Süper Lig’in 8. haftasında Beşiktaş, Konyaspor’a konuk oldu. 13 sarı, 1 kırmızı kartın çıktığı; 2 penaltı izlediğimiz mücadelede kazanan olmadı. Yatabare’nin penaltı golüne Love ve Lens’le cevap veren Beşiktaş son dakikalarda Hurtado’dan yediği golle yıkıldı. Vida’nın 28. dakikada gördüğü kırmızı kart ise maçın kırılma anı oldu. Beşiktaş’ta Lens’in hırsı ve isteği ardından gelen goller eksik kalınan deplasmandan puanla dönülmesini sağladı.
Maçı iş ortağımız InStat’ın verileri ışığında inceleyeceğiz.
Genel ─ Ortalama Pozisyonlar
İki takım da 4231 dizilişiyle sahadaydı. Konyaspor’da sağ bek Skubic’in ortalama pozisyonu dikkat çekiyor. Ayrıca Hurtado’nun da ağırlıklı olarak sağ kanatta olduğunu görüyoruz. Aslında bunlar doğrudan Beşiktaş’ı da ilgilendiriyor çünkü Beşiktaş’ın sol kanadının özellikle de Caner’in savunma zafiyeti verdiği çok açık. Yine o zafiyetlerden birinde yani 28. dakikada Vida’nın gördüğü kırmızı kart için maçın kırılma anı desek de Konyaspor sayıca üstünlüğünü avantaja çeviremedi. Topu el bombası zannedercesine ondan kaçınan bir takım vardı. Konyaspor’da topun kıymetini bilen tek isim olan Hurtado ise bana göre ev sahibi ekipte sahanın en iyisiydi. Hem sayıca hem tabelada maçın büyük bölümünü üstün götüren bir takımın futbolun ana enstrümanı olan topu daha doğru kullanmasını beklerdim.
Beşiktaş’ın defoları henüz 11’ler belli olduğunda kendini belli etmişti zaten. Mevcut orta saha ikilisi olan Atiba & Medel’i aynı anda yan yana oynattığınız an takımın hücuma geçişlerinde yaşayacağı sıkıntılar kendini belli ediyor. Atiba’nın nispeten daha ofansif olduğu bu defansif orta saha ikilisi daha maç başlamadan Ljajic’in pasif kalacağını bizlere söylüyor çünkü arada bir bağlantı oyuncusu yok. Kadrolar belli olduğunda Beşiktaş’ın verim alabileceği tek yolun beklerle oyunu genişletip kanat oyuncularını ceza sahasına sokması olduğunu ve Ljajic’in nerelerde topla buluşacağının kritik olduğunu söylemiştim. Ljajic’ten ayrıca söz ederken de detaylıca değineceğim bu konuya.
Topla Oynama ve Paslar
Topla oynama verilerine baktığımızda Konyaspor’un sayıca üstünlüğünü avantaja çeviremediğini görüyoruz. Yukarıda da bahsettiğim gibi maçın büyük bölümünü hem sayıca hem tabelada üstün götüren bir takım topun kıymetini bilmeliydi. Genelde maç yazılarında etken taraf Beşiktaş olduğu için ağırlıklı olarak Beşiktaş’ın yapamadıklarından söz ederiz ancak burada maçın senaryosunun etken tarafının yapamadıklarıyla Konyaspor olduğu çok açık. Rıza Çalımbay senaryosunu yazabileceği bir filmi seyretmeyi tercih etti.
Topla oynamada %55’e %45’lik bir üstünlük var Konyaspor’da ama bu doğru kullanılamamış. Bunu da diğer rakamlardan anlayabiliyoruz. İki takımın da topla ortalama oynama süreleri çok yakın. Konyaspor ortalama 15 saniye top tutarken Beşiktaş 12 saniye tutabilmiş. Açık oyundaki topla oynama sürelerinde de yakınlıklar göze çarpıyor. Örnek vermek gerekirse 45 saniye ve üzeri topla oynama sayılarında iki takım da eşit. 20-45 saniye arası topla oynamalarda ise Beşiktaş’ın 17’ye 16 üstünlüğü söz konusu. Sistem sıkıntısı yaşayan, sağlıklı bir hücum geçiş planı olmayan Beşiktaş sayıca eksikken; Konyaspor, taraftarının da desteğiyle daha iyi bir sonuç alabilirdi.
Konyaspor’un topun kıymetini bilememesini destekleyen başka veriler de pas istatistikleri. 443 pasta 360 isabet (%80) yakalayan Konyaspor’a karşı Beşiktaş 420 pasta 349 isabet (%83) yakalamış. Konyaspor’un topa daha fazla sahip olmasına rağmen bunun içini dolduramadığını bir kez daha görüyoruz.
