Analiz | Arsenal 2 – 0 Manchester United

Temel hedefi sezon sonunda ilk dört içinde yer alarak Şampiyonlar Ligi vizesi almak olan iki takım karşı karşıya geldi. Solksjaer yönetiminde inanılmaz bir yükselişe geçen Manchester United hafta içinde de Paris SG’ye karşı 3-1’lik galibiyet elde ederek Şampiyonlar Liginde çeyrek finale yükselmiş bir şekilde geldi Emirates’e. Arsenal ise Rennes’e karşı deplasmanda kaybettiği 3-1’lik Avrupa Ligi maçı unutturmak ve dördüncü sıra için avantaj kazanmak amacıyla sahada yer aldı. Maçın başında Xhaka’nın şutuyla öne geçip ikinci yarıda da Aubemayang’ın penaltısıyla 2-0’lık galibiyeti alıp haftayı dördüncü sırada bitiren Londra temsilcisi oldu. Maçın analizine geçelim;

Ortalama pozisyonlar

Maç öncesinde Mesut’un tercih edilmeyeceğine dair söylentiler dolaşmasına rağmen Unai Emery güvenerek ilk 11’de başlattı. Arsenal’in maç içindeki oyun planına baktığımızda oyunun hem hücum hem de savunma tarafında ortak alan bir prensip görüyorduk. Bu prensip merkezi kalabalık tutmaktı. United her ne kadar Pogba’yı merkeze yaklaştırsa, zaman zaman Rashford’u derine indirmeye çabalasa da merkezi kalabalık tutarak sayısal üstünlüğü hiçbir şekilde vermemeye çabaladı Arsenal işin savunma tarafında. Bunu yaparak United’ı kenarlara ittiler ve kenarlarda da boş alanlarda kolay orta imkanları vermek yerine kaymaları doğru bir şekilde yaparak United hücumlarını sınırladılar. Maçın tamamında olmasa da büyük bir kısmında ön alan baskısı yapmayı tercih ettiler ve yaparken de özellikle ilk 20-30 dakikada çok başarılı bir şekilde gerçekleştirdiler. İşin diğer tarafı hücumda ise yine merkezi kalabalık tutan bir Arsenal izledik. Mesut’un sürekli olarak hatlar arasında yer alması ve maç boyunca Aubameyang’ın derine inmesi Matic-Fred ikilisine zor anlar yaşattı. Sık sık Pogba’nın merkezi savunmaya yardıma gittiğini ve Rashford’un da savunmanın soluna yardıma indiğini gördük bu sebepten ötürü. Arsenal merkezi kalabalık tutarak sene boyunca bolca örneğini gösterdikleri kenar oyunları için de alan yaratmış oldular.

United tarafında ise elde olan malzeme ile topsuz rakipteyken iyi savunmaya çalışıp özellikle Pogba-Rashford-Lukaku üçlüsünün ileri uçta göstereceği performansa bağlı olan bir takım gördük. Sağ tarafı Dalot ve Young olarak kurgulayan Solskjaer’in de maça biraz daha konservatif bir bakış açısıyla yaklaştığını söylemek mümkün. Kağıt üzerinde sol kenarda gözüken Pogba top kendilerindeyken hiçbir şekilde çizgide kalmayıp merkeze girmesine rağmen savunmada sol kenarı savunma görevi de kendisindeydi. Zaman zaman bu görevler arasındaki bağlantıyı kuramadığı zamanlarda Rashford sol tarafı savunmaya Shaw’a yardımcı oldu ama olamadığı zamanlarda Shaw’ın 2v1 durumlarında kaldığını gördük. Ayrıca kağıt üzerindeki iki kenar oyuncusu Dalot ve Pogba’nın zaman zaman kenar stoperlerie baskı yapmak zorunda kaldığını gördük. Bu da Arsenal’in sağ veya sol stoperlerinin wingbacklere verdiği basit bir pastan sonra Arsenal’in rakip yarı sahaya geçmesi anlamına geliyordu. Solksjaer’de 30. dakikaya varmadan Young’u sağ stoper Dalot’u sol wingback olarak savunmada karşılayacak şekilde planını değiştirdi ve 5-3-2 olarak karşılamaya başladı United rakibini. İşin hücum kısmında ise orta sahadaki sayısal eksikliklerinden dolayı hem Arsenal’in ön alan baskısında sıklıkla uzun vurmak durumunda kaldılar, hem de rakip yarı sahada topu tutmakta zorlandılar. Rashford maçın başında yardımcı olmak için sık sık derine gelse de Arsenal savunması sırtını kendi kalelerine dönmesine hep engel oldu. Ya faulle durdular ya da geriye oynamasını sağlayarak United’a tempo kaybettirdiler, savunmadaki yerlerini aldılar.

Arsenal’in ön alan baskısından bir kare. Özellikle top kenarlara geldiğinde presin dozajını arttıran Arsenal bu pozisyonların çoğunda United’ı kaleciye kadar dönmeye zorladı. De Gea’da uzun topların çoğunu başarısız vurdu maçın başında. Bu pozisyonda da uzun vuruyor ve topu tehlikeli olabilecek bir alanda kazanıyor Arsenal ;

United’ın ön alanda baskı yaptığını çok fazla görmedik maç boyunca. Ama yaptıklarında top tarafındaki forvet top almaya inen orta sahayı tutuyor, topun kenarındaki kenar oyuncusu o kenar stoperini tutuyor ve ters taraftaki forvette diğer stopere verilebilecek pas açısını kapatarak baskı yapıyordu toplu oyuncuya. Durumun en iyi uygulanışlarından birisi aşağıdaki pozisyon ;

Arsenal’in savunmada merkezi nasıl kalabalık tuttuğuna dair bir örnek. Smalling geriye dönmek zorunda kalıyor.

