Milli ara sonrası bir çok as oyuncusundan eksik Galatasaray ile Teknik adam değişikliğine giden Kayserispor pazartesi akşamı Ali Sami Yen spor kompleksinde karşı karşıya geldi. Maçı tamamen domine eden Fatih Terim’in öğrencileri rakibin tek isabetli şutunda gelen gole engel olamadı ve bir puanla yetinmek zorunda kaldılar.
Ortalama pozisyonlar ve kadrolar
Galatasaray da 3 maç aradan sonra Fatih Öztürk kaleyi korurken önünde Donk-Marcao ikilisi oynadı. Omarı’ın yokluğunda sağ bek pozisyonunda Linnes oynarken solda Saracchi görev aldı. Savunma önünde tek pivot olarak her zamanki gibi Taylan başarılı bir maç daha çıkardı. Orta sahada merkezde Feghouli ve Emre Kılınç, kanatlarda ise Emre Akbaba ve Oğulcan Çağlayan oynadı. İlerde tek forvet Diagne en önemli gol silahı olarak sahadaydı.
Kayserispor’da Samet Aybaba kalede Lung beklerde ise Yasir-Kvrzic ikilisine forma şansı verdi. Stoper ikilisi olarak da tecrübeli çalıştırıcı Sapunaru ve Kolovestsios’ı oynattı. Orta saha hattı Muğdat-Campanharo-Attamah-Lennon dörtlüsünden oluşurken önlerinde Fernandes oynadı. Tek forvet olarak maçın en etkisiz isimlerinden Alibec görev aldı.
Ortalama pozisyonlara baktığımızda da ev sahibinin oyunu ne kadar rakip yarı sahaya yığdığını konuk ekibin ise geriden çıkmakta zorlandığını görebiliyoruz. Neredeyse Samet Aybaba’nın öğrencilerinin tümü ortalama topla buluşmalarını kendi yarı alanında yapmış.
İlk yarı ve oyun planları
Galatasaray alışılmış formasyonu olan 4-1-4-1 ile sahadaydı. Belhanda’nın yokluğunda sağ iç pozisyonunda Feghouli oynarken onun oynadığı sağ çizgide ise bu maçta Oğulcan görev aldı. Arda’nın yerine ise bu maçta Emre Akbaba’ya şans veren tecrübeli teknik adam Falcao ve Babel’in yokluğunda forvet tercihini macera aramdan Diagne’den yana kullandı. Bu maçta da Sivas maçında olduğu gibi kanatlar oyunu genişletmek adına çizgide oynamadı. Hücumda dar 4-3-3’e evrilen ev sahibinde beklerle oyun genişliği sağlanırken görseldeki gibi 2-3-5 şeklinde 3. bölgeye ilerlediler. Sivas maçı sonrası gol atan ve duygusal anlar yaşayan Arda Turan, maç sonu açıklamalarında karşılaşmayı Florya’da kazandıklarından ve diğer maçların aksine bu maçta içeriye yakın olarak konumlandıklarından bahsetti. Gol atmasını da buna bağlamıştı. Fatih Terim Sivasspor maçında yaptığı bu kurgu değişikliğini bundan sonra da devam ettirecek gibi görünüyor. Bu değişim sahaya da olumlu anlamda son iki maçta yansıdı.
Galatasaray top rakipteyken ise çok güçlü bir pres oyunu oynadığını söyleyemesekte, bunun rakibin topla oynama niyetinin olmamasına da bağlayabiliriz. Rakibi ilerde karşılarken görseldeki gibi Feghouli yada Emre’nin öne çıkmasıyla 4-4-2 şeklinde rakibine baskı uygulayan ev sahibi ekip 15 top çalma başarısı gösterdi. Konuk ekip genelde kısa pas yerinde ileri uzun paslar atmaya çalıştığından genelde baskıdan ziyade dönen topları orta saha yoğunluğuyla kazandı. Bu sayede atak devamlılığında da problem yaşamadılar.
Konuk ekip ise sahaya 4-4-1-1 dizilişi ile çıktı. Samet Aybaba’nın maç önü açıklamalarında değindiği gibi rakibin merkezini kapatmaya önem verdi. Yukarıdaki görselde de rakibi karşılarken ne derece dar kaldıklarını görüyoruz. Fakat bu darlık olması gerekenden çok daha fazla olunca Galatasaray bekleriyle kanatları çok efektif kullandı. Karşılaşmada 11’i başarılı 40 orta yapan ev sahibi bu aksiyonlarda çok net pozisyonlar yakaladı. Ki açıkçası Samet Aybaba’nın öğrencilerinin merkezi de çok iyi kapatabildiklerini söyleyemeyiz.
