Analiz | Denizlispor 2-3 Beşiktaş

Beşiktaş, Denizli deplasmanında 3 puanı 3 golle alırken kalesinde 2 gol gördü. Siyah ve beyaz zıtlığında oynanan iki devrede oyunun kırılma anlarından biri Josef de Souza’nın 67. dakikada kırmızı kart görmesi oldu. 90+7 dakika oynanan mücadelede topun oyunda kaldığı süre yaklaşık 60 dakikaydı. Mücadeleyi Beşiktaş’ın orta saha kurgusu, Aboubakar & Atiba’nın üstlendiği roller, Welinton’ın rakip yarı saha aksiyonları ve Ghezzal’ın yapıcılığı üzerinden okumaya çalışacağız.

Genel

Maç önü Sergen Yalçın’ın kadro tercihinde Josef – Dorukhan – Atiba üçlüsü yine profilleri itibariyle kamuoyunda eleştirilirken oyuncuların isimlerinden çok rollerine odaklanmamız gerektiğini söylemiştim. Bu üçlünün topa anormal derecede sahip olan bir pas takımından çok orta sahada yaratılacak dinamizm ve kapılan toplarla hücum yapabileceğini de ayrıca belirtmiştim. Açıkçası eleştirimin temelini kullanılan oyuncu grubundan çok kafadaki oyun yapısı oluşturuyor. Beşiktaş’ın birinden birini seçmesi gerekiyor. Yani ya orta sahadaki oyuncuları ya da kafadaki kurguyu değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu eleştirinin temelini Dorukhan’ın profili oluşturuyor.

Maç özelinde özellikle ilk yarı itibariyle Beşiktaş’ın sahadaki oyuncu grubuna daha yatkın bir planla sahada olduğunu düşünüyorum. Josef – Dorukhan – Atiba üçlüsüyle topa %60’ın üzerinde hükmeden Beşiktaş’ın hücumda verimsizleşeceğini ve aynı filmi izleteceğinden de zaman zaman söz ediyorum. Konuyu buraya getirme sebebim ise Beşiktaş’ın ilk yarıda topla ilişkisi… Beşiktaş ilk yarıda topa %56 oranında sahip olurken 2 gol bulmayı başardı. Bu benim teorimi kısmen desteklese de elbette tek başına belirleyici bir faktör değil. Bu noktada özellikle Atiba’nın hücumda üstlendiği baskı rolünün belirleyiciliği söz konusu. Tabii bu durum ikinci yarıda yorulmuş bir Atiba izlememizin de başlıca sebeplerinden biri.

Maçtaki başka bir dokunuş ise Larin’in kanat forvet olarak kullanılmasıydı. Açıkçası Aboubakar’ın profili itibariyle sol kanatta forvet karakterli bir kanat oyuncusu izlememiz gerektiğini düşünüyordum ancak bu açıdan benim kafamdaki isim Güven Yalçın’dı. Bu noktada Sergen Yalçın, Larin’i seçti ve kısmen sonuç da aldı. Larin ayrıca standart bir defansif katkı da verdi. Uzun boyuna rağmen hava toplarına hakim olmaması ise dezavantaj yarattı. O noktada Güven Yalçın’ın da bir opsiyon olması ise Sergen Yalçın’ın elini rahatlatacaktır.

Kurgu

Maçın detaylarına girmeden her zamanki gibi temel Beşiktaş kurgusunu konuşarak başlamak istiyorum. Tüm hatlarıyla rakip yarı sahada olan Beşiktaş’ta stoperler genişlemiş ortalarında Josef top kullanıyor. Bekler önde ve çizgide konumlanırken kanat oyuncuları Larin ve Ghezzal içeriye daha yakın. Bu noktada özellikle Ghezzal’ın oyun kurucu rolünden ayrıca bahsedeceğim. Atiba, Aboubakar’ın bile önünde konumlanmış durumda. Burada Aboubakar’ın merkezde yapıcı bir rol üstlendiğinin altını çizmek gerekiyor. Bunlardan da ayrıca bahsedeceğim.

