Derbide Galatasaray | Galatasaray 0-0 Fenerbahçe

Sezona flaş bir giriş yapan ve ilk 4 maçta 4 galibiyet alan Galatasaray, pazae akşamı evinde ezeli rakibi Fenerbahçe’yi ağırladı. Maç öncesinde rakibinin henüz oyun anlayışını oturtamamasından dolayı Galatasaray favori olarak gösteriliyordu. Fakat maçın hikayesi böyle gelişmedi. Alanyaspor’un başında da Terim’e karşı başarılı sınavlar veren Erol Bulut, bu karşılaşmada da rakibinin oyun kurmasını kısıtladı ve bu da son yıllarda kısır geçen ve 0-0 biten derbilere bir yenisini daha ekledi. Ana planı açısından güçlü bir oyunu olan ev sahibi ekip, bu maçtaysa alınan önlemlere karşı çözüm bulamadı. Fatih Terim’in öğrencilerinin derbideki performansını iş ortağımız InStat’ın verileri eşliğinde inceleyeceğiz.

Ortalama pozisyonlar ve kadrolar

Galatasaray’da sakat olan Saracchi’nin yerine sol bekte Linnes görev alırken savunmanın diğer isimleri beklenildiği gibi Marcao, Luyindama ve Omar’dan oluştu. Orta sahada savunmanın önünde Taylan oynarken, onun önünde de Arda-Emre-Belhanda-Feghouli dörtlüsü görev aldı. İleri uçta ise Falcao forma şansı buldu. Sarı-Kırmızılılar rakibini karşılarken 4-1-4-1 şeklinde sahaya yayıldı.

Ana plan ve ilk yarı

Galatasaray bu maça kadar güçlü ve başarılı bir ana planla oynadığı için genel beklenti aynı anlayışın bu maçta da devam edeceğiydi. Nitekim böyle de oldu. Ancak bu sebepten ötürü kartları açık olan taraf da net bir şekilde Sarı-Kırmızılılardı ve bu taktiksel açıdan Erol Bulut’a bir avantaj sağladı.

Sahada orta blokta rakibi 4-1-4-1 formasyonu ile karşılayan ev sahibi ekipte oyun daha derinde savulduğunda, Taylan’ın da savunma hattına katılması ile 5-4-1 dizilişine bürünüldü. Geriden oyun kurarken ise yine diğer maçlardaki gibi Taylan’ın derine inmesi ve stoperleri ikiye ayırması ile 3’lü bir hat oluşturuldu. Onların önünde Belhanda ve Emre yaklaşarak pas opsiyonları sağladı. Kanatlarda Omar ve Linnes’in çizgide oyunu genişletmesi, Arda ve Falcao’nun sırtı dönük derine gelmeleri ile bağlantı oyunu kurmaları ve boş alan yaratmaları planlandı. Bu alanlaraysa Linnes, Feghouli, Emre ve Omar’ın koşularını izledik.

Aslında maçtaki planlamalar geçen seneki Kadıköy derbisine benzerdi. Burada da Fenerbahçe savunmadan disiplinli bir şekilde daralıp zamanında presler ile oyun kurmayı engellemeye çalıştı. Ama maç sonu Terim’in basın açıklamasında söylediği gibi artık Seri gibi bir registaları yoktu. Buna ek olarak yine savunma hattında Mariano gibi bir usta ayak da yoktu, ayrıca Galatasaray savunmasını öne çıkararak hatları sıklaştıran rakiplerine karşı boş alanları değerlendirecek Onyekuru gibi bir silahtan da yoksundu. Bu sebeple Fenebahçe, rakibinin oyun kurmasına daha kolay engel oldu. Orta alanı kalabalık tutarak Marcao’nun dikine oynamasını engelleyen rakibine karşı Terim bir reaksiyon gösteremedi.

