Analiz | Arsenal 2-2 Tottenham

Premier League’in 4.haftasında Kuzey Londra derbisi vardı. Arsenal, 2-0 geriye düşmesine rağmen maçtan beraberlikle ayrıldı. İki takımında savunma organizasyonlarındaki eksiklikler bizlere keyifli bir 90 dakika izletti.

Ev sahibi Arsenal maça 4-3-3 dizilişi ile başladı. Forvet hattı birbirine yakın oynarken, bekler hücumda genişliği sağladı. Orta saha hattı ise düz bir çizgide oynadı. Ön alanda baskıyı sürekli kullandılar. Emery’nin oyun planı maç boyunca Liverpool’un oyun planını anımsattı.

Tottenham ise uzun süredir kullanılan 4-4-2 elmas dizilişinden vazgeçip 4-2-3-1 dizilişi ile maça başladı. En büyük sürpriz sağ bekte Davinson Sanchez’in oynamasıydı. Pochettino genelde bekleri adeta bir kanat oyuncusu olarak kullanıyor. Ancak, bu maçta iki bekte daha derinde pozisyon aldı. Tottenham’ın oyun planı daha çok geçiş hücumları üzerine kuruluydu.

Maçın genelini 2 perdeye ayırabiliriz. İlk perde Tottenham’ın bir tık üstün olduğu ve 2-0’ı bulduğu ilk 40 dakika. İkinci perde ise Arsenal’in üstünlüğünde geçen bir 50 dakika.

İlk perde

40 dakika boyunca Tottenham biraz daha iyi olan taraftı. 40 dakika boyunca Arsenal isabetli bir şut çekemedi. Tottenham’ın iyi oyununun sebebi 2.bölge savunma organizasyonu ve geçiş hücumları üzerine kuruluydu.

Tottenham kısmi baskıda 4-4-1-1 şeklinde pozisyon aldı. Buradaki önemli bir nokta Son’un değil de Kane’nin orta sahanın önünde pozisyon almasıydı. Bu karar tamamen Son’un savunma arkasına atacağı koşularla ilgiliydi.

Bir diğer dikkat çekici nokta ise kanat oyuncularının dar pozisyon almasıydı. Orta sahaya daha yakınlardı böylelikle rakip orta sahaya daha iyi baskı yapabildiler.

Tottenham zaman zaman ön alana baskıya gitse de bu baskı çok agresif olmadı. Stoperlerin topu kullanmasına izin verdiler. Topu kazanma amacından ziyade rakibin oyun kurmasını daha aceleye getirdiği sahte baskı türünü kullandılar.

Kane ve Son aktif olarak tam baskı yapıyorlar. Orta saha ve defans hattı yarı baskıda yani 2.bölge savunmasında pozisyon alıyor. Tottenham önde agresif baskı yapmak yerine sahte baskı türünü uyguladı.

Bir diğer örnekte de bu kez Son aktif olarak tam baskı uyguluyor. Diğer hatlar yarı baskı safhasında pozisyon aldılar. Son’un yaptığı bu baskı türü David Luiz’i acele bir karar vermeye zorlayıp, topu Tottenham’a kazandırmaya yönelik.

40 dakika içinde Tottenham’a tabela yaptıran ise geçiş hücumları oldu. Bu geçiş hücumlarının sebebi Arsenal’in tam baskı uygularken hatalarıydı. Takım boyunu kısa tutamadılar. Orta ve derin bloka geçerken kanat oyuncuları yanlış pozisyon aldı veya hiç geri dönmediler. Özellikle Kolosinac hücuma çıktığında onun çıkışlarında kademe yoktu ve o bölgeden Tottenham bolca kontra atak gerçekleştirdi.

