son kurşunları | Arsenal 3-1 Chelsea

Emirates Stadium’da Premier League’in geleneksel Boxing Day yoğun maç trafiğinde Arsenal Lampard’ın Chelsea’sini konuk etti. Maç öncesi ligde 14 puanla 15. sırada bulunan ve son 10 maçta sadece 1 maç kazanabilen ev sahibinde Arteta için tehlike çanları çalmaya başlamıştı. Bu maçta mükemmel oynamasalar da rakibini kısıtlamayı ve 3 puan almayı başaran ev sahibi derin bir nefes aldı. Konuk ekip açısındansa müthiş geçen yaz transfer döneminden sonra Lampard’ın ortaya koyduğu oyun bir kez daha hayal kırıklığına neden oldu. Londra derbisini global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğim.

Ortalama pozisyonlar ve kadrolar

Ev sahibi ekipte savunma Tierney-Mari-Holding-Bellerin hattından oluşurken önlerinde Elneny ve Xhaka iki pivot olarak oynadı. Sağ kanatta bu maçta Arteta Saka’ya forma şansı verirken sol tarafta 19 yaşındaki genç Brezilyalı Martinelli’yi oynattı. İleri uçta Lacazette tek başına gol ararken hemen arkasında 20 yaşındaki İngiliz Smith Rowe ona yardımcı oldu.

Lampard ise tandemde Silva-Zouma ikilisini oynatırken beklerde Chilwell ve kötü bir maç geçiren James’e şans verdi. Orta saha üçlüsü olarak Kante, Kovaicic ve Mount oynarken ileride Abraham-Pulusic-Werner üçlüsü ile konuk ekip gol aradı.

İlk yarı ve ana planlar

Arteta 4-2-3-1 dizilişi ile sahaya yayılırken, son maçtan 6 değişik isimi tercih etti. Rowe ve Martinelli gibi genç isimlerle dinamizmini arttıran ev sahibi ekip üretken olamasa da bloklar arasını sıkı tutup rakibine boş alan vermemeyi başardı. Geriden oyun kurarken ise Elneny’nin savunma arasına yada görseldeki gibi sağ tarafa doğru inmesi ile 3’lü bir yapı ve onlara yaklaşan Xhaka ile 3-1-3-3 yada 3-1-4-2 şeklinde oyun kurdu. Özellikle kaleci Leno ile oyun kurarken genelde uzun top kullanmayı tercih eden konuk ekipte daha çok ikinci toplar doğru pozisyon alarak kazanıldı ve ataklar bu şekilde gerçekleşti. Geriden oyun kurarken zaman zaman Elneny tehlikeli top kayıpları yapsa da Chelsea’ye karşı oyun kurmakta zorlanmadılar. Ortalama pozisyonlar görselinde görüldüğü gibi Tierney daha çok ön alanda topla buluşurken bu kanadı Martinelli ile iyi işlediler. Maçın kilidini açan penaltı golünde de atak bu alandan gelişti.

Ev sahibi rakibi karşılarken ise 4-4-1-1 yada 4-4-2 şeklinde sahaya yayıldı ve bloklar arsı mesafeyi dengeli tutup rakibine merkezde alan vermedi. Rakip stoperlere agresif şekilde baskı yapmayan Arteta’nın öğrencileri, genelde Lacazette topu alan stoperi karşılarken, Rowe Kante’yle bire bir oynayıp pas almasını ve doğal olarak Chelsea’nin sağlıklı oyun kurmasını engelledi. Bu esnada Arsenal orta saha bloğu da onlara yakın durarak rakibe sağlıklı pas imkanı vermedi. Top ayağında olan stoper diğer partnerine pas attığında ise Rowe onu karşılamaya çıktı. Onun marke ettiği Kante’yi ise Lacazette derine kayarak engelledi. Bu şekilde istediği gibi atakları olgunlaştıramayan konuk ekip kanatlara oyunu sıkıştırdı ve rakip yarı sahaya ve 3. bölgeye geçmekte zorlandı.

Konuk ekip ise 4-3-3 şeklinde sahaya yayıldı. 6 numara pozisyonunda oynayan Kante yukarıda anlattığımız sebeplerden dolayı pasifize edildi. Werner ve Pulusic iç koridorlarda konumlanırken topu bu alana taşımakta zorlandılar. Genelde gelişen ataklar Abraham’ın kendisine atılan uzun pasları servis etmesiyle gelişti. Rakibi sınırlandırmak adına da ön alana yapılan baskılarda arkadaki blokların organize şekilde gelmemesi Arsenal’in çok rahat topla çıkmasına neden oldu. Yukarıdaki pozisyonda gördüğümüz gibi Abraham ve Pulusic stoperlere baskıya gittiğinde orta alan bloğun onlara yaklaşmaması bomboş bir alan yaratıyor ve tek pasla rahatça bu baskı kırılıyor. Devamında Saka’nın rahatça topla birlikte dönüp Bellerin’i topla buluşturmasından sonra gelişen atak 2. gole sebebiyet veriyor. Burada organizasyon bozukluğunu net bir şekilde görebiliyoruz. Lampard’ın antrenmanlarda artık bazı şeyleri oturtması gerekiyor. Kuzey Londra temsilcisi ne yazık ki hala belli bir oyun anlayışını sahada sergileyemiyor.

