Cumartesi günü Şampiyonlar Ligi’nin en genç teknik direktörü ünvanına sahip Nagelsmann’ın takımıyla geçtiğimiz sezon ligi 9.sırada bitiren ancak bu sezon lig yarışında Borussia Dortmund’un ardından ikinci sırada yer alan Borussia Mönchengladbach karşı karşıya geldi. Karşılaşma golsüz berabere bitti.
Ortalama pozisyonlar
Ortalama pozisyonlarla ilgili olarak ilk söylemek istediğim şey merkezdeki oyuncuların üst üste gelmesinin ilk sebebi oyuncuların maç içerisinde yer değiştirmesi ancak tek sebebin bu olduğunu söylersek doğru olmaz. Çünkü Borussia Mönchengladbach geçiş oyunlarında maç boyunca etkili olamadı ve oyunu bireysel performansa döndü. Bu durum da merkezdeki oyuncuların ortalama pozisyonlarının üst üste gelmesine neden oldu diyebiliriz. 32 numaralı merkez orta saha oyuncusu Florian Neuhaus’un ileri uç oyuncuları Stindl ve Plea’dan daha ileride olması dediğimi destekler nitelikte.
Ortalama pozisyonlarla ilgili dikkat çekmek istediğim bir diğer nokta Hoffenheim’ın savunma üçlüsü dışındaki tüm oyuncuları rakip yarı sahada konumlanırken Borussia Mönchengladbach’ın iki oyuncusu rakip sahadayken geri kalan tüm oyuncuları kendi yarı sahasında konumlanmış. Borussia Mönchengladbach’ın derinden oyun kurarken yaşadığı sıkıntılar onların takım olarak kendi yarı sahasında konumlanmasına sebep oldu.
Borussia Mönchengladbach maç boyunca sadece 60-75 dakikaları arasında topun üstünlüğünü elde edebildi. Akan oyunda toplam 120 kere topla oynamalarına rağmen bunların 82 tanesinde topu ayaklarında 0-10 saniye arasında tuttular. Topla ortalama oynama süreleri ise sadece 11 saniye. Bunun yanında üçüncü bölgeye sadece 18 kere gelebilirken ceza sahası içerisine ise 6 kere girebildiler.
Borussia Mönchengladbach’ın hücum etkinliğinde tamamen etkisiz kalmasındaki en önemli sebep kendi yarı sahasında yaptıkları top kayıpları. Kendi yarı sahasında toplam 25 top kaybı yaptı. Oyunu derinden kurmaya çalıştılar ancak bunda başarılı olamadıkları gibi kendi yarı sahasında yaptıkları top kayıpları Hoffenheim için tehlikeli pozisyonlara dönüştü.
Borussia Mönchengladbach’ın kendi yarı sahasında yaptığı top kayıplarının sebebi ise Hoffenheim’ın yaptığı birebir üçüncü bölge baskısı. Top kayıplarının çoğunluğu bu baskı sonrası gelişti ve şut ile sonuçlanan birçok Hoffenheim atağının ise başlangıcı oldu.
Derinden oyun kuramayınca bu anlayışını değiştiren Borussia Mönchengladbach oyunu uzun topla kurmaya çalıştı ancak bu sefer de Hoffenheim’ın savunma üçlüsü ve kanat beklerinin hava toplarındaki üstünlüğü bu düşüncülerine engel oldu.
Borussia Mönchengladbach ikinci yarı hücumda 3-5-2 dizilişi ile sahadaydı. Dieter Hecking oyuna stoper almak yerine Strobl’u stoperlerin arasına soktu ve savunmayı üçledi. Amaç topu ayakta tutmak ve kendi yarı sahasındaki top kayıplarını önlemekti. İkinci yarı Stindl yerine giren Benes ile birlikte topu ayaklarında tutmayı başardılar ve yukarıda da belirttiğim 60-75 dakikaları arasında topa sahip oldular. Bu duruma hemen cevap veren Nagelsmann yorulan oyuncularını çıkarıp oyuna yeni giren oyuncuların da desteğiyle 2.bölgede yaptıkları şok preslerle rakibini gene top kaybına zorladılar.
