Premier Lig’in 18. haftasında 3. sıradaki Manchester City evinde 2. sıradaki Leicester City’i ağırladı. Yirmi ikinci dakikada Vardy’nin golüyle geriye düşmelerine rağmen Mahrez, İlkay (P) ve Jesus’un golleriyle 3-1 galibiyete uzandılar ve Leicester ile olan puan farkını 1’e indirdiler.
İlk 11’ler
Guardiola aslında 4-3-3 yazıyor olsa da daha çok 4-2-3-1 gibi dizdi takımını sahaya. De Bruyne Jesus’un arkasında yer alırken Bernardo ve İlkay’dan daha serbest bir rolü vardı. Ortalama pozisyonlara baktığımızda da kenar oyuncular Sterling ve Mahrez’in Jesus’dan bile ileride yer aldığını görüyoruz. İki oyuncu da zaman zaman takıma genişlik verirken zaman zaman rakip stoper ve beklerin arasında konumlandılar. Walker ise Mendy’e nazaran daha merkezi bir ortalama pozisyona sahip. Guardiola’nın beklerini bu şekilde kullandığını biliyoruz ama Mendy bu tarz bir görevde topları pek etkili kullanamadığı için daha çok çizgide yer aldı.
Brendan Rodgers ise Ndidi orta saha ve savunma dörtlüsünün ortasına koyup dengeyi sağlamaya çalıştı. Vardy takımın temel hücum gücünü oluşturuyordu. Fernandinho ve Otamendi ikilisini stoper olarak kullanan City’e karşı ligin en süratli en patlayıcı oyuncularından birisi olan Vardy’e gönderilen toplar üzerinden planlamıştı maçı Kuzey İrlandalı hoca.
Hücum kurguları
Manchester City’de sıklıkla bekleri opsiyon olmak için merkeze yakın konumlandığını görüyoruz. Ama sol tarafta Mendy’nin oyuncu profili olarak bu görev özelinde beklenen özellikleri tam olarak karşılamaması sebebiyle farklı bir çözüm geliştirdi Guardiola. Bernardo Silva sıklıkla sol kenara yaklaşarak opsiyon olan ve ilk topları stoperlerden almaya çalışan oyuncu oldu. Bu esnada Mendy çizgiye basarak rakibi genişlemeye zorladı.
City rakip sahaya illa numerotik olarak ifade etmek gerekirse 3-2-5 olarak yerleşti. İlk görselde yuvarlak içindeki toplu oyuncu sola yaklaşan Bernardo. Mendy rakip sahaya ilerlerken Walker biraz daha geride kalıyor. İkinci görselde ise toplu oyuncu Fernandinho ve bu sefer Mendy daha geride kalırken rakip kaleye yaklaşan isim Walker. Guardiola’nın ileriyi 5 oyuncuyu çizgi halinde kurgulamasının sebebi genişliği sağlamak. City’nin genel oyun prensibinin en büyük temellerinden birisi genişliği sağlamak. Bu iki görselinde bu açıdan çok açıklayıcı olduğunu düşünüyorum. Hem beklerin koordineli bir şekilde geride kalıp, ileri çıkması, hem de rakibin arka dörtlüsüne karşı beş kişiyle kenarlarda nasıl alanların oluştuğunu görmek açısından güzel görseller.
Bernardo Silva’nın rolünü ve City’nin oyununun temelini inceledik. Bu pozisyonda bunların oyuna yansımasını görmek adına değerli. Burda İlkay sol tarafa yaklaşmış Bernardo’dan topu alıyor. Sağ kenarda yuvarlak içine aldığım Mahrez’in genişliği nasıl sağladığını görüyoruz. Sol kenardaki Mendy görselde değil ama İlkay onu tercih ediyor ve ikinci görselde de ne kadar boş bir şekilde topla buluştuğunu görüyoruz.
City’nin ilk golü prensiplerin takımda ne kadar oturmuş, ne kadar benimsenmiş olduğunu çok iyi gösteriyor bence. Genellikle takımların kullandıkları kornerleri rakip karşıladıktan sonra top kendilerinde kaldığında genel takım şekline bürünmektense içeriyi kalabalıklaştırıp tekrar orta beklediğini görürüz. Burada korneri Leicester savunması karşılıyor, boştaki topu alan City’de Sterling ve Mahrez direkt olarak çizgiye basarak genişliği sağlıyorlar ve Mendy bu sayede kenarda bomboş Mahrez’e oynayabiliyor. Topu aldığında karşısına Chilwell gelmiş olsa da zaten City’nin istediği şey bu oyuncularına 1v1 durumlar oluşturmak. Bu pozisyonda da Mahrez istediğini buluyor ve merkeze doğru driplingi yapıp şutuyla skoru eşitliyor.
