Sivasspor mağlubiyetini unutmak isteyen Beşiktaş, evindeki ilk maçında Göztepe’yi ağırladı. 3 puan, 3 golle gelirken, Beşiktaş’ın yeni sezondaki ilk golünü Güven Yalçın attı. Abdullah Avcı’nın kafasındaki kurgunun taktiksel yansımalarını gördüğümüz maçta akılda kalan şeyler Caner’e verilen rol ve Beşiktaş’ın üçlü savunma kurgusu oldu.
Maçı iş ortağımız InStat‘ın verileri ışığında inceleyeceğiz.
Genel
Beşiktaş’ta oyun genel anlamıyla tatmin etmese de Abdullah Avcı’nın kafasındaki kurgunun en önemli parçalarından birinin bekler olduğunu gördük. Savunmada top Beşiktaş’tayken üçlü savunma halini alan bir yapıya ek olarak Caner Erkin de ”false back” denilen merkez bek veya sahte bek olarak da tabir edebileceğimiz rolde sol içe yerleşiyordu. Orta saha oyuncuları ve kanatların çizgideki konumları da kritikti. Bunlara görüntülerle birlikte detaylıca değineceğim.
Göztepe, Antalyaspor maçından çok farklı bir yapıyla çıkmadı sahaya. 4-2-3-1 ve 4-4-2 geçişlerinin bolca olduğu bir kurgu izledik. Poko ve Borges’in merkezdeki ikili olarak rolü kritikti. Beto ise ligimizde lider sıfatını hak eden kalecilerden biri olarak yine iyi bir pasör profil çizerek Göztepe ataklarının başlangıçlarında fark yarattı.
Ortalama topla oynama pozisyonlarına baktığımızda Caner’in konumu net bir şekilde dikkat çekiyor. Türkiye’de alıştığımız bek rolünün ötesinde ondan bu maçta beklenen şey merkezde Medel’i çiftlemesi ve kanatların da çizgiye açılmasıyla birlikte Ljajic’i topla buluşturabilecek boşluğu sağlamasıydı. Bu rol Caner’in profiline epey zıt gözükse de en azından bir şeyler yapmaya çalıştı. Katkı sağladığı anlar da oldu ancak belirtmek gerekiyor ki Caner dahil herkes bu yeni taktiksel detaylara alışma aşamasında. Şimdilik bunların sadece yansımalarını görüyoruz. Bu yansımalar sürerken iyi oyun olmadan gelen galibiyet(ler) ise ekstra değerli durumda.
Üçlü savunma ve Caner’in rolü
Top Beşiktaş’ta olduğunda Gökhan savunmayı üçlerken Caner de sol içe geçiyor. Oğuzhan ve Ljajic önde rakip bekle stoper arasına yerleşiyor. Kanatlar çizgiye genişlemiş durumda. Göztepe ise 4-4-2 ile savunuyor. Temel amaç her zaman olduğu gibi eşleşmelerin dengesini bozarak alan bulmak ve bu alanı Oğuzhan veya Ljajic’le işlemek. Bütün pasör yükün Victor Ruiz’e binmediği bu kurguda Vida’nın pasör yeteneklerinin kısıtlı olmasıysa büyük bir handikap. Gökhan Gönül ise önünde Quaresma yokken oynadığı gibi yine defansif aksiyonlarıyla fark yarattığı bir maç oynadı. Merkezde Caner bu rolün oyuncusu mu, bu bir soru işareti. Caner’in elinden geleni yaptığını söylememe gerek yok ancak Abdullah Avcı’nın Adriano’nun kalması yönündeki ısrarını çok daha iyi anlayabiliyorum artık.
Abdullah Avcı’yı bu kurguya iten en önemli sebep ne?
Oyuncu profillerinin buna uygun olup olmadığı tartışma konusuyken Abdullah Avcı’nın bunu denemesinin en önemli nedeninin Adem Ljajic olduğunu düşünüyorum. 433’te merkezin solunda konuşlanması beklenen Ljajic; Sivasspor maçında ikinci bölgede sıkışıp kalmış ve hücumdaki hünerlerini tehlikeli bölgelerde sergileyememişti. Bir bek oyuncusunun onun rolünü üstlenmesi demek Ljajic’in öne gidebileceği ve topla buluşması halinde o ince işleri yapabileceği anlamına geliyor. En azından Caner’den bu rolü beklemenin en iyi açıklamasının bu olduğunu düşünüyorum.
Burada kurgunun başka bir versiyonunu görüyoruz. Caner’in ve üçlü savunmanın konumu sabit ama Medel ve Oğuzhan değişkenlik göstermiş. Medel savunmanın önünde top kullanırken Göztepe de yine 4-4-2’yle müdafaada. Medel’in pası Caner’e ulaşıyor. İlk adım başarılı.
