Fenerbahçe’nin etkili hücum performansı | Göztepe 2-3 Fenerbahçe

Fenerbahçe, Süper Lig’in 5. haftasında Göztepe deplasmanına gitti. Erol Bulut ve öğrencileri , milli maç arasının dönüşünde etkili bir performans ortaya koyarak 3 puanı almayı başardı. Sarı-lacivertli ekipte Lemos kart cezası; Gökhan Gönül de sakatlığı nedeniyle forma giyemezken bu oyuncuların yerine sırasıyla Serdar Aziz ve yeni transfer Nazım Sangare görev yaptı. Fenerbahçe formasını ilk kez giyen bir diğer oyuncu da Dimitris Pelkas oldu.

Kadrolar & ortalama pozisyonlar

Erol Bulut, takımını 4-2-3-1 şeklinde sahaya sürdü ve bu şablon 90 dakika boyunca büyük oranda aynı kaldı. Nazım-Serdar-Tisserand-Caner’den oluşan savunma dörtlüsünün önünde Sosa ve Luiz Gustavo ikilisi görev aldı. İleri üçlünün sağında Enner Valencia; solunda da Pelkas şans bulurken forvet arkasında ise Ozan Tufan forma giydi. En uçta da beklenildiği üzere Samatta yer aldı.

Fenerbahçe’nin etkili hücum performansı

Erol Bulut Fenerbahçe kariyerine iyi sonuçlar alarak başlamış olsa da takımın özellikle topu bırakan ve iyi savunma yapan takımlara karşı hücumda etkisiz bir görüntü çizmesi gelecek adına bazı soru işaretleri oluşturmuştu. Göztepe karşısında ise Fenerbahçe’nin özellikle ikinci yarıdaki etkili hücum performansı göze çarptı ve bu durum istatistiklere de yansıdı. Birazdan daha detaylı değineceğim gibi, bu tablonun ortaya çıkmasında bazı saha içi hamlelerin etkisi olduğunu düşünüyorum ancak skor tabelasında geriye düşen Göztepe’nin kötü savunma performansının de etkili olduğunu eklemekte fayda var.

Rakip kaleye 8’i isabetli 19 şut gönderen Fenerbahçe, 26’sı ikinci yarıda olmak üzere toplam 34 kez rakip ceza sahasında topla buluşurken bu sayı Göztepe’de 17. Fenerbahçe, hücumdaki bu etkinliğini topa sahip olarak gösterdi: Maç genelinde %54 oranında topa sahip olan sarı-lacivertliler, rakip ceza sahasına 85 pas gönderme girişiminde bulundu ve bunların 40’ında isabet buldu.

Erol Bulut’un ana planı & beklerin rolleri

Fenerbahçe’nin hücum yerleşiminde en çok dikkat çeken noktalardan biri iki bekin de aynı anda hücuma katılmamasıydı. Hem Nazım hem de Caner hücum yönleriyle öne çıkan oyuncular oldukları için iki oyuncu için de sabit bir stoper-bek rolünden bahsedemeyiz fakat Erol Bulut’un maç içerisinde yaptığı hamlelerle birlikte bek rolleri net bir şekilde sahaya yansıdı. Fenerbahçe zaman zaman Caner’i, zaman zaman da Nazım’ı ileri çıkararak beşli hücum hattını kurdu ve iki oyuncu arasındaki bu değişim konuk ekip adına hücumda çeşitlilik sağladı. Erol Bulut’un öğrencileri, gerek beklerin çizgiye inmesiyle, gerek de Ozan veya Pelkas’ın iç koridorlara attığı koşularla kanatlar üzerinden tehlike üretmeyi hedefledi. Sarı-lacivertliler, maç boyunca 21 orta girişiminde bulundu.

Beklerin bu şekilde kullanılmasında Ozan’ın forvet arkasında görevlendirilmesi, dolayısıyla dizilimin 4-2-3-1 olması da etkiliydi. Eğer Erol Bulut iki bekini de hücuma göndermeyi tercih etseydi ön dörtlü(Pelkas-Ozan-Valencia-Samatta) ile birlikte ortaya altılı bir hücum hattı ortaya çıkacaktı ve bu da Göztepe’nin daha fazla alan bulmasına neden olacaktı. Bunun yerine bir bekini geride bırakan Erol Bulut, beşli bir hücum hattıyla oynamayı tercih etti fakat aşağıda değineceğim üzere bu düzen özellikle ilk 30 dakikalık kısımda çok iyi işlemedi.

Ozan Tufan’ın etkili performansı & Pelkas

Göztepe karşısında 4-2-3-1 dizilimini bozmayan Erol Bulut, forvet arkasında da Galatasaray maçında olduğu gibi Ozan Tufan’a görev verdi. Derbide rakibin oyun kurulumunda büyük yer tutan Taylan Antalyalı ve Marcao ile eşleşen ve görevini iyi yapan Ozan, bu maçta da benzer savunma görevlerine sahipti ancak Erol Bulut’un ona biçtiği rol bundan çok daha fazlasını gerektiriyordu.

4-2-3-1 dizilimini kullanan birçok takımda olduğu gibi top rakipteyken rakibini 4-4-2 şeklinde karşılayan Fenerbahçe, en uçta Ozan ve Samatta ikilisine görev verdi. Fenerbahçe’nin maç boyunca agresif ve kalabalık bir ön alan baskısı uyguladığını söyleyemeyiz fakat yine de bu iki oyuncu üzerinden şekillenen bir plan vardı. Ozan-Samatta ikilisinden biri topla oynayan Göztepe savunmacısıyla eşleşirken diğer oyuncu da pas istasyonu olmak için derine gelen rakip oyuncuyla (bu pozisyonda ve maç genelinde Poke) eşleşti.

Toplu oyunda da Ozan Tufan’ın rolü büyük önem taşıyordu ve maç içi değişikliklerle Erol Bulut oyuncusundan farklı şekillerde faydalandı. Örneğin ilk 30 dakikada Ozan’ın sola, Pelkas’ın ise daha merkeze yakın konumlandığını görmüştük. Örneğin yukarıda Caner-Pelkas-Ozan üçlüsünün yer aldığı sol kenardan gelişen bir pozisyon görüyoruz. Ayrıca Ozan’ın koşusu ve Pelkas’ın pas almak için geriye gelmesi Göztepe savunmasını bozuyor. Bu periyotta Ozan-Pelkas-Caner üçlüsüyle sol kenardan hücum eden Fenerbahçe, bu bölgede rakip savunmayla bire bir eşleşmeyi ve “3v3” pozisyonlar bulmayı da başardı.

Erol Bulut muhtemelen bu süreçteki sdüzenle birlikte Pelkas’ın yaratıcı özelliklerinden faydalanmayı hedefledi ancak yukarıda da değindiğim gibi tam olarak istediğini alamadı. Fenerbahçe’nin bir bekini geride bıraktığını da göz önünde bulundurunca, merkezdeki oyuncunun ceza sahasında konumlanması daha olumlu sonuçlar doğurabilirdi.

İlk yarının sonlarına doğru ise Ozan Tufan’ın net bir şekilde sol kenara, Pelkas’ın da forvet arkasına geçtiğini gördük. Yunan oyuncu, bu şekilde daha serbest bir role büründü ve takımının bu sürede yarattığı tehlikelerde pay sahibi oldu.

İlk yarının uzatmalarında gerçekleşen bu pozisyonda da benzer bir durumdan söz etmek mümkün. Pelkas’ın 10 numarada görev yaptığı sürede Fenerbahçe sağ kenardan da tehlikeli hücumlar gerçekleştirdi. Ayrıca Nazım-Valencia-Samatta ve Pelkas dörtlüsüyle Fenerbahçe’nin sayısal üstünlüğü aldığını görüyoruz.

İkinci yarı

İkinci yarıya Erol Bulut temel kurgusundaki gibi Ozan Tufan’ı forvet arkasında; Pelkas’ı da sol kenarda konumlandırarak başladı. Daha çok sağ kenar üzerinden hücum etmeyi hedefleyen Fenerbahçe’de bu durumun bir sonucu olarak Nazım Sangare birçok hücumda önemli rol oynadı.

Yukarıda Fenerbahçe’nin ilk yarıda kurmaya çalıştığı hücum beşlisinde bazı sorunlar olduğuna ve merkezdeki oyuncunun (Pelkas-Sosa) ceza sahasında konumlanması gerektiğine değinmiştim. İkinci devrede ise forvet arkasında görev yapan Ozan Tufan’ın bu noktada daha başarılı olduğunu eklemek gerek. Milli oyuncu, tüm bu olumlu noktalara ek olarak rakip savunma ve orta saha blokları arasında da birçok kez topla buluştu ve bu ekstra performansıyla kuşkusuz maçın en öne çıkan oyuncularından biri oldu.

Bu görüntüde de sağ kenardan gelişen bir Fenerbahçe atağı görüyoruz. Sosa’nın da gelmesiyle bu bölgede Fenerbahçe’nin rakibiyle 5v5 eşleştiğini görüyoruz, ki bunun gibi durumlar tam da Fenerbahçe’nin istediği gibiydi. Devamında Ozan ve Sosa paslaşmasının ardından Nazım Sangare Arjantinli oyuncunun pasıyla çizgiye inmiş ve içerideki Pelkas uygun bir pozisyonda topla buluşmuştu.

3. golden hemen öncesine ait olan bu görüntüde Fenerbahçe’nin yine ağ kenardan bir hücum geliştirdiğini görüyoruz. Valencia ve Sosa’nın çizgiye yakın konumlanması Göztepe savunmasını bozmuş ve Ozan Tufan da iç koridora hareketlenerek golü hazırlamıştı.

Sonuç

Fenerbahçe istatistiklerden de anlaşılabileceği gibi etkili bir hücum performansı ortaya koydu. Bu durumda Göztepe’nin kötü savunma performansı ve ikinci yarıda aldığı riskler gibi etmenler de etkiliydi fakat yine de Erol Bulut ve öğrencilerinin maç genelindeki performanslarıyla geçer not almayı başardılar.

Kaynaklar: MatchStudy.com, mackolik.com, @Optacan