Mesut’un hatlar arasında yer alması maçın başında 4-4-2 ile rakibi karşılayan United için önemli problemler yarattı.

Pogba’nın kenarlardan merkeze yanaşarak dengesizlik yaratması United için maçın başındaki ana planlardan birisiydi. İlk pozisyonda Shaw’dan aldığı topu tek dokunuşla koşusunun önüne tekrar yolluyor ve kesilen ortada Lukaku direği nişanlıyor. İkinci pozisyonda ise yine merkeze giren ve çok müsait bir alana sahip olan Pogba Lukakunun topa bir dokunuş daha fazla yapması yüzünden istediği pası alamıyor;

İlk pozisyonda United’ın savunmadaki pozisyonunda Pogba’nın yerine dikkat etmek gerekiyor. Sol kenarı savunan oyuncu hücumda da merkeze girdiği için geçiş savunmasında kenara yetişemeyebiliyordu. Son pozisyonda bunun bir örneğini görüyoruz. İkinci pozisyonda ise United forvetlerinin savunmadaki rakip orta sahalara olan pas açısını bloklamasını görüyoruz. Bu prensibi PSG karşısında da kullanmıştı Solksjaer.

Kenar oyuncularının Arsenal kenar stoperlerine baskı yapmak zorunda olduğu durumlarda Arsenal’in wingbacklerine kolay bir pas vererek rakip yarı sahaya geçtiğini söylemiştik, ilk pozisyonda da bunun örneğini görüyoruz. Solskjaer 21. dakikada yukarıdaki 2v1 durumundan sonra ekrana ekibiyle tartışırken gelmişti ve 26. dakikada oyuncularına Arsenal’i 3’lü gibi karşılamalarını işaret etti ve United 5-3-2 olarak karşılamaya başladı.

Hücum yolları

İki takımın da pas çeşitlerine başarı yüzdelerine baktığımızda ufak farklar dışında bir şey göremezken anahtar pasları göze çarpıyor. Arsenal’in 6 başarılı anahtar pasına karşı United 12 başarılı anahtar pas atmış olmasına rağmen maçı herhangi bir gol atmadan kapattı. Hücumların geliştiği noktalara baktığımızda Arsenal’in en başarılı girişimlerinin merkezden olduğunu United’ın ise sağ tarafından olduğunu görüyoruz. Merkezi kalabalık tutan Arsenal’in hem orayı savunmada hem de kullanmada ne kadar etkili olduğunu gösteriyor bu durum.

Pas bağlantıları

  

Üç stoperle oynandığında bu üçlünün arasında pas bağlantılarının yoğun olması her zaman beklenen bir şey. Nacho Kolasinac bağlantısı da Arsenal’in rakip sahaya geçerken wingbacklerini kullandığına işaret ediyor. Xhaka beklendiği gibi oyunun merkezinde. United tarafında ise Pogba’nın iç koridorlara girerek açtığı alana giren Shaw ile bağlantı oluşturduğunu görüyoruz. Normalde savunma önünde topu dağıtıcı konumda yer alan Matic’in bu listede yer almaması ise United’ın maçın başında daha direkt olan oyununu gösteriyor. Özellikle üçlü savunmaya geçtikten sonra topu yavaş yavaş aldıklarında ise Arsenal ön alanda baskıyı azalttığı için Matic’i bu listede görmememiz normal.

Anahtar pas

 

Arsenal’in United’dan daha az anahtar pas attığını söylemiştik. Genç oyuncu Maitland Niles attığı 2 anahtar pasla bu konuda öndeyken Xhaka ve Ramsey’in toplam sadece 2 deneme yapmış ve ikisinde de başarısız olması bu konuda etkili. Daha etkili olan ise Mesut’un her ne kadar hatlar arasında pozisyon alarak United’ı maçın başında ikilemde bırakmış olsa da maç boyunca 1 tane bile anahtar pas denememiş olması. United tarafına baktığımızda ise hücumun bağlı olduğu Pogba-Rashford-Lukaku üçlüsünün başarılı 7 anahtar pas verdiğini görüyoruz. Bu departmanda daha önde olmalarına rağmen mağlubiyetin önüne geçmedi tabii ki.

Sonuç

Maç önü hazırlık olarak Arsenal’in bir adım önde gözüktüğünü söylemekte yarar var. Ayrıca maçın Arsenal adına gizli kahramanlarından Maitland Niles 2 başarılı anahtar pas, 1 başarılı dripling ve 3 top çalma ile oynadı. Maça iyi başlayan taraf oldular, ilk 10 dakikanın ardından United toparlanmaya başladı ve duruma kendini adapte etmeye başladı oyuncular. Kenardan Solskjaer’in de üçlüye dönme hamlesi gelince United oyunda daha iyi gözükmeye başladı ve üstünlüğü ele aldı. Ama dakikalar geçtikçe ve istedikleri o takımı ateşleyecek gol gelmeyince takımın enerji seviyesi düşmeye başladı. United 2-0 kaybetmiş olmasına rağmen kötü bir performans ortaya koyduklarını söylemek zor, özellikle de PSG gibi zorlu bir rakiple oynadıktan sonra.