Bu görselde de görüldüğü gibi geriden oyun kurarken bazı sekanslarda iki stoperin iç koridorlara açıldığını görüyoruz. Ceza sahasına yaklaşan iki pivot, pas opsiyonu oluştururken Chelsea’de Werner ve Pulusic mecburen bekler ve stoperler arasında belli bir mesafede kalmak zorunda kaldı. Bu anlarda görüldüğü gibi Werner’in stopere yaklaştığı anda uzun pasla Bellerin topla buluşturulup baskı rahatça kırıldı. Ancak genelde Leno uzun top kullanmayı ve topu kalesinden olduğunca uzak tutmayı tercih etti. Bu karşılaşmada Pep Guardiola eklolünden gelen Arteta topu bariz bir şekilde rakibe bırakarak pragmatist bir maç odaklı anlayış benimsedi. Bu anlayış Chelsea gibi bir takıma karşı başarılı sonuç almayı başarsa da ligin devamı için Arteta’nın ne yapacağı hala merak konusu.

İkinci yarı

İkinci yarıda etkisiz kalan Werner ve Kovacic’i kenara alan Lampard oyuna Jorginho ve Odoi’yi aldı. Görseldeki gibi bu dakikadan sonra regista rolüne Jorginho geçti ve pas kalitesiyle geriden oyun kurma problemini çözmeye çalıştı. Ancak 56. dakikada Saka’nın attığı akıl almaz golden sonra takımın direnci iyice düştü. Yukarıda Odoi’nin oyuna girdikten sonraki pas haritasını görüyoruz. Werner oyundan çıkınca Pulusic sola kanata geçerken sağ kanat Odoi’ye emanet edildi. Gözle görülür şekilde bu alanda hareketlilik getiren Odoi, Tierney’e zor anlar yaşattı. Bu alanda 2 kilit pas atıp bir de asist yaptı. Bu oyunu ile Tierney’in verdiği hücum desteği de minimuma indi ve Arsenal yarı sahasına hapsolmaya başladı.

Görseldeki gibi ikinci yarıda Jorginho baskıdan çıkmak için stoperlerin arasına girdiğinde Mount yada Kante onlara yaklaştı ve Arsenal gibi onlarda oyun kurarken 3-1-5-1 yada 3-1-4-2 şekline geriden oyun kurdu. Ama skoru alan Arsenal geride kompakt kalmayı ve her oyuncunun yüksek özveriyle oynamasıyla fazla alan şansı vermedi. Chelsea daha çok kanat organizasyonları ile rakip ceza sahasına girmeye çalıştı. Maç boyunca %23,5 başarı oranıyla 34 orta yaptı. Attıkları tek gol ve kazandıkları penaltı da bu organizasyonlar sonucunda oluştu. Bu konuda Arsenal savunması bu maçta da SOS vermeye devam etti. İkinci yarıda skoru alan Arsenal tamamen topu rakibe verip kazandığı topları genelde hızlı geçiş oyunlarıyla değerlendirmeye çalıştı. Yukarıda pas haritasında da görüleceği üzere, ev sahibinde sürekli dikine ve hata oranı yüksek paslar tercih edilmiş.

Yukarıda atılan progresif paslarda da Chelsea’nin atakları daha çok kanatlardan olgunlaştırdığını görebiliyoruz. Arsenal ise daha çok uzun metrajlı paslarla merkezden ataklarını geliştirdiğini görüyoruz. Lampard’ın yenilenen kadroda bazı sıkıntılar yaşaması olağan. Ancak hala bazı temel prensipleri oturtamaması kendisi adına büyük soru işareti. Antrenman kalitesi ve taktik yapıda büyük problemler olduğu aşikar. Kazandıkları çoğu maçta da kalite ile gelen goller takımı nereye kadar taşıyacak göreceğiz.

Bu karşılaşmada Arsenal kazanmış olsa da genelde topsuz oyunda daha iyi oynadıklarını söylemeliyiz. Kaleyi bulan 7 isabetli şutlarına yalnızca 1,94 gol beklentisi ürettiler. Bunun içinde de penaltı olduğunu düşünürsek üretkenlik konusunda sıkıntıların olduğunu söyleyebiliriz. Skoru almalarına rağmen rakiplerine 3 isabetli şut ve 2,25 gol beklentisi ürettirdiler. Arteta maç sonunda bu umarım bizim için dönüm noktası olacak dedi ancak skor dışında çoğu şey iyi ışık vermiyor. Bu skor belki bir özgüven katacaktır ancak Arteta’nın düzeltmesi gereken bir çok problem hala devam ediyor. Oyuncu tercihlerinin özellikle topsuz oyunda ve dinamizm açısında seviye atlattırdığını söyleyebiliriz. Ancak pas kalitesini ve kapalı savunmalara karşı üretkenlik problemini aşmaları gerekiyor. Açıkçası şahsi fikrim Arteta için çanlar hala çalmaya devam ediyor ve koltuğu önümüzdeki haftalar boyunca da sallantıda kalacak gibi…

İstatistik: Maçkolik

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.