Fenerbahçe, Türkiye Süper Ligi’nin 6. haftasında Galatasaray’a konuk oldu. Çok fazla gol pozisyonu izleyemediğimiz karşılaşmada her iki taraf da birer puan almakla yetindi.
Ortalama pozisyonlar
Fenerbahçe, maça uzun süredir sakatlığı bulunan Isla’yı sağ beke, Ozan’ı da önüne koyarak başladı. Rodriguez’in yokluğunda da sol ön tarafa Tolga’yı koydu. Ozan’ın ikinci yarı bek pozisyonuna geçmesinden dolayı ortalama pozisyonu ilk yarıda olması gerekenden daha geride çıkmış olması muhtemel.
İlk yarı
Galatasaray, özellikle geçen sene kendi evinde ilk 15-20 dakikada kurduğu baskıyı bu sezon göstermekte zorlanırken, bu karşılaşmada da farklı bir tablo oluşmadı. Fenerbahçe, savunma hattını öne kurmaya gayret edip alan daraltırken, ön alan oyuncuları da rakibe baskı yaparak top kullandırtmamaya gayret etti.
Fenerbahçe’nin bu seneki alamet-i farikası attığı ters toplar. Daha ilk dakikadan başlayarak topu mümkün olduğunca hızlı dolaştırmaya çalışıp ters top kovaladılar.
Emre ve Gustavo bu anlamda hocanın elini ilerleyen haftalarda daha da güçlendireceğini düşünüyorum. İki bek oyuncusu Isla ve Dirar mümkün olduğunca çizgiye basmaya gayret ederek rakibin boyunu enlemesine açmaya çalıştı. Maçın başında yaşanan aşağıdaki pozisyonda Nagatomo, içeri kat etmiş olan Ozan ile eşleşince Isla için alan açılıyor. Seken topta Vedat’ın da ısrarla işaret ettiği noktaya etkili bir pas atıyor. Isla, ilk yarıda hocanın beklediğini veremediğinden mi yoksa hücuma etkisi açısından hoca Deniz’i mi değerlendirmek istedi, veya her ikiside mı bilmek zor.
Fenerbahçe, özellikle Jailson’un baskı altında da ortalama üzeri pas becerisi sayesinde stoper bölgesinde kendine yer bulmuştu. Ancak benim için Zanka’nın da topla ilişiğinin ortalama üzeri olduğunu daha önceki yorularımda belirtmiştim.
Falcao, belki henüz istenilen noktada olmamış olsa da en temel düşüncelerden birini yapıp iki stoper arasındaki bağlantıyı koparmaya çalıştı, özellikle top Zanka’da olduğunda. Bu noktada stoperin ayağının temiz olması biraz arkadaşlarına da bağlı. Hareketlilik, doğru yerde destek olmak stoperlerin de top çıkartırken işlerini kolaylaştıran faktörlerden. Aşağıdaki pozisyonda da Ozan içeri kat ediyor ve Zanka’ya pas alternatifi yaratıyor. Derin atılan pas ile Ozan ve Isla Nagatomo’ya karşı 1V2 kalsa da Ozan istediği gibi dönemeyince pozisyon kayboluyor. Ancak Fenerbahçe’nin temel prensibi hareketlilik ve doğru zamanda terse atılan toplar. Bunun için fazlaca “hazırlık pası” görebiliriz, taraftarın bundan homurdanmaması gerektiğini düşünüyorum. Doğru noktada patlama yapmaya çalışılıyor en azından ben böyle görüyorum.
Zanka
Bu noktada belki de Zanka’ya ufak bir paragraf açmak yerinde olur. Oyuncu transfer olduğunda yaptığım paylaşımların paralelinde ayakta kalmayı seven, çoğunlukla doğru pozisyon alan, ancak fiziki yapısına rağmen çok da sert, net müdahaleler yapamayan bir oyuncu profili çizmişti. Bu karşılaşmada çok daha temaslıydı, rakibe çok daha yakın kalmaya gayret etti ve motivasyonu en üst noktadaydı, risk almadı, sıkıştığında zorlamadı, sol ayağını zaman zaman kullansa da güvendiği sağ ayağı ile topu taça attı bir pozisyonda. Ne yaptığını bilen bir görüntü verdi bana. Hata elbette olacak, hep olacak, mümkün olduğunca genel perspektife bakmak gerektiğini düşünüyorum.
Babel ile girdiği 7 ikili mücadelenin 6’sını, Falcao ile girdiği 5 ikili mücadelenin ise hepsini kazandı. Toplamda da 16 ikili mücadelede %81 başarı sağladı. Özellikle ilk yarıdaki 20 pasın hepsi de isabetliydi ve grafikte de görüldüğü gibi pasların önemli kısmı öne oynanan toplar ve bazıları riskli denebilecek etkili toplar oldu. Bu başarı da belirttiğim gibi ön taraftaki oyucuların hareketliliğinin de etkisi oldu. Hoca, Rami’de ciddi bir performans yükselişi olmadığı taktirde bu ikilide ısrar edeceğini düşünüyorum.
