Premier League’de hafta içi mesaisinde erteleme maçları vardı. Manchester derbisinde Manchester United evinde Manchester City’i ağırladı. Konuk ekip mücadeleyi Bernardo ve Sane’nin golleriyle 2-0 kazanarak şampiyonluk yolunda belki de en büyük engeli aşmış oldu.
Solskjaer maça 5-3-2 dizilişi ile başladı. Ev sahibi ekip merkezi kalabalık tutmayı tercih etti. Oyunu merkezde sıkıştırarak bu bölgede kazanılacak toplarla hızlı hücumlar geliştirmek onların genel oyun planıydı. Hücumda hız isteği olan Solskjaer o yüzden de Lukaku’yu yedek kulübesinde başlattı.
Pep Guardiola 4-3-3 dizilişini değiştirmedi. Kevin De Bruyne yerine orta sahada Fernandinho başladı. City oyunu sağ kanattan kurarken, hücumlarını sol kanattan geliştirdi. Bunu ortalama pozisyonlarda net görebiliyoruz. Walker adeta 3.stoper olarak kalırken, Zinchenko hücuma destek veren oyuncuydu. Bu pozisyon ayarlaması City’nin geriden oyun kurabilmesini kolaylaştırdı.
Topla oynama istatistiklerinden bu geriden oyun kurma evresinin etkisini görebiliyoruz. 3.bölge ve ceza sahasına girişlerde City’nin büyük üstünlüğü bulunuyor. Genel topla oynama yüzdelerinde de 60-75 arası hariç Manchester City üstündü.
Plansızlık
Manchester United’ın dün geceki oyununu özetlersek plansızlık doğru olacaktır. Sahada hiç organize olamayan bir takım vardı. Ne savunma evresinde ne de hücum evresinde bir organizasyon yoktu. İlk yarı belki United iyi oynadı gibi gözükse de bunu sağlayan City’nin basit top kayıpları oldu. United oyunun çoğunluğunda savunma evresi ve hücuma geçiş evresinde kaldı. Hücuma geçişlerde de Rashford ve Lingard’a uzun toplar attılar. Bu topları City savunması toplayınca United hücumda tamamen plansız kaldı. Hücum aksiyonları sadece Pogba’nın bireysel yaratıcılığına kaldı.
Tam saha preste United’ın eksik kaldığını gördük. Solskjaer yanlış bir formasyon ve yanlış şema ile City’e presi tercih etti.
Rashford ve Lingard stoperlere pres yaptı. Perreria-Silva, Fred- İlkay eşleşmeleri vardı. Pogba ise Walker’a prese gittiğinde Fernandinho merkezde bomboş kalarak City’nin presten kaçmasını sağladı. United maç boyunca tam saha presini ayarlayamadı ve City’nin geriden oyun kurmasını bozamadı.
Manchester United topa sahip olduğunda ise topu ileri taşıyabilmek için gerekli düzeni kuramadılar. Topa sahip oyuncunun pas opsiyonları çok sınırlı kaldı. Tabii ki burada Manchester City’nin tam saha presi çok etkiliydi ancak United doğru şemayı hiç kuramadı.
Shaw’dan pası alan Fred topu ileriye taşıyabilecek pas bağlantısı bulamadı. Pogba ve Lingard çizgide kaldılar. Perreria ise kendini göstermedi. City doğru bir kısmi presle topun etrafında sayısal üstünlüğü kurdu. Fred’in tek seçeneği geri pas kaldı. United en azından 2. bir pas opsiyonu kurabilmeliydi.
Bardağın dolu tarafına bakmak gerekirse Manchester United derin savunmada iyi işler yaptı. Özellikle Manchester City’nin iç koridorları kullanmasını ilk yarıda engellediler. City bek bindirmelerini iç koridorlarda oynayan Silva-De Bruyne’dan alıyor. Kanat oyuncusu çizgiye basarak rakip beki üzerine çekiyor. İç koridordan Silva ve De Bruyne ise rakip bekin arkasına koşu atıyor. Bu set oyunu Guardiola dönemi City takımında çokça gördüğümüz bir oyun. United bu koşulara önlemini iyi aldı ve maç boyu City’nin bu alanları kullanmasını engelledi.
Bernardo sağ çizgide topla buluştuğunda Shaw onunla gitmesine rağmen Pogba-Lindelöf iyi pozisyon alarak Gündoğan’ın savunma arkasına koşmasını engelledi. Bu savunmadaki üçgen Manchester City’nin savunma arkasına penetre etmesini engelledi.
Manchester United sağ kanatta da doğru kaymalarla Silva’nın etrafında bir kare oluşturdu. Böylelikle Silva’yı etki alanından uzaklaştırmayı başardılar. İlk yarı boyunca bu savunmayı aşmakta zorlanan City çok fazla fırsat yaratamadı.
Hareketlilik ve dikkat
Manchester City ilk yarı boyunca oyunun bütün evrelerini kontrol etmeyi başardı. Ancak, hücumda topsuz oyunda hareketlilikleri çok zayıftı. Ayrıca pas kombinasyonları çok hızlı değildi. Manchester United savunması bunlara adapte olmayı başardı. Geriden oyun kurmada sıkıntı yaşamayan City, şans üretme aşamasında sıkıntılar yaşadı.