Maç sonunda Borussia Mönchengladbach’ın 5 şutu vardı ve sadece tek bir şutu kaleyi buldu. Bu şutlardan da sadece 3 tanesi akan oyunda gerçekleşti. Sonuç olarak maçın başından sonuna kadar tamamen etkisiz bir Borussia Mönchengladbach izledik.
Hoffenheim
Hoffenheim hücumda 3-1-4-2 dizilişi ile sahadaydı.
Savunmada ise her zaman kullandıkları dar 4-3-3 dizilişi ile merkezi kapattılar ve rakiplerinin hücumlarını kanatlara yönlendirdiler. Savunma geçişlerinde kanat bekler bek pozisyonuna gelirken stoper pozisyonunda oynayan Adams ise merkeze geldi.
Borussia Mönchengladbach ataklarının etkisiz olmasındaki bir diğer sebep ise Hoffenheim’ın dar ve merkezi kapattığı dizilişinde merkezden hücum etmeye ısrarcı olması. Aynı sorunu iki hafta önce Schalke de yaşayınca ikinci yarı Tedesco oyunu genişletip oyunda daha etkili olmuştu ama bu maçta Hecking’den böyle bir hamle gelmedi.
Hoffenheim da 4-5-1 şeklinde dizilen Borussia Mönchengladbach savunmasını geçmekte yetersiz olunca oyunu kanat bekleri üzerinden kurmaya çalıştı. Buradaki temel amaçları savunma arkasına attıkları orta ve uzun mesafeli paslarla gol pozisyonu yaratmaktı. Merkezden gerçekleştirdiği atakları ise üçüncü bölge baskısı ve şok pres sonrası kazandıkları toplarla rakip savunmayı hazırlıksız yakalayıp gerçekleştirdiler.
Hoffenheim maçın 15 dakikalık bir bölümü hariç topa sahip olan taraftı. Toplamda 21 şut çekerken bunların tam 16 tanesi akan oyunda gerçekleşti. Ayrıca yukarıdaki görselde de görüldüğü üzere Hoffenheim’ın 16 şutu ceza sahası içerisinden gerçekleşti. Kaleyi bulan şut sayıları ise 8. (Rakibin toplam şutundan fazla.) Atak yönleri haritasına da bakınca akan oyunda gerçekleşen şutların hem iki kanattan hem de merkezden dengeli bir şekilde dağıldığını görüyoruz. Hoffenheim gol bulmak için baskı ve şok pres sonrası merkezi derinden oyun kurarken ise kanat beklerle oyunu genişletip savunma oyuncularının arasına giren oyuncularına attıkları orta ve uzun mesafeli toplarla hücum yaptı.
Maç boyunca ikili mücadelede de üstünlüğü bulunan Hoffenheim’ın maçın başından sonuna kadar her anlamda üstün olan taraf olduğunu söyleyebiliriz.
Hoffenheim ile belirtmemiz gereken son durum ise daha önceki Hoffenheim yazımda da belirttiğim gibi Baumann takım arkadaşları baskı altında kaldığı zaman onlara pas opsiyonu oluyor ve topu alarak rakibin baskısını kırıyor. Günümüz futbolunda kalecinin ayağının iyi olması artık tercih değil zorunluluk olma yolunda hızla ilerliyor.
Kerem Demirbay
Kerem Demirbay hem Bittencourt’un derinden oyun kurarken yetersiz kaldığı durumlarda derine gelerek topun 2. bölgeden 3. bölgeye taşınmasında yardımcı oldu hem de üçüncü bölgede oyunun sıkıştığı zamanlarda attığı kilit paslarla hücumda takımı adına yaratıcı olan isim oldu. Hoffenheim’ın eksikliklerinden biri olan takımdaki lider oyuncu rolünü bu maç Kerem Demirbay’ın üstlendiğini ve maçın oyuncusu olduğunu söyleyebiliriz.