Dört maçlık galibiyet serisinin ardından Süper Lig’in sekizinci haftasına lider giren Fenerbahçe, takipçisi Alanyaspor’un puan kaybının bir saat sonrasında sahasında Konyaspor’u konuk etti. Sarı-lacivertli takımın eski teknik direktörü İsmail Kartal’ın çalıştırdığı yeşil-beyazlı takım, iki maç üst üste kaybederek geldiği Kadıköy’den 2-0’lık galibiyetle ayrılırken, kötü gidişini de sonlandırdı. Bu sezon ilk defa yenilen Fenerbahçe ise takipçileriyle puan farkını açma fırsatını kullanamadı ve liderlik koltuğunu yeniden bir maçı eksik Alanya’ya teslim etti.
Ortalama pozisyonlar
Her iki takımın da maça başlarken 4-2-3-1’i tercih ettiği karşılaşmada Fenerbahçe’de Sosa’nın sakatlığı nedeniyle Ozan Tufan merkeze kayarken, Ozan’dan boşalan 10 numara pozisyonuna ise Pelkas geçti. Yunan oyuncunun merkeze kaymasıyla boşalan sol kanatta Thiam görev yaptı. Konyaspor’un orta sahasını ise harika bir gole imza atan Jevtovic ve sezon başında Fenerbahçe’den kiralanan Oğuz Kağan Güçtekin oluşturdu.
Genel istatistikler
Sezon başından beri 11’e 11 oynanan maçlarda rakiplerine topa sahip olma oranından büyük bir üstünlük kuramayan ya da kurmayı tercih etmeyen Fenerbahçe bu karşılaşmayı da yüzde 52’lik topa sahip olma oranıyla tamamladı. Hatayspor’un dokuz kişiyle tamamladığı 90 dakikayı bir kenara bırakırsak Kadıköy’de oynadığı Karagümrük maçını yüzde 51, Trabzonspor maçını ise yüzde 48’lik topla onama oranıyla tamamlayan Erol Bulut’un takımı adına bunun sürpriz bir veri olduğunu söylemek zor.
Topa sahip olma oranlarında dikkat çeken bir diğer detay ise Konyaspor’un kalecisi Sehic’in topla oynama oranıydı. Karşılaşmayı yüzde 5.3’lük topa sahip olma oranıyla tamamlayan Sehic, bu sezon topla en fazla oynadığı karşılaşmayı geride bıraktı.
Geriden oyun kurma çalışmalarında takımı adına sürekli oyunun içinde yer alan Sehic, geçtiğimiz hafta oynanan Başakşehir maçını da yüzde 4.6’lık topla oynama oranıyla tamamlamıştı. İsmail Kartal’ın maçtan sonra yaptığı, “Fenerbahçe’nin önde pres yapmayacağını biliyorduk ve buna göre hazırlandık” açıklamasındaki maça özel hazırlık belki Sehic’in bu maç özelindeki rolü olabilir.
Öte yandan pas yüzdeleri ve pas sayılarına baktığımızda Fenerbahçe’nin karşılaşmayı yüzde 81’lik isabet yüzdesi ve 368 isabetli pasla tamamladığını görüyoruz. Konyaspor ise mücadeleyi yüzde 78’lik isabet yüzdesiyle 338 pasla tamamladı.
İki takımın hücum yönlerine göz attığımızda her iki tarafın da oyunu daha çok iki kenar üzerinden oynadığını görüyoruz. Fenerbahçe ataklarının yaklaşık yüzde 45’ini Caner Erkin’in görev yaptığı sol kanattan gerçekleştirirken, merkezden gerçekleşen hücumlar sadece yüzde 20’de kaldı.
Maçın gol beklentisi oranları ise maçı Konyaspor’un kazanmasına rağmen Fenerbahçe’nin mücadele boyunca gole daha yakın taraf olduğuna işaret ediyor. Sarı-lacivertliler 1.25’lik gol beklentisi oranından skor çıkartamazken, Konyaspor’un 0.93’lük gol beklentisi oranından iki gol çıkartması bitiricilik farkı olarak özetlenebilir.