Maçın ilk dakikasında Guardiola, Zinchenko’yu merkeze doğru yönlendirdi. Fernandinho ile orada bir ikili oluşturarak İlkay ve Silva’nın rakip orta sahanın arkasında pozisyon alabilmesini sağladı. Ancak, United’ın pres şemasında merkezi kapattığını gören Guardiola, Zinchenko’yu tekrar kanada çekti. Böylelikle City oyun kurarken 2-4-4 şeklini aldı. Böylelikle sahanın tüm genişliğini kullanan City, United’ın presinden etkilenmeden çıkabildi.
Manchester City rahat geriden oyun kurmanın yanı sıra pres oyununda da çok başarılıydı. Karşı pres ile topu kaybettiğinde tekrar kazanabildiler.
Sahada çok iyi pozisyon alan takım her top kaybına yoğun bir karşı presle cevap verdi. Bu pres karşısında geriden çıkmakta zorlanan United oyunu ileri bölgelere taşıyamadı.
Manchester City tam saha preste de United’ı çok zorladı. Zaten pas bağlantıları zayıf olan United bir de yoğun tam pres karşısında iyice çözüldü.
Manchester United geriden oyunu kurmaya çalıştığında ise City’nin yoğun presi altında kaldı. Bu pres altından çıkamayan United organize hücum geliştiremedi. Agüero ve Bernardo’nun pres sırasındaki vücut pozisyonları Lindelöf için sadece 1 pas opsiyonu bırakıyor o da Pogba’ya olan pas. Silva ve İlkay adam markajına yakın olarak benzetebileceğimiz şekilde Fred ve Pogba’ya pres yaptı. Walker ise olası bir kaçış durumundaki Shaw’a pres yaparak bütün pas opsiyonlarını kapattı.
Oyunu değiştiren olay ise Fernandinho’nun sakatlanması oldu. Onun yerine oyuna giren Sane, City’e hareketlilik ve dinamizm getirdi. Agüero’nun da sabit kalmamasıyla City tutulamayacak seviyeye çıktı. Maç boyu Bernardo ve Sterling’in 1v1 oyununu kovalayan City, United’ın iyi kanat savunmasını aşamamıştı. Sane’nin oyuna getirdiği hareketlilik ile bu oyunu bularak Bernardo ile gole ulaştı.
Bernardo neredeyse ilk defa Shaw ile 1v1 oynadı. Bu kez Shaw’a yardım eden Lindelöf’ün üzerinde Sterling var, Pogba ise pozisyon almakta geç kaldı. Bernardo, arkasında kademe olmayan Shaw’u birebirde yenerek golü attı.
Manchester City derin blokta kazandığı topla hızlı hücuma çıktı. Sterling’in pasında Sane golü buldu. Bu golde hareketliliği sağlayan isim Agüero oldu. Savunma arkasına sahte koşu atan Agüero hem Darmian’ı hem de Smalling’i oyundan düşürüyor. Sane bomboş kalarak golü buldu.
Gelen ilk golden sonra City oyunda tedbirleri aldı. Topu United’a bırakıp kısmi pres durumuna geçti. 2.golde derin pres ile topu kazanan City kontra atak ile gol buldu.
United stoperlerinin ve Fred’in topu kullanmasına izin veren City, top Pogba’ya gelir gelmez prese başladı. Doğru kaymalarla top etrafında sayısal üstünlük kuran Manchester City, oyunun geri kalanını da bu presle kontrol etti.
Manchester City başarılı pasların hızı indexinde United’a karşı üstünlük kurdu. Bunun sayesinde her presten çıkmayı başardılar. Her presten çıkışları City’e oyundaki psikolojik üstünlüğü de getirdi.
İkili mücadele indexinde de City’nin çok üstün olduğunu görüyoruz. Psikolojik üstünlükten sonra fiziksel üstünlüğü de ele alan City galibiyete ulaştı.
Maçın oyuncusu
Sane oyuna girdikten sonra maçı değiştiren isimlerdendi. Ancak 51 dakika boyunca oyunun her yerinde olan isim Fernandinho idi. Hem ikili mücadelelerdeki başarısı hem de geriden oyun kurarken takımını yönlendirmesiyle en yüksek indexi elde etti.
Sonuç
Manchester City şampiyonluk yolundaki belki de en zorlu maçta galibiyeti çıkardı. Maç içinde zorlandıklarında yine maç içinde yaptıkları değişikliklerle oyuna hükmettiler. Lingard’a verdikleri büyük şans hariç savunmada da çok iyi performans ortaya koydular.
Manchester United ise kötü gidişe devam ediyor. Sahada bir plansızlık net görülüyor. Solskjaer’in gelişiyle yükselişe geçilmesi teknik adam yüzünden değil daha çok oyuncu odaklı olduğunu gördük. Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmek için Chelsea ve Arsenal ile yarışıyorlar. Ancak bu performansları yükselmezse Şampiyonlar Ligi onlar için çok zor olacak gibi gözüküyor.