Analiz | Tottenham 2-0 Arsenal

Pazar akşamı İngiltere Premier ligde futbol severlerin merakla beklediği Kuzey Londra derbisi 19:30’da Tottenham Hotspur Stadium’da başladı. Jose Mourinho bu maçta da, 2 hafta öncesinde Arteta’nın eski hocasına karşı kazandığı 2-0’lık tarifeden uyguladı. Şampiyonluk için lige iddialı bir giriş yapan Tottenham 3 maçlık City-Chelsea-Arsenal virajını gol yemeden ve 7 puan alarak geçti. Şampiyonluk adına konuşmak için çok erken olsa da rakiplerinin sallantıda olduğu bu periyottaki formları onlara büyük avantaj sağlayacak gibi görülüyor.

Kuzey Londra derbisini  global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play  yazılımı ile birlikte analiz edeceğim.

Ortalama pozisyonlar ve kadrolar

Ev sahibinde savunma Reguilon-Dier-Alderweireld-Aurier hattından oluşurken önlerinde Hojbjerg ve Sisokko defansif orta saha ikilisi ile Mourinho rakibine geçilmez bir duvar ördü. Kanatlarda Son ve Bergwijn’e şans veren Portekizli teknik adam ileri uçta Kane, onun hemen arkasında Celso’yu oynattı.

Arteta ise bu maçta kısmen asimetrik 3-4-3 zaman zaman ise 4-2-3-1 şeklinde sahaya yayılarak oynadı. İspanyol teknik adam savunmada Holding ve Gabriel’i oynatırken Tierney zaman zaman sol stoper, top oyundayken ise sol bek olarak oynadı. Saka sol kanat beki olarak oynarken hücuma Tierney katıldığında mekeze doğru kaydı. Sağ kanat beki olarak Bellerin, çift pivot olarak ise Xhaka ve Thomasforma şansı buldu. İleri uçta ise Aubameyang, Lacazette ve Willian ile konuk ekip gol aradı.

İlk yarı ve ana planlar

Arsenal geriden oyun kurarken 3-3-4 yada 3-2-5 şeklinde genişlerken Mourinho öğrencilerini sahada 4-4-2 dizilişinde savunmak için konumlandırdı. Çoğunlukla stoper ikilisi dar kalırken Xhaka geriden oyun kurmak adına sol bölgeye gelerek top aldı. Önde ki iki isimle çift pivota top aldırtmayan ev sahibi ekip rakibin atak gelişimini bu şekilde kısıtladı. Geriden oyun kurarken Mourinho’nun öğrencileri ise rakibi üstlerine çekebilmek ve çok üst düzey yaptıkları hızlı geçiş oyunlarına müsait alanları yaratabilmek için stoperlerini geride topla buluşturdu. 2-4-4 şeklinde geriden oyun kuran ev sahibi ekip daha çok dikine paslarla direk hücum aksiyonlarında bulundular.

Merkezi maç boyunca çok iyi kapatan Tottenham rakibini sürekli bir kanattan diğerine top dolaştırmak zorunda bıraktı. Xhaka ve Thomas ilk yarı boyunca 6’lı bir yapının içinde tutularak pasifize edildi. Çoğunlukla bu girdaptan çıkmak için Xhaka sol bek bölgesine gelip top aldı. Bu tamamen Mourinho’nun isteyeceği bir durumdu. Bu şekilde pas kanalları kenar bölgelerden daha rahat tıkandı ve sürekli rakip yana pas atmaya zorlandı. Maç boyunca ev sahibi %30,2 topla oynarken Gabriel-Xhaka-Holding 3lüsü toplamda %29,5 topla oynadı. Bu topla oynamalarda tamamen bilinçli şekilde kaleden uzakta yapılmasına izin verilen aksiyonlardı. Yukarıdaki görselde hem sağ  hem sol kanattan gerçekleştirmeye çalışılan hücum organizasyonlarını görüyoruz. İkisinde de ev sahibi ekip disiplinli bir şekilde kaymalar yaparak bölgede sayısal üstünlük oluşturuyor ve penetrasyonu engelliyor. Sonrasında Arsenal mecburen geri oynamak zorunda kalıyor. Bölgeye atılan paslarda ise agresif şekilde baskı yapılıp rakip atak püskürtülmüş oluyor.

Arteta’nın öğrencileri bu maçta toplam 632 pas yaptı. Ama yukarıda görüldüğü gibi neredeyse tümü yatay ve tehlike yaratmayan paslardı. Maç boyunca Arsenal seyircilere yukarıdaki görseldeki gibi sürekli yana ve geriye yapılan paslar izletti. Bu konuda da Mourinho’nun öğrencilerinin yüksek disiplinde ne kadar başarılı şekilde merkezi koruduklarını da görebiliyoruz. Takım halinde hareket edip dar ve kısa kalmayı başaran ev sahibi topa göre pozisyon alıp pas opsiyonlarını tıkadı. Atakları kendi istedikleri tehlikesiz bölgelere yönlendirdi.

