Galatasaray, Spor Toto Süper Ligin 7. haftasında evinde ağırladığı B.B. Erzurumspor’u, 74.dakikada Maicon’un attığı gol ile 1-0 yendi. Galatasaray bu galibiyetle puanını 15’e yükseltti, B.B. Erzurumspor ise 2 puanda kalarak haftayı yeniden son sırada kapadı.
Ortalama pozisyonlar
Galatasaray, oyuna ilk 11’deki göze çarpan bazı oyuncu değişiklikleriyle birlikte 4-3-3 formatında başladı. Oyuncuların ortalama pozisyonlarına baktığımızda ideal bir oyun dizilişi sağlandığını görüyoruz.
B.B.Erzurumspor’da ise savunma ağırlıklı oyun nedeniyle takım dengesinin geride olduğunu görüyoruz. Kanatların çok kullanılmadığı, ileri uçtaki Munsy ile birlikte Emrah Başsan ve Sunu’nun da orta bölge ağırlıklı oynadığı gözüküyor. Maç genelinde B.B.Erzurumspor ön alan savunmasını iyi yaptı fakat defansta çok sayıda yaptıkları bireysel hatalar Galatasaray ileri uç oyuncularının net fırsatlar yakalamasına neden oldu.
Kadro Genişliği Meselesi
Galatasaray’da sol bekte Nagatomo yerine Ömer Bayram, ligte son iki haftada ilk 11 oynayan Ozan’ın yerine Maicon, Fernando yerine Donk, Onyekuru yerine ise Feghouli ilk 11’de kendilerine şans bulan isimler oldu.
Akhisarspor maçı sonrası yazımı “Herkes Ozan’dan bahsederken Galatasaray oyuncu kazanacağına kaybettiği dönemleri yaşamaya başladı. Ozan’ı kazandı ancak Maicon, Belhanda ve Sinan’ın kötü performansları, Feghouli’nin bir türlü şans bulamaması, Muğdat’ın takıma entegre olamaması gibi nedenlerle geniş kadrodaki verim alınabilen oyuncu sayısı azalmaya başladı. Fatih Terim’in bu konuya çok dikkat etmesi gerekiyor.” şeklinde bitirmiştim. İlk 11’deki 4 değişikliğin sebebini işte bu bilinç oluşturdu.
Hafta için oynanacak Porto maçını da düşündüğümüzde bu maç her anlamda kadro genişliğine katkı sağlayabilme çabası açısından doğru bir maçtı ve Fatih Terim de bunu denedi. Bu maç için oyuncu tercihlerinin tamamını doğru bulduğumu söyleyeyim. Nagatamo’nun ve Fernando’nun dinlendirilmesi, Porto maçında muhtemelen ilk 11 oynayacak Maicon ve Donk’un oynatılması doğru hamlelerdi. Feghouli mevcut kadroda kazanılmaya çalışılmak zorunda olan bir oyuncu, oynatılması geç oldu ancak bu maç için doğru bir tercihti. Emre’nin ise dinlendirilememe sebebi (sakatlığı nedeniyle ilk yarıyı kapattığı söyleniyor, çok ciddi bir kayıp olduğunu söyleyelim) Belhanda’nın kart cezalısı olması ve Selçuk’un ağırlığı nedeniyle ilk 11 için yeteriz olmasıydı.
Topla oynama ve şut sayıları
Topla oynama oranlarında Galatasaray’ın üstünlüğü vardı. 3. bölgeye giriş sayılarında Galatasaray 62 ile son 3 maçından da (43-41-50) hayli fazla bir istatistik yakaladı ancak ceza sahasına giriş sayısı sadece 15’te kaldı.
B.B.Erzurumspor’da ise 3.bölgeye giriş sayısı 26 olmasına rağmen ceza sahasına giriş sayıları 10. 3.bölgede topla buluşmalarının yaklaşık %40’ında ceza sahasına da girebilmiş durumdalar. Bunda Galatasaray savunmasının kırılganlığından da istifade ettiler, ancak verimlilik hiç yoktu.
Şut sayılarına baktığımızda B.B.Erzurumspor’un maç genelinde isabetli sadece 1 şutu olduğunu görüyoruz.
