Analiz | PSG 2-0 St. Ettiene

Hafta içinde eksiklerine rağmen Manchester United’a karşı deplasmanda etkileyici bir oyunla 2-0 kazanarak morallenen Paris SG bu sefer deplasmanda Saint Ettiene’nin konuğu oldu. Bu maçın öncesinde evinde oynadığı 12 maçın sadece 1 tanesini kaybedip 9 tanesini kazanan ve bu departmanda ligin ikinci sırasında yer alan Saint Ettiene için hedef kazanarak Avrupa Ligi potasına girmek ve Şampiyonlar Ligi potasıyla arasındaki puan farkını tek maçta tutmaktı. Paris SG ise bu maç öncesi Lille’in 9 puan önünde rahat bir şekilde şampiyonluğa doğru ilerliyordu. Hafta içindeki United maçının PSG’ye verdiği yorgunluk ve maçın çok gergin geçmesinden ötürü çok fazla pozisyonun olduğu bir maç olmadı. Ama Mbappe’nin kalitesini gösterdiği bir pozisyonda gelen golle 1-0’lık galibiyete ulaşan Paris SG oldu ve 12 puan farkla zirvedeki yerini iyice sağlama aldı. InStat verileri eşliğinde maçın analizine geçelim;

Ortalama pozisyonlar

Maç öncesinde ilk 11’ler açıklandığında Fransız televizyonu Paris SG’i 4-4-2 olarak dizmesine rağmen saha içinde asli pozisyonu sol bek olan Julian Bernat’ın orta sahada sol iç olarak oynadığı bir 3-5-2 gördük. Tuchel’in bu hamlesini hem 3-4-3 ile sahaya çıkan St Ettiene’in orta sahadaki 2 oyuncusuna karşı 3 oyuncuyla topu alma isteği olarak, hem de kanat beklerinin genişliği sağlayıp kanatların forvetlere yanaştığı durumlarda 3 oyuncuyu 3 stoperle karşılama isteği olarak görebiliriz. İkinci yarıda bu ısrarından bir nevi vazgeçmiş gözükse de özellikle ilk yarıda topu domine eden bir Paris SG izledik. Üçlü savunmada sıklıkla stoperlerin zaman zaman orta saha oyuncularına yardım için ileri çıkıp hamle yaptığını görürüz, buna izin verip sayısal üstünlüğün avantajını kaybetmemek için atak başlangıçlarında Mbappe ve Di Maria hep stoperlerin arasında yer alıp onları rahatsız etti. Kanat bekleri üzerinden genişliği sağlayan PSG topu üçüncü bölgeye aktarmak için ise Thiago Motta ve Leandro Paredes ikilisini kullandı. Özellikle ortalama pozisyonlarda da görüleceği üzere Paredes direk olarak üçlü savunmanın önünde yer almış gözüküyor. Bunun sebebi de Motta’nın topu yanındaki stoperlere verip oradan kanat beklerine topu aktarıp üçüncü bölgeye geçme çabasını St Ettiene engellediğinde top tarafına yaklaşarak opsiyon olmaktı. Bir nevi üçüncü bölgeye geçişlerde katalizör göreviyle yer aldı sahada Paredes. PSG savunmadan uzun toplarla Di Maria ve Mbappe’yi arkaya sarkıtmayı da zaman zaman denedi. St Ettiene ilk yarıda topu rakibe bırakmış gibi görünse de sadece derinde savunmaktan daha fazlasını yaptı. Maçın başında savunma çizgisini de oldukça kuran ve rakibi ikinci bölgede karşılayıp alan daraltan St Ettiene fırsatını bulduğunda da (geriye hızı ayarlanmamış bir pas, sırtı rakip kaleye dönük top alan oyuncu) ön alan baskını oldukça şiddetli bir şekilde başlattı. İkinci yarıda çok daha fazla topla oynadıkları kısımda ise sürekli olarak kenarlarda 3v2 şeklinde sayısal üstünlüğü almaya çalıştılar. Ama merkez forvet olarak yer alması gereken Khazri’nin çok fazla kenarlara ve derine inmesi ve onun boşalttığı alanın sıklıkla boş kalması sebebiyle sıkıntı yaşadılar.