Pres güçsüzlüğü

Yine maç sonu basın toplantısında tecrübeli çalıştırıcının değindiği konulardan biri de pres konusunda istediklerini yapmadıklarıydı. Kalede Altay gibi genelde ayağa çıkmakta tereddüt eden ve görseldeki gibi tek kişilik bir preste bile uzun top atmayı tercih eden bir kaleci varken bu silahı kullanamamaları yoğun maç trafiği ile açıklanabilir. Fakat buna göre bir planla maça hazırlanıp gerekirse ana plandan feragat edebilirlerdi. InStat verilerine de yansıdığı gibi ev sahibi ekip yaptığı 7 presin sadece 2’sinde başarı sağladı. Bu konuda rakibinin yarısından az bir başarı yüzdesi ve pres sayısı ile oynadı. Sarı-Kırmızılılar rakip yarı sahada 2 top kaparken rakiplerinde bu sayı 12’ydi. Terim’in öğrencileri derbide kendi alanında 19 top kaybederken, rakibini ise sadece 7 top kaybına zorlayabildi. Bu verilerde maçın tamamen Erol Bulut’un planladığı şekilde ilerlediğini söyleyebiliriz.

Sol kanat akınlarında verimsizlik

Orta sahada ya da sağ kanatta ev sahibi ekip tek paslarla zaman zaman rakibi eksiltip alan yaratarak rakibinin savunma dengesini bozmayı başardı. Fakat sol kanata açılan bu ataklarda Arda’nın artık belli bir yaşa gelmesi statik kalması, Saracchi’nin olmaması ve Emre’nin formsuzluğu verimliliği çok düşürdü. Yukarıdaki görsellerde olduğu gibi zaman zaman Falcao’nun kurduğu bağlantılar, zaman zaman ise Emre-Belhanda-Feghouli üçgenleri ile rakibinin dengesini bozan Sarı-Kırmızılılarda atak yönü değiştiğinde hızlı ve efektif bir hücum aksiyonu yaratılamadı. Maç boyunca 28 atak yapılan sol kanattan sadece 2 şut üretildi. Geçen sezonda orta saha oynamasına rağmen sol tarafa yakın oynayan ve bu alanda başarılı işler yapan Ömer Bayram oyuna daha erken dahil edilebilirdi. Zira Emre Kılınç’ın kötü performansı bir yana, Ömer dribling ve orta yeteneğiyle de fark yaratabilirdi.

Savunma geçiş oyunu

Maç sonunda Sarı-Kırmızılıların tecrübeli teknik direktörü, Luyindama’nın dönüşü ile savunma geçiş oyunlarında daha geliştiklerini vurguladı ancak Kongolu stoperin bu maçtaki performansı geçiş savunmasının planlı yapılmasından çok oluşan plansız yapıdaki bireysel yeteneğin başarısını gösteriyor. Savunma hattı sürekli bu hızlı hücumlarda yıpratıldı ve çoğu bu hücumlarda olacak şekilde takımın yarısından fazlası sarı kart gördü. Bu ataklarda iki stoperde atılabilir ya da penaltı yaptırabilirlerdi. Kaptırılan her toptan sonra oluşan kontra pres zafiyetini iyi değerlendiren konuk ekip görsellerdeki gibi orta sahayı çok kolay bir şekilde geçti. Bu maçı savunma oyuncularının performansları üzerinden okumak çok yararlı olmayabilir. Bu maçtan geçiş savunması adına çıkarılması gerekilen çok ders olduğunu düşünüyorum.

Kanat ortaları

Son 3 sezonda beraber iyi bir uyum sağlayan Mariano-Belhanda-Feghouli üçgeni Galatasaray’a güçlü bir sağ kanat oyunu sundu. Bu sezon ile 4. sezonlarını beraber geçiren Belhanda-Feghouli ikilisine iyi bir uyum gösteren Omar ile bu sezon da güçlü bir kanat oyunu gösterileceği belli. Yıllar önceki bir konuşmasında “Ne kadar hücum opsiyonunuz, silahınız varsa durdurulmanızda o denli zorlaşıyor.” diyen Fatih Terim’den özellikle bu sene diğer sezonlar kullanılmayan kanat ortası organizasyonları ışığı seziyorum. Bu maçta 11 orta ile rakibinin sadece yarısı kadar orta yapmalarına karşın 4 isabet ile rakibi kadar isabet sağlamayı başardı. Bu oranın düşüklüğünü sol tarafta sol ayaklı bir kanat oyuncusunun olmamasına da bağlayabiliriz. İlk görselde Omar’ın ortasında ceza sahasında 4v3 üstünlük sağlandığını görebiliyoruz. Gaziantep FK maçında da çok etkili ortalar açan Omar kale sahası önünde Falcao’ya usta işi bir ikram yapmış ama tecrübeli golcü kariyerine yakışmayacak şekilde bu ikramı geri çevirmişti. Omar’ın takıma katılması ile gelen sağ kanat dinamizmine ek olarak orta yeteneği de üst seviyeye çıkmış görünüyor. Sol kanatta da etkili ortalar yapan Saracchi takıma katılınca Terim’in öğrencileri bu silahı daha efektif kullanacaktır.

