Süper Lig’de tutunma mücadelesi veren Ankaragücü’nün şampiyonluk hedefleyen Fenerbahçe’yi misafir ettiği mücadelede kazanan taraf 2-1’lik skorla ev sahibi ekip oldu. Trabzonspor mağlubiyetinin ardından sahasında Alanya’ya puan kaptıran Fenerbahçe, Ankara deplasmanından da eli boş dönünce şampiyonluk yolundaki kredilerini hayli azaltırken, bu skor başkentin sarı-lacivertli takımının ligde kalma yolundaki umutlarının da artmasını sağladı.
Ortalama pozisyonlar
Karşılaşmaya her iki takım da 4-2-3-1 dizilişi ile başlarken, Fenerbahçe’de Garry Rodrigues’in yokluğunda 11’de kimin oynayacağı sorusunun cevabı Deniz Türüç oldu. Ersun Yanal sakatlıkların da etkisiyle sezon başından bu yana olduğu gibi maça sol bekte Dirar ile başlarken, Tolga Ciğerci sol kanatta, Deniz Türüç ise sağ önde görev yaptı. Fenerbahçe’de Gustavo önceki haftalara nispeten savunma önünde daha çok tek pivot olarak oynarken, Sedat Ağçay’ın bu oyuncuya yaptığı yakın savunma Ersun Yanal’ın takımının geriden oyun kurma çabalarını birçok pozisyonda olumsuz etkiledi. Maç boyunca kaptığı toplarla hızla kaleye gitmeye çalışan Ankaragücü’nün ileri üçlüsünde ise Rodrigues, Michalak ve Lobzhanidze görev yaptı. Ankaragücü formasıyla üçüncü maçlarını oynayan bu üçlünün kısa sürede yakaladığı uyum Fenerbahçe savunmasına maç boyunca oldukça zor anlar yaşattı.
Topla oynama
Maç boyunca yüzde 70 topla oynama oranıyla oynayan Fenerbahçe mücadelenin her anında topa daha fazla sahip olan taraftı. Yüzde 89’luk isabet oranıyla 610 isabetli pas yapan sarı-lacivertli takım bu üstünlüğünü ceza sahasına giriş sayılarına da yansıtırken, rakip ceza sahasına maç boyunca 25 defa giriş yaptı. Ankaragücü’nün topa sahip olduğu 88 sekansın 59’unda topu 10 saniye içerisinde kaybetmesi Mustafa Reşit Akçay’ın maç sonunda da ifade ettiği gibi topa sahip olmaktan ziyade direkt oyunu önemsediğini ortaya koyarken, ev sahibi takım 90 dakika boyunca Fenerbahçe ceza sahasına 7 defa girebildi.
Atak yönleri
Maç boyunca 71 atak yapan Ankaragücü karşılaşmayı 6 şutla tamamlarken, bu şutların beşi akan oyunda geldi. Daha çok sol kanadı kullanan Ankaragücü bu bölgeden yaptığı 28 atağı 3 şutla sonlandırırken, her iki golün de bu bölgeden yapılan ataklarla gelmesi dikkat çekti. Savunma anlamında problem yaşadığı sağ koridoru hücumda ise etkili bir şekilde kullanan Fenerbahçe, bu bölgeden yaptığı 35 atağın beşini şutla sonlandırdı. Fenerbahçe’nin Isla’nın beş ortasının da isabetsiz olduğu bir günde bu bölgeden beş atağı şutla sonlandırmış olması dikkat çekici bir ayrıntı olarak göze çarptı.
Gol beklentisi (xG) istatistiklerinde Fenerbahçe rakibine üstünlük kurarken, Ankaragücü’nün 0.93’lük xG oranından 2 gol çıkartmasına rağmen Fenerbahçe’nin beklenenin altında kalması sezon başından bu yana devam eden son vuruş probleminin bu maça da yansıdığını ortaya koydu.