İşte Paris’in hücum yerleşiminden bir kare. Paredes top tarafına yaklaşıyor ve opsiyon olmaya çalışıyor, sol kanat bek Diaby genişliği sağlarken Mbappe ve Di Maria ise stoperleri rahatsız ediyorlar;

Paris SG’in savunma arkasına denediği uzun toplardan bir tanesi, Di Maria topla buluşuyor ama ilk dokunuşta pas vermeye çalışıyor ve başarısız oluyor pozisyonun devamında. Ayrıca maçın başında çok derinde beklemeyen St Ettiene savunmasını da görüyoruz;

Bu pozisyonda ise topun bulunduğu ve Khazri’nin bulunduğu pozisyona bakalım. Kenar oyuncusunun topu içeri ortalama ihtimali yok çünkü merkez bomboş;

Topla oynama

Önceden bahsettiğim gibi ilk yarıdaki topla oynamalara baktığımızda yüzde 63 ile dominant bir Paris SG görüyorken ikinci yarıda yüzde 47 ile bir nevi topu rakibe bıraktığını bile söyleyebileceğimiz bir durum ortaya çıkıyor. Bunun sebebinin taktiksel bir tercih olmasından ziyade hafta içindeki maçın yorgunluğundan dolayı kaybedilen topları geri kazanma konusunda yeterli eforun sarf edilememesi olduğunu düşünüyorum. Maçın sert geçmesi de fiziksel olarak oyuncuları etkiledi şüphesiz. Pas boylarına ve çeşitlerine baktığımızda da iki takım arasında majör farklar görmüyoruz ama hücumların sahanın hangi bölgelerinden yapıldığına baktığımızda ise iki takımın oyunu arasındaki farkı görüyoruz. St Ettiene kenarlarda sayısal üstünlük sağlamaya çalışıp kaleye gitmek isterken Paris SG ise merkezi kalabalık tutup oyunu oradan dikte etmek isteyen bir yapıya sahip.

Pas bağlantıları

Paris SG’nin en sık pas bağlantılarına ortalama pozisyonlar üzerindeki yerlerine göre baktığımızda oyun kurgusunun merkezindeki ismin 103 başarılı pas ile maçta en çok başarılı pas veren Thiago Motta olduğunu görüyoruz. Yazının başında belirttiğim Motta’nın ilk topu sağ ve sol stoperlere verip topun oradan kanat beklerine ulaşarak rakip sahaya geçme planını burada daha net bir şekilde görüyoruz. Ayrıca Paredes’le iç içe olduğu için gözükmüyor olabilir ama en sık üçüncü pas bağlantısı da Thiago Sİlva ile Paredes arasında, bu da Paredes’in katalizör görevini doğrular nitelikte.

Saint Ettiene tarafında ise çok farklı iki yarı oynanmasına rağmen sol taraftaki üçgeni sıklıkla kullandıklarını görüyoruz. İki merkez orta saha M’Vila ve Ait Benasser’in ise ilk topları kenarlara oynayarak atağı geliştirmeye çalıştıklarını görüyoruz.

Top sürme

Areola hariç sahada dripling denemesinde bulunmayan tek Paris SG oyuncusunun Kehrer olduğunu görüyoruz. Oyun kurgusunun merkezinde dediğimiz Thiago Motta’nın bir stoper olmasına rağmen 2 denemesinde de başarılı bir şekilde dripling yaptığını görüyoruz. Atağı geliştirme açısından sadece paslarıyla katkı sağlamadığının da bir kanıtı. Neredeyse bütün oyuncuların sezon ortalamasının üstünde başarılı dripling yaptığını görüyoruz, Tuchel’in oyuncularından sıklıkla istediği bir şey topla penatrasyon.

St Ettiene tarafında ise 10 denemesinde 9 kez başarı sağlayan Cabella dikkat çekiyor. Çok etkili bir dripling silahı olan oyuncu bu maçta ise yüzde 90 başarı oranı tutturarak St Ettiene tarafının en problem yaratan ismi oldu.

Sonuç

Hafta sonundan yorgun dönen Paris SG’nin istediği akışkanlıkta oynamadığı halde böyle zorlu bir deplasmandan 3 puanla ayrılmış olması kendileri adına sevindirici. Sadece bu maç özelinde değil 3’lü savunmayı sezon içinde de sıklıkla kullanmış olmalarına rağmen Tuchel’in ne zaman 3’lü ne zaman 4’lü oynayacağını ve bu formasyonların maça göre nasıl oynanması gerektiğini neredeyse kusursuz bir şekilde seçiyor olması neden insanların onu taktik bir deha olarak gördüğünü açıklıyor.  Saint Ettiene ise taraftarı önünde oldukça istekli olmasına rağmen ikinci yarıda topu beklediklerinden de çok almalarına rağmen yaratıcılık konusunda sınıfta kaldılar. Khazri’nin maç boyunca çok savruk ve agresif olması takıma yarardan çok zarar verdi bana kalırsa. Taktiksel sadakati maç boyunca korumalarına ve Paris’in saha içindeki her aksiyonuna iyi veya kötü buldukları bir çözümle çıkmalarına rağmen kalecinin topu oyuna sokarken yaptığı bir hata ve ardından Alves ve Mbappe’nin bireysel kaliteleriyle gelen bir golle mağlup oldular. Şanssız bir gece geçirmelerine rağmen deplasman formlarını biraz toparlayabilirlerse Şampiyonlar Ligi vizesi almaları işten bile değil.