Uzun pas sayılarına baktığımızda iki takım adına da sıkıntılar mevcut. Özellikle Konyaspor’da 43 uzun pasta 19 isabet (%44) yakalanması ev sahibi ekip adına maçın özeti gibi. Atiba ve Medel gibi iki kısa pas üstadı varken Beşiktaş’ın toplamda 38 uzun pas atması ise ayrıca şaşırtıcı. Beşiktaş’ın hücuma geçişlerindeki sıkıntıyı doğrudan özetliyor bu veriler.
Yapılan orta sayısındaki azalma Beşiktaş adına önemli. Toplamda 11 orta yapmış Beşiktaş bunlardan 1 tanesi isabetli olmuş o da gol oldu zaten. Beşiktaş’ın 35-40 orta yapıp bu ortalarla yalnızca 1 gol bulduğu maçlarda bu ortaların verimsizliği üzerinde ısrarla durmuştum. 11 ortada 1 isabet oldukça verimsiz dursa da bunun golle sonuçlanmasının eski rakamlara oranla daha olumlu olduğunu düşünüyorum.
Pas Bağlantıları
Ağırlıklı pas kombinasyonlarına baktığımızda Konyaspor’da Hurtado etkili olmuş. Ayrıca Konyaspor’un kendi sağ kanadını aktif kullandığını görebiliyoruz. O bölgede Hurtado; Ömer Ali ve Skubic’le pas bağlantıları oluşturmuş. Skubic’in ortalama pozisyonunu da hesaba katarsak Konyaspor sağ kanadını etkili kullanmış. Burada dolayısıyla Beşiktaş’ın sol kanadına yani Caner’e de değinmemiz gerekiyor.
Beşiktaş’ın Yeni Malatyaspor maçının analizinde de rakibin sağ kanattaki pas bağlantılarına değinmiştim. Ayrıca sitemizde İvan Kile’nin yazdığı derbi analizinde de Fenerbahçe sağ kanadındaki pas bağlantılarından söz ettiğini görüyoruz. Beşiktaş’ın rakiplerinin ortak yanı Caner’in kanadında pas bağlantıları oluşturmak olmuş. Bu maçta da bu savunma zafiyetlerinden birinde Caner’in kaçırdığı hücumcu 1 kırmızı kart ve penaltıya mal oldu Beşiktaş adına. Eğer Caner’in önüne Olcay gibi (aklıma ilk gelen isim) çalışkan bir kanat oyuncusu yazılmayacaksa Beşiktaş kendi sol kanadından goller yemeye devam edecektir.
Beşiktaş’ın ağırlıklı pas bağlantılarına baktığımızda hücum geçişlerindeki problemlerin somut kanıtlarını görüyoruz. Top savunmacılar arasında paylaşılmış. Takımın merkezindeki Ljajic’le bir bağlantı kurulamamış. Caner ve Babel arasındaki bağlantı ise bu ikili arasındaki uyumun devam ettiğini gösteriyor.
Ayrıca Karius’tan da söz etmek gerekiyor. Fabri sonrasında Karius’u alarak yapabileceği en iyi transferi yapan Beşiktaş bunun meyvelerini topluyor. Karius temel kalecilik becerileri dışında da uzun pas sıkıntısı yaşayan Beşiktaş’a ilaç oluyor. 10/10 uzun pas isabetiyle oynayan Karius takım arkadaşlarının güvenle pas atabileceği bir pas istasyonu haline geliyor.
Beşiktaş’ın somut bir hücuma geçiş planı yok. Bu plansızlık savunmacıların uzun pas atmasına ve otomatik olarak Ljajic’in devre dışı kalmasına neden oluyor.
Şutlar
Beşiktaş’ın hücumdaki kurgu sıkıntısından uzun süredir söz ediyoruz. Bu maçta da şahit olduğumuz bu durumu Beşiktaş’ın yaklaşık 1 saati eksik oynaması ile açıklarsak büyük yanılgıya düşeriz. Kağıt üzerinde baktığımızda Konya deplasmanında büyük bölümü rakipten eksik oynanan bir maçtan 1 puan çıkarmak fena durmasa da kırmızı kartın öncesine de bakalım o halde.
Vida maçın 28. dakikasında kırmızı kartla cezalandırıldı ve ev sahibi ekip penaltı golüyle öne geçmişti. Şut dağılım grafiğine baktığımızda Beşiktaş’ın ilk 30 dakikada isabetli bir şutu olmadığını görüyoruz. Koca bir yarım saatlik dilimde Beşiktaş rakip kaleye şut çekememiş. Beşiktaş sayıca rakiple eşitken de sahaya doğru bir oyun koyamamış.
Beşiktaş’ın sahaya doğru kurgu koyamamasından dolayı duran toplarla birçok maçın kilidini kırdığını görmüştük. Bu maçta da ilk gol kornerin paslaşarak kullanılmasıyla geldi. Toplamda 4 korner kullanılması ise orta sayısındaki azalmayla açıklanabilir çünkü yapılan birçok orta kornere çevriliyordu rakipler tarafından.