İkinci görselde ise Omar-Belhanda-Feghouli üçgeni ile gerçekleşen atakta ceza sahasında az adamla bulunmalarına rağmen etkili bölgeye koşu atan Sarı-Kırmızılılar, Feghouli’nin ortasında önce Arda, sonra da Linnes ile etkili şut şansı yakaladılar. Bu doğru koşular kampta bu organizasyonlara daha fazla çalışıldığını gösteriyor. Keza Split maçında Belhanda’nın ve Babel’in golleri, Neftçi maçında Diagne’nin golü, Gaziantep FK maçında Falcao’nun ikinci golü ve Başakşehir maçındaki Belhanda’nın klas golüne bakılınca kalabalık orta saha hattından gelen süpriz koşular ile kanat ortalarında etkili koşular yapıldığını ve ekseriyeti yerden sert bir şekilde olmak üzere etkili ortalar gördük. Neredeyse bugüne kadar akan oyunda atılan gollerinde %70’i bu şekilde gerçekleşti.

Hızlı hücum aksiyonları

Galatasaray’da bu maç özelinde bu kadar top kaybı yapılmasına ve etkili presle pas kanallarının tıkanmasına rağmen olumlu çıkarılabilecek sonuç 3. bölgey organize bir şekilde geçebilmeleriydi. Bu şansı rakibi çoğunlukla vermese dahi, zaman zaman Falcao’nun mobilize oyunu ve Arda’nın sırtı dönük bağlantı oyununda tek toplarla orta bloğu zaman zaman etkili bir şekilde delmeyi başardılar. Açıkçası bu oyuna rağmen net pozisyon sayısı çok daha fazla olabilir hatta ev sahibi maçı kazanadabilirdi. Son paslardaki hatalar ve performans düşüklüğünden ötürü Galatasaray, bir çok etkili atak fırsatından yararlanamadı. 2. görselde bu sezon Galatasaray’ın rakip kaleye nasıl dikine ve hızlıca gidebildiğini görebiliyoruz. Bu görselde rakip yerleşim hatası da olsa 2 pas ile kendi ceza sahası önünden rakip ceza sahasına ev sahibinin 6 saniye içinde ulaştığını görüyoruz. Çok ince bir ofsayt ile bu gol iptal olsa da gelecek adına hücum aksiyonlarında değerli bir örnek olarak görülüyor. Diğer görselde ise Arda’nın tecrübesiyle kurduğu bağlantısı sayesinde Emre Kılınç’ın rakibi eksik yakaladığını görüyoruz. Burada da Belhanda bir çok opsiyonu olmasına rağmen top kaybı ile atağı sonlandırdı. Maçta tercih hatası yapan ve gerekli mücadele gücünü gösteremeyen Emre, Belhanda ve Feghouli gibi oyuncular bu maçta normal performansları ile oynayabilselerdi her şeye rağmen daha farklı bir skor ve maç hikayesi de gerçekleşebilirdi.

İkinci yarı ve değişiklikler

İkinci yarıda özellikle Feghouli iyice yoruldu ve oyundan kopmaya başladı. İlk görselde ev sahibi ekibi ön alan presi nasıl uygulanmalı bize gösterdi. 4v3 sayısal üstünlüğün olduğu bir pozisyonda Feghouli’nin kimseyi marke etmemesi, Taylan’ın gereksiz bir şekilde Sosa’yı bırakıp ön alana presine gitmesi ve onun bıraktığı boş alanı Emre veya Feghouli’nin kapatmaması sonucu Fenerbahçe çok rahat bir şekilde rakip sahaya etkili bir şekilde geçiş yapabiliyor. Diğer görselde ise yine Feghouli’nin Omar’ın bindirmesi ile boşalttığı alana koşamadığını ve rakibine yetişmeye çalışacak gücünün kalmadığını görüyoruz. Taylan’ın bu alanı kapatmaya çalışmasıyla ev sahibi bir anda rakiple 3’e 3 pozisyonda kaldı. Yine verilere bakınca 45-60 dakikaları arasında Fenerbahçe ikinci devrede attığı 5 şutun 4’ünü gönderdi.

