Pandemi nedeniyle verilen uzun süreli aranın ardından Spor Toto süper lig, oynanan 27. hafta karşılaşmalarıyla geri döndü. 27.hafta karşılaşmasında zirve takibini sürdüren Galatasaray, küme düşme hattından uzaklaşmak isteyen Çaykur Rizespor’a konuk oldu. Çaykur Didi Stadyumunda oynanan karşılaşma ev sahibi ekibin Skoda ve Tunay Torun’un ayağından bulduğu gollerle 2-0 sonuçlandı. Bu mağlubiyetle Galatasaray, şampiyonluk yolunda önemli bir kayıp yaşarken uzun bir aranın ardından galibiyetle tanışan Çaykur Rizespor ise küme düşme hattı içerisinde bir nebze olsun nefes almayı başardı. Ayrıca maça damgasını vuran en önemli olay ise Muslera ve Andone’nin geçirmiş olduğu talihsiz sakatlıklar oldu.
Ortalama pozisyonlar
Luyindama’nın uzun süreli sakatlığına Marcao’nun sakatlığının da eklenmesiyle savunma merkezinde sıkıntı yaşayan teknik direktör Fatih Terim, Rize deplasmanına savunma tandemindeki iki büyük eksik ile gelmek zorunda kaldı. Maç önü kadro senaryolarında kurt hocanın iki farklı seçenek duruyordu. Ya Marcao’nun yerine rotasyon içerisinden Ahmet Çalık’a görev verecekti ya da orta saha oyuncusu olan Lemina’yı stoper bölgesine çekerek onun yerine başka bir oyuncuya şans verecekti. Fatih Terim ilk senaryo ile sahaya çıkmayı tercih etti ve savunmada Donk’un yanında Ahmet Çalık’a görev verdi. Bu kararın belirleyici faktörü olarak orta saha rotasyonunun darlığı olduğunu düşünüyorum.
Saha içi dizilişe geldiğimizde ise sarı kırmızılılar 4-1-4-1 gibi bir yapı ile sahaya çıktı. Savunmanın merkezinde Donk ve Ahmet Çalık görev yaparken beklerde Mariano ve Saracchi yer aldı. Dörtlü savunma hattının hemen önünde tek pivot görevini ise Lemina üstlendi. Dörtlü orta alan bloğunun kanatlarında Feghouli ve Onyekuru yer alırken merkezde ise Ömer Bayram ve Seri forma giydi. Galatasaray’ın en uçtaki gol silahı ise Falcao oldu.
Çaykur Rizespor cephesinde teknik direktör Ünal Karaman takımını kompakt bir 4-2-3-1 ile sahaya sürdü. Savunma hattını Moroziuk, Talbi, Fernandes ve Melnjak ile kuran Ünal Karaman, orta sahanın merkezinde ise Diomande ve Vetrih’e şans verdi. Bu ikilinin önündeki üçlü ise Tunay, Garmash ve Samudio’dan oluştu. En uçta ise gol umudu olarak Milan Skoda görev yaptı.
Genel oyun kurguları
Galatasaray maça amiyane tabir ile uyuşuk başlayan taraf oldu. İlk yarıya istediği gibi başlayamayan Fatih Terim’in öğrencileri Çaykur Rizespor’un istediği tempoya uymak durumunda kaldı. Hatta ilk yarının başlarında bazı sekanslarda Galatasaray’ın tüm hatlarıyla kendi birinci bölgelerine çekildiği görüldü.
Çaykur Rizespor ilk yarı itibari ile sahayı çok iyi parselleyen taraf oldu. Galatasaray’ın savunmadan topla çıkmayı tercih ettiği anlarda derinde beklemeyip ön alan baskısı yaptı. Galatasaray ise bu ön alan baskısını Lemina ile aşmaya çalıştı. Birinci bölgeden ikinci bölgeye geçişlerde Lemina, iki stoper arasına girerek birinci bölge ile ikinci bölge arasında köprü olmaya çalıştı.
Bu planı ilk yarının büyük bir bölümünde Galatasaray’ın ön alan baskısını aşmak için Çaykur Rizespor da kullandı. Toplu oyunda top birinci bölgedeyken stoperler Talbi ve Fernandes kenarlara açılarak aralarına kimi zaman Diomande kimi zaman ise Vetrih’in girmesine imkan verdi.
İlk yarının dikkat çeken aksiyonlarından biri de Çaykur Rizespor teknik direktörü Ünal Karaman’ın beklere çizmiş olduğu görev oldu. Sağ bek Moroziuk öncelikli olarak birinci bölge emniyetini sağlama alırken sol bek Melnjak üçüncü bölgeye yapmış olduğu topsuz koşularla dikkat çekti. Feghouli’nin sol bek Melnjak’ı takip etmede yaşadığı sıkıntılar ise Galatasaray savunmasının dengesini bozdu. Aşağıdaki sekansta top birinci bölgedeyken Melnjak topsuz koşusuna başlıyor. Feghouli ise topa odaklandığı için bekini kaçırıyor. Atılan uzun top neticesinde sağ bek Mariano, Melnjak ve Samudio’ya karşı eksik yakalanıyor
Galatasaray’ın özellikle maçın ilk yarısında üretimden uzak bir görüntü çizmesinin nedeni olarak Çaykur Rizespor’un topsuz oyun becerisi olarak görmenin mümkün olduğu kanaatindeyim. Nitekim Galatasaray’ın set hücumlarında Rize savunma hattı daralarak bu hatta kanat oyuncularını da dahil etti. Böylece stoper ve bek arasındaki mesafeyi kısaltmayı amaçlayan Ünal Karaman, Feghouli ve Onyekuru’ya da istediği alanları vermemiş oldu.
Çaykur Rizespor, Galatasaray kendi sahasında topla çıkmaya çalışırken ön alan baskısında doğru eşleşmeleri yakalamak için saha içi dizilişinde esneklik gösterdi. Toplu oyunda 4-2-3-1 ise sahaya yayılan Rize, topsuz oyunda orta saha oyuncusu Garmash’ı en uca Skoda’nın yanına göndererek 4-4-2 şeklinde sahaya yayıldı. Buradaki esas amacın ileri ikilinin rakip stoperlerle eşleşmesi ve stoperler arasına giren Lemina’nın pas alternatiflerini azaltmak olduğu düşüncesindeyim.
Karşılaşmanın ilk yarısı Çaykur Rizespor’un istediği şekilde oynandı. Bunda Galatasaray’ın maça istediği gibi başlayamaması ve Muslera’nın talihsiz sakatlığı sonrası takımda hakim olan motivasyon düşüklüğünün de etkisi olduğu düşüncesindeyim. Çaykur Rizespor maçın ilk yarısında özellikle topsuz oyunda mükemmele yakın bir oyun oynadı. Alanı iyi daralttı ve rakip ile doğru eşleşti. Aşağıdaki sekans da söylediklerimi doğrular nitelikte. Rize savunma hattı birinci bölgede rakip oyuncular ile birebir eşleşiyor ve bir stoperde boşta kalıyor. Bunun nedeni ise Lemina’nın bilinçli bir şekilde demarke bırakılması. Böylece Galatasaray’ın set hücumlarında Rize savunması rakiplerine sayısal üstünlük kurmuş oluyor
Çaykur Rizespor ilk yarıda toplu oyunda çok üretken bir görüntü çizmese de özellikle hücum geçişlerinde etkili olmaya çalıştı. Aşağıdaki görüntüde Rize’nin Galatasaray savunmasını üçe üç yakaladığını görüyoruz.
İkinci yarıya yaptığı değişiklerle daha istekli başlayan takım Galatasaray oldu. Fatih Terim ikinci yarıya Ömer Bayram yerine Emre Akbaba, Ahmet Çalık yerine Andone’yi sahaya sürerek başladı. Bu değişiklikler saha içi dizilişinde değişmesine neden oldu. Savunma hattının hemen önünde görev yapan Lemina, Ahmet Çalık’ın yerini doldururken Andone forveti ikiledi. Emre Akbaba ise Seri’nin yanına geçerek merkezi çiftledi. Böylece ikinci yarı ile birlikte Galatasaray 4-4-2 gibi bir yapı ile sahada yer aldı.
