Premier Lig’in 25. Hafta karşılaşmasında Tottenham, Manchester City’i konuk etti. Mourinho’nun öğrencileri sahadan 2-0’lık galibiyetle ayrıldı. Tottenham’ın golleri yeni transfer Berwijn ve Heung-Min Son’un ayağından geldi. Ayrıca Machester City, maçın son 30 dakikasını on kişi oynamak durumunda kaldı. Zinchenko, maçın 60. dakikasında görmüş olduğu kırmızı kartla oyun dışı kalan oyuncu oldu.
İlk 11’ler
Ortalama pozisyonlara baktığımızda Manchester City’nin savunmayı daha önde kurarak oyunu 3. Bölgede oynama isteğini görüyoruz. Tottenham ise rakibi daha derinde bekleyen taraf oldu.
Tottenham sahaya Mourinho’da görmeye alışkın olduğumuz 4-2-3-1 formasyonu ile çıktı. Savunma kurgusunu bozmayan Mourinho, Soton maçından farklı olarak Gedson Fernandes’in yerine Bergwijn’e şans verdi. Merkezde Winks ve Lo Celso oynarken hücum dörtlüsü ise Son, Dele Alli. Bergwijn ve Moura’dan oluştu.
Guardiola’nın takımı ise 4-3-3 gibi diziliş ile sahaya çıktı. Guardiola, genellikle hedef maçlarda sıklıkla başvurduğu 11’i kullandı. Stoper ikilisi Otamendi ve Fernandinho’dan oluşuken bekler ise Walker ve Zinchenko’ydu. Üçlü orta saha kurgusu ise İlkay, Rodri ve De Bruyne’den oluştu. İleri üçlü de ise Sterling, Mahrez ve Agüero forma giydi.
Genel hücum ve savunma kurguları
Tottenham her ne kadar maça dörtlü savunma ile başlamış gibi görünse de Mourinho takımlarından görmeye alışkın olduğumuz beklerden birinin daha ofansif diğerinin ise daha defansif olduğu yapı bu maç özelinde de kendini gösterdi. Özellikle toplu oyunda Sağ bek Aurier daha ilerde konumlanırken, sol bek Tanganga daha geride bekleyen bek oyuncusu oldu. Bu yapı gereği Tottenham özellikle toplu oyunda 3’lü savunma hattına dönüş yaptı. Mourinho’nun bu savunma planının arka planında City’nin ileri üçlüsünün geçiş hücumlarındaki üstünlüklerine karşı niceliksel olarak karşılık verme isteği olarak yorumlanabilir.
Topsuz oyunda ise 4’lü savunma kurgusuna geri dönen Tottenham, rakibi set oyununda 4-4-2 ile karşılamayı tercih etti. Moura ve Dele Alli en uçta stoperlere baskı yapan isimler oldu.
Tottenham topa hakim olduğu sekanslarda hücum dörtlüsüne ilaveten 3.bölgeye sıklıklar sağ bek Aurier’i sokarak hücum hattını beşlemek istedi. Böylece Aurier, City savunmasının dengesini bozması istenerek rakip savunmada eşleşme problemleri yaratılmaya çalışıldı.
Totttenham’ın temel hücum kurgusu ileri dörtlünün üretkenliği üzerinden planlanmıştı. Bu dörtlü maç boyu mobil bir görüntü sergiledi. Tottenham ileri dörtlüsü sürekli alan değiştirerek rakip savunmada eşleşme problemine sebep oldu.
Morinho bu sezon özelinde City’nin en zayıf karnı olarak hücum geçişini savunmak olduğunu belirlemiş olacak ki Tottenham maç genelinde en tehlikeli pozisyonlarını geçiş hücumlarında yakaladı.
Manchester City, maça istekli başlayan taraf oldu. İlk dakikadan itibaren savunmasını önde kurarak rakip yarı alanda topla oynamaya başlayan City, özellikle ilk yarıda oyununu kabul ettiren taraf oldu. Mourinho’ya benzer saha içi hamlelerde bulunan Guardiola, özellikle toplu oyunda Walker’ı daha derinde konumlandırarak üçlü bir savunma hattı ile sahada kaldı.
Pep, topsuz oyunda ise yine Mourinho’ya benzer bir biçimde rakibi 4-4-2 ile karşılamayı tercih etti. Burada Tottenham ileri dörtlüsünü, savunma dörtlüsü ile birebir eşleştirerek özellikle hücum geçişlerinde eksik yakalanmamak temel amaç olduğu kanaatindeyim.
