Analiz | Fulham 0-3 Arsenal

Premier Lig’de yeni sezonun açılış karşılaşmasında lige yeni yükselen ve kadrosunu Knockaert, Lemina ve Reed gibi isimlerle güçlendiren Fulham, evinde Magalhães, Mari ve Willian gibi isimleri kadrosuna katan Arsenal’i ağırladı. Sezona özellikle defansif açıdan çok iyi hazırlanmadığı görülen genç teknik direktör Scott Parker’ın öğrencileri sahadan 3 gollü bir mağlubiyetle ayrıldı.

Ortalama pozisyonlar ve kadrolar

Bryan, Ream, Hector ve Odoi dörtlüsü ile sahaya çıkan ev sahibinde defansın önünde Reed-Cairney ikilisi görev aldı. İleri uçta eski Malatyaspor’lu Kamara’ya ve onun arkasında Onomah’a forma veren Parker kanatlarda ise Cavalerio ve Kebano’ya şans verdi.

Geçen sene son haftalarda 3’lü savunma anlayışını takımına oturtan Arteta ise savunma hattını Holding-Gabriel-Tierney şeklinde oluşturdu. Kanat bekleri olarak Belerin ve Maitland-Niles’ı tercih eden genç çalıştırıcı orta saha ikilisi olarak Xhaka ve Elneny’i seçti. Hücum üçlüsü olarak ise Aubameyang, Lacazette ve Willian forma şansı buldu. Ortalama pozisyonlarda da görüldüğü gibi konuk ekip sahaya yayılışı, alan parselizasyonu ve takım geometrisi olarak gelecek adına iyi ışıklar vermeye bu maçta da devam etti.

İlk yarı ve takımların ana planları

Maça 3-4-3 dizilişi ile başlayan konuk ekipte geçen sene aksayan savunma hattındaki değişikler göze çarptı. Arsenal’in, FA Community Shield’da, Liverpool’a karşı oynadığı ve sezonun açılış mücadelesindeki oyununa bakılırsa rakipler, Arsenal’e ön alan baskısı yaparken iki defa düşünecek gibi duruyor. Geriden oyun kurma konusunda takımına epey yol kat ettirdiği gözlenen Arteta’nın, baskı altında topu 3. bölgeye geçirip geride savunmaları dengesiz yakalamayı amaçladığı gözlemleniyor. Yeni savunma hattı ve onlara yaklaşan çift orta saha ile sayısal üstünlük ve kaliteli ayaklar sayesinde presi kırıp arkada özellikle Aubameyang’a boş alanlar yaratıyorlar. Savunmada ise kompakt kalmayı başaran Kuzey Londra temsilcisi, kanat beklerinin savunmaya gelmesi ile derinde 5-4-1 dizilişi ile rakibini karşıladı ve neredeyse hiç pozisyon vermedi.

Parker ise yeni Premier lige çıkmış ekibini 4-2-3-1 dizilişi ile sahaya sürerken ofansif açıdan daha çok rakibi geçiş hücumları ile yıpratmayı ve sonuca gitmeyi amaçlamış gibi görünüyordu ama bunun sahada çok fazla karşılığı olmadı. Yine savunma olarak ön alan presi ile rakibin geriden oyun kurmalarını önlemeye çalışsalar da, bu konuda ustalık seviyesine çıkmış rakibine karşı etki gösteremediler. Çoğu ön alan presinde de adam paylaşım hatalarından dolayı sürekli oyundan düşme ve geride eksik yakalanma problemleriyle karşılaştılar.

Konuk ekip 3’lü savunma ile sahaya çıksa da atağa çıkarken Tierney’in kanata açılması ile tipik 4’lü savunma dizilimine döndüler ve orta saha oyuncuları Xhaka ve Elneny’nin savunmaya yaklaşarak topu 2. ve 3. bölgeye taşımaya çalıştığını gördük. Kollektif bir şekilde tek paslar ve doğru alan paylaşımları ile zorlanmadan her defasında baskıyı kırarak atağa çıkmayı başardılar. Çoğu kez iki orta sahanın görseldeki gibi savunma hattına gelip geriden oyun kurduğuna şahit olduk. Rakip teknik adamlar haftalar geçtikçe bu güçlü pas oyunu çözmeye ve anti-tezler üretmeye çalışacaktır mutlaka ama şu an için oldukça güçlü bir planları olduğunu söyleyebiliriz.