Leicester tahmin edileceği gibi topu kazandıktan sonra direkt olarak Vardy’i bulmak istedi. Bu tarz durumlarda Vardy genellikle direkt olarak kaleye doğru yönelmektense koşusuna kenarlara açılarak başladı ve direkt kaleyi karşısına alabilecek şekilde savunma arkasına sarkmaya çalışmadı.
Keza attıkları gol önde basan City’nin ilk baskı hattını düşürdükten sonra Vardy’i bularak geldi.
Topsuz oyun kurguları
Manchester City top rakipte iken genellikle ön alanda baskı uygulasa da rakip kendilerini 2. bölgeye itmeye başardıklarında De Bruyne’nin Jesus’un yanına çıktığı bir 4-4-2 şeklinde savunduklarını gördük.
City ön alanda baskı yaparken rakibi kenara oynamaya ve top kenara oynandığında anında alanı daraltmaya çalıştılar. Burada da ilk görselde rakibi kenara yönlendirdiklerini görüyoruz. Kenara giden topa Sterling’in baskısı ve arkadan gelen Bernardo Silva’nın da merkeze giren Tielemans’a yükseldiğini görüyoruz. De Bruyne’de durduğu yer itibari ile rakibin yapacağı her türlü tercihe reaksiyon verebilecek konumda.
Leicester’ın zaman zaman Ndidi’nin yanına Maddison’ı da indirerek opsiyon oluşturduğunu gördük. Bu sayede topu çizgiye basan bekine oynamak zorunda kalmadan Maddison üstünden oyunun yönünü değiştirmeyi amaçladılar. Ama bu tarz durumlarda da (özellikle Sterling bu pozisyonları daha iyi seziyor Mahrez’e oranla) ters kenardaki kanat oyuncusu anında pasın oynandığı oyuncuya baskı yapmaya başlıyor. Bu pozisyonda da Sterling baskısıyla Evans’ı uzun oynamaya zorluyor ve topu kazanıyor Manchester City.
Leicester City ise genellikle rakibini 2. bölgede 4-1-4-1 ile karşıladı. Ndidi iki dörtlü bloğun ortasında yer alırken hatlar arasına girmeye çalışan Manchester City’li oyuncuları kontrol etmeye çalıştı.
İstatistikler
İstatistiklere göz attığımızda Manchester City’nin 11 başarılı anahtar pasına karşılık Leicester City’nin 3 başarılı anahtar pası var. Rakip ceza sahasına 34 pas denemesinde 23 gibi yüksek bir rakam tutturdu Manchester City. Leicester cephesinde ise bu rakam 11 denemede 1 isabet. Ayrıca gol beklentisi (xg) istatistiklerine baktığımızda da Manchester City’nin 3.66 gol beklentisi ile 3 gol, Leicester City’nin 0.72 gol beklentisinden 1 gol çıkardığını görüyoruz.
Riyad Mahrez
Attığı gol dışında da çok iyi bir maç geçirdi Cezayirli oyuncu. Golünün yanına 3 başarılı anahtar pas, 3 başarılı dripling ve 1 pas arası ekledi. Özellikle Guardiola ile gelişen taktiksel disiplini de bu maçta oldukça belirgindi.
Son
Liverpool’u kovaladığını düşünüp aralarındaki puan farkına baksak da bu maç ile Leicester ile puan farkını 1’e indirmeyi başardı Manchester City. Guardiola’nın zaman zaman bazı yerlerde verdiği demeçlerde hissettirdiği puan farkı bu noktaya geldikten sonra ligde kazanıp Liverpool’un bolca hata yapmasını bekleyeceklerini ama asıl önceliğin Şampiyonlar Ligi olduğu yönündeydi. Bu açıdan önemli bir galibiyet oldu.
Temsilcimiz Çağlar Söyüncü’nün takımı Leicester cephesinde ise harika geçirdikleri sezonun içinde sıradan bir mağlubiyetten fazlası olarak görmüyorum bu maçı. Manchester City’e karşı oynamak evinizde olsanız bile oldukça zor iken Etihad’da daha da zor. Ellerinden geleni yaptılar ama oyuncuların ufak performans düşüklükleri ve genel anlamda güçlerinin yetmemesi ile kaybettiler. Ligin bitmesine daha oldukça uzun bir vakit olmasına rağmen sezonu ilk 6’da bitirmek için hala iddialı olduklarını düşünüyorum.