Bundesliga tüm hızıyla devam ediyor. Ligin 27.haftasında şampiyonlar ligi potasında bulunan iki takım karşı karşıya geldi. 52 puana sahip olan Borussia Monchengladbach, sahasında sıralamada 50 puanla hemen altında bulunan Bayer Leverkusen’i konuk etti. Misafir takım Leverkusen sahadan 1-3’lük skor ile galip ayrılan taraf oldu. Borussia’nın tek golü Thuram’dan gelirken Leverkusen golleri Havertz (2) ve Bender’den geldi. Bu sonuçla Leverkusen, şampiyonlar ligine katılım hedefi doğrultusunda hem puan sıralamasında en önemli rakibi olan Borussia’yı altına almış oldu hem de ikili averajı kendi lehine çevirmiş oldu. (İlk maçta Borussia, deplasmanda 2-1 galip gelmişti.)
Ortalama pozisyonlar
Ortalama pozisyonlara baktığımızda her iki takımın da maçın belli bölümlerinde sahaya farklı biçimlerde dizildiğini söyleyebiliriz. Ev sahibi Borussia’da teknik direktör Marco Rose geçen hafta galip gelen Frankfurt onbirini bozmadı. Marco Rose’un öğrencileri sahaya 4-2-3-1’e benzer yapı ile çıktı. Dörtlü savunma Lainer, Ginter, Elvedi ve Bensebaini’den oluşurken merkez iki pivot Strobl ve Neuhaus görev yaptı. Hücum hattının sağında Hoffman solunda ise Thuram forma giydi. En uçta ise Plea oynarken onun hemen arkasında ise Embolo görev yaptı.
Konuk ekip Leverkusen ise ligde aldıkları son Bremen galibiyetinden farklı olarak iki oyuncu ile maçladı. Bremen maçında ilk onbirde olan Amiri ve Wirtz bu maça yedek kulübesinde başlarken onların yerine Dragovic ve Bellarabi kendilerine onbirde yer bulmuş oldu. Leverkusen teknik direktörü Peter Bosz, takımını 3-4-3 gibi bir yapı ile sahaya sürdü. Üçlü savunma hattında Tapsoba, Bender ve Dragovic yer alırken önlerindeki dörtlü ise Weiser, Arranguiz, Kerem Demirbay ve Sinkgraven’den oluştu. Hücum hattında ise Bellarabi, Havertz ve Diaby forma giydi.
İlk yarı
Maça hızlı başlayan takım konuk ekip Leverkusen oldu. Şiddetli bir ön alan baskısı ile maça başlayan Leverkusen, bu planının meyvelerini maçın henüz başında bulmuş olduğu gol ile yedi. Leverkusen teknik direktörü Peter Bosz’un maç başlangıç planının bu kadar etkili olmasında rakibi doğru analiz etmenin payı olduğunu düşünüyorum. Çünkü Borussia 2.bölgeden üçüncü bölgeye geçişlerden ligin en elit takımlarından biri. Eğer Bosz, rakibinin 1.bölgeden 2.bölgeye geçişlerini engellerse sorun yaşamayacağını biliyordu. Nitekim öyle de oldu Leverkusen, ön alan baskısı ile rakibinin 1.bölge ile 2.bölge arasındaki bağlantısını kesti.
Leverkusen golü ise ön yapılan baskı sonucunda rakip oyuncunun 3.bölgeye gönderdiği uzun pasın ribaundunu toplayarak geçiş hücumu sağladığı sekansta geldi. Leverkusen’in bulmuş olduğu ilk gol için değinmek istediğim iki nokta var bunlardan ilki merkez orta saha oyuncularının kazanılan toplarda defans arkasına koşu yapan hücum oyuncularını aramaları, ikincisi ise top rakipten kazanıldığı anda hücum oyuncularının bek ve stoper arasına topsuz koşu atmaları. Leverkusen ilk golü argümanımı destekler nitelikte. 2.bölgede kazanılan top sonrası geçiş hücumunda merkez orta saha oyuncusu Kerem Demirbay, hızlı bir şekilde bek stoper arasına topsuz koşu atan Bellarabi’yi görüyor o da iki stoper arasına savunma arkası koşusunu atan Havertz’i görüyor ve Havertz kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonu gol ile sonuçlandırıyor.
İlk yarıda oyuna ağırlığını koyan takım Leverkusen oldu. Bu durumun temel belirleyicisinin Leverkusen’in saha içi dizilişinde homojen bir yapıda görünmesi olduğunu düşünüyorum. Çünkü Leverkusen’in bu maç özelindeki saha içi dizilişleri hücum ve savunmada farklı yapılar gösterdi. Hücumda 3-4-3 gibi sahaya yayılan Leverkusen rakip kendi birinci bölgelerinde topla oynadığında 4-1-4-1 gibi bir yapı ile sahada kaldılar. Bosz’un topsuz oyundaki bu tercihini rakibin hücum oyuncularının mobilitesine karşı alınmış bir önlem olarak yorumlamak mümkün. Bu planın belirleyici oyuncusu ise Sven Bender oldu. Bender topsuz oyunda beklerin birinci bölgede konumlandığı yapıda savunmanın bir adım önünde konumlanan oyuncu oldu. Borussia’nın hepsi forvet özelliklerine sahip olan dörtlü hücum hattına önlem almak isteyen Bosz, topsuz oyundaki dörtlü savunma hattı ile hem rakip hücum hattı ile eşleşme problemi yaşamak istemedi hem de dörtlü savunma hattına ilaveten Bender’i görevlendirerek sekenleri toplamak istedi.