3. bölgede ise Tierney genelde kanata açıldı ve sol kanat beki olan Maitland-Niles orta sahaya yaklaştı. Bu şekilde takım 2-3-5 gibi bir dizilişe evrilmiş oldu. Özellikle sol kanadı Arteta’nın öğrencileri çok etkin kullandılar. Zaman zaman bu alana Xhaka’nın da yaklaşması ile sürekli pozisyon rotasyonu yaptılar. Görseldeki gibi Tierney zaman zaman merkeze doğru bindirme yaptı ve bu anlarda Aubameyang çizgiye bastı. Ama genelde Gabonlu golcünün ceza sahasına daha yakın kalmaya çalıştığını gördük. Bu bölgede yakalanan sayısal üstünlük ve küçük üçgenler ile Arsenal maç boyunca etki yarattı.

Güçlü yanlar


Yukarıdaki görselde takımın geriden ön alan presine rağmen nasıl rahat çıkabildiğini görüyoruz. Bu maçta herhangi bir rakip baskısıyla karşılaşmadan kendi alanında ortalama(OPPDA) 32,69 pas yaptılar. İkinci görselde Arsenal’in atağı sadece 9 saniyede sol kanattan başlatıp sağ kanatta Bellerin’e bomboş bir alan yaratıldığını ve atağın yönünün oraya döndürüldüğünü görüyoruz. İlk görsel de maçın kapanış golünün başlangıcı. Rakibin presini Arteta’nın öğrencileri silah gibi kullanmayı başarıyor ve Aubameyang’a istediği boş alanda topla buluşturunca cezayı kesiyor.

Görseldeki gibi takımda alan paylaşımı bilincinin yüksek olduğunu gözlemledik. Xhaka yada Elneny pozisyonunu bırakıp derine indiğinde kimi zaman Maitland-Niles, kimi zamansa Willian orta sahaya yaklaşarak onlardan doğan boşlukları doldurdu ve bu sayede her defasında Arsenalli oyuncular zorlanmadan pas opsiyonu bulabildiler. Defansif açıdan da disiplinli bir şekilde takım boyunu kısaltan konuk ekip, derinde zaman zaman Willian ve Aubameyang’ın da defansa gelmesiyle 7’li bir savunma hattı kurdu. Bu şekilde aşılması zor bir yapı oluşturmuş oldular.

Bu bölümde Fulham için söylenebilecek fazla bir şey yoktu. Neredeyse hiç pozisyona girmeden maçı tamamladılar diyebiliriz. Sevindirici tek istatistik olarak başarılı pas sayısının çok olması ve bu oyuna yatkın Lemina ve Seri gibi oyuncularında henüz 11’de olmamasını söyleyebiliriz. Savunma olarak da kötü bir maç sergileyen Parker’ın öğrencilerinin ligde kalıcı olabilmek için kat etmesi gereken çok yol var.

Zaaflar

Fulham’da maç boyunca savunmanın sağ tarafı sürekli aksadı. İlk golde Ream büyük hata yapmasına rağmen maçı tek taraflı hale getiren asıl şey Hector ve Odoi’nin akıl almaz kötü performansıydı.

İlk görselde Maitland-Niles’ı takip etmek için Hector öne çıkıp alanını boşaltınca Lacazette’e bomboş bir alan bırakıyor. Aubameyang pas zamanlamasını ayarlayabilseydi çok ciddi gol fırsatı doğacaktı.

İkinci görselde ise Xhaka’nın pasında Hector yine rakibini kaçırıyor ve Aubameyang ceza sahasında karşı karşıya pozisyon yakalıyor. Maç boyunca bu sekanslardan çok yaşandı. Hatta ilk gol ve ikinci golü de bunlara örnek gösterebiliriz. İki golde de Aubameyang sağ taraftan atılan uzun paslar sonucu ceza sahası civarında topla buluştu ve devamında goller geldi.

Maç boyunca Fulham pozisyon kaymalarında problem yaşadı. Arsenal kolaylıkla atak yönünü değiştirdiğinde iki tarafta da bomboş alanlar buldu. Görselde de Willian’ın pasında sol tarafta Maitland-Niles’ın unutulduğunu görebiliyoruz.

Pres konusunda ise iki takımında etkili olamadığını ve bu konuda özellikle Premier Lig standartlarının altında kaldığını söyleyebiliriz. Top kapmalar ve başarılı pres sayıları çok düşük olan maçta Arsenal %60 başarılı ön alan presi uygulasa da bu sayının sadece 3 olması düşündürücü. Ayrıca konuk ekipte sol taraf ne kadar etkili ise sağ kanat da bir o kadar etkisizdi. Willian’ın formsuz görüntüsü ve Pepe’nin hala beklenen çıkışı yapamaması Arsenal adına büyük sorun teşkil ediyor.

İkinci yarı  ve değişiklikler

İki teknik adam da ikinci yarılara aynı 11’ler ile çıktı. Maç boyunca dizilişte değişim yapmayan ligin en genç iki teknik adamı, 63. dakikaya kadar değişiklik yapmadı. İlk değişiklik hakkını kullanan Parker oldu. Fakat bu değişikliği yaptığında zaten skor 0-3 olmuştu ve oyun olarak da sahada istediğini yapan taraf Arsenal’di. Oyuna müdahalede bu kadar geç kalması yüksek ihtimalle eleştirileri peşinden getirecek. Parker, 63. dakikada etkisiz Kamara yerine Mitrovic’i aldı ve Andre-Frank/Kebano değişikliğini yaptı. 75.dakikada ise Reid/Onomah değişikliği geldi. Fakat ev sahibi ekip bu değişiklikler “oyuncu değişikliği”nin ötesine geçmedi. Ne pozisyonlarda, ne de oyun anlayışında bir değişim göremedik. B planı açısından Parker’ın sınıfta kaldığını söyleyebiliriz. İkinci yarıda tek farklı yapılan şey ön alan presinden daha çok orta blokta rakibi karşılamaya çalışmaları oldu. Bunda daha başarılı olduklarını ve açıkçası maça ana plan olarak da bu şekilde hazırlanmaları gerektiğini gördük.

Arteta ise 75. ve 79. dakikalarda sırasıyla Pepe/Willian ve Ceballos/Xhaka değişikliklerini yaptı. Dakikalar 87’yi gösterdiğinde ise Nketiah, Lacazette yerine oyuna girdi. Ana planını çok iyi bir şekilde uygulayan genç İspanyol teknik adam maçı bu değişikliklerle ana plana sadık kalarak sadece oyuncu değişiklikleri ve enerjiyi tazeleyerek maçı bitirmiş oldu.

Kırılma anı

Maçın ikinci dakikasında Maitland-Niles’in pasında 2. golü de atan yeni transfer Gabriel, büyük hata yapıp topu kaleci Leno’ya bırakınca Kamara topla buluştu ama Leno çabukluğu ile pozisyonu engelledi. Kamara bu pozisyonda topu kurtarabilse muhtemelen takımına penaltı kazandırmış ve rakibini 10 kişi bırakmış olacaktı. Bu senaryo ile başlayan maçın hikayesi de şüphesiz çok daha farklı olacaktı. Maç boyunca çok göz önüne çıkmasa da Leno bu pozisyonda maçı ve yeni transfer Gabriel’i kurtaran adam oldu diyebiliriz.

Veriler

Veriler ışığında maçı incelediğimizde gözümüze ilk çarpan index puanı ve şutlarda maçın her anında konuk ekibin daha üstün olduğu görülüyor. Arsenal 14 şut gol denemesinde bulunurken rakip sadece 3 isabetli şut atabildi. Gol beklentisinde de görüleceği gibi konuk ekip rakiplerine neredeyse hiç gol şansı tanımadı. Şut mesafeleri de Arsenal’in ne kadar olgun hücum yaptığını gösteriyor. Rakipleri ortalama 28,3m uzaklıktan şut atarken, Arteta’nın öğrencilerinde bu rakam sadece 13,7 metre. Bunun dışında rakip ceza sahasına Fulham’ın 5 katı daha fazla girmeyi başaran Kuzey Londra temsilcisi, topa sahip olma konusunda da rakibine üstünlük sağladı.

Leno’nun maç boyunca hiç uzun top kullanma gereği duymaması ve buna zorlanmaması da Fulham’ın pres performansını bize aktarıyor. Hatta rakip defans çoğunlukla Leno’ya geri dönme gereğinde bile bulunmamış görünüyor.

Genel değerlendirme

Fulham’ın bu maçtaki kötü pres ve defans performansı iyiye işaret değil. Henüz ligin başı ve ilk maç olması bunu bir nebze anlaşılır kılabilir ama genel olarak maçın hiç bir anında oyuna ortak olamayan ev sahibi ekipte bu maçtan çıkarılacak çok ders var.

Arteta ise ilk 6 takımlarına göre düşük bütçeli bir kadroya sahip ancak buna rağmen güçlü bir ana oyun planı hazırlamış ve bu planı Liverpool ve Fulham karşısında başarıyla uyguladılar. Ama Premier Lig için çok zayıf bir pres oyunlarının olduğunu da belirtmek gerekir. Bu kadar tecrübeli teknik adamın çalıştığı bir ligde de elbette Arteta’nın ana planına karşı anti-tezler üretilecektir. İspanyol teknik adamın bunlara karşı geliştireceği değişim, taktik anlayış ve strateji Arsenal için belirleyici olacaktır.