Caner topla buluştuğunda pas opsiyonları sınırlı. Burada devreye Güven giriyor. Güven; Ljajic’in ön tarafta topla buluşması gerektiğinin farkında olduğu için geçişe katkı sunmak adına geriye geliyor. Topu alıyor ama ilk kontrolü başarılı olmadığı için topu kaptırıyor. İki adımı işe yarasa da sonuç vermemiş bir girişim oluyor.
Örnekleri çoğaltmak mümkün ancak bu kurgunun henüz ilk aşamasına ve alışma sürecine şahit oluyoruz. Yani buradan doğrudan bir övgü ya da olumsuz eleştiri beklememek gerekiyor. Beşiktaş taktiksel açıdan sahaya bir şeyler koyma çabasında.
Kanatların rolü
Beşiktaş yine aynı kurguda ama burada kanat oyuncularından ve işlevlerinden söz etmek istiyorum. Boyd da Lens de çizgiye genişlemiş durumda. Caner’in merkeze inmesi; Ljajic ve Oğuzhan’ın hücuma desteği kanatların boş kalmasını sağlıyor. Vida da sağ kanattaki boşluğu görerek Lens’e oynuyor.
Göztepe 4-2-3-1’le savunurken sağ kanatta topla buluşan Lens’in opsiyonları kısıtlı olsa da öndeki hücumcuların ve esasında hocanın kafasındaki şey half-space dediğimiz iç koridorları işlemek. Güven’in dinamik yapısı da bu durum için bir avantaj. Yukarıdaki karede Oğuzhan ve Ljajic’in konumları Beşiktaş adına çok kritik. Oyuncuların bu profil için ideal oyuncular olup olmadığı tartışılabilir ama genel kurguda modern futbolun önemli bir yansımasını görüyoruz, bence önemli.
Aynı kurgunun başka bir versiyonunda bu sefer eşleşmelere dikkat etmek istiyorum. Sarı çizgilerle gösterdiğim üzere Göztepe’nin kanat oyuncuları sayısal üstünlük adına merkeze kaymak zorunda kalıyorlar yoksa Ljajic ve Oğuzhan üçüncü bölgede topla buluşabilir ki eminim bunu Beşiktaş’ın hiçbir rakibi istemez, istememeli. Topu kullanan isim yine Vida ve sağ kanatta aynı boşluğa oyunu genişletiyor.
Sağ kanatta kadraja sığmayan ama topla buluşan isim Tyler Boyd. Beşiktaş az önce (kronolojik olarak sonra) anlattığım pozisyonun aynısını deniyor.
Burada da 2 gün önce transfer olup takımla bir kez çalışmasına rağmen Quaresma yerine tercih edilerek net bir mesaj verilen N’Koudou’nun benzer pozisyonda olduğunu görüyoruz. N’Koudou patlayıcı gücüyle bu boş alanları daha iyi işleyebilecek bir oyuncu. Çizgide geniş alan bulması -ikinci bölgede olsa bile- rakipler için sorun yaratabilir.
Kafadaki planın emekleme aşamasında olduğunu ve henüz pratik katkının alınamadığını ise hatırlatmak gerekiyor. Beşiktaş bu oyunun sürdürülebilir yapısından henüz uzakta ve oyuncu profilleri de bazı soru işaretleri barındırıyor. Bu taktiksel parıltılar ise şimdilik üzerine konuşulabilecek önemli detaylar olarak kalıyor.
Ljajic’in golü
Beşiktaş’ın iç koridorları işleme çabasından söz ettik. Atılan 3 golde de şans unsurlarına rastlasak da Ljajic’in golünün ilk adımında güzel bir ikili oyun söz konusu. Ljajic’in önceki görselde N’Koudou’ya yaklaşmamasının aksine burada Lens’e tekte oynayıp rakip bekle stoper arasına yaptığı bir koşu var. O koşunun devamı ise golle sonuçlanıyor. Bir ikili oyunla savunma arkasına sızmanın doğru koşu ve zamanlamayla ne kadar kolay olduğunu görüyoruz aslında.
Caner Erkin
İlk 11’ler açıklandığında eleştirilerin odağında olan Caner Erkin, 1 gol, 1 asistle tabelaya doğrudan katkı verdi ve 107 aksiyonunun 89’u (%83) başarılı oldu. Az önce görüntülerle de desteklediğim gibi ondan beklenen şey bugüne kadar pek alışkın olduğu bir rol değildi. Aksiyon haritasına baktığımızda merkezdeki başarılı aksiyonları dikkat çekiyor. Pas haritasında da bu role yönelik çabasından yansımalar görüyoruz. Caner Erkin pasa yatkın olan bir yapıda olmasa da 76 pasta 65 isabetle yani %86 başarı oranıyla oynadı. 18 pası öne doğruydu ve 19 tek pas yaptı. Bu rolün hakkını vermesi onun için epey zor olacak. Peki Rebocho bu rolün hakkını verebilecek profilde mi? Bunu da zaman gösterecek.
