Süper Lig’de 6.hafta cumartesi akşamı mücadelesinde 7’şer puanlı iki ekip Kazım Karabekir Stadyumunda kozlarını paylaştı. Milli takım zamanında teknik ekipte beraber çalışmış iki eski dosttan maç sonu yüzü gülen taraf Fatih Terim oldu. Mehmet Özdilek’in takımı ise Hatay maçının geçen hafta ertelenmesi ile 3 hafta sonra yeşil sahalara döndü ve başarılı bir sınav veremediler. Sarı-kırmızılılar ise 3 hafta sonunda zor da olsa 3 puanı almayı başardı.
Ortalama pozisyonlar ve kadrolar
Galatasaray geri 4’lü olarak ideal olan Omar-Luyindama-Marcao-Sarrachi ile sahaya çıkarken önlerinde her zamanki gibi kilit oyuncu Taylan oynadı. İleride son haftaların formsuz ve tartışılan ismi Falcao oynarken orta sahada Belhanda kaptan olmak üzere Babel-Ömer-Belhanda-Emre dörtlüsü görev aldı. Kalede ise tecrübeli teknik adam geçen hafta kötü performans sergileyen Fatih yerine bu karşılaşmada Okan tercihinde bulundu.
Erzurumspor’da Mehmet Özdilek Hasan-Mina ikilisine stoperde şans verirken beklerde Murat ve Mücahit oynadı. Savunma önünde iki pivot İbrahim ve Boumal oynarken kanatlarda Novikavas ve Bassan ikilisini izledik. En ileri uçta ise Gomes onun arkasında ise Obertan Mehmet Özdilek’in forma şansı verdiği diğer oyunculardı.
Ortalama pozisyonlar incelendiğinde, Galatasaray ilk haftalarda etkili oyununda fark yaratan en önemli özelliklerinden olan orta hatta beklerle birlikte yoğunlaşmayı bu maçta da görebiliyoruz. Konuk ekip Falcao’nun da çoğunlukla derine inmesi ve beklerin oyuna katkısıyla orta sahada sayısal üstünlüğü elde etmeyi başardı. Ev sahibinde ise Obertan kağıt üstünde forvet arkası oynasa da savunma önüne çok yakın oynadı ve bu da takımın ofansif aksiyonlarını sınırladı.
İlk yarı ve oyun planları
Ev sahibi ekip 4-2-3-1 dizilişi ile sahaya yayılırken Obertan, İbrahim ve Boumal ile orta sahada fizik üstünlüğü sağlayıp daha önceki maçlarda sarı-kırmızılılara problem yaşatan ön alan baskısını uygulamaya çalıştı. Fakat gerek Galatasaray’ın orta sahadaki sayısal üstünlüğü gerekse Emre’nin Feghouli yerine oynaması ile takımın dinamizm gücünün artması orta sahada ev sahibi için işleri zorlaştırdı. Bunu ikili mücadelelerdeki konuk ekibin üstünlüğü ile de açıklayabiliriz. Ön alan baskısını da iyi çalışmadıkları gözlemlenen Doğu Anadolu temsilcisinde rakibe karşı oyun kurulumuna direnç oluşturulamadı.
Konuk ekip ise geçen haftaki 4-2-3-1 dizilişinden sonra tekrar sezon ana planı olan 4-1-4-1 dizilişi ile sahaya çıktı. Son maçlarda yaşanan oyun kurma zaafını, biraz rakibinde etkisi ile fazla yaşamayan sarı-kırmızılı ekipte hücum aksiyonlarında yetersizlik gözlemlendi. Orta alanı sıkı tutan rakibe karşı kanatları daha sık kullanan konuk ekip maç boyunca 17 orta girişiminde bulundu ve atakların %71’ini kanatlardan gerçekleştirdiler.
Galatasaray geriden oyun kurarken her zamanki gibi yine Taylan’ın geri hatta yaklaşması ile 2-1-4-3 yada 3-4-3 şeklinde dizildi. Bunun ayan beyan belli olmasına rağmen Mehmet Özdilek, Gomes ve Obertan ile 2 kişilik önde baskı uygulattı. Sayısal üstünlük ile konuk ekip zorlanmadan her seferinde geriden çıkmayı başardı. Görselde görüldüğü gibi bu sene Alanyaspor’un çok iyi uyguladığı bir kanatta rakibi yoğunlaştırıp, sırtı dönük pas ile diğer stoper bomboş bir alan yakalıyor. Obertan ve Gomes tek pasla oyundan çok rahat düşüyor. Bazı anlarda ise bu ikiliyi Luyindama topla çıkarak çok rahat şekilde oyundan düşürdü. Diğer görselde ise bu kez diğer kanatta Babel’in sırtı dönük orta sahaya döndüğü pasta kadrajda 6 Erzurumspor’lunun oyundan düştüğünü görüyoruz. Terimin öğrencileri bir alanda kısa paslar yapıp atak yönünü her değiştirdiğinde boş alanlar yakaladı. Konuk ekip bu alanları iyi değerlendiremese de Mehmet Özdilek’in öğrencileri adına bu zaaf ilerisi için problem teşkil edecek gibi gösteriyor.
Daha önceki Galatasaray analizimde de belirttiğim gibi iç alan (half-space) koşuları ile tehlikeli pozisyonlar bulan Galatasaray bu maçta da bu aksiyonları denedi. Savunma önüne iki stoper arasına bir oyuncu yalancı koşu atıp onların odak noktasını merkeze kaydırıyor. Bek arkasına doğru atılan uzun top ile başka bir oyuncu ceza sahasına sarkıyor. Bu senaryo bu sene defalarca uygulandı ve bu maçta da galibiyet golü bu şekilde geldi. Düşündürücü olan 3 haftadır maç oynamayan takımın rakibine çalışacak çok geniş vakti olmasına rağmen bu koşulara karşı hiç bir önlem alması ve takımın belli zaaflarını da hiç kullanmaya çalışmaması. Bu maçta açık bir şekilde taktik açıdan Mehmet Özdilek çok kötü bir karşılaşma çıkardı.
Pas kombinasyonlarında ve sahaya yayılış olarak konuk ekibin ne kadar üstün olduğunu görebiliyoruz. Marcao orta da pozisyon yokken yaptırdığı penaltı olmasa maç farka gidebilirdi. Emre ve Babel için uygun alanlar daha çok oluşacaktı. Ama skor bizi yanıltmamalı. Skorun etkisi ile boş alanlarda pozisyon bulmayı her takım kolaylıkla yapabilir ama özellikle büyük takımların akan oyunda 0-0 oyununda etkili hücum planları ve hücum şablonları olmalı. İlk haftalar gördüğümüz bu etkiyi belki oyuncu tercihlerinin de etkisiyle bu maçta da göremedik. Buna ek olarak ev sahibinin de geriden oyun kurmak adına fazla çalışılmış bir planı yok gibiydi. Galatasaray ön alan presini etkili yapan bir takım olmasa da sürekli uzun top ile rakip yarı sahaya geçmeye çalışıldı. Bunda da başarı sağlanamadı. Görselde görüldüğü gibi Farnolle sürekli uzun ve başarısız paslar attı. Sahanın en çok top kaybı yapan oyuncusu oldu.
Yine önceki yazımda belirttiğim 4-1-4-1 dizilişinin getirdiği savunma önünde eksik kalma problemi bu maçta da göze çarptı. Erzurumspor’un gol dışındaki tek pozisyonu olan atakta, Marcao Novikovas’ı karşılamak için hattı bozduğunda Taylan Gomes’i takip etmiyor ve Marcao’nun yerini doldurmuyor. Atağın devamında ise Gomes çok tehlikeli bir pozisyona girdi. Sarı-kırmızılılar bu sezon yediği çoğu golü bu şekilde gerçekleşen ataklarda yedi. Savunma önüne sırtı dönük yapılan her servis savunma hattının dengesini bozuyor ve doğal savunmacı olmayan Taylan bu görevi yerine getiremeyince kalelerinde tehlikeli pozisyonlar görüyorlar.
İkinci yarı ve değişiklikler
İkinci yarıya ev sahibi ekip Sissoko/Boumal değişikliği ile başlarken Terim aynı 11 ile devreye başladı. 65. dakikada etkisiz Obertan’ın yerine Donald’ı alan Özdilek 76. dakikada ise Hamroun’u sahaya sürdü. Son kozlarını ise 85. dakikada Sadiku ve Rashad ile yapan ev sahibi ekip, maçın son 20 dakikasını 10 kişi oynayan rakibine karşı hiç bir etki gösteremedi ve grafikteki gibi sadece bir duran toptan isabetsiz şut girişiminde bulundu.
Konuk ekip ise sadece kırmızı kart sonrası Arda/Babel değişikliği yaparken son dakikalarda Donk, Oğulcan ve Emre Akbaba’yı oyuna aldı. 10 kişi kalmalarına karşın rakibe hiç şans tanımamaları hanelerine artı olarak yazılsa da ilk haftalarda ki oynanan etkili hücum aksiyonlarını ve akan oyun ataklarını bu maçta da göremedik. Ancak ilk haftalara nazaran kanatlardaki oyuncu tercih değişimi takıma yaratıcılık anlamında azalma yaşatsa da savunma direnci konusunda avantaj sağladığı kesin.
Bireysel performanslar
Yukarıda da belirttiğimiz gibi oyun kurma plansızlığı ile Farnolle’un akıl almaz sayıdaki pas hatası Galatasaray’ın işini kolaylaştırdı. Kadro kalitesi ile adam geçme sayılarındaki sarı-kırmızılıların üstünlüğü de göze çarpıyor. Bu maça kaptan olarak çıkan Belhanda üst düzey performans gösterirken topla buluşma noktalarına baktığımızda da box to box denilen iki ceza sahası arasında ne denli etkin olduğu görülüyor. Maç boyunca yüksek istek ve sorumlulukla oynayan Fas’lı oyuncu neredeyse tüm aksiyonlarda yer aldı.
Yukarıda ise bu maçta çok iyi oynadığını söyleyemesek de Taylan adına ne denli önemli bir kilit görev verildiğini anlayabiliyoruz. Maçta hem savunma hem hücum anlamında çok geniş bir alana etki ediyor. Emre Kılıç ise sağ kenarda oynamasına rağmen serbest şekilde orta alana bazen de ters kanada yaklaşarak oynadı ve Omar’a koridor açarken orta alanda da sayısal üstünlüğü sağladı.
Veriler
Ev sahibi ekip bir penaltı kullanmasına rağmen sadece 1 gol beklentisi yaratabildi. Konuk ekip ise saha yayılımı ve atak yönlendirmedeki başarılarına karşın sadece 1,4 gol beklentisi yarattı. Şut niceliği ve niteliği olarak Terim’in öğrencileri rakibine çok daha üstün oynasa da yeteri kadar kaliteli atak üretemedi. Özellikle ceza yayı civarından şut denemeleri olsa da çoğu savunma tarafından bloke edildi. Hava topu mücadeleleri, top kapma yüzdesi, rakip sahada başarılı pas yüzdelerine baktığımızda konuk ekibin çok daha üstün olduğunu görebiliyoruz.
Konuk ekip atakların yarısını sağ taraftan gerçekleştirirken az sayıdaki şutları da bu bölgeden attı. Konuk ekip ise Babel’in etkili oyunu ve Ömer’inde bu alana yaklaşması ile %44 bu kanadı kullandı. Ancak şut sayısına bakılınca ağırlıklı olarak merkezden daha sonra da sağ kanattan üretim yapıldığı gözlemleniyor. Buda daha çok bu kanattan gelişen atakların ortalarla yada diğer alanda yaratılan boşluklara atılan paslarla gerçekleşen şutlar. İki golde sol kanatta paslaşmalar ile başlayıp rakibi bu alana kaydırıp diğer alanda yaratılan boşluktan istifade edilerek atıldı.
Değerlendirme
Erzurumspor sahaya yayılış ve kompakt savunma açısından çok sıkıntılı bir maç çıkardı. Takım boyunu da yeteri kadar kısaltamayınca rakibe rahat pas kanalları ve alanlar oluştu. Top kazanmak adına yapılan her baskı bilinçsiz ve plansızdı. Yapılan baskılarda top kazanılamadığı gibi rakibe sürekli boş alan yaratıldı. Hücum adına da tamamen uzun toplara dayalı oynandı. Birde buna hava topu mücadelelerindeki rakip üstünlüğü eklenince rakip çok kolay savundu. Geriden baskı olmasa da uzun top denenmesi atakların olgunlaşmasına mani oldu.
Sarı-kırmızılılar adına bu maç en azından moral olarak katkı sağlasa da oyun olarak halledilmesi gereken hala çok nokta var. Bu maçta geriden rahat oyun kurabilseler de planlı bir baskıda aynı sorunlar devam edecek gibi görünüyor. Bu kadar boş alan yakalayıp yeterince efektif kullanamamakta gelecek için soru işareti oluşturuyor. Feghouli ve Arda’nın olmaması bazı ofansif melekeleri kaybettiriyor. Lakin bu iki oyuncuyu birden bu yapının zor kaldıracağını önceki maçlarda gördük. Bu sebepten ötürü Ömer gibi oyuncuların dirençleri ve mücadele güçlerine takımın ihtiyacı olacak. Burada üzerinde durulması gereken konu bu yapıdayken üretkenliği arttırmak ve alan bulunca daha hızlı direk hücumlar gerçekleştirebilmek. Ligin bu sene daha da uzun bir maraton olması performans dalgalanmalarını ve ana planlara oluşturulacak anti tezleri doğuracak gibi gözüküyor. Belirleyici olacak şey bu değişimleri ve esnekliği kim daha iyi yönetebilecek.
Kaynaklar: whoscored.com, mackolik.com, matchstudy.com