Top Kayıpları ve Geri Kazanmalar
Atiba & Medel ikilisini aynı anda ve yan yana oynatmanın hücuma geçişlerindeki defolarından bahsetmiştim. Kağıt üzerinde hiçbir topu bırakmayacak bir orta saha ikilisi gibi dursalar da bütün defansif aksiyonlara çare olamadıkları da açık. Beşiktaş gibi oyunu mesafe olarak önde oynayan bir takımın rakip yarı sahada yalnızca 6 topu geri kazanması Atiba & Medel ikilisinin sanıldığı kadar işlemediğini de gösteriyor. Beşiktaş maçı eksik oynadığı için geriye yaslanmış olabilir bu somut bir bahanedir ama ilk yarıdaki geri kazanma sayılarına baktığımızda da Beşiktaş’ın yalnızca 1 topu rakip yarı sahada kazandığını görüyoruz. Konyaspor ise rakip sahadaki 10 topu geri kazanmayı başarmış ilk yarıda.
Buna ek olarak Beşiktaş’ın ilk yarıda kendi yarı sahasında 8 top kaybetmesi de hücum geçişlerindeki defoyu gözler önüne seriyor. İkinci yarıda Lens ve Oğuzhan’la vitesin biraz artmasıyla ise Konyaspor’a kendi yarı sahasında 7 top kaybettirmeyi başarmış Beşiktaş.
İki veriden de söz ederken ilk yarılara ayrıca değinmemin sebebi Beşiktaş’ın bu maçtaki bütün olumsuzluklarını kırmızı karta bağlamanın anlamsız olduğunu göstermek. Sayıca eksiklik büyük ve somut bir bahanedir ama kırmızı kartın öncesine de baktığımızda tıpkı şutlarda olduğu gibi Beşiktaş’ın ortaya bir şey koyamadığını görüyoruz.
Bireysel Performans > Adem Ljajic
Ljajic’in bireysel aksiyonları Beşiktaş’ın oyunu daha doğrusu oyunsuzluğu hakkında ipuçları veriyor. Atiba & Medel ikilisinin profillerinden dolayı Ljajic’in topla buluşma noktalarının öneminden bahsetmiştim. Beşiktaş oyununun merkezine yazdığı Ljajic’i topla buluşturamıyor. Ljajic’in üçüncü bölgede 18 aksiyonu var bunların %78’inde başarılı olmuş. Kıyas olması açısından Konyaspor’daki muadili Hurtado’nun 28 aksiyonda %61 başarı yakaladığını da söyleyebilirim. Özetlemek gerekirse Beşiktaş topu yere indirip Ljajic’e yönelik bir kurgu geliştirmek zorunda. Bunu da 8 numaraya Oğuzhan’ı yazmadan yapabileceğini sanmıyorum.
Bireysel Performans > Vagner Love
Yaklaşık 2 yıldır takım kurgusunda yaşanan sıkıntılar santrforların verimsizliğiyle açıklanmaya çalışılıyor kamuoyunun büyük çoğunluğuna tarafından. Böyle düşünmediğimi uzun süredir yazıyorum. Vagner Love’un da bunu doğruladığını düşünüyorum. Toplamda 192 dakika sahada kalan Love oynadığı son 2 maçta da fileleri havalandırmayı başardı. Takımın santrforu golleri atmaya başladı ama takım kurgusundaki defolar olduğu gibi duruyor.
Love’ın bireysel aksiyonlarına baktığımızda ceza sahasında yalnızca 2 başarılı aksiyonu olduğunu bunlardan birinin de gol olduğunu görüyoruz. Ayrıca Love’ın ceza sahasında yalnızca 1 şutu olduğunu onun da gol olduğunu unutmamak gerek. Dolayısıyla gol kralı apoletini de taşıyan bir golcü olan Vagner Love ceza sahasında topla buluşturulmak zorunda. Bunun için de öncelikle Adem Ljajic’e verilen rolün onun arkasına yazılacak isimlerle desteklenmesi gerekiyor.
Son Söz
Beşiktaş büyük bölümünü eksik oynadığı bir deplasmandan 1 puanla ayrılıyor. Gökhan’ın son dakikalardaki müdahalesi, Lens’in yıkılmayarak Beşiktaş’ın iki golünde de büyük paya sahip olması, Oğuzhan’ın sonradan girip asist yapması, Love’ın golle devam etmesi gibi bireysel aksiyonlar Beşiktaş adına olumlu olsa da kırmızı kartın öncesinde de takımın kurgu eksikliği göze çarpıyor.
Konyaspor ise önce kazanmaya sonra da kaybetmeye çok yaklaştığı bir maç oynadı ve 1 puan aldı. Anadolu takımlarının bu tip maçlarda topu bırakıp hata kovalamasına çok şahit olduk ancak hem tabelada hem de sayıca üstünken toptan kaçmak Konyaspor’un beraberliğe razı olmasına neden oldu.