Ev sahibi ekip Borussia maça istediği gibi başlayamayan takım oldu. Set oyununda topu istediği gibi ikinci bölgeye taşıyamayan Borussia bundan dolayı hücumda da özellikle ilk yarıda üretimden uzak bir görüntü çizdi. Bunun sebebi olarak ise Leverkusen’in, toplu oyunda dörtlü savunma hattı ile çıkmaya çalışan Borussia’ya karşı beklerinde yardıma gelmesi ile oluşan beşli bir hatla ön alanda yaptığı baskı olduğunu düşünüyorum. Leverkusen’in ön alanda yaptığı baskıdaki sayısal üstünlük Borussia’nın ikinci bölge ile bağını kestiği gibi birinci bölgede topla buluşan oyuncuların topları uzun oynayarak üçüncü bölgeye taşımasına neden oldu. İlk yarıdaki bu sorunun Borussia’nın hücum savunmadaki saha içi dizilişi ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Çünkü ilk yarıda Borussia, hem savunmada hem de hücumda sahaya 4-2-3-1 ile yayılmayı tercih etti. Bu da onların oyunun her iki yönünde de eşleşme problemleri yaşamalarına neden oldu.
İkinci yarı
İkinci yarıya daha iyi başlayan takım Borussia oldu. Marco Rose ikinci yarının başlangıcı ile birlikte savunmada üçlü bir yapıya döndü. İki pivottan biri olan Strobl iki stoperin arasına girerek üçlü savunma merkezini oluşturdu. Strobl’ın merkezdeki boşluğunu ise zaman zaman Stindl zaman zaman Hofmann o bölgeye gelerek doldurmaya çalıştı. Borussia üçlü savunmaya geçerek hem hücumda hem de savunmada olan etkinliğini arttırmaya başladı. Maçtaki en önemli handikapları olan ön alan baskısını aşarak topu ikinci bölgeye rahat bir biçimde taşımayı başardılar.
Topu ikinci bölgeden üçüncü bölgeye taşımakta zaten mahir bir takım olan Borussia, ikinci yarı ile birlikte ikinci bölgeye taşıdıkları ve burada kazandıkları toplar ile hücumdaki üretkenliklerinde dakikalar ilerledikçe daha da verimli olmaya başladılar. Özellikle Thuram ve Plea’nın savunma arkasına yapmış oldukları koşular büyük tehlikeler yarattı. Nitekim Borussia beraberlik golünü de bu kurgu dahilinde buldu.
Borussia’nın ikinci yarıda daha etkin bir görüntü sergilemesi ve ön alan baskısını kırması ile birlikte Leverkusen, topsuz oyunda savunmasını 2.bölgede kurmayı tercih etti. Ve burada kazanacağı toplar ile hücum geçişini sağlamak üzerine oyun planını kurguladı. Öyle ki bu planda tuttu. Bosz, ikinci yarının başlangıcı ile iki kanat forvetini hücum geçişlerini daha efektif kullanmak amacıyla en uca attı ve Havertz’i onların hemen arkasında konumlandırdı. Borussia’nın beraberlik golünden kısa bir süre sonra Leverkusen hücum geçişinde Havertz’in müthiş servisinde penaltı pozisyonuna girdi.
Havertz faktörü
Havertz, salgın sonrası futbola geri dönen Bundesliga’da iki haftadır göstermiş olduğu performansla lige en formda giren oyunculardan biri oldu. Werder Bremen maçı sonrası bu maçta da duble yapan genç oyuncu son iki haftada 4 gole ulaştı. Havertz attığı gollerin yanı sıra yaptığı servisler ve savunma arkasına attığı koşular ile de göz doldurmaya devam ediyor. Havertz’in bu maçta kaleyi bulan iki şutu da ağlarla buluştu. Ayrıca Alman oyuncu 4 anahtar pas girişiminin 3’ünde isabet bulurken ceza sahasına göndermiş olduğu 3 pasın 2’sinde de başarılı oldu.
Maç verileri
Maç istatistiklerimi iş ortağımız İnstat İndex verileri ışığında inceleyeceğiz. İlk olarak şut istatistiklerine bakıyoruz. Borussia, Leverkusen’e kıyasla daha fazla şut imkanı bulmasına (16-14) rağmen Leverkusen daha isabetli şutlar çekti (6-8) Leverkusen’in 90 dakika boyunca bulduğu şut sayısı(14) neredeyse Borussia’nın ikinci yarıda bulduğu şut sayısına(13) eşit durumda.
Topla oynama yüzdesi, üçüncü bölgeye ve ceza sahasına girme sayılarına baktığımızda ise ters bir korelasyon görüyoruz. Borussia %45 oranında topa sahip olup 19 kez rakip ceza sahasına girerken Leverkusen, %55 ile topa sahip olurken rakip ceza sahasına 15 kez girebildi. Benzer şekilde Borussia üçüncü bölgeye 43 defa girerken Leverkusen bu bölgeye 90 dakika boyunca 34 kez girebildi.