İşin hücum tarafında gayretli olan takım savunma anlamında da çoğunlukla doğru işler yapıyor. Takım olarak doğru pozisyon alınıyor, topla birlikte kaymalar daha sağlıklı yapılıyor diye düşünüyorum. Aşağıdaki pozisyonda top Galatasaray sağ kanadındayken Emre desteğe gelip sayısal eşitliği-üstünlüğü sağlıyor, sol kanada geçince de Gustavo aynı şekilde.
Özellikle ilk 20 dakika Galatasaray’ın ev sahipliği avantajını da arkasına alarak baskın oynaması ön görülürken Fenerbahçe daha güvenli, ne yapmak istediğini bilen taraftı.
Bu süreçte Galatasaray stoperlerine mümkün olduğunca rahat top kullandırtmamaya gayret ettiler. Vedat, sıkça yaptığı gibi stoperlerin arasına girdi ve özellikle Luyindama’yı kanada doğru itmeye çalışnca uzun ve kontrolsüz toplar geldi.
Aşağıdaki pozisyonda da orta 4’lü ön ikilinin baskısı ile birlikte uzun oynayacağı anlaşılan Muslera’yı görüp geri çekiliyor ve Muslera da tam olarak o kalabalığın için topu şişiriyor. İlk yarıda birçok şey -gol dışında- Fenerbahçe’nin istediği gibi gitti denilebilir.
Galatasaray ise ilk şutunu 21. dakikada atarken Fenerbahçe 2’si isabetli 4 şutu bulunuyordu. Aşağıdaki pozisyon da benim için Galatasaray özeti niteliğinde oldu. Fenerbahçe 3. bölgede kaybettiği top sonrası çok adamla baskı yapsa da Galatasaray bundan kurtulup hücum denedi ancak öne gitmek anlamında problemleri var Galatasaray’ın. 3. bölgeye geldiklerinde sayısal üstünlük yine Fenerbahçe’deydi ve Babel’in artık çözüldüğünü düşündüğüm içeri kat edip şut denemesi kalabalık Fenerbahçe defansı sayesinde önlendi.
20-40. dakikalar arasında özellikle Lemina’nın 28. dakikada gelen etkili şutundan sonra Galatasaray daha güvenli, Fenerbahçe de daha geriye yaslanıp rakibini karşılamayı tercih etti. Topa sahip olma oranları da beklenildiği gibi ilk 15 dakikadan sonra Galatasaray lehine dönüyor.
2. yarı
Ersun Yanal, 2. yarıya Isla>Deniz değişikliği ile başlayarak Ozan’ı bek pozisyonuna kaydırdı. Galatasaray, belki de seyircisinin maçın başlaması ile birlikte beklediği baskılı oyunu 45-60. dakikalarda kısmen gerçekleştirse de gol pozisyonu üretmekte zorlandılar. En etkili pozisyon, 60. dakikada Ömer Bayram’ın Ozan’ın arkasına yaptığı koşu sonrası ceza sahasına yerden göderdiği top oldu. Jailson’un bu pozisyonda Falcao’nun önünde yer almış olması kritikti. Ozan’ın Nagatomo’ya karşı 12 ikili mücedeleden 9’unu, Babel’e karşı da 10 ikili mücadeleden 7’sini kazandığını hayırlatmakta fayda var, ancak özellikle 60. dakikadaki pozisyon hatası, ne olursa olsun, en azından şimilik kritik maçlarda bek oynamasının sıkıntı yaratabileceğini düşündürttü bana. 70. dakikada da benzer bir pozisyon oldu.
Fenerbahçe 60. dakikadan sonra kısmen ilk 15 dakikadaki gibi daha fazla ayağa pas yapıp doğru zamanda topun yönünü bir kanattan diğerine değiştirerek kullanmaya çalıştı, çok net pozisyon üretmekte zorlanılsa da son paslarda daha iyi tercihler yapılsa sonuç farklı olabilirdi.
77. dakikada da sağ kanatta Fenerbahçeli oyuncuların hareketlendiği, ayağa pas yapmaya başladığı zaman oyunu domine edebildiğini düşündüğüm bir pozisyon oldu.
Son 10 dakikada ise Galatasaray belki de kendi evinde mutlak gol bulma gereği hissetmesinden dolayı sahaya dengesiz yayıldı. 88. dakikada Deniz ceza sahası içinden tercih hatası yapıp kafa vurmayı denese skor bulabilirdi. Keza 95. dakikada Vedat’ın ters ayağı ile 30 metrelik pasında Kruse kafa vuruşu ile Muslera’dan kurtarsa da top çizgiyi geçmeden Luyindama müdahale etti.
Sonuç
Maçın geneline baktığımızda fenerbahçe’nin kendi standartlarının altında bir maç çıkardığını söyleyebilirim. Verilere de bu şekilde yansıdığını görüyoruz, toplu verilerde pas sayısı 397 ve isabet oranı da %80’lerde kalmış. Keza ortalama pas boyu da uzamış, 19.2 metrede.
Fenerbahçe ligin en iyi top oynayan ekiplerinden olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak sakat oyuncuların da katılımı ile daha fazla sürekliliği olan bir kadro yakalanırsa eminim ki mevcut eksikliklerin kapatılması yolunda da ciddi bir ilerleme sağlanmış olacaktır.
Galatasaray ise henüz bir oyun kimliği oturtamamış gibi gözüküyor. Yeni gelen oyuncuların forma girmesi sonrası bir ivme yakalanma durumu olabilir, göreceğiz.