Sayısı artması gereken bir Caner Erkin aksiyonuna şahit oluyoruz. Victor Ruiz bir bek gibi çizgide topla buluşmuş durumda Caner de yine merkeze inmiş. Victor, Caner’e oynuyor Caner de tekte Ljajic’i topla buluşturuyor. Oyunun o kanada yıkılmış olması ters kanattaki kanat oyuncusu için de ciddi bir avantaj ancak bu pozisyondan bir şey çıkmıyor. Sadece Caner Erkin’in bir tek pasla Ljajic’i topla buluşturma durumunu görmüş oluyoruz.
Pas haritası
Caner’in top alması bu kurgunun ilk adımı ama sonrasında o topu kullanmak veya taşımak oyuncunun profiliyle doğrudan alakalı. Bu açıdan konu hep Adriano’nun geçen seneki işlevine geliyor.
Öte yandan savunmada ayağı en iyi isim olan Victor Ruiz’in daha fazla inisiyatif almasını bekliyorum. Victor’un Caner’e oynayabildiği toplar ilk etapta değerli olsa da ağırlıklı olarak Vida’nın merkezde top kullanmaya çalıştığı sekanslara şahit olduk. O işi libero rolünde Medel de daha iyi yapabilirdi diye düşünüyorum ayrıca. Son olarak paslardan bahsetmişken Beşiktaş’ın 522 isabetli pasının 166’sının tek pas olduğunu söylemek gerekiyor. Burada akıllara elbette Quaresma geliyor. Lens 21/15 tek pasla oynarken geçen hafta Quaresma 12/9 tek pasla oynamış. Elbette farklı rakipler karşısında kıyaslamak doğru olmasa da Quaresma yokken Beşiktaş’ın topu daha iyi paylaştığı somut bir gerçek.
Ljajic & Oğuzhan
Üçüncü bölgede Ljajic ve Oğuzhan üzerinden şekillenebilecek atakları düşünürken ikilinin etkileşimine de bakmak gerekiyor çünkü aynı futbol dilini konuşan iki futbolcudan bahsediyoruz. Ljajic aldığı topların çoğunu Caner’e dönerek 26 pasla en fazla etkileşimi Caner’le sağlarken Oğuzhan’a yalnızca 6 pas verebilmiş ve ondan aldığı 4 pasla toplam 10 paslık bir etkileşim yaratabilmiş. Ljajic & Oğuzhan etkileşiminin artması Avcı’nın kafasındaki kurgunun işleyip işlemediğinin önemli göstergelerinden biri olacak. Ayrıca çilingir özellikleriyle tanınan Ljajic’in bu maçta hiç anahtar pas atamadığı bilgisini de vermek gerekiyor.
Göztepe ve Beto
Göztepe’de Beto’nun savunma liderliği sürpriz değil. Top Göztepe’deyken Sanneh ve Titi’nin genişlediği Beto’nun da top kullandığı kurguya pek çok kez şahit olduk. Burada Beşiktaş’ın kanat oyuncularının yerleşimi de önemliydi. Beto’nun ayağı iyi bir kaleci olması Göztepe’nin doğrudan savunmadan çıkışına etki ediyor.
Yaygın pas kombinasyonlarında Beto’nun pasör özelliklerinin etkisini görüyoruz. Beto ağırlıklı olarak Titi’ye oynarken yine aynı kanattaki bek olan Leo’yla da bir bağlantı kurmayı başarmış. Beşiktaş’ın Beto’ya doğrudan bir baskı yapmadan merkezdeki ikili olan Poko ve Borges’e odaklı yerleşimi ise ayrıca önemli. Şimdi görüntülerle detaylandıracağım.
Yukarıda coşkulu bir baskının ötesinde temel eşleşmeler görüyoruz. Güven son isim olarak en önde. Medel rakip yarı sahada ama amaç uzun pas sonrası düşecek bir topun Medel tarafından süpürülmesi. Orta sahadaki ikili eşleşmelerin amacı da Poko ve Borges’in top almamasını sağlamak. Beşiktaş’ın kanat oyuncularının beklerle olan eşleşmesi de top kullanan ismin (yukarıda Sanneh, genelde Beto) uzun oynamasına neden oldu. Beto 16 uzun pasta 12 isabet yakaladı. Titi ve Sanneh ise toplamda 8 uzun pasta 3 isabet yakalayabildi. Beto’nun farkı yine ortadaydı.
Son Söz
Göztepe daha edilgen bir yapıda olduğu için Beşiktaş’ın varyasyonları üzerinden maçı okumaya çalıştık. Eskiyen Beşiktaş’ın yenilenme çabasını gördük. Göztepe’nin 4-4-2’den 4-2-3-1’e geçişi ne kadar sık yaptığını da görerek genel kamuoyu olarak formasyonlara biçtiğimiz anlamı sorgulayabileceğimiz bir maç oldu. Avcı’nın kafasındaki kurguya Beşiktaşlı oyuncuların profilleri ne kadar uygun? Bazı futbolcular profillerine yeni özellikler ekleyebilecek kapasitede mi? Caner mi bu rolün oyuncusu, Rebocho mu? Bu soruların cevabı için ise önümüzde koca bir sezon duruyor.