Pas bağlantıları
Maçın pas bağlantı haritasına baktığımızda Galatasaray’ın Ömer Bayram-Rodrigues kanadını ağırlıklı kullandığını belirtebiliriz. İleri çıkışların göbekten değil de genellikle kanatlardan yapıldığı gözüküyor.
Bu noktada ilk defa ilk 11’de kendine yer bulan Ömer Bayram’ı yakından inceleyelim;
Ömer Bayram’ı Galatasaray’ın diğer kanat beki Mariano ile karşılaştırdığımızda daha fazla hücuma katkı verdiği, defansta daha net müdahaleler yaptığı ve daha fazla ikili mücadele kazandığını görebiliyoruz. Ömer, iyi bir maç çıkarttı ve sol bekte Nagatomo’yu yedekleyebileceğini göstermiş oldu.
Atak haritası
Atak haritasında B.B.Erzurumspor’un ağırlıklı olarak sağ kanattan gitmeye çalışmış olduğu gözüküyor. Burada en etkili isim Auremir oldu. Aynı Mariano’nun iyi oynadığı dönemler gibi, sağ bekten takımın oyununu kurar bir yapısı var. Auremir’in rakip 3.bölgeye ve ceza sahasına atılan paslarda, ayrıca uzun top-kısa pas sayısının tamamında takımının yükünü sırtlamış olduğunu görüyoruz.
Dripling sayıları ve hücum pres
Dripling sayısı ve top çalmalara baktığımızda Galatasaray’ın hücum preste verim alabildiği oyuncuların sahaya koydukları enerji ve çeviklik farklarıyla Rodrigues ve Onyekuru olduğunu görüyoruz. 90 dak. oynayan Eren’in hiç, 83’de çıkan Feghouli’nin ise sadece 1 top çalması (o da kendi sahasında) var. Emre de oyunda kaldığı 37 dak.’da hiç top kazanamamış.
Rodrigues’in ise 4 top çalmasının 3’ü rakip sahada ki bunlar arasında değerlendiremediği net gol pozisyonu da var. Onyekuru da 65.dakikada oyuna girmesine rağmen 3 top çalma ile oynamış.
Fakat Rodrigues’in de Onyekuru’nun da bu maçta son vuruşlarda bir hayli etkisiz olması, özellikle Rodrigues’in ilk geldiği günlerdeki gibi kötü şut atması Galatasaray’ın skor avantajını geç bulmasına neden oldu. Zaten golü de köşe vuruşundan gelen ortayla buldu Galatasaray.
Galatasaray’ın ciddi problemlerinden biri bu hücum pres meselesi. Eren bu tip bir oyuncu değil ve hücum presi tamamen göstermelik. Oysa ki geçen sezon Gomis’in Trabzon maçında topu kapıp attığı gol gibi ara ara hücum prese katkısı etkili oluyordu. Ayrıca yine Eren’in sırtı dönük oyunu yok ve bu yüzden de top hücumda kolay kolay kalamıyor. Ancak Eren’siz ise hiç olmadığını da geçen haftaki Akhisar maçında görmüş olduk. Malzemeniz ne ise çıkan yemeğiniz de ancak o oranlarda olabiliyor.
Hücum presle birlikte 3.bölgedeki genel sıkıntılara değinelim;
1. Hücum preste Eren gibi, Sinan, Feghouli, Emre ve Belhanda’da da katkı veren oyuncular olmadığı için Galatasaray sadece Ndiaye ve Rodrigues’den katkı bekler durumda. Bu da savunmada bekleyen takımlara karşın yeterli olmuyor ve takım rakibe hata yaptırarak, baskıyla atılan gollerden yoksun oluyor.
2. Galatasaray akan oyun içerisinde kenardan gelen ortalarla gol bulamıyor. Bunda kanat oyuncularının çizgiye değil de devamlı içeri kat eden ve asıl önemlisi kanat beklerin ortalarında forveti 2’leyip kafayla gol bulabilen (Babel gibi) oyuncular olmaması önemli etken. İçeri kat eden oyuncular olmaları günümüz futbolu için çok doğru ancak şutlarında gol yüzdelerinin daha iyi olması lazım.
3. Uzaktan atılan şutlarda Eren, Onyekuru, Belhanda, Ndiaye bir hayli etkisizler. Sadece Sinan’ın (onu tüm verimsizliğine rağmen defalarca ilk 11’de oynamasını sağlatan) ve Rodrigues’in önceki maçlarda gördüğümüz şutları kalıyor geriye.
4. Galatasaray bunlardan yoksunken hücumda düğümü çözecek anahtar pasların oluşmasını bekler hale geliyor. Belhanda sorunsalı da burada ortaya çıkıyor. Oynatıldığında da oynatılmadığında da ciddi tartışmalar çıkmasına neden oluyor. Emre’nin de devre arasına kadar olmayacağını düşünürsek Belhanda’ya yine muhtaç hale gelindiğini söyleyebilir miyiz? Bu noktada Feghouli’ye ve anahtar paslara değinelim;
Anahtar Paslar ve Feghouli
Feghouli’nin 5 anahtar pasının 4’ü isabetli olmuş durumda. Bu konu oyunun kilidini açmak anlamında kritik önem taşıyor Galatasaray için ve henüz hazır olmayan Feghouli’nin bu performansı onun formunun yükseldiğinde nasıl bir katkı verebileceğine işaret ediyor. Bu noktada onun yerinde oynayan Sinan Gümüş’ün son Akhisarspor, ondan önceki Kasımpaşa maçlarında da tek anahtar pas bile vermemiş olduğunu hatırlatalım. Yalnız Feghouli’nin oyun içerisinde zaman zaman tamamen ortadan kayboluyor olması süreklilik açısından sıkıntı yaratıyor. İlk yarının 30’la 45 dakikalar arası bir örnek.
Feghouli form bulduğunda Fatih Terim onu Belhanda’nın pozisyonunda da oynatabilecektir, geçen sezon bunu oyun içerisinde bir çok kez denemişti. Onyekuru girdikten sonra Fatih Terim onu o bölgeye aldı ancak 75 sonrası takım skoru korumak için geri çekilmişti. Oyun görüşü ve şutları da iyi bir oyuncu olduğundan, ondan burda verim alınması yeniden denenebilir.
Şimdi iki örnek pozisyon üzerinden Feghouli anahtar pasları ve Galatasaray ön oyuncularının kötü şut performanslarına bakalım;
Dak.23, Feghouli, taç atışı sonrası Mariano ile paslaşıyor ve karşısındaki oyuncuyu çalımla ekarte ediyor.
Emre Akbaba’ya doğru temiz bir pas çıkartıyor ancak Emre kötü şut atıyor.
Diğer bir pozisyonda Feghouli’nin fiziksel açıdan yürümeye başladı dönemde attığı bir anahtara pası görüyoruz. Feghouli bu dakikalarda artık 10 numara bölgesinde oynuyordu.
Rodrigues topu alıp karşısına gelen oyuncuyu da geçerek kendine şut pozisyonu yarattı ancak şutu çok etkisizdi.
Şimdi de B.B.Erzurumspor’un anahtar pas istatistiğine bakalım;
B.B.Erzurumspor’un tüm takım neredeyse hiç başarılı pası olmadığını görüyoruz. Bu takımın hücumdaki organizasyon sıkıntısını göstermesi açısından önemli.
Pas bağlantı akışının genellikle sağ kanattaki Auremir-Emrah Başsan kanadından yapıldığını söylemiştik. Emrah’ın da, Sunu’nun da 3. bölgeye merkez taraftan girmeye çalıştığını söyleyebiliriz. Özellikle bu alanda Munsy’nin güçlü fiziği Serdar Aziz ve Maicon’u ciddi anlamda zorladı.
Yine Munsy’nun ilk yarıda hava topu mücadelelerindeki etkinliğiyle takımına pozitif etki ettiğini görüyoruz. Sezon ortalaması 2.4 ancak bu maç 7 hava topu kazanmış durumda ki bunların 4’ü hücum bölgesinde. 2.yarı ise sadece 2 hava topuna çıkabilmiş ve bunların ikisini de kaybetmiş. Tabi burada takımın iyice geriye çekilmesinin de etkisi oldu.
Son söz
Galatasaray kritik Porto maçı öncesi 3 puanı aldı ancak sıkıntılı bir maçı geride bıraktı. Galatasaray’ın geniş bir kadrosu yok ve şampiyonlar liginde de zaten 21 kişilik kadro sınırlaması var. Fatih Terim’in kadrