Oynadığı son 5 maçta mağlubiyet görmeyen Galatasaray Süper Lig’in 11.haftasında sahasında covid vakaları ve milli aralar yüzünden bir türlü maç ritmini tutturamayan Hatayspor’u konuk etti. Aynı gün öğle saatlerinde Alanyaspor’un mağlup olmasıyla liderliğe ortak olma şansını geri çevirmeyen sarı-kırmızılı ekip karşılaşmadan 3-0 galip ayrılarak (önümüzdeki haftayı da bay geçecek olmasıyla) iki haftalık araya moralli girdi.
Galatasaray’ın bu galibiyetini global iş ortağımız Metrica Sports‘un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğim.
İlk 11’ler ve ortalama pozisyonları
Karşılaşmaya Muslera, Omar, Luyindama, Saracchi, Belhanda, Arda, Babel, Falcao gibi ideal 11’inden birçok eksikle çıkmak durumunda olan sarı-kırmızılılarda Kayseri ve Rize maçlarının iyi futbol oynayan 11’i bozulmadı. Okan’ın yokluğunda kale yeniden Fatih’e emanet edilirken savunma hattı eksikler sebebiyle Linnes-Donk-Marcao-Emre Taşdemir 4’lüsüyle kuruldu. Bu 4’lünün önünde takımı adına sezonun en istikrarlısı Taylan Antalyalı yer alırken kanat orjinli iki isim, Feghouli ve Emre Kılınç sağ ve sol iç pozisyonlarında yer aldı. Kanatlardaysa Emre Akbaba ve Oğulcan yer alırken iki isim de maç boyunca çizgiden uzakta, iç bölgelerde pozisyon alıp adeta takımın tek forveti olan Diagne’nin yanında yardımcı forvet gibi mücadele ettiler.
İlk devre
Konuk Hatayspor orta sahada ikimücadeleci isim olan Sackey ile Aabid ve önlerinde de Traore şeklinde 4-2-3-1 dizilerek oyunu kendi yarı sahasında kabul eden bir görüntüyle başladı. Orta sahada rakibi bozan diye tabir edebileceğimiz bu ikiliyi kullanmaktaki asıl amaç Galatasaray’ın Taylan, Feghouli ve Emre Kılınç ile başlattığı merkez hücumlarında eşleşme kolaylığı yakalamaktı. Sarı kırmızılıların oyunu genişletmekte kullandığı iki bekinin arkada bıraktığı boşlukları da iyi analiz etmiş olan Ömer Erdoğan’ın öğrencileri devre boyunca kazandıkları toplarla çabuk bir şekilde arkada bırakılan bu boşlukları değerlendirmeyi amaçladı. Akintola ile zaman zaman fırsatlar yakalansa da final paslarında başarı sağlanamayınca ataklar sonuçlanamadı.
Galatasaray ise son iki haftada oynadığı oyunu sürdürme gayretindeydi. Ayağa kısa paslarla rakip sahaya yerleşerek merkez oyuncularının kreatifliğinden yararlanan sarı kırmızılı ekip beklerini de ön bölgede konumlandırıp oyuna genişlik kattı. Sol kanattan Emre Taşdemir’in bindirmelerine savunucusu Selim Ilgaz yeteri kadar karşılık veremeyince devre boyunca 30 kez topla buluşan Emre bunların 20’sini rakip yarı sahada gerçekleştirdi. Böylesine etkili kullanılan kanattan gol üretilememesinin en büyük nedeni de Emre’nin final tercihleriydi. Topla her buluştuğunda kafasını kaldırmak yerine önündeki boşluğu kat etmekte inat eden Emre yukarıdaki videoda olduğu gibi adaşı Akbabayla biraz uyum sağlasa skor daha erken bulunabilirdi.
Ters kanattaysa Emre Akbaba’nın aksine Oğulcan çizgiye daha yakın oynayınca Linnesle daha sıkı bağlantı içindeydi. Feghouli-Oğulcan-Linnes üçgenine zaman zaman Emre Kılınç da eklenip pas trafiği hızlanınca boş alan fırsatları doğdu. Emre’nin aksine Linnes daha ayağına gelen topları daha akıllı kullansa da taraftarın gözü Mariano’yu aramıştır eminim ki. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi birkaç pozisyonda final tercihlerinde hatalar yaptı.
Geriden oyun kurulurken Taylan’ın stoperlere yaklaşması ve beklerin ileri çıkmasıyla bir anlamda 3-4-3’e dönen formasyon zaman zaman Taylan’ın ve beklerin bir ön hatta konumlanmasıyla 2-3-5’e bile evrildi. Orta ikilinin de Feghouli ve Emre Kılınç gibi teknik kapasitesi yüksek iki isim olması Galatasaray’a bir başka hücum varyasyonu daha sağlamış oldu. Yukarıda da Feghouli’nin harika pasıyla başlayıp Diagne’nin pasın güzelliği kadar kötü vuruşuyla noktalanan hücum mevcut.
Sivas maçının forveti Babel’e nazaran çok daha stabil bir forvet olup Galatasaray’ın bu oyununa uyum sağlamakta zorlanan (nasıl bir oyuna uyum sağlar onu da bilemiyorum) Diagne’ye Emre Akbaba’nın maç boyunca yakın oynaması defans hattını bozmak açısından kıymetli bir hamleydi. Yukarıdaki örnekte de Emre Akbaba’nın çizgiye taşıdığı stoperin yarattığı boşluğa koşu atmayan Diagne’yi ve hemen ardından doğru koşuyu atmasına rağmen pası alamayan Oğulcan’ı görüyoruz.
İkinci devre
Hatayspor teknik direktörü Ömer Erdoğan ilk yarı oynanan etkisiz oyundan ve skordan memnun kalmamış olacak ki ikinci yarıya oyun planında değişiklikler yaparak çıktı. İlk devrenin aksine rakibe önde basarak rahat pas imkanı tanımayan ve savunma hattını da daha önde kurarak oyunu sıkıştıran Akdeniz ekibi kazandığı toplarla oyun üstünlüğünü ele geçirdi. Top kendilerindeyken etkili fakat topsuz oyunda da savunma zaafları bulunan Galatasaray orta sahasını çabuk geçmeyi başaran Hatay ekibi 3.bölgede teknik kapasitesi yüksek bir yaratıcı oyuncuya ihtiyaç duyuyordu. Bu ihtiyaç için oyuna alınan Gökhan Karadeniz bir kıpırdanma yaratsa da bulunan pozisyonlardan skor üretilemedi. Gökhan’ın takımını 10 kişi bırakmasından sonraysa gardını aşağı indiren Ömer hocanın öğrencileri mağlubiyeti kabullenmiş oldu.
Hatay’ın bu baskısıyla bir süre kendi yarı sahasına mahkum olan Galatasaray’daysa eldeki kadronun zaafları ortaya çıktı. Oyun rakip yarı alana yıkıldığında dar alanda kısa pas oyununda hünerlerini kolayca sergileyen ileri hat, Hatay ekibinin savunma arkasında bıraktığı büyük boşluklardaysa aynı performansı sergileyemedi. Kazanılan toplarda oyunu genişletemeyerek yeniden kaybeden ve böylece baskıyı kıramayan sarı kırmızılılarda sprinter bir oyuncu eksikliği hissedildi. Fatih Terim de benzer düşünceyle ilk değişikliğini Sekidika’yı oyuna olarak yaptı fakat genç oyuncu maç boyunca istenilen performansı sergileyemedi.
Hatayspor’un baskısı bir noktadan sonra öyle bir hale büründü ki maç boyu pas oyunu oynamaya çalışan Galatasaray panik halinde topu ileri vurmaya başladı. Buna karşın Fatih hocadan Ömer ve Eteboyla orta saha direncini arttırıp skoru koruma hamlesi geldi. Zamanlama olarak Kayseri maçından ders çıkarılmış olacak ki bu değişiklikler dakika 80’de yapıldı. Hemen ardından rakibin 10 kişi kalmasıyla da bir anlamda karşılaşma sona ermiş oldu.
Maç sonu
Birçok eksiğine rağmen Galatasaray ligde oyunu en oturmuş takımlardan biri olarak göze çarpıyor. Bu sistem içerisine Belhanda Arda Falcao gibi daha kaliteli ayaklarda eklenince oyunun baskınlığı daha da artabilir. Fakat bu oyunun da en büyük handikabı topu kazanamama noktası. Zira bu maçta özellikle 55-80 arası top hakimiyeti Hatay’dayken istenilen oyun oynanamadı. Bunu çözmenin yollarından biri en basit tabirle topu vermemek. Gerekirse kaleciyi de bir libero gibi kullanarak pas opsiyonlarını çoğaltıp rakibin hatlarını açmak ve bulunan boşluklarla farkı arttırmak. Bir diğer yöntemse bu tip durumlarda oyunu değiştirmek olabilir. Devre arası yapılacak sprinter bir kanat (Sıkça konuşulan Onyekuru gibi) takviyesiyle bu baskıları kırmak kolaylaşabilir.
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.