Analiz | Liverpool 3-1 Manchester United

Premier League’de haftanın en önemli maçında Liverpool evinde Manchester United’ı ağırladı. Liverpool maçı Mane ve Shaqiri (2) golleriyle kazandı. Bu galibiyetle zirveyi tekrar ele geçirdi.

Liverpool 4-4-2 dizilişi ile sahada yer aldı. Firmino-Salah hücum ikilisini oluştururken, Keita sol kanat Mane sağ kanatta yer aldı. Bu dizilişin en büyük artısı Salah’ın savunma arkasına koşularından faydalanmak. Başta bu diziliş ile Liverpool merkezde 1 oyuncu kaybetmiş gibi gözükse de bu eksiği Firmino merkeze gelerek oynamasıyla giderdiler.

Manchester United kağıt üstünde 3-5-2 dizilişi ile sahada yer alsa da oyunun büyük çoğunluğunda savunma safhasında yer aldığı için gerçek dizilişleri 5-2-1-2 şeklindeydi. Bu dizilişte de en büyük dezavantajları merkezi sadece 2 oyuncu ile savunmalarıydı. Liverpool da bu dezavantajı çok iyi değerlendirdi.

Alan ve zaman

Futbol temel olarak bir alan ve zaman oyunudur. Bu iki ögeyi rakibinize verdiğiniz zaman maçı da kaybetmeniz çok doğaldır. Özellikle ilk yarıda Manchester United özellikle merkezde rakibine sürekli alan ve zaman fırsatı verdi. Liverpool merkezde Matic-Herrera ikilisine karşı sürekli ekstra bir oyuncu ile üstünlük sağlamayı başardı.

Yukarıdaki görselde gördüğümüz üzere United orta sahası kayma sırasında sayınca eksik kalıyor. Stoperlerden biri de bu alana baskıya çıkmıyor. Firmino ise bu alanı dripling ile değerlendirip şut fırsatı buluyor.

 

Liverpool merkezde sayısal üstünlüğü ile alanı ele geçiriyor. Darmian öne çıkıp o alanı kapatamıyor böylelikle Keita bu alana rahatlıkla hücum edebiliyor. Liverpool bu alanları ele geçirerek hücumda zaman da kazanmış oluyor.

Atak yönlerinden net bir şekilde Liverpool’un oyunun merkezindeki üstünlüğünü görüyoruz. Liverpool ataklarının %39’u merkezden geldi. United ise hücumda çok bir varlık gösteremedi. Sağ kanattan hiçbir atak geliştirememeleri bunun en büyük göstergesiydi.

Liverpool maç boyunca sol stoper ve sol bek arasındaki kanala koşu üzerinden atak yapmaya çalıştı. Bu aslında Salah orada oynadığında hücum planlarından biri olarak kullanılıyor. Fabinho, Lingard’ın kendisine baskı yapmamasıyla alan ve zaman buldu. Mane de bu sırada sol kanattan içeriye doğru yaptığı koşu ile savunma arkasında topla buluşup golü attı.

İkinci yarının başında Mourinho, Dalot’u oyundan alıp Fellaini’yi oyuna soktu. Mourinho merkezdeki sayısal eşitliği sağlamaya çalıştı. Etkili de oldu diyebiliriz. İlk yarıdaki gibi merkezden rahatça gelen Liverpool zorlanmaya başladı.

Klopp ise oyun planında bir değişiklik ile Mourinho’nun bu hamlesine cevap verdi. İlk yarıda merkez atakları üzerine yoğunlaşan Liverpool, ikinci devrede kenar ortaları ve şutlar üzerine yoğunlaştı.

Şutlarda Liverpool’un ezici bir üstünlüğü var. İkinci yarıda oyun planının değişmesiyle tam 20 şut attılar. Ancak isabet konusunda sıkıntı çektiler. İsabet düşüklüğünün nedeni bazen çok zor pozisyonlardan bile kaleyi düşünmeleriydi. Shaqiri’nin oyuna girmesine kadar savunmayı aşmakta zorlandılar.

Topsuz oyun

Topsuz oyuna iki takımın yaklaşımları birbirlerinden çok farklıydı. Liverpool sürekli yüksek baskı uygulamaya çalıştı. Kazanılan toplarla hızlı bir şekilde atak sonlandırmaya çalıştı.