İlk yarı
Fenerbahçe’de Jailson’u ilk dakikalardan son dakikalara kadar topla ileri çıkma konusunda oldukça istekli ve kararlı gördük. Zaman zaman bu noktada yaptığı tercih hatalarıyla takımının kalesinde önemli tehlikeler yaşamasına da neden olan Brezilyalı oyuncu, maçın henüz ilk dakikalarında Kruse’yi ceza sahasında topla buluştursa da Fenerbahçe bu gol fırsatını değerlendiremedi.
Sedat’ın maçın büyük bölümünde tek pivot olarak görev yapan Gustavo’ya yakın markajı Fenerbahçe’nin oyun kurulumunda problemler yaşamasına neden olurken, Ozan Tufan’ın da daha çok hücuma katılma isteğiyle geriye top almaya fazla gelmemesi Fenerbahçe’ye zaman zaman zor anlar yaşattı.
Maç boyunca rakip ceza sahasına üç isabetli pas gönderen Ozan Tufan, bu karşılaşmada önceki haftalara nispeten daha önde oynamasının da etkisiyle önemli asist fırsatları buldu.
Ozan maç boyunca üçüncü bölgede 26 isabetli pas yapmasına rağmen isabetli kilit pas atmayı başaramadı.
Maç boyunca her iki takım da zaman zaman 4-1-4-1’e dönerken, Fenerbahçe’nin Sedat’ın yakın markajında bulunan Gustavo’nun yanına ikinci bir oyuncu eklememesi özellikle ilk yarıda basit top kayıplarını da beraberinde getirdi.
Gustavo’ya yapılan yakın savunmanın etkisiyle savunmadan topla çıkarken bu oyuncuyu çok fazla kullanamayan Fenerbahçe’de bu durum Serdar-Jailson ikilisinin önündeki boş alanların artmasını da beraberinde getirdi. Fenerbahçe’nin yediği ilk golün hemen öncesinde Jailson’un bu şekilde gelişen bir pozisyonda yaptığı pas hatasını görüyoruz.
İlk gol
Jailson’un taca çıkan pasının ardından oyuna başlayan Ankaragücü’nde sarı-lacivertli takımın savunma ve orta saha hattı arasına sızarak sağladığı konumsal üstünlük dikkat çekiyor.
Jailson savunmadan çıkarken ilk golün öncesinde yaptığı tercih hatasına benzer bir hatayı ilk yarının ilerleyen bölümünde bir kez daha tekrarlıyor. Bu defa akan oyunda kaptırılan top Ankaragücü için çok net bir gol fırsatını da beraberinde getiriyor.
Ankaragücü Jailson’un kaptırdığı topun 9 saniye sonrasında Fenerbahçe kalesinde çok net bir gol fırsatı yakalıyor.
Fenerbahçe’de Isla her maçta olduğu gibi bu karşılaşmada da birçok kez sıfıra inerek takımı adına gol tehlikesi oluşturmayı denedi. Yaptığı 5 orta da isabetsiz olan Şilili oyuncu günün şanssız isimlerinden biriydi.
Ankaragücü golü bulmasının ardından ilk yarının kalan bölümünü 4-1-4-1 şeklinde oynarken, Fenerbahçe’nin merkezdeki üçlüsü Gustavo-Ozan-Kruse’ye yapılan yakın savunma dikkat çekiciydi.
Garry Rodrigues’in yokluğunda üretkenlik problemi göze çarpan Fenerbahçe, kenarlarda bire bir fırsatları bulsa da bunları kullanamadı. Devre arasında oyundan alınan Tolga Ciğerci, ceza sahasına isabetli pas atmayı başaramazken, yaptığı iki orta da isabetli olmadı.