Manchester City golü bulmak adına özellikle ilk 30 dakika çok geniş bir hücum çeşitliliği sundu. Rakip takım out atışı kullanırken ön alan baskısına başlayan City, doğru eşleşmeler ile rakibi hataya zorladı.
Guardiola’nın temel hücum kurgusu, Agüero’nun mobil oyunu ve derine gelerek alan açması etrafında şekillendi. Aguero derine gelerek hem bağlantı oyuncusu oldu hem de derinde bekleyen Tottenham savunmasının arkasında boşluklar yarattı.
Manchester City set oyununda ise ceza sahasına rakip savunma ile aynı sayıda oyuncu sokarak pozisyon bulmayı amaçladı.
Maç genelinde City, hücum geçişlerinde oldukça etkili gözüktü. Rakip savunma ile birebir eşleşmelerde oldukça tehlikeli pozisyonlar ürettiler.
Maç verileri
İstatistiklere baktığımızda özellikle son otuz dakikayı 10 kişi oynamasına rağmen topla oynama oranlarında Manchester City’nin üstünlüğü göze çarpıyor. Manchester City %64 ile topa sahip olurken Tottenham %36 ile topa sahip olmuş durumda. Manchester City 3.bölgede 61 kez topla buluşurken Tottenham 3.bölgede 19 kez topla buluşmuş. Rakip ceza sahasına girme sayılarında ise Manchester City’nin Tottenham’a 33-7’lik üstünlüğü bulunuyor. City, 45 ve üstü saniyede 13 kez topla oynarken bu alan Tottenham 5 kez topla oynayabilmiş durumda. Ayrıca ikinci yarının başlangıcından Manchester City’nin kırmızı kart gördüğü dakikaya kadar olan bölümde City %76 ile topa sahip olurken Tottenham bu bölümde %24 ile topa sahip olmuş.
Şut istatistiklerine baktığımızda ise Manchester City’nin 18 şut girişiminden 8’inin kaleyi bulduğunu görüyoruz. Tottenham ise maç boyu üç şut girişiminin üçünde de isabet sağlamış ve bunlardan ikisinin de golle sonuçlanmış. Manchester City’nin sahada on kişi kaldığı dakikaya dek atılan şutlara baktığımızda Manchester City’nin 13-0‘lık üstünlüğü göze çarpıyor. Manchester City’nin on kişi kaldığı 60. Dakikadan 75.Dakikaya kadar olan bölümde City hiç şut atamazken Tottenham, bu bölümde attığı iki şutu da golle sonuçlandırdı.
Pas oranlarında ise Manchester City’nin büyük bir üstünlüğü bulunuyor. Manchester City maçın son 30 dakikasını on kişi oynamasına rağmen 729 pas denemesinin 649’unda başarılı olurken Tottenham 352 pas denemesinin 279’unda başarı sağlayabildi. Anahtar pas oranlarında ise Manchester City 21 denemenin 14’ünde başarılı olurken Tottenham maç boyu yalnızca 10 denemede bulundu ve 3 kez başarı sağlayabildi.
Gol beklentisi oranlarına baktığımızda maç skorunun tersi bir veri ile karşı karşıya kalıyoruz. Manchester City 3.27 gol beklentisinden gol çıkaramazken Tottenham 0.31 gol beklentisinden iki gol çıkarmış.
Maçın oyuncusu
İş ortağımız İnstat İndex verilerine göre maçın yıldızı Tottenham kalecisi Hugo Loris oldu. Fransız file bekçisi kaleyi tutan sekiz şutun hepsini kurtarmayı başardı. Ayrıca 10-40 metre arası 7 pas girişiminin 6’sında başarılı olan Loris, bu alanda da takımını rahatlatan isimdi.
Sonuç
Manchester City bu mağlubiyetle ligde iyice havluyu sallar pozisyonda görünüyor. Bu sezon genelinde ilk 30 dakika içerisinde gol bulamadıkları karşılaşmalarda galip gelmekte oldukça zorlanan City, bu maç özelinde de ilk 30 dakikalık bölümde gol bulamayarak sahadan mağlubiyet ile ayrılmış oldu. Ligdeki bu amaçsız görüntünün sezonun kalanı açısından kendilerine zarar vereceği düşüncesindeyim.
Tottenham açısından hem Şampiyonlar Ligi potası için değerli bir galibiyet oldu hem de moralleri yerine getirdi ama ligin kalanı için aynı oyunu oynamak yetmeyebilir. Mourinho’nun daha düşük profilli takımlara karşı daha dominant bir oyun ile takımını sahaya çıkarması gerekiyor.