Süper Lig’in 28. haftasında Galatasaray evinde Gaziantep FK’yı ağırladı. Özellikle son 10 dakikası oldukça enteresan geçen maç 3-3 sona erirken, üst üste 2. kez puan kaybeden Galatasaray şampiyonluk yarışında büyük darbe yedi.
Ortalama Pozisyonlar
Galatasaray sakat ve cezalılarının sebebiyle Ahmet Çalık-Lemina stoper tandemiyle maça çıktı. Lemina’nın orta saha rotasyonundan çıkmasıyla beraber de Seri 6 numaraya çekildi ve Emre Akbaba ilk 11’e monte edildi.
Gaziantep FK’ysa yine alışık olduğumuz 3’lü savunma düzeniyle maça başladı. Topu rakibine bırakıp kontra ataklarla gol arayan Gaziantep, maçın özellikle ilk bölümünde rakip savunma arkasında bolca alan buldu. Son 10 dakikada hücumdaki kalabalığı arttırmak için yaptığı değişiklikle 2 stoperli düzene geçen Sumudica’nın öğrencileri, gelen son dakika golüyle istediklerini aldılar.
Galatasaray, yine bildiğimiz oyun planıyla maça başladı. Önde baskı yapan ve rakibini dengesiz yakaladığı her an hızla rakip kaleye inmeye çalışan Sarı Kırmızılılar, zaman zaman önemli hızlı hücum fırsatları da yakaladı.
Ev sahibi ekip yerleşik hücumdaysa atağı sağ kanada yığıp buradan yapılacak organizasyonlar, ya da ters tarafa atılacak toplarla rakibini açmayı denedi.
Yukarıdaki grafikte de görüldüğü gibi Gaziantep FK, ilk yarıda kendi yarı sahası ve rakip sahanın ilk metrelerinde tam 16 top kaybetmiş. Bu topların bir çoğu biraz üstteki pozisyonda olduğu gibi hücuma geçiş sırasında kaptırılan toplar ve bu hataların bazıları Gaziantep kalesine pozisyon olarak geri döndü.
Galatasaray, yerleşik hücumlarda yine bildiğimiz şablonunu kullanmaya çalıştı. Oyunu genel olarak sağ tarafa yıkan ev sahibi ekip, ya bu kanattan yapılan organizasyonlarla, ya da ters tarafta oluşan boşluğa atılan toplarla gol aradı.
Galatasaray’ın oyun şablonu doğal olarak verilere de yansıdı. Pas trafiği grafiğinde de görüldüğü gibi Galatasaray’ın en çok pas alışverişine giren 5 ikilisinden 2’si Mariano-Belhanda ve Belhanda-Feghouli. Ancak 11’e 11 oynanan bölümde set hücumunda etkili bir Galatasaray göremedik. Rakip alana yerleşmekte zorlanan, yerleştiğinde de Gaziantep’in 3’lü savunma anlayışı ve merkezi kalabalık tutmasıyla birlikte boşluk bulmakta zorlanan ev sahibi ekip, maçın özellikle ilk bölümünde kaptırılan toplar sonucu da sıkıntı yaşadı. Galatasaray’ın bu noktada sıkıntı yaşamasında Seri’ye alınan önlemin önemli rol oynadığını düşünüyorum.
Sumudica, Lemina’nın stopere geçmesiyle beraber Galatasaray’ın savunma çıkışlarında 1 numaralı opsiyonu olacak olan Seri’yle, Kayode’yi eşleştirdi. Kayode’nin özellikle 11’e 11 oynanan bölümünde Seri’yi sürekli bir gölge gibi takip ettiğini gördük. Bu 1’e 1 eşleştirme sebebiyle de ev sahibi ekip, oyunu Seri üzerinden yönlendiremedi ve rakip sahaya yerleşmekte zorlandı.
Bu pozisyonda da görüldüğü gibi Gaziantep forveti Kayode, Seri’nin peşinde neredeyse kendi ceza sahası önüne kadar gelmiş. Kayode’nin verilen savunma görevini savsaklamadan, düzenli bir şekilde yapması Galatasaray’ı hücumda fazlasıyla zorladı.
Seri kadar net olmasa da Lemina’nın da top kullanma özgürlüğünü kısıtlamaya çalışan Gaziantep, rakibini Ahmet Çalık ya da bekleri üzerinden oyun kurmaya yönlendirdi. Hal böyle olunca da Galatarasaray’ın hücumda zorlandığını görmek sürpriz olmadı.
Seri’nin, Galatasaray’ın düzenindeki önemini en iyi anlatan pozisyonlardan biri bu. Savunmadan çıkamayan Galatasaray’da Mariano kaleciye dönmek zoruna kalıyor. Devamında kendisine verilen Seri’yle 1’e 1 oynama görevini maçın büyük bölümünde disiplinli bir şekilde yerine getiren Kayode, Seri’yi bırakıp kaleci Okan’a baskıya gidiyor ve Okan da topu boştaki Seri’ye aktarıyor. Bu ana kadar ilk defa bu kadar rahat topla buluşan Seri de savunma arkasına öldürücü bir pas deniyor. Kana-Bıyık son anda topa müdahele edemese Onyekuru direk kaleciyle karşı karşıya kalacak.
İç koridor(half-space) olarak adlandırabileceğimiz stoper-bek arasındaki boşluğun savunma yapan takımlar açısından büyük bir zaaf olduğunu biliyoruz. Hücum eden takımlar da genelde bu bölgeye oyuncu kaçırarak sık sık gol ararlar. 3’lü savunmanın da en büyük avantajlarından biriyse savunmaya eklenen ekstra oyuncuyla birlikte gerideki alanların daha rahat kapatılması, dolayısıyla iç koridora yapılacak koşuları ya da pasları da engelleyerek rakip tehditini azaltmasıdır.
Galatasaray’ın da buna panzehir olarak forveti sıklıkla 2’lediğini gördük. Gerek Onyekuru, gerekse Feghouli sık sık merkeze gelerek rakibin sağ ya da sol stoperleriyle eşleşti ve stoperi kendisiyle götürerek savunmada boşluklar yarattı.
Bu pozisyonda da görüldüğü gibi sol kanat Onyekuru, önce merkeze gelerek Kana-Bıyık’la eşleşiyor. Daha sonrasında topla buluşan Onyekuru, rakip savunmada oluşan boşluğa pas atmaya çalışmıştı ancak Gaziantep savunması bu topa müdahele etmişti.
Buradaysa Feghouli, sol stoper Tosca’yla eşleşiyor ve top almak için kendini geri atarak rakibini de kendisiyle birlikte götürüyor. Burada Feghouli, Belhanda’yla iyi bir verkaç yapmış ancak merkezdeki Emre Akbaba, Feghouli’nin çabasının farkında olmayacak ki ağır adımlarla merkezden takım arkadaşlarını seyrediyor. Emre, burada oynanan oyunun farkına biraz erken varsa o boşluğa koşu atarak tehlike oluşturabilirdi.
Son Söz
Galatasaray, pandemi dönüşü oynadığı 2. maçında da puan kaybetti. Sadece sonuç değil, oyun olarak da lige gerek Başakşehir, gerekse Trabzonspor’dan daha kötü bir dönüş yapan Sarı Kırmızılılar, bu puan kaybıyla birlikte şimdilik maç fazlasıyla lider olan Başakşehir’in 8, 1 maç eksiği olan Trabzonspor’un da 5 puan gerisine düştü. Haftaya oynanacak Başakşehir maçı Galatasaray açısından “Ya tamam, ya devam” maçı olacak.
Gaziantep FK’daysa sadece bu maç özelindeki değil, genel performansı sebebiyle Sumudica’nın takdiri hak ettiğini düşünüyorum. “Toplama” olarak tabir edebileceğimiz bir kadro kuran Gaziantep’te oyuncuların bir çoğunun oyun zekaları da oldukça düşük. Ligin bu konuda en kötü ekiplerinden biri olan ve bunun sıkıntısını çokça yaşayan Gaziantep, buna rağmen Sumudica önderliğinde sezon boyunca küme düşme hattının uzağında kalmayı başardı ve Galatasaray deplasmanından da puanla ayrıldı.