Fatih Terim iyice oyundan düşen takımına fazla şans verdi ve açıkçası kanaatimce değişiklik yapmakta geç kaldı. Yorgun ve etkisiz Feghouli oyundan alınırken onun pozisyonuna Emre Kılınç geçti. 4-2-3-1 dizilişine evrilen yeni sistemde 2. pivot Taylan’ın yanında Etebo olurken, sol kanatta Arda’nın yerinde Babel görev aldı. İleri uçta ise Terim Diagne/Falcao değişikliği yaptı. Bu değişiklikler 70. dakikada yapılırken bu dakikadan sonra gözle görülür bir şekilde Galatasaray’ın oyunu iyileşti ve orta alan mücadelesinde dengeyi sağladılar. Tecrübeli çalıştırıcının B planının ana planına göre daha iyi iş yapması ister istemez “Acaba bu değişikliğe gidilmekte geç mi kalındı?” sorularını akıllara getirdi. Ama Sarı-Kırmızılılar için sevindirici olan şey ise takımın 4-2-3-1 dizilişinde de etkili oynaması, Etebo’nun orta saha direncine katkısı ve Taylan’ı rahatlatması diyebiliriz. Ayrıca büyük ihtimalle Babel’in de hücum aksiyonlarında yaptığı katkılar ve Arda gibi bağlantı oyununda bulunabilmesi teknik ekibin yüzünü güldüren bir diğer unsurdur.

Veriler ve genel değerlendirme

Yukarıdaki top kayıp haritaları bize maçın genel kurgusu adına çok şey gösteriyor. Kendi alanında 19 top kaybı yapan ev sahibinde en çok top kaybı yapan isim 6 top kaybıyla Erol Bulut tarafından özellikle top almasına müsaade edilen ve sonrasında Ozan ile etkili bir şekilde baskıya maruz kalan Luyindama oldu. Rakibe ise Sarı-Kırmızılılar kendi alanında sadece 6 top kaybı yaptırabildi. Bunların çoğu da görüldüğü gibi ceza sahasından çok uzakta tehlike alanı dışında bölgelerdi.

Bir diğer can alıcı veri ise Fenerbahçe’nin 13 kez ceza sahasına girebilmesi. Ev sahibinde ise bu sayı 9’da kaldı. Buna karşın toplamda Sarı-Kırmızılılar 3 ciddi gol şansı yakalarken rakiplerine sadece 1 net gol pozisyonu verdi ve kalesine hiç isabetli şut almadı. Buna tezat olarak maçın büyük kısmı Galatasaray’ın 1.bölgesinde gerçekleşti. Ev sahibi topla fazla oynamasına rağmen bunun büyük çoğunluğu rakibin istediği gibi kendi yarı alanında oldu.

Bu verileri tabi ki rakibin henüz hücum hattı olarak yeni bir kadro olmasını ve hücum aksiyonlarının henüz oturmamasını göz önüne alarak değerlendirmek gerekir. Bu kadar ceza sahasına giriş yapan daha oturmuş etkin bir takım çok daha net gol pozisyonlarına girebilir ve maçın kilidini açabilirdi. Keza temsilcimiz Perşembe akşamı daha oturaklı bir takıma karşı oynayacak. Muhtemelen Gerard bu maçı izlemiş ve gerekli çıkarımları yapmıştır. Erol Bulut’un oyunu karşılama anlayışı ona iyi bir örnek olmuştur. Çünkü hücum anlamında daha etkin bir takımlar ve hücum kısmında da Galatasaray’a daha büyük problem çıkarabilirler. Fakat Galatasaray arık buna karşı 4-2-3-1 gibi yeni bir opsiyonu ve orta sahaya Etebo gibi ekstra bir dinamizm şansı var ki açıkçası Feghouli formu böyle davam ederse ve Etebo takıma adaptasyonunu hızlı gerçekleştirirse ana planın 4-2-3-1 olma ihtimalini de önümüzdeki günler için yüksek görüyorum.