Analiz | Galatasaray 2-2 Çaykur Rizespor

 Galatasaray ile Çaykur Rizespor, Spor Toto Süper lig’in 15. haftasında Türk Telekom Arena’da karşılaştı ve maç 2-2 ‘lik skorla sonuçlandı. Galatasaray puanını 25 yaptı ve bu 2 puan kaybı nedeniyle averajla lig 7.liğine kadar geriledi. Çaykur Rizespor ise 11 puanla haftayı yine lig sonuncusu olarak kapadı.

Galatasaray, 40’ta Garry Rodrigues, 58’de Eren Derdiyok’un golleriyle 2-0 öne geçti, ancak 67’de Umar Aminu, 80’de Samudio’nun gollerine engel olamadı ve bir kez daha üstün duruma geldiği bir mücadeleden galibiyet alamamış oldu.

Ortalama pozisyonlar

Galatasaray maça 4-2-3-1 ile başladı, böylelikle lig başındaki sistemine geri dönmüş oldu. Tabi oyuncu tercihleri artık haftalardır ezber haline gelen sakatlık ve cezalılar nedeniyle bir hayli farklıydı. Ahmet Çalık, Ozan’ın yanında savunmada yer aldı. Orta sahayı Selçuk ve Feghouli ikilisiyle oluşturan Fatih Terim, Eren’in arkasında ise Muğdat Çelik’e yer verdi.

Çaykur Rizespor da kendi sistemleri olan 4-2-3-1 ile sahaya çıktılar ve özellikle Umar Aminu ve Samudio ile hızlı hücumlarla pozisyon üretmeye çalıştılar. Ortalama pozisyon haritasından Çaykur Rizespor ön oyuncularının ön ortada kümelendiğini ve kanatların çok iyi kullanılamadığını görüyoruz. Bunda tabi Galatasaray orta sahasının da zayıf oluşu ile Çaykur Rizespor’un burayı kullanma dürtüsünün rol aldığını da söyleyebiliriz.

Şut sayıları ve topa sahip olma oranları

Galatasaray’ın 20 şutunun 8 ‘i kaleyi bulmuş (iç sahada oynadığı son Konyaspor maçında 13 şutun 3’ü kaleyi bulmuştu).  Çaykur Rizespor ise 15 şut atmış ve bunların 6’sı kaleyi bulmuş. Ortalama şut mesafelerinin 18m ve 17.9m ile neredeyse aynı olduğunu görüyoruz. Şutların ceza sahasının içinde olanlarının oranları Galatasaray’da 12/7, Çaykur Rizespor’da ise 11/4. Özetle Galatasaray son maçlarına göre çok daha fazla şut atmış, isabetli şut sayısı da fazla ancak bununla birlikte Çaykur Rizespor’a da epey şut hakkı tanımış olduğunu da görüyoruz.

Topa sahip olma oranında Galatasaray’ın %56’ya karşın %44 ile üstün tamamlamış maçı. Ancak bu oran lig sonuncusu ile iç sahada yapılan maç için bir hayli düşündürücü. Yine rakip ceza sahasına giriş sayılarının da (20’ye 18) neredeyse aynı olduğunu görüyoruz.

İlk yarıda Muğdat’ın görevi hücumda Eren’le forveti ikilemek, arkadan yapacağı sarkmalar ve duvar paslarıyla pozisyona girmekti. Bunda hiç başarılı olamadı Muğdat, hatta o kadar başarılı olamadı ki Galatasaray teknik heyeti neredeyse hiç yapmadığı bir şeyi yaparak 2. yarıya oyuncu değişikliği ile başladı. Muğdat yerini, Martin Linnes’e bıraktı. Linnes sağ beke, Mariano ortasahaya, Selçuk’un yanına geçti, Feghouli ise Muğdat’tan boşalan alanı doldurmaya çalıştı.

Aşağıda Galatasaray’ın 2. yarıya başladığı oyun formasyonunu görüyoruz.

Orta saha Ustünlüğü

58.dakikada gelen Eren’in golünden sonra herkes Galatasaray’ın rahat bir galibiyet alacağını düşündü ancak özellikle orta sahası zayıf kalmaya başladı ve buraya hamle bir türlü gelmedi. Galatasaray’ın 2. oyuncu değişikliği 77.dakikada Onyekuru-Ömer Bayram hamlesi ile oldu ve hemen 3 dakika sonra skor 2-2’ye geldi. Özellikle Beşiktaş maçı ve bu maçta da benzer şekilde oyuna Ömer Bayram’ın alınması gerçekten de akılları bir hayli zorluyor. Halbuki Galatasaray’ın düşen orta sahasına taze kan gerekliydi. Eldeki kadrodaki tek alternatif olan 1998 doğumlu Celil Yüksel’in neden kullanılmadığını anlayamıyorum. Sahada artık yürümeye başlayan Selçuk İnan’dan daha az katkı yapması büyük sürpriz olurdu bana göre. Hızı ve dönüşlerdeki çevikliği ile fauller de alıp oyunu soğutabilirdi Celil.