İkinci yarı
Maçta ikinci yarıya Emre-Tolga değişikliğiyle başlayan Fenerbahçe’de Deniz sol beke geçerken, Dirar da ilk etapta sağ öne kaydı. Fenerbahçe 45 ile Emre’nin sakatlanıp çıktığı 66’ıncı dakikaya kadar olan bölümü daha çok 4-3-3 şeklinde oynarken, devreyi 4-1-4-1 ile bitiren Ankaragücü rakibini bu defa 4-4-2 ile karşıladı.
Trabzonspor maçında olduğu gibi Emre’nin savunma arkasına attığı derin toplarla gol pozisyonları arayan Fenerbahçe böyle bir pozisyonda gole yaklaşsa da Vedat top kontrolünü iyi yapamayınca önemli olabilecek bir fırsat değerlendirilemedi.
Ersun Yanal maçtan sonra yaptığı açıklamada takımın topu geri kazanma süresinin uzadığına dikkat çekerken, bu durum özellikle ikinci yarıda kendini hissettirdi. Dakikalar ilerledikçe basit top kaybı sayısı artan Fenerbahçe, Deniz Türüç’ün yakın mesafedeki iki arkadaşına da aktaramadığı ve top kaybına neden olduğu bu pozisyonun ardından topu 1 dakika 2 saniyede geri kazanırken, takımın geriye koşarak harcadığı efor benzer pozisyonlarla her defasında oyundan biraz daha düşmeyi de beraberinde getirdi.
Ersun Yanal’ın takımının yediği ikinci gol de geçtiğimiz hafta oynanan Alanya karşılaşmasından izler taşır nitelikteydi. Alanya’nın kazandığı ikinci penaltıda Djalma orta sahaya yakın bir noktadan aldığı topu Jailson’a rağmen ceza sahasına kadar taşımayı başarmış, o ana kadar rakibine faul yapmayan Jailson rakibini ceza sahasında düşürünce penaltıya neden olmuştu.
Ankaragücü’nün ikinci golü de bu pozisyona oldukça benzer bir şekilde olgunlaşırken, kaleye uzak mesafede aldığı topu Jailson’a rağmen ceza sahasına kadar taşımayı başaran Michalak yaptığı asistle farkın ikiye çıkmasını sağlayan isimlerden oldu. Ersun Yanal’ın maç sonrası açıklamasındaki, “Geçiş oyunlarında daha sert olmalıydık” şeklindeki ifadesinin bu ve benzeri pozisyonlarla ilgili olabileceğini düşünüyorum.
Michalak
Ankaragücü’nde takıma devre arasında katılan Michalak, maç boyunca 6 başarılı dribbling yaparak, bu alanda maçın en iyi ismi oldu. Fenerbahçe’nin Deniz, Kruse, Tolga, Vedat’tan oluşan ileri dörtlüsünün maçı toplam 5 dribbling ile tamamladığını düşünürsek, Polonyalı oyuncunun maçta ne denli önemli bir performans ortaya koyduğunu daha iyi anlayabiliriz.
Bu noktada Fenerbahçe’nin dribbling haritasına baktığımızda sarı-lacivertli takımın 1. ve 2. bölgede sadece 1 başarılı dribblinginin olduğunu görüyoruz. Ozan Tufan’ın daha ofansif bir rol oynamasının bu durumda etkili olduğunu söylemek mümkün. Tabii Garry Rodrigues’in yokluğunu da unutmamak gerekiyor.
Ankaragücü ise maç boyunca 1 ve 2. bölgeyi birçok kez başarılı dribblinglerle geçerken, üçüncü bölgede de oldukça etkili bir görüntü çizdi.
Fenerbahçe’de Ersun Yanal’ın maçtan sonra ifade ettiği yaratıcı oyuncu eksikliği takımın ilk yarıdaki kilit pas haritasına da yansımış gibi görünüyor. İlk yarı boyunca sadece iki kilit pas verebilen Fenerahçeli oyuncuların bu pozisyonlarda pası attıkları noktanın kaleye uzaklığı ön taraftaki üretkenlik problemini ortaya koyar nitelikte.