Aboubakar & Atiba

Kurguda Josef, Aboubakar ve Atiba’dan bahsettikten sonra merkezde bu üçlünün klasik bir denemesinden bahsetmek istiyorum. Josef merkezde opsiyonları ararken Aboubakar’ın geriye gelip top kullanma rolü üstlenmesi Beşiktaş hücumlarında en belirleyici ve fark yaratan etkenlerin başında geliyor. Burada temel nokta Aboubakar’la aynı dili konuşabilecek merkez oyuncuları var mı?

Atiba iyi bir bağlantı oyuncusu her şekilde top kullanma gayretinde ama ikinci yarıdaki başarısız denemeleri de düşünüldüğünde Beşiktaş hücumlarında 3. bölgedeki ideal isim elbette değil. Bu bir Atiba eleştirisi de değil tabii ki. Atiba, Aboubakar’la girdiği bir etkileşimle tabelayı Beşiktaş lehine de çevirmeyi başardı üstelik ancak resmin büyüğüne baktığımızda bunun ideal format olup olmadığının tartışmaya açık olduğunu düşünüyorum.

Aboubakar’ın merkezde üstlendiği rol çok değerli çünkü Beşiktaş orta saha üçlüsüne baktığımızda bu yapıcı rolü üstlenebilecek tek isim geride top kullanan Josef zaten. İlk adım ondan başladığı için bu adımı devam ettirebilecek yapıcı oyunculara ihtiyacı var Beşiktaş’ın. Bu süreçte Ljajic ve Oğuzhan’dan – belli ki – saha dışı etkenlerle faydalanamamak ise biraz trajikomik bir durum ancak ben bu durumun zamanla çözülebileceğini düşünüyorum.

İdeal yaratıcılıkta olmasa da Atiba’nın hücumda üstlendiği bağlantı oyuncusu rolü değerli. Yukarıdaki sekans yine Beşiktaş’ın merkezden oynama çabasındaki sekanslardan biri. Önceki pozisyonda Aboubakar’ın üstlendiği rolü bu sefer Atiba üstlenmiş. Burada ayrıca Welinton’ın dikine oyun ısrarı ve derinde doğru opsiyonu görmesi önemli. Atağın devamında ise Dorukhan’ın pas kalitesi ve dolayısıyla hücumculuğuyla ilgili eleştirilerde bulunabiliriz.

Dorukhan Toköz

Dorukhan Toköz’ün değerli bir profil olduğunu düşünüyorum ancak ana Beşiktaş şemasında ona verilen role uygun bir profil mi? Bu benim için bir soru işareti. Açıkçası her hocanın takımında görmek isteyeceği çok yönlü bir yapısı var. Mevki konusunda da çeşitli katkılar sunabiliyor. En büyük artısı dinamik yapısı ve ceza sahasına attığı ekstra koşular ancak bunun ötesinde temel eksikliği ise 2. bölgede top kullanacak pas kalitesine sahip olmaması.

Avcı’nın Beşiktaş’ında da Yalçın’ın Beşiktaş’ında da Dorukhan’ın bu handikapının ortaya çıktığı pek çok kurgu gördük. Beşiktaş orta sahası üzerinden yapılan çoğu eleştiriyi de Dorukhan’ın profili üzerinden okumamız gerektiğini düşünüyorum. Yukarıda Dorukhan’ın pas haritası var. Denizlispor karşısında toplamda 25 pas atan Dorukhan Toköz %60 pas isabetiyle oynarken rakip yarı sahadaki pas isabeti ise %50 oldu. Görüldüğü üzere profil ve kurgu üzerinden yaptığım eleştirileri destekleyebilecek temel verilerden biri Dorukhan’ın pas başarı istatistikleri. Üstelik ekstrası diyebileceğimiz ceza sahası koşuları ve dinamik yapısı itibariyle de fark yarattığı bir oyun oynamadığını söylemek mümkün. Dolayısıyla hem saha içi hem saha dışı bazı etkenler ışığında Dorukhan’ın Beşiktaş’ın ana denkleminde yer bulmasına şaşırdığımı söylemek istiyorum.

Welinton’ın işlevi ve Ghezzal’in yapıcı profili

Welinton gerek transfer süreci gerekse hataya yatkın bir savunmacı profili çizmesiyle sezon başında eleştirilerin odağında olsa da Beşiktaş’ın temel kurgusunda özellikle top kullanırken üstlendiği değerli bir rol var. Açıkçası Sergen Yalçın’ın Welinton ısrarında da rakip yarı sahadaki aksiyonlarının belirleyici olduğunu düşünüyorum. Yukarıdaki sekans Welinton’ın rakip yarı sahadaki işlevini, Ghezzal’in yapıcı rolünü ve Atiba’nın merkezdeki katkısını güzelce özetliyor. Kornerle sonuçlandırılan organize bir atak izlemiş oluyoruz. Ayrıca Welinton’dan bahsetmişken altı çizilmesi gereken bir detay Welinton & Vida ikilisinin yerlerinin değişmesi oldu. Welinton’ın sağ stopere geçmesinin ilk etapta top kullanan isim o olduğu için daha doğru olduğunu düşünüyorum. Sergen Yalçın’ın bu dokunuşunu önemli buluyorum.

Yukarıdaki sekansın başında da görüldüğü gibi Welinton’ın temel amacı rakip yarı sahadaki boşlukları işleyebilecek opsiyonlar yaratmak. Burada Ghezzal’in yapıcı rolünden de söz etmek gerek. Ghezzal profili itibariyle çizgiden çok merkezdeki bu boşlukları işleyebilecek kaliteye sahip. Denizlispor karşısında da hemen hemen her dokunuşunun fark yarattığını söyleyebiliriz. Buna bir ek olarak arkasındaki Rosier’in çizgiyi iyi kullanan bir isim olması Beşiktaş sağ kanadının birbirini tamamlayabilecek parçalara sahip olduğunu gösteriyor.

Ghezzal & Rosier

Josef, Ghezzal, Rosier ve Welinton’dan ayrı ayrı bahsetmişken bu dörtlünün bir arada gözüktüğü başka bir sekansa bakalım. Burada anahtar rolü Rosier’in yaratıcı rolü üstlenmiş durumda.

Klasik Beşiktaş yerleşiminde Josef top kullanıyor, merkezde Ghezzal’i yine sırtı dönük top kullanırken görüyoruz. Devamında ise Welinton yine doğru opsiyonu yani çizgideki Rosier’i görüyor. Beşiktaş’ın hücuma geçiş setlerinden birine tanık oluyoruz aslında. Atağın devamında da Rosier top kullanma ısrarında. Top tekniği Süper Lig standartlarında bir bek oyuncusu için fark yaratıyor. Bunu da güzel bir asistle süsledi Rosier ve Ghezzal ile uyumlu bir performans sergiledi.

Sonuç

Beşiktaş için Josef’ten önce ve Josef’ten sonra olarak ikiye ayırabileceğimiz mücadelede bütünün hikayesinden çok Beşiktaş’ın hücum tarzı ve oyuncu profilleri üzerinden daha özel bir analiz yapmaya çalıştık. Bu noktada Denizlispor’un Josef’in yokluğunda oyuna bütünüyle hakim olduğunu ve Beşiktaş’ın 11’e 10 oyun konusunda hazırlıksız yakalandığını ayrıca hamlelerin de hiçbir şekilde fayda etmediğini hatırlatmak gerek. Josef de Souza’nın yokluğunda Beşiktaş’ın kurguyu nasıl şekillendireceğini ise zaman gösterecek.