Öte yandan karşılaşmayı 2-0’lık üstünlükle tamamlayan Konyaspor’un rakip ceza sahasına maç boyunca 7 kez girerken, Fenerbahçe’nin 36 kez rakip ceza sahasına girmesi de dikkat çeken bir ayrıntı olarak göze çarpıyor. Rakibinin beş katından da fazla kez ceza sahasına giren sarı-lacivertlilerde bu durumun skora yansımaması Erol Bulut’un üzerinde durması gereken noktalardan biri olabilir.
İlk 15 dakika
İki takımın maçın ilk 15 dakikasındaki hücum yönleri incelendiğinde Fenerbahçe’nin merkezden gerçekleştirdiği hücumların, bu bölümde yaptığı toplam hücumlara oranının sadece yüzde 13’te kaldığını görüyoruz. Bu istatistiği güçlendiren hücumlardan biri henüz ilk saniyelerde yaşanıyor ve Pelkas iki defa uygun pozisyonda olmasına rağmen Ozan her iki pozisyonda da atağı sağ kanada yönlendirmeyi tercih ediyor.
Bu pozisyonun hemen ardından gelen bir başka pozisyonda Valencia topu Gökhan’a aktarmak yerine orta sahada önünde geniş ve boş bir alan Gustavo’yu görebilse Fenerbahçe merkezden tehlikeli bir atak gerçekleştirebilirdi ancak pozisyon bu şekilde gelişmedi.
Konyaspor’da ise Jevtovic sıklıkla Adil ve Abdülkerim’den oluşan stoper ikilisinin arasına girerek hem takımı adına oyun geriden kurulurken +1 pas opsiyonu oldu hem de bu iki oyuncunun daha geniş alanda oynamasını sağlayarak zaman zaman önlerindeki geniş alanı kullanmalarına aracılık etti.
Fenerbahçe ayrıca bu bölümde Valencia ile ceza sahasının sağında iki 1v1 yakalasa da Ekvadorlu oyuncu her iki pozisyonda da Guilherme’yi geçmeyi başaramadı.
Fenerbahçe’de maç boyunca pek de etkili bir görüntü sergileyemeyen Samatta’nın ilk 15 dakikada topla buluştuğu bölgeler de Tanzanyalı oyuncunun etkisizliğinin nedenlerinden biri olarak gösterilebilir nitelikteydi. Samatta’nın bu bölümde topla buluştuğu noktalar kaleye oldukça uzaktı.
15-30 arası
İsmail Kartal’ın maçın ardından yaptığı, “Fenerbahçe’nin önde pres yapmayacağını biliyorduk” şeklindeki açıklamasını doğrular nitelikte bir pozisyonu 18’inci dakikada yaşadık. Yazımızın başında da değindiğimiz gibi geriden oyun kurarken kalecisi Sehic’i de kullanan Konyaspor, 4v2’lik bir avantaj yakalıyor ve Fenerbahçe’nin öndeki ikilisine orta sahadan destek gelmeyince kolayca topu çıkartıyor. Sehic’ten aldığı pası kendi yarı sahasının ortasına kadar süren Jevtovic’i herhangi bir Fenerbahçeli futbolcu karşılamazken, Konyaspor böylece rakip yarı alana oldukça rahat bir şekilde geçiyor.
Maçın henüz ilk dakikasındakine çok benzer bir pozisyon bu bölümde de karşımıza çıkıyor. Ozan bu pozisyonda merkezde uygun durumda top isteyen Pelkas’ı tercih etse Yunan oyuncu savunmacısı ile 1v1 kalan Samatta’yı savunma arkasına koşturacak bir pas çıkartabilirdi ama ilk dakikadaki pozisyonda merkezi değil sağ kanadı tercih eden Ozan’ın tercih bu pozisyonda ise sol kanat oluyor.
