Ankaragücü evinde Beşiktaş’ı konuk etti. Tempolu ve pozisyonlu geçen mücadelede gol sesi çıkmazken ev sahibi Ankaragücü maçı Sedat Ağçay’ın 75. dakikada ikinci sarı karttan kırmızı kart görmesiyle 10 kişi tamamladı. Beşiktaş galibiyete daha yakın gözükse de topu üç direk arasından bir türlü geçiremedi.
Maçı iş ortağımız InStat‘ın verileri ışığında inceleyeceğiz.
Genel
Beşiktaş’ta Victor Ruiz’in yokluğunda Necip & Vida tandemini izledik. Necip sağ stoperde başladı ama ikinci yarıda Vida’yla yer değiştirdiler. Alanya maçında tutan formül olan Diaby hamlesiyle bu sefer maça başlıyordu Avcı. Diaby beklenen ve istenen dinamizmi kattı. Bu dinamizme Güven’in de somut katkısı oldu.
Ankaragücü’nde Poke’nin Burak & Diaby iş birliğini bozmak üzere görevlendirildiği aşikardı. Ankaragücü’nün temel hücum planı da Orgill’i Beşiktaş savunmasının arkasına sarkıtmak üzerine kuruluydu. Bunun başarılı olduğunu söylemek zor zaten ev sahibi Ankaragücü maçı 1 isabetli şutla tamamladı. Sedat Ağçay’ın Elneny üzerindeki rolü kritikti. Bundan detaylıca söz edeceğim ama ilk etapta Ankaragücü’nün ilk topları Elneny’e kullandırmama amacı güttüğünü söylemek yeterli olacaktır.
Beşiktaş’ta Ljajic oyuna girdikten sonra ve rakibin de 10 kişi kalmasıyla doğal olarak pozisyonların niceliğinde ve niteliğinde artışlar oldu. Özellikle oyunun rakip yarı alana yıkılabildiği maçlarda Ljajic’in üstleneceği sorumluluk kritik önem taşıyor.
Avcı’nın sezon başında hayal ettiği yapıdan uzakta bir profil çiziyor Beşiktaş çünkü artık pragmatist çözümler gerekiyor. Alanya maçında bunun karşılığı alınsa da Ankaragücü maçında top çizgiyi geçmeyince ne kadar pozisyona girdiğinizin bir önemi kalmıyor.
Kurgu
Beşiktaş’ın temel kurgusu böyle şekillendi. Geride dörtlü savunma hattı ve merkezde Elneny & Atiba ikilisi. 4141’le yerleşen Ankaragücü’nde Sedat Ağçay’la Elneny’ye uygulanan adam markajı dikkat çekti. Elneny özellikle ilk yarıda geride istediği gibi top kullanamadı, bu yük bütünüyle Atiba’ya kaldı. İlk topları Atiba kullandı. Ayrıca az önce de sözünü ettiğim gibi Abdullah Avcı iki bekini de klasik şemadaki gibi çizgilerde konumlandırdı.
Bu arada maçın özellikle ilk yarısının yüksek tempoda geçtiğini söylemek gerek. Özellikle Ankaragücü’nün işine gelmeyen bu duruma yönelik Metin Diyadin’den bir hamle gelmemesi beni şaşırttı. Bu tempo Beşiktaş’a pozisyon olarak yansıdı çünkü.
Oyun
Beşiktaş’ın topla oynama oranları bu sezon epey üzerinde durduğumuz veriler çünkü büyük ölçüde topa hükmetmesi beklenen Beşiktaş belki de kendi adına en iyi işi çıkardığı Alanya maçında topu büyük ölçüde ortada bırakmıştı. Elbette Beşiktaş kadrosu ve hocası itibariyle çoğu maçta büyük ölçüde topa sahip olmaya devam edecek ve etmeli. Buradaki enteresan durum ise bunun şutlara yansıması.
15-30 dakikaları arasında sağ tarafta gördüğümüz grafikte topun büyük ölçüde ortada kaldığını görürken soldaki şut grafiğinde 15-30 arasına baktığımızda Beşiktaş’ın 3 şutla rakibin 11 kişi kaldığı zaman dilimindeki en verimli dakikalarını geçirmiş. %63 topa sahip olan Beşiktaş’ın rakip yarı sahaya, üçüncü bölgeye ve ceza sahasına girişlerdeki ezici üstünlüğü ise sürpriz değil.