Tam baskı uygularken rakip uzun oynadığında ilk ve ikinci topları alamazsanız yaptığınız baskı boşa gider. Bunun örneği ilk golde vardı. Lloris baskıdan kaçmak için uzun top gönderdi. Sokratis gereksiz bir şekilde pozisyonunu bırakıp topa çıktı ve ilk topu kaybetti. İkinci topa David Luiz hamle yapmaya çıksa da geç kalmıştı, Son ikinci topu kazanıp savunma arkasına koşu yapan Lamela’ya attı. Sonucunda Eriksen topu ağlara gönderdi.

 

Tam baskı yaparken en önemli nokta mesafelerdir. Mesafeler çok uzarsa önde topu kazanamadığınız her an Tottenham gibi pası iyi yapan takımlar rahatça baskınızı kırıp hızlı hücumlar bulacaktır. Arsenal orta sahası ile forvet hattı arasındaki mesafe çok uzun. Rose basit bir pasla 5 oyuncuyu oyundan düşürüyor.

Arsenal’in oyununda savunma ile hücum arasında denge çok düşük. Bunun sebebi ise önde baskı yapan oyunculara kademe yapması gereken orta saha ve savunma hattı birbirlerinden uzak oynaması. Kolosinac bu pozisyonda önde yakalandı. Arsenal orta sahası hem genişte hem derinde yakalanınca Kolosinac’a kademe olamadılar. Tottenham geçiş hücumu için alanlar bulabildi. Son, Eriksen, Lamela,Kane gibi oyuncular bu alanları bulduğunda onları durdurmak çok zor bir iş.

İkinci perde

Tottenham skoru bulduktan tamamen yarı baskı türünü uyguladı. Arsenal bu baskıyı kırdığında ise derin bloka geçtiler. Bu da oyunun kontrolünü tamamen Arsenal’e geçirdi. Arsenal ise kusurları olsa da iyi bir tam baskı uygulayarak rakibini çıkartmadı.

Lacazette tam baskıda Winks’i markajına alarak adeta orta sahada bir elmas şeklini oluşturdu. Aubameyang ve Pepe stoperlere baskı uyguladı. Guendouzi ve Torreira ise beklere gidecek toplara baskı uyguladı. Xhaka ise gerektiğinde Sissoko’ya baskı uyguladı, gerektiğinde ise tam baskıya kademe olan oyuncu oldu. Bu pres şeması Tottenham’ın oyun kurmasını tamamen bozdu. Tottenham sürekli uzun toplar oynamak zorunda kaldı.

Aynı baskı şeması devam etti. İlk topu stoperler alır almaz Arsenal dalga halinde baskıya başlayıp ya uzun topa zorladılar ya da beklere pasa zorlayıp burada baskıya devam ettiler. Tottenham çoğunlukla uzun top kullandı. Arsenal bu uzun topları toplamakta sıkıntı çekince oyuna tamamen hakim olamadı.

Arsenal’in bu tam baskının etkilerini Vertonghen ve Alderweireld’in pas bağlantılarında görebiliriz.

 

Vertonghen, Winks ve Sissoko ile sadece 4’er kez pas bağlantısı kurabilmiş.

Alderweireld ise Winks ile 1, Sissoko ile ise de 7 kez bağlantı kurabilmiş. Eğer tam baskı yiyorsanız topu ileri oynamanız gerekir. Tottenham stoperleri orta saha ile bağlantı kuramayınca baskıdan çıkamadılar.

Tottenham ikinci topları toplayıp ilerleme evresine geçince Arsenal rakibine yarı baskı uyguladı. Orta sahada rakibini karşılayan Arsenal, Winks ve Sissoko’yu kontrol altında tutarak Tottenham’ın oyun kurmasına izin vermedi.

Arsenal düz 4-3-3 ile rakibini karşıladı. Winks ile Sissoko orta saha ile forvet hattı arasında kaldı. Ancak, ikisi de iç koridorlardan görünür olup pas alamayınca Tottenham bu baskıyı aşıp yaratma evresine geçemedi.