İkinci yarının başlaması ile birlikte Galatasaray oyuna yavaş yavaş ağırlığını koymaya başladı. Tam da bu dakikalarda Çaykur Rizespor’un ikinci golü geldi. Orta saha çevresinde kazanılan bir serbest vuruşta Diomande topu ceza sahasına gönderdi. Melnjak yine üçüncü bölgeye topsuz koşusunu attı. Skoda’nın indirdiği topta Melnjak demarke pozisyonda topla buluştu ve içeriye gönderdiği top golle sonuçlandı. İlk yarıda da benzer biçimde bekini takip etmeyi ihmal eden Feghouli rakibin attığı ikinci golde de bekini kaçırdı.
Galatasaray ikinci yarı ile birlikte oyunun kontrolünü ele aldı ve oyunu rakip yarı sahada oynamaya başladı. Kapanan Rize savunmasını açmakta maç genelinde olduğu gibi ikinci yarı da zorlanan Galatasaray, en tehlikeli pozisyonları merkezden savunma arkasına atılan derin paslarla yakaladı. Aşağıdaki sekansta merkezde topla buluşan Seri savunma arkasına hareketlenen Feghouli’yi görüyor ve attığı derin pasla onun topla buluşmasını sağlıyor. Bu pasla dengesi bozulan Rize savunması ters kanatta Onyekuru’yu unutuyor. Topla buluşan Feghouli de ters kanatta demarke pozisyonda bulunan Onyekuru’yu görüyor. Bomboş pozisyonda topla buluşan Onyekuru bu fırsatı cömertçe harcıyor. Kalan dakikalarda Galatasaray her ne kadar rakip takımı baskı altına alsa da istediği pozisyonları bulamadı ve sahadan puansız ayrıldı.
Maç verileri
İş ortağımız İnstat Index verileri ışığında maç istatistiklerini inceleyeceğiz. İlk olarak topla oynama oranlarına bakıyoruz. İlk yarı Galatasaray %52 ile topla oynarken ikinci yarı skor dezavantajı ile birlikte bu oran %75’e çıkmış durumda. Çaykur Rizespor ise ilk yarı %48 ile topla oynarken ikinci yarı yalnızca %25 oranında topa sahip olabildi.
Galatasaray üçüncü bölgeye 49 kez girerken Rize’de bu rakam 21. Ayrıca Galatasaray 20 kez ceza sahasına girerken Rize sadece 9 kez girebilmiş durumda.
Şut verilerine baktığımızda Çaykur Rizespor’un 8 şut denemesinin 4’nün isabetli olduğunu ve 4 isabetli şutun 2’sinin ağlarla buluştuğunu görüyoruz. Galatasaray cephesinde ise ilk yarı çekilen 3 şutta da isabet bulamadığını ikinci yarı ise 9 şutun yalnıza 3 tanesinin kaleyi tuttuğunu görüyoruz.
Pas verilerinde ise Çaykur Rizespor’un ikinci yarıdaki büyük düşüşü göze çarpıyor. Rize, ilk yarı 214 pas girişiminin 174’ünde isabet sağlarken ikinci yarı yalnızca 91 pas girişiminde bulunup bunların 68’inde isabet sağlayabildi. Galatasaray ise ilk yarıda 288 pas denemesinin 251’inde başarılı olurken ikinci yarı 361 pas girişiminin 317’sinde başarılı oldu.
Sonuç
Şampiyonluk yarışını ilgilendirdiği kadar alt sıraları da yakından ilgilendiren maçta Rize, kendi sahasında güçlü rakibini yenmeyi başarıp lige tutunmak adına umutlarını tazelemiş oldu. Galatasaray ise şampiyonluk yolunda önemli bir üç puan kaybetmesinin yanında kaptanı Muslera’yı talihsiz bir sakatlığa kurban vermenin acısını yaşadı.