90 dakikanın en net gol pozisyonu da yine bu bölümde yaşandı. Ozan’ın ileriye oynadığı topu kapan Konyaspor savunması Fenerbahçe’yi hazırlıksız yakaladı ve atak net bir gol şansına dönüştü ama Altay karşı karşıya pozisyonda golü önledi.
30-45 arası
Fenerbahçe’de özellikle Trabzonspor maçının ilk yarısında sıklıkla gördüğümüz önde çoğalabilmek için orta sahadaki sayısal üstünlüğü rakibe bırakma tercihini bu karşılaşmada da zaman zaman gördük. Bu pozisyonda Valencia, Pelkas ve Samatta’nın üçüncü bölgede pozisyon alması topun bu noktaya ulaşmasını zorlaştırıyor ve Caner’in pası sayısal olarak daha üstün olan Konyasporlu oyuncularda kalıyor.
Samatta bu pozisyonda daha uygun durumda bulunan Pelkas’ı tercih etse belki şut daha iyi bir açıdan gelebilirdi ama Tanzanyalı oyuncu kaleyi vurmayı tercih etti. İlk 45 dakikada rakip ceza sahasında sadece bir kez topla buluşan Samatta’nın bu tercihi üçüncü bölgede topla yeterince bulaşamamış olmakla açıklanabilir belki.
Fenerbahçe’de ilk yarıda sıklıkla gördüğümüz Ozan Tufan’ın merkezdeki boşlukları değerlendirmek yerine oyunu kanatlara açma çabasının bir diğer örneğine de duraklama dakikalarında şahit olduk. Bu pozisyonda kendi yarı sahasından 6v3’lük avantajla oldukça rahat bir şekilde çıkan Fenerbahçe pozisyonun devamında dörtlü Konyaspor savunmasını üç kişiyle yakalıyor ama Ozan topu uygun durumdaki Valencia’ya aktarmak yerine soldaki Pelkas’ı tercih ediyor. Atağın devamında geriye çabuk yerleşen Konyaspor herhangi bir tehlike oluşmadan topun kontrolünü ele geçiriyor.
45-60 arası
Fenerbahçe’de ikinci yarıya başlarken Thiam oyundan alınırken, Perotti oyuna girdi. Takımının merkezden hücum etmeyi öncelikleri arasında tutmamasının da etkisiyle çok da etkili bir performans sergileyemeyen Pelkas, ikinci yarıda maçın skorunu etkileyebilecek şansı yakalasa da pasın şiddetini yeterince iyi ayarlayamayınca takımı adına önemli bir fırsatın kaçmasına neden oldu. Karşılaşmada 58 dakika sahada kalan 27 yaşındaki oyuncu maçı da rakip ceza sahasına 1 isabetli pas ve rakip ceza sahasında 3 topla buluşmayla tamamladı.
Fenerbahçe’nin Sosa sağlıklı olduğu sürece Gustavo-Sosa ikilisini bozacağını düşünmüyorum dolayısıyla Ozan’ı bu sezon iki pivottan biri olarak göreceğimiz maç sayısı oldukça sınırlı olacaktır ama bu durum gerçekleştiğinde Ozan’ın merkezden dribblingle top taşıyabilmesine yönelik bir plan takım adına olumlu bir geri dönüş sağlayabilir. Bu pozisyonda Pelkasla paslaşmasının ardından bir anda takımı adına önemli bir şans yaratan Ozan final pasını iyi atabilse Gökhan büyük olasılıkla kaleciyle karşı karşıya kalacaktı.
60-75 arası
58’de Pelkas’ın yerine Cisse’nin girmesiyle daha çok 4-4-2’ye dönen Fenerbahçe, maçtaki en önemli öne geçme şansını da bu bölümde yakaladı. Gustavo’nun kendi ceza sahası önünde kaptığı topla saniyeler sonra Konyaspor ceza sahasında buluştuğu atakta Brezilyalı oyuncunun tercihi daha iyi olsa takımı öne geçebilirdi.