Özellikle Mariano da ön liberodaki yerini bir hayli yadırgadı, o bölgede neredeyse hiç katkı veremedi. Açıkçası Fernando’yu fazlasıyla aradı Galatasaray özellikle de bu dakikalarda.

Feghouli 60.dakika sonrası artık dermanı yok hale geldi. Galatasaray’ın bu fizik problemi hem ciddi sakatlıklar üretti, hem de öne geçilen maçlarda takımın sıkıntıya girmesine neden oldu.

Aşağıda örnek 2 pozisyona bakalım;

Dakika 68, Ozan topu Feghouli’ye göndermeye çalışıyor ancak Rizespor’lu oyuncu araya giriyor.

Feghouli hem hızlanır pozisyonda olmasına rağmen geriye doğru sadece yalancı zayıf koşu yapıyor. Selçuk ise olay bölgesine hiçbir zaman yaklaşamayacak bir görüntüde.

Pozisyonun devamında Umar Aminu Muriqi’e güzel bir ara pas attı ancak Muriqi’in şutu isabetsizdi.

Bir diğer pozisyon, dakika 72;

Galatasaray sağ kanatta top kaybı yapıyor. Feghouli ve Selçuk’u takip edelim;

Feghouli yine çoktan bırakıyor takibi, Selçuk’un ise yine alakası yok pozisyon ile.

Pozisyonun devamında Aminu yine güzel bir pas ile sağ kanadı gördü, aras pas ile Vedat Muriqi denendi ancak Muslera erken davrandı.

Bu iki pozisyonda da Mariano’nun pozisyonuna nasıl acemi olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz. İki pozisyonda da Mariano defansın arasına girmeye çalışıyor bir açık kapatacakmış gibi. Halbuki onun defansın önünde pozisyonunu alıp Aminu’nun rahat pas açısı bulmasına engel olması gerekir. Gerekirse tatlı sert müdahale ile direkt Aminu’ya baskıya gitmesi gerekiyordu, ancak o bundan habersiz.

Mariano ve Selçuk’un defans istatistikleri gerçekten kötü. Özellikle Selçuk’un berbat olduğunu net söyleyebiliriz verilerle. Selçuk’un yerde müdahale istatistiği 14’e 3. Defansta girdiği toplam 11 ikili mücadelenin sadece 4’ünü kazanabilmiş.

Şimdi de aynı Çaykur Rizespor’un aynı departmanına, yani Abdullah Durak ve Petrucci ‘ye bakalım;

Tüm defansif istatistiklerde gayet iyi durumdalar. Tackle sayıları 10/7 ve 5/4. Yerde müdahaleler 16/10 ve 12/10.

Çaykur Rizespor’da Unar Aminu maçın adamıydı. Instat Index verisi ile de maçın en iyi olduğu gözüken Aminu özellikle Çaykur Rizespor’un hızlı çıkışlarında takımı ileri çok iyi taşıdı. 4 anahtar pas ile maçı tamamladı. Özellikle 2. yarıda basılmadık alan bırakmadığını görüyoruz.

Son söz

Galatasaray,  kendisini bir türlü 2. devreye atamadı desek yeridir. Kabus gibi geçiyor ilk yarının 2. dönemi. Sezon arasına doğru farkın en azından 8 seviyelerinde kalması şampiyonluk yarışına tutunabilmek için önemli. Bunu bu kaos ortamında ne kadar sağlayabilirler zaman gösterecek. Haftaya Başakşehir deplasmanından en azından beraberlikle dönülebilmesi gerçekten kritik Galatasaray için.

Çaykur Rizespor cephesinde ise acil puan ihtiyacı devam ediyor. Son aldıkları 3 puan olan 3-0’lık Fenerbahçe galibiyetinden bu yana 8 hafta daha geçti, ancak bunlardan 5 beraberlik, 3 de mağlubiyetle ayrıldılar. Son 3 maçtır sahadan beraberlikle ayrılan Çaykur Rizespor’un haftaya içerde oynayacakları Alanyaspor maçı onlar için hedef maçları niteliği taşıyor.