Verimlilik demişken Beşiktaş’ın bu maçı 7’si isabetli toplam 28 orta yaparak tamamlamış olması büyük bir eksi. Özellikle Lens ve Caner üzerinden gelişen bu ortalar Beşiktaş’ın hücumdaki verimliliğine eksi yazan temel etkenler oldu.
9 pas ─ Diaby & Burak
Maçtaki en organize ataklardan birinin başlangıcına bakıyoruz. Beşiktaş ceza sahasından Karius’un kısa pasıyla başlayan atakta Beşiktaş’ın 9 pas ve müthiş bir çapraz koşuyla rakip kaleye gidişine şahit olacağız.
Elneny’nin de markajdan kurtulup ilk topu aldığı atakta Atiba’nın çabası büyük ölçüde fark yaratıyor. İki bölge arasındaki köprü Atiba’nın pasları ve koşularıyla tamamlanacak.
Burada yine Ankaragücünün 4141’le belirgin şekilde yerleştiğini söyleyebiliriz. Caner’in inisiyatifi ve Atiba’nın boş alan koşusu Beşiktaş’a 2. bölgenin kapısını açıyor.
Atiba, Beşiktaş’ı rakip kaleye götürmekte ısrarcı. Caner’den aldığı topu tekte Lens’e oynayıp boş alan koşusuna devam ediyor. Lens de akıcılığı sekteye uğratmıyor. Burada Caner’in desteğe başlamış olması da önemli.
Caner’in orta sahada istasyon olması Atiba’nın misyonunu tamamlaması için önemli. Diaby de merkezdeki bağlantı rolünü üstlenmiş durumda ve boş alanda top bekliyor. Atiba’dan Caner’e sonrasında Diaby’e süzülen top maçtaki en organize atağın finaline doğru yönlendiriyor bizi. Bu sırada Ankaragücü’nde orta saha hattının büyük ölçüde dağıldığını da söylemek gerek.
Atiba’nın ısrarı, Diaby’nin hızı ve Burak Yılmaz’ın çapraz koşusu… Burak eşleştiği Pazdan’ı da yanında götürecek bir çapraz koşuyla Diaby’e merkezde harika bir boşluk yaratıyor.
Burak’ın Pazdan’ı alıp götürmesi merkezde bir boşluk yaratırken Diaby’nin şut için de açısı ve fırsatı var. Karius’un ayağından başlayan bu organize atak Diaby’nin şut tercihindeki hatası nedeniyle golle sonuçlanmıyor ve top Korcan’da kalıyor.
Diaby x Ljajic
Diaby bu maçta Beşiktaş’ın gole en yakın futbolcusuydu. İkinci forvet rolünü büyük ölçüde üstlenmeye çalıştı. Fark yarattığı anlar da oldu ancak genel itibariyle çabası sonuçsuz kaldı ve başarısız aksiyonlar olarak sahaya yansıdı. Girdiği 19 mücadelenin 7’sini kazanması verimlilik açısından soru işaretleri yarattı.
Ljajic hamlesiyle birlikte klasik 4231’e daha yakın bir şemaya geçen Beşiktaş’ta Diaby de sağ tarafa geçti. Öncelikle sayısal üstünlükle birlikte oyunun rakip yarı alana yıkıldığı bu dilimde Ljajic’in fark yarattığı pek çok sekansa şahit olduk. 3. bölgedeki 33 aksiyonunun %79’unun başarılı olması bunu doğruluyor. Öte yandan Elneny ile birlikte ceza sahasında dar alanda izlettikleri ikili oyun maçın önemli anlarından biriydi.
Beşiktaş topa bütünüyle hükmedip oyunu rakip yarı alana yıkacaksa merkezde Diaby yerine Ljajic’in daha doğru bir isim olacağını düşünüyorum. Diaby forvet özellikleriyle fark yaratıyor ama başarı yüzdesi tartışılabilir düzeyde. Bireysel yeteneğiyle fark yaratıp Beşiktaş’ı doğrudan kaleye götürmesine rağmen. Bu açıdan klasik bir şablonla Adem Ljajic’i kazanmanın yollarını aradığını düşünüyorum Abdullah Avcı’nın.
Sonuç
Beşiktaş bir yolunu bulup topu üç direk arasından geçiremezken Ankaragücü hücumda planladıklarını sahaya yansıtamadan 1 puan aldı. 10 kişi kaldıktan sonra daha da kalabalık savunmak durumunda kaldılar bunu da iyi yaptılar. Oyun ve tempo itibariyle 0-0 bitmesi şaşırtıcı olan bir maç izledik.