Liverpool yüksek baskısının bu kadar başarılı olmasının sebebi topsuz oyunda dar formasyona geçmeleridir. Görselde gördüğümüz üzere 3 orta saha oyuncusu birbirlerine çok yakınlar. Böylelikle United topu kullanacak alan ve zaman bulamıyor. Buradaki anahtar 2 oyuncu Fabinho ile Mane. Bu iki oyuncu baskının enini ve boyunu belirleyen oyuncular. Bu iki oyuncu ne kadar yakın olursa baskı da o kadar etkili oluyor.

Manchester United’ın topsuz oyuna yaklaşımı Liverpool’a göre biraz daha ılımlıydı. United rakip yarı sahada pozisyon aldı ancak baskı uygulamak yerine pas opsiyonlarını kapatmaya çalıştılar. Bu aslında oldukça tehlikeli bir yaklaşım. Liverpool gibi pas trafiği iyi olan takımlar dikine paslarla bu bloku rahatlıkla aşabiliyorlar.

İkili mücadelelerde özellikle ilk yarıda Liverpool üstünlüğü göze çarpıyor. Driplinglerde, pas aralarında ve serbest topları kazanmada Liverpool çok üstünlük kurdu.

Takım boyu sorunu

Manchester United beklenildiği gibi reaktif bir oyun koydu. Maç boyu derin savunmada kaldılar. Bunun sonucunda da hücuma çıkmakta çok zorlandılar. Oyun kurma planları Lukaku’ya uzun toplar oynamaktı. 2.toplara baskı yaparak kazanmak ve hızlı hücumlar geliştirmek ise hücum planlarını oluşturuyordu. Bu plan bir kez işe yaradı. O şansta da Allison’un büyük hatasında Lingard golü buldu.

United’ın bu kadar kötü performansının sebebi ise takım boyunun aşırı uzun olmasıydı. Hem hücum planlarında hem de savunma planlarında takım boyunun çok eksikliğini yaşadılar. Takım boyunun uzun olmasının sebebi ise Mourinho’nun tercih ettiği oyun planından kaynaklandı.

Topsuz oyunda Mourinho takımı kendi içerisinde ünitelere ayırdı. Hücum oyuncuları yüksek baskı yaparken, orta saha oyuncuları mücadele için bölgelerinden ayrılmadı. Savunma oyuncuları ise rakibin koşularını kontrol edebilmek için sürekli derin savunmada kaldı.

Görselde bu durumu net bir şekilde görüyoruz. Hatlar arası boşluklar çok fazla. Liverpool gibi bir takıma bu boşlukları verdiğinizde cezalandırılırsınız.

Mourinho’nun bu yaklaşımı kendisini diğer meslektaşları arasında alt kademeye koyuyor. Günümüz futbolunda artık neredeyse takımlar tek bir ünite olarak oynamaya çalışıyorlar. Bu eski tarz yaklaşım sebebiyle Jose Mourinho’nun zorlandığını görüyoruz.

Maçın oyuncusu

Oyunun her yönünü eksiksiz oynayan Fabinho maçın oyuncusu ödülünü hak etti. Hem savunma görevlerini eksiksiz yerine getirdi hem tempoyu belirledi hem de şans yarattı.

Bir diğer bahsetmemiz gereken isim ise Shaqiri. O oyuna girmeden önce Liverpool, United savunmasını aşmakta zorlanıyordu. Shaqiri 2 şutu ile De Gea’yı aşmayı başardı ve Liverpool’u zirveye taşıdı.

Sonuç

Liverpool çok üstün bir oyun oynadı. Oyun olarak ilk yarıda ezici bir üstünlükleri vardı. İkinci yarıda derin savunmayı aşmakta zorlansalar Shaqiri’nin girmesiyle maçı çözmeyi başardılar.

Manchester United için ise utanç verici bir performanstı. Manchester United, İngiltere futbol tarihinin en başarılı takımı ancak bunu sahaya hiç yansıtmadılar. Rakibin üstünlüğünü tamamen kabul ederek oynadılar. Hiçbir tehdit oluşturamadılar.