Derbide Fenerbahçe | Galatasaray 0-0 Fenerbahçe

Süper Lig’in üçüncü haftasında Galatasaray ile Fenerbahçe 0-0 berabere kaldı. Pandemi önlemleri kapsamında seyircisiz oynanan müsabakanın ardından her iki takım ve taraftarları da skordan memnun görünürken, iki takımın ligdeki yenilmeme serisi de devam etti. 90 dakikayı iş ortağımız InStat’ın verileri ile inceleyeceğiz.

Fenerbahçe’de derbiye önceki iki haftaya oranla daha farklı bir kadroyla başladı. Stoperde Lemos’un partneri bu defa beklenenin aksine Zanka değil yeni transfer Tisserand olurken, 90 dakika oynamaya hazır görünen Sosa da sezon başından bu yana ilk kez ilk 11’de yer aldı. İlk iki haftadan farklı olarak Ferdi’yi kesen Erol Bulut bir diğer yeni transfer Samatta’ya 11’de şans vermezken, ileri uçtaki tercih ise Valencia oldu. Sarı-Lacivertli takım maç boyunca rakibini 4-4-2 ile karşılamayı tercih etti.

Erol Bulut’un takımın başına geçmesiyle yavaş yavaş geçtiğimiz yıllara nispeten farklı bir kimliğe bürünen Fenerbahçe, Galatasaray karşısında da bu oyun alışkanlığını sürdürdü. Sarı-Lacivertli takımın maç boyunca akan oyunda gerçekleştirdiği 77 atağın 56 tanesini kanatlardan gerçekleştirdiğini gördük.

Maçın henüz ilk dakikası geride kalmışken sağ kanattan gelişen atakta Fenerbahçe rakip ceza sahasına üç kişiyle giriyor ve Galatasaray’ı bu alanda 3v3 yakalıyor ancak Gökhan’ın orta bu bölgeye değil kornere gidiyor. 90 dakika boyunca 4’ü isabetli 23 orta girişiminde bulunan Fenerbahçe’de kaleci Altay ve iki stoper Lemos ile Tisserand’ın dışında ilk 11’de başlayan herkesin en az 1 orta girişiminde bulunduğunu görüyoruz.

Takımın bu denli orta odaklı oynamasının etkisi mi bilmiyorum ama Caner bu pozisyonun devamında kazanılan kornerin ardından bu pozisyonda müsait durumda bulunan Tisserand’ı düşünebilse Fenerbahçe adına önemli bir gol fırsatı doğabilirdi.

Fenerbahçe’nin maç boyunca top kaybı yaptığı bölgeler

Sezon başından bu yana oynanan üç karşılaşmada da topu birinci bölgede mümkün olduğunda az tutmayı tercih eden ve bu doğrultuda gerektiğinde geriden oyun kurma çabasından ödün vererek uzun vurmaktan çekinmeyen Erol Bulut’un takımının bu karşılaşmada da bu anlayışını sürdürdü. Birinci bölgede topla 6 dakika 30 saniye oynayan Fenerbahçe kendi yarı sahasında her iki devrede de üçer top kaybetti.

Altay bu pozisyonda muhtemelen Erol Bulut’un geride mümkün olduğunca az risk alma isteği doğrultusunda topu uygun durumdaki Gustavo’ya aktarmak yerine uzun vurmayı tercih ediyor. Genç kaleci topu Gustavo’ya sağlıklı bir şekilde aktarabilmiş olsa Brezilyalı oyuncunun önünde kullanabileceği oldukça geniş bir alan olacak ve rakip yarı sahada da durum 6v6 şeklinde.

Benzer bir başka pozisyonda Altay yine Gustavo’yu düşünse Brezilyalı oyuncu topu uygun durumdaki Lemos’a aktarabilir ve takım geriden topla çıkabilir ama Altay uzun vurmayı tercih edince top Galatasaray’a geçiyor. Yukarıda da değindiğim gibi sezonun ilerleyen bölümü ne gösterir bilmiyorum ama Erol hocanın en azından ilk üç hafta itibarıyla bu gibi pozisyonlarda takımının topla çıkması gibi bir önceliğinin olduğunu düşünmüyorum.

Galatasaray’ın maç boyunca yaptığı top kayıpları

Fenerbahçe’nin zaman zaman iyi yaptığı şeylerden biri Galatasaray topla çıkarken kazandığı toplarla ani ataklar gerçekleştirmekti. Sarı-kırmızılı takımı maç boyunca kendi yarı sahasında 19 top kaybına zorlayan Fenerbahçe kazandığı toplarla fırsatlar bulsa da final pasları gelmeyince bu durumu skora yansıtamadı.

Bu pozisyonda Caner’in kazandığı topun ardından atağa kalkan Fenerbahçe’de Valencia uygun durumdaki Deniz Türüç’ü görebilse Deniz büyük olasılıkla kaleciyle karşı karşıya kalacaktı ancak tecrübeli oyuncu kötü bir top kontrolünün ardından topu kaybetti ve Fenerbahçe önemli olabilecek bir fırsatı değerlendiremedi. Anahtar pas konusunda oldukça kısır maçta toplam iki anahtar pas girişimi olurken tek başarıyı Galatasaray’dan Omar yakaladı.

Galatasaray’ı Ozan Tufan ve Valencia’nın önde olduğu bir 4-4-2 ile karşılayan Fenerbahçe’de bu ikiliden biri topa sahip olan stopere baskıya giderken, baskıya gitmeyen isim Taylan’a top aldırmamaya gayret etti.