Konuk ekipte merkezde sayısal üstünlük sağlansa dahi rakibi durduramadıklarını ve kolay şekilde rakibe merkez delici koşuların attırıldığını görüyoruz. İlk görselde 2-3-5 şeklinde genişleyen Galatasaray beklerin çizgiye basmasıyla rakip savunma dörtlüsünü genişletiyor ve Donk’un pasında bu açılan boşluklara sarkan Emre Akbaba çok net bir gol pozisyonuna giriyor. Diğer pozisyonda ise bu karşılaşmada aşırı istekli olan Diagne’nin derine inip sırtı dönük bağlantı yapmasıyla savunmanın dengesini nasıl bozduğunu gözlemliyoruz. Stoperi sırtında derine getiren Diagne, Oğulcan’a topu aktarınca Feghouli boş koridoru iyi değerlendiriyor. Oğulcan’ın pasında kaleci ile karşı karşıya kalan Feghouli bu pozisyonda golle burun buruna kaldı. Bu iki pozisyonda da çok net gol şanslarından yararlanamayan Terim’in öğrencileri, ilk yarıda maçı çözebilirlerdi.
Fatih Terim’in öğrencileri bu maçta özellikle Emre Kılınç’ın kullandığı duran toplarda arka direk organizasyonuna çalıştıklarını gösterdiler. Görselde birbirinin kopyası iki duran topta yan yana konumlanan Marcao ve Diagne’den Marcao orta yapıldıktan sonra içeri hareketlenmeyip Diagne’yi marke eden savunmacıyı perdeliyor. Bunu 3 ayrı pozisyonda gösterdiler. Görseldeki bir pozisyonda gole çok yaklaşan ev sahibi, milli arada bu sezon zayıf görüldükleri duran top silahına da özel çalıştıklarını bize hissettirdiler. Duran top oyunlarının modern futboldaki önemi aşikar. Tecrübeli çalıştırıcının bu alana eğilmesi de uzun maraton için önemli bir detay.
2. yarı ve değişiklikler
İkinci yarıda Muğdat’ın hem penaltı yaptırması hem de takımını yalnız bırakmasından sonra maçın ev sahibi lehine çok daha kolay geçeceğini düşünmüştüm ama maçın hikayesi o şekilde gerçekleşmedi. Özellikle 69. dakikada yapılan 3 oyuncu değişikliğinden sonra sahaya yayılış ve 3. bölgedeki etkinlik tamamen değişti. Ali Yavuz Kol Diagne’nin ileri uçtaki partneri olurken merkezde oynayan Emre ve Feghouli kanatlara geçti. Merkezi ise oyuna yeni giren Etebo ile Taylan ikiledi. Bu dakikadan sonra Saracchi’nin yerine Emre Taşdemir oynadı. Bu değişikliğinden sonra hemen kalesinde gol görmeleri teknik ekibin planlarını alt üst etmiş olabilir. Ancak maçın bitimine duraklamalarla birlikte 25 dakika varken şuursuz bir şekilde yerleşmiş savunmaya açılan ortalar ve uzun topların teknik açıdan mantığa uyar bir yanı yok. Gol olmasaydı muhtemelen Terim maçın bu son periyodunu kısmen 4-4-2 kısmen 4-2-3-1 şeklinde devam ettirecekti. Ancak Galatasaray’ın bu sezon özellikle hücumda yarattığı fark, iç pozisyonda oynayan çoğunlukla Belhanda ve Emre Kılınç’ın kanatlara sürekli yaklaşıp sayısal üstünlük yaratmaları ve ceza sahasına yaptıkları delici koşulardı. Bu maçta da kanat özellikleri olan Feghouli ve Emre’nin performansları Kayseri temsilcisinin savunmasını darmadağın etmişken onları kanatlara almak çok mantıklı görünmüyor. Bu daha çok konuk ekibin Galatasaray’ı daha rahat savunmasına yol açtı. Özellikle 80. dakikadan sonra görseldeki gibi 2-2-6 gibi absürt yüklenişler hiç bir sonuç getirmedi. Yukarıda topla buluşma noktalarını da incelediğimizde 68.dakikadan sonra ev sahibinin topu ileriye götürmekte ne denli zorlanıldığını görebiliyoruz. Maç boyunca rakip ceza sahasında 51 topla buluşma ile rekor kıran Terim’in öğrencileri değişikliklerden sonra yalnızca 6 kez ceza sahası içinde topla buluştu. 10 kişi kalmış rakibe karşı ceza sahasına 6 kişi gidip sürekli uzun top kullanmak çözüm sağlamamış gibi görünüyor. Rakibi orta sahada pas temposuyla genişletip alan yaratmaktansa kısa yoldan gol bulmaya çalışmak Galatasaray’a pahalıya patladı. İlk yarıdaki üstün oyun ne kadar teknik ekibin hanesine yazılacak artı puansa son dakikalardaki bu çağdışı oyun da teknik ekibin hanesine yazacaktır.
Görselde Galatasaray’ın şuursuzca yüklendiği dakikalarda rakibin dönen toplarda rahatça çıkabildiği görülüyor. İleride gol ararken orta sahanın boş bırakılması ev sahibinin kaybedilen her topta kendi 1. bölgelerine kadar koşmak zorunda bıraktı. Buda hem yorulmaya hem de atak devamlılığının sağlanamamasını beraberinde getirdi.
Taylan Antalyalı
Her geçen gün üstüne koymaya devam eden Taylan Antalyalı bu ivmeyle devam ettiği takdirde Milli Takımız adına da Euro 2021’de önemli figürlerden biri olacak gibi görülüyor. Bu karşılaşmada %11,5 ile topa en çok sahip olan oyuncu olurken, Feghouli ile birlikte atakları şekillendiren isimdi. Savunma yönünü de geliştiren yetenekli orta saha 3 top çalma ve 9’u başarılı 13 ikili mücadeleye girerek oynadı. %92,7 başarı oranıyla 109 pasla ve 129 topla buluşmayla bu istatistiklerde sahanın açık ara en iyisiydi. Pas haritasında da görüldüğü gibi sürekli merkeze sıkışan oyunu kanatlara doğru genişletti ve Kayserispor’un savunmasını kırdı.
Veriler ve değerlendirme
İstatistiklere baktığımızda ev sahibinin rakibini ne kadar sindirdiğini daha iyi anlıyoruz. Bir gün önce oynanan Antalyaspor-Alanyaspor maçı da benzer senaryoda oynandı. Topla oynamada aşırı baskın olan Alanyaspor o maçta lig rekorunu kırdı ve 0-2 galip gelmeyi de başardı. Bu net galibiyette Akdeniz temsilcisi 1,5 gol beklentisi üretti. Galatasaray ise bu puan kaybında rakibine 0.3 gol beklentisi üretme şansı tanırken 3,8 gol beklentisi üretti. Bu bitiricilik açısından bir fiyasko olsa da gelecek adına iyi ışık veren bir veri. Bu istatistikte rakibin zayıflığı da önemli bir etken olsa da üretkenlik açısından Terim’in öğrencileri çok iyi bir sınav verdi. %71,9 topla oynama oranı, 51 ceza sahası içinde topla buluşma ve 9 net gol pozisyonu ile lig rekoru kıran ev sahibi 636 pas yaptı. Şut haritasına da bakıldığında bu maçın skordan çok bağımsız şekilde cereyan ettiğini görüyoruz. 12 si isabetli 27 şut atan Galatasaray 11’i başarılı 40 ortayla rakibini sürklase etti.
Bu kadar fazla pas yapmayı başaran Galatasaray hareket bölgelerinde de görüldüğü maçın neredeyse tamamını 2. ve 3. bölgelerde oynadı. Atak yönü olarak homojen bir dağılım gösteren ev sahibi rakibine ise genelde Linnes’in kanadından hücum yapma şansı vermiş.
Galatasaray özellikle eksiklerinin olduğu haftada daha genç ve dinamik bir 11 ile sahaya çıkmak zorunda kaldı. Bu Diagne Feghouli gibi isimleri daha kolay taşımayı sağladı. Son yıllarda Galatasaray’da gözlemlenene yetenek-dinamizm dengesizliği statikliğe ve kolay savunulmaya yol açıyor. Geçen sene 2. yarıda Ömer Bayram’ın takıma kattığı dinamizm ve hareketliliğin oyuna etkisini çok net görmüştük. Bu sezonda Arda, Falcao, Feghouli gibi yetenekli isimleri fit Belhanda, Taylan, Emre destekleyince çok etkili bir takım görmüştük. Fakat maç trafiği ve düşen performans bu oyunu bir süre sonra negatif şekilde değiştirdi. Bu maçta kötü gününde de olsa Emre Akbaba’nın hareketliliği, Oğulcan’ın sürekli zorlaması ve çabası, Diagnen’in de diğer maçlara göre daha istekli olması takıma olumlu yansıdı. Taylan-Emre-Feghouli orta sahası sürekli pozisyon rotasyonu ve hareketlilik ile etkili hücum organizasyonları yönlendirdiler. Rakipte de Fernandes gibi topsuz oyunda zayıf bir oyuncu Taylan’ı engellemeye çalışınca geriden oyun kurmak ve 2. ve 3. bölgeye geçmek çok daha kolay bir hal aldı. Kayserispor puan almayı başarsa da ligin devamı için çok iyi sinyaller vermedi. Galatasaray açısında ise bu denli üstün oyundan 3 puan çıkaramamak şanssızlık olsa da gelecek adına seyircileri daha olumlu düşünceler sevk etti. Bu kadar eksiğe rağmen güçlü ana planı zayıf bir rakibe karşı olsa da gösterebilmek önemli bir sınavdı.