Tottenham topla biraz daha ilerleyince Arsenal yarı baskıda 4-5-1 pozisyonu aldı. Dar bir orta saha oynadılar. Winks ile Sissoko yine kontrol altında tutuldu. Tottenham kaçış rotası bulamadı.

Arsenal topa sahip olurken iki kanattan hücumlarını gerçekleştirdi. İki kanatta da roller farklıydı. Sol kanatta Kolosinac’ın bindirmeleri, sağ kanatta ise Pepe’nin 1v1 oyunu üzerinden gelişen ataklar vardı.

Tottenham savunmasında kademe kayboldu. Davinson, Kolosinac’ı kaçırınca arkasına kademe gelmedi. Alderweireld ve Sissoko, Aubameyang’ı kontrol altında tutmak için kademeye gitmediler. Sonucunda Kolosinac atak yapabilecek koridor bulabildi.

Arsenal’in sol kanattan atak şeması. Guendouzi kanada gelerek Tottenham baskısını karıştırıp, Kolosinac’ı markajsız bırakıyor. Luiz’in derin pasıyla Kolosinac atak yapacak koridor bulabiliyor.

Burada da sağ kanat atak şeması Pepe çizgiye çıkarak 1v1 oyunu üzerinden atak geliştirdiler. Guendouzi ceza sahasına koşu yaparak net bir fırsat yarattı.

İkinci yarıda Tottenham’ın orta ve derin bloka geçmesiyle de Arsenal topa ve oyuna hakim oldu. İkinci yarı %60 topla oynadılar. 61 kez 3.bölgeye girdiler. 45 saniye üzeri 4 kez topa sahip oldukları anlar oyun hakimiyetini gösteriyor.

Pas istatistiklerinde ise ezici bir üstünlükleri var. Ceza sahasına 20 kez pas yaptılar. Üçüncü bölgeye 168 pas yaptılar. Pas metrajları 17.3 metre ile gayet iyiydi. 21 ortada da 6 isabetleri var.

Arsenal golleri nasıl attı bir de onlara bakalım. İlk golde Tottenham’ı kendi silahları ile vurdular. Arsenal tam baskıda ikinci ve üçüncü topu kazanıp soldan orta ile ceza sahasında Lacazette ile topu buluşturdu.

Lacazette akıllıca Tottenham savunma ile orta saha hattı arasında pozisyon aldı. Forvetlerin %90’ı muhtemelen ceza sahasında ortayı beklerdi. Ancak, Lacazette farkını ortaya koydu. Bu boşlukta topla buluşup golünü attı.

İkinci golde tamamen Guendouzi’nin yaratıcılığı ve vizyonu vardı. Dripling ile savunmayı üstüne çekip savunma arkasına harika bir pas atan tek pasla 8 oyuncuyu geçti. Aubameyang tekte bitirerek skoru dengeledi.

Maçın oyuncusu

Hiç kuşkusuz Guendouzi oldu. Bir orkestra şefi gibi takımını yönetti. Sahanın her yerindeydi. İkinci gole de asist yaptı.

Sonuç

Arsenal geriye düşmesine rağmen iyi bir reaksiyon gösterip geri döndü. Baskı oyunları Liverpool’un benzeri olsa da oyuncu profilleri farklı olduğu için uzun vadede bu oyun Arsenal’i taşımaz. Emery’nin Ceballos ve Özil içinde takımda yer bulması gerekecek. O yüzden favorisi olan 4-2-3-1’e dönebilir.

Tottenham için 2-o’dan kaybetmek üzücü olsa da yine zorlu bir deplasmandan alınan bir puan var ortada. Takım belki de hiç olmadığı kadar karışık durumda. Pochettino daha reaktif bir tercih etti. Derin blokta sorunlar göze çarpıyor. Baskı altında hiç çıkamadılar. Winks ve Sissoko doğru ikili değil. Ndombele sakatlıktan dönüşü ve Lo Celso’nun adapte olmasıyla daha farklı bir oyun ortaya koyacaklardır.