Benzer bir başka pozisyon… Fenerbahçe önde çok adamla pres yaparak Luyindama’yı taca çıkan kötü bir pasa zorluyor. Rakibini savunmadan çıkartmayan Erol Bulut’un takımında Ozan yine Luyindama’ya baskıya giderken, Valencia’nın da Taylan’a yakın olduğunu görüyoruz.

İlk yarının son dakikalarında Galatasaray’ı yine savunmadan çıkarken rakibine göre sağ, kendisine göre sol tarafta hataya zorlayan Fenerbahçe, kaptığı topla bir kez daha atağa kalkıyor. Ozan bu pozisyonda uygun durumdaki Valencia’yı görebilse önemli bir şans olabilirdi ama atak top kaybıyla sonuçlanıyor.

Fenerbahçe maçı rakip yarı sahada kontra atak olanağı tanıyan 12 top kazanarak tamamladı

Oyun planını kazandığı toplarla hızla kaleye gitmek olarak benimsediği görülen Fenerbahçe’deki bu final pası probleminin oyuncuların sisteme tamamen adapte olduktan sonra aşılabileceğini düşünüyorum.

İkinci yarı

Maçın ikinci yarısı ilk yarıya nispeten daha yüksek tempoyla başladı. Fenerbahçe’nin ilk yarıda Galatasaray savunmadan çıkarken yaptığı presi sürdürmek istese de Ozan’ın bir anlık konsantrasyon kaybı takımın golü kalesinde görmesine neden olabilirdi. Bu pozisyonda Ozan’ın Taylan’a uzak kalması nedeniyle normalde Belhanda ile oynayan Sosa Taylan’a çıkarken, Tisserand da Sosa’nın bıraktığı Belhanda’ya çıkıyor ve savunmanın dengesi bozuluyor.

Fenerbahçe’nin rakip yarı alanda kazanıp gol şansı yakaladığı bir başka pozisyon. Bu pozisyonda da ilk yarıdaki örneklerinde olduğu gibi final pası gelmeyince önemli olabilecek bir gol fırsatı değerlendirilemiyor. Sarı-lacivertli takımın rakibini top kaybına zorlayan kalabalık ve organize pres de dikkat çekici.

Altay’ın oyunu eliyle hızlı başlatmasının ardından rakibini üçüncü bölgede 3v3 yakalayan Fenerbahçe’de Valencia bu pozisyonda stoperlerin üzerine top sürmeyi tercih etse belki daha tehlikeli bir atak izleyebilirdik.

Bu noktada dribbling ile adam eksiltme sayılarına baktığımızda Fenerbahçe’nin maçı ikisi kendi yarı sahasında ikisi ise rakip yarı alanda olmak üzere 4 dribbling ile tamamladığını görüyoruz. Belki önümüzdeki günlerde takıma katılması muhtemel yeni bir transfer ya da geleceği belirsizliğini koruyan Garry Rodrigues’in rotasyona dahil edilmesi takımın bu problemine çözüm olabilir.

Maç boyunca rakip kaleye isabetli şutu bulunmayan Fenerbahçe, gol beklentisi değerinde de rakibinin gerisinde kaldı. Her iki takımın da oldukça düşük gol beklentisi değerleriyle kapadığı maçı Galatasaray 0.49, Fenerbahçe ise 0.44 gol beklentisi değeriyle tamamladı.

Marcao’nun uzun vurduğu bu pozisyonun ardından rakip ceza sahasına giren Fenerbahçe’de Ozan daha iyi bir  top kontrolü yapabilse şut çekebilecek zaman ve açıyı bulabilirdi.

Fenerbahçe maç boyunca özellikle üçüncü bölgeye giriş konusunda rakibine önemli bir üstünlük kurarken (55-36), bu üstünlük rakip ceza sahasına giriş sayılarına da yansıdı (13-9).

İki takım arasındaki en önemli farklardan biri de top kazanma/top kaybı sayılarıydı. Galatasaray maç boyunca kendi yarı sahasında 19 top kaybı yaparken, Fenerbahçe’nin yarı sahasındaki top kaybı sayısı 7’de kaldı. Galatasaray maç boyunca 2’si rakip yarı alanda olmak üzere 30 kontra atak başlangıcı top kazanırken, Fenerbahçe ise 12’si rakip sahada 46 top kazandı.

Takımın her geçen gün geliştiğine dair bir işaret olarak görülebilir mi bilmiyorum ama Fenerbahçe ilk deplasman maçını Rize’de oynarken Rizespor maçı 12 kez Fenerbahçe ceza sahasına girerek tamamlamıştı, derbide ise Galatasaray 9 kez ceza sahasına girebildi. Rize’de üçüncü bölgede topla 5 dakika 16 saniye oynayan Fenerbahçe derbide üçüncü bölgede topa 5 dakika 41 saniye sahip oldu. Öte yandan ligin ilk haftasında Rizespor Fenerbahçe’ye karşı topa 45 saniyeden uzun süre sahip olduğu 4 sekans yaşarken, geçen hafta Hatayspor 6 defa topa 45 saniyeden daha uzun süre sahip olmuştu. Derbide ise Galatasaray’ın topa 45 saniyeden daha uzun sahip olduğu 3 sekans yaşandı.

Luiz Gustavo

309 InStat Index puanıyla derbinin en yüksek puanlı oyuncusu olan Luiz Gustavo maç boyunca girdiği 6 ikili mücadelenin 5’inden galip ayrıldı. Maç boyunca 6’sı rakip yarı alanda olmak üzere 9 kez atak başlangıcı şansı tanıyan top kazanan Gustavo, Belhanda ile girdiği 4 ikili mücadelenin tamamını kazanırken, maçı 38/33 pas isabetiyle tamamladı.