Tottenham Mourinho yönetiminde bu sene top rakipteyken ne kadar tehlikeli bir takım olduğunu defalarca gösterdi. Atılan 2 golün benzerlerini daha önceki maçlarda da bize izlettiler. Görseldeki gibi ilk golde derine gelen Kane, Son ve Bergwijn’e alan yarattı. Son bulduğu boş alanı 13. dakikadaki pozisyonda çok iyi değerlendirirken, görselde görüldüğü gibi savunma da adam paylaşımı hatası yapınca önü açılan Son 30 metreden şapka çıkarılacak bir gol attı ve takımını 1-0 öne geçirdi. 2. golde de yine kendi 1.bölgesinden hızla çıkan Tottenham rakibini 4v2 pozisyonda yakaladı. Son ceza sahasında topla buluştuğunda 3 takım arkadaşına da %100 gol pozisyonu yaratacak opsiyonlara sahipti. Tercihini Kane’den yana kullandı. Savunmaya geçişte sorun yaşayan konuk ekip eksik yakalanınca Kane cezayı kesti ve skoru tayin etti.

İkinci yarı

İkinci yarıda Cabellos ile Arteta geriden oyun kurma problemini çözmeye çalıştı ancak yeteri kadar rakip kalede şans yaratamadılar. Toplam 44 orta yapan konuk ekip bu ortalarında bir çok kısmını 2. yarıda yaptı. Skoru alan “Special one” ikinci yarı iyice geriye yaslandı ve rakibin çaresiz gol atma çırpınışlarını engelledi.

İkinci devrede tamamen tek kale oynanmaya başlanan karşılaşmada ev sahibi ekip şut atma şansı bile bulamadı. Ancak bu Mourinho için çok kötü bir sonuç değildi. Atması gereken golleri zaten ilk yarıda bulmuştu. Geride pozisyon algısı yüksek şekilde bekleyip hızlı ataklarla rakip yarı sahada gol aramaya çalıştılar. Yukarıdaki pas haritasına baktığımızda 2. yarıdaki Tottenham paslarının neredeyse tamamı riskli ve dikine atılan paslar. Mourinho topa sahip olmakla hiç ilgilenmeyip oyuncularından çabuk geçiş hücumları istediğini grafikten anlayabiliyoruz

Görseldeki gibi Sisokko ve Hojbjerg’in savunma hattına girmesi ile ikinci yarıda tamamen derinde rakibini bekleyen 6-2-2 formasyonunda bir Tottenham izledik. Mourinho’nun kendi değimiyle kalenin önüne otobüsü çektiğini söyleyebiliriz. Konuk ekip ise bütün riskleri alıp kanat bekleriyle hücum hattını 6’lıyarak 2-2-6 şeklinde sahaya yayıldı ve bu sayede birebir eşleşmeler daha kolay oldu. Kanattan gelen ortalarda 3 pozisyonda tehlike yaratmayı başaran konuk ekip bu ataklardan da sonuç alamayınca sahadan 2-0’lık yenilgiyle ayrıldı.

Değerlendirme ve veriler

Atak yönlerine bakıldığında Tottenham’ın merkezi başarılı bir şekilde kapattığını ve bu alandan rakibine şans vermediğini görebiliyoruz. Aynı şekilde kendisi de merkezden ziyade Kane’in derine inmesi ile az sayıdaki atağını kanatlardan gerçekleştirdi. Arsenal topa bu denli hükmetmesi ve 44 orta yapmasına karşın sadece 0.6 gol beklentisi yaratıp ve 2 isabetli şut atabildi. Tottenham kendi alanında ortalama 5.1 pas zinciri yapabilirken rakibinde bu rakam 19,75’di. Bu veriler normal bir maçta Arsenal’in çok iyi pres yaptığını ve rakibine pas imkanı vermediği izlenimi verebilir. Gerçekte bu PPDA verilerinin sebebi tamamen Tottenham’ın oyun tercihi. Geride pas yapmak yerine dikine riskli paslar deneyen ev sahibi %67,4 gibi çok düşük başarı yüzdesi ile oynadı.

Mikel Arteta elinde rakiplerine göre çok iyi bir kadro olmasa da lig başlangıcı için güzel bir futbol ve sistem oturtmuştu. Rakibin ön alan baskısını gelen beklerle kırıp rakibini açık alanda Aubameyang ile cezalandıran Kuzey Londra ekibi orta yada derin blokta bekleyen rakiplerine karşı aynı etkinliği gösteremedi. Kapanan rakiplere karşı pozisyon yaratmakta güçlük çeken Arsenal’de Arteta’nın halletmesi gereken çok sayıda problem duruyor.

Jose Morinho ise son 3 maçta çok başarılı 3 top altı maçı çıkararak yoluna emin adımlarla devam etti. Bu maçta kusursuz savunma futbolu oynayan ev sahibinde erken bulunan gol işi daha da kolaylaştırdı. Tottenham için 0-0 ve önde oldukları anlardaki performansları etkileyici ancak geriye düştükleri ve kendilerini derinde bekleyen takımlara karşı bu kadar etkili olamadıkları da aşikar. Şu an bir hava yakalandı ve oyuncular üst düzey performanslar gösteriyor ancak sıklaşan maç trafiğinde dalgalanan performanslara ve Mourinho’ya karşı geliştirilen antitezlere karşı Portekizlinin nasıl reaksiyon vereceği merak konusu.

İstatistik: Maçkolik

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.