Şutun öncesinde de Gustavo’nun Ozan’a aktardığı pas için biraz acele ettiğini düşünüyorum. Belki topu biraz daha sürmesi daha avantajlı bir pozisyonu beraberinde getirebilirdi ama buna rağmen atak yine de önemli bir gol şansına dönüştü.
Fenerbahçe’de maç boyunca Caner’in sıklıkla uzun topa başvurması karşılaşmanın ardından çokça eleştirildi. Maçı 21’i isabetsiz 23 orta ve 8 uzun pasla tamamlayan Caner’i buna iten neden belki Fenerbahçe’nin saha içi yerleşimi tercihi olabilir.
İlk yarıda da değindiğimiz gibi bu sezon sıklıkla önde çoğalabilmek adına orta sahadaki sayısal üstünlük arayışından vazgeçen Fenerbahçe’de, Caner’e bu pozisyonda uzun pas seçeneğinden başka pek de bir alternatif kalmıyor. Merkezdeki taralı alanda 5 Konyasporlu oyuncuya karşı sadece Caner’i bulunduran Fenerbahçe’de pozisyon top kaybıyla sona eriyor.
Fenerbahçe’nin yediği ilk gol öncesinde Valencia’nın yaptığı top kaybı da üzerinde durulması gereken noktalardan biri olabilir. 7 kezle takımının en fazla top kaybeden oyuncusu olan Valencia’nın bu pozisyonda yaptığı hata takımının ani gelişen Konyaspor atağında 4v4 yakalanmasına neden oluyor ve kornere çıkan şut konuk takımın golünü getiriyor.
Bu pozisyona özel olarak değinmemin bir diğer sebebi ise geçtiğimiz haftalarda da zaman zaman karşımıza çıkan bir pozisyon olmasından ötürüydü. Valencia Trabzonspor karşılaşmasında da hemen hemen aynı noktada bir top kaybı yapmış ve Trabzonspor da tıpkı Konyaspor gibi Fenerbahçe savunmasını 4v4 yakalamıştı. Bordo-mavili takım adına önemli bir şansa dönüşen atak Baker’ın az farkla dışarı çıkan şutuyla sonuçlanmıştı.
Caner bu pozisyonda savunmadaki boşluğu iyi değerlendirip Ozan’a güzel bir pozisyon hazırlıyor ama atağın devamında Ozan’ın kararsızlığı Fenerbahçe’nin önemli bir şansı değerlendirememesiyle sonuçlanıyor.
Bu pozisyonun hemen ardından benzer bir pasla bu defa Cisse’yi topla buluşturan Caner karşılaşma boyunca rakip ceza sahasına 5 isabetli pas gönderdi.
75-90 arası
Maçın son bölümünde 2 farklı geriye düşen Fenerbahçe moral bozukluğunun da etkisiyle oyundan düştü. Bu bölümde daha çok Caner’in sağ bekle sağ stoper arasına attığı derin toplarla gol şansı arayan Fenerbahçe aradığı pozisyonları bulmayı başaramadı.
Sonuç
Fenerbahçe uzun lig maratonundaki ilk yenilgisini alırken, önümüzdeki haftalar için önemli dersler çıkartması gereken bir maçı da geride bıraktı. Caner’in 112 kez topla buluştuğu (Ona en yakın oyuncu 71 kezle Ozan), takımın hücumlarının yüzde 45’ini sol kanattan yaptığı, akan oyunda sadece 1’i isabetli olmak üzere 21 orta yapılan ve ilk yarı boyunca rakip yarı sahada sadece 1 top kazanılan karşılaşma Fenerbahçe adına önümüzdeki haftalara ışık tutacak bir maç olabilir.
Veriler: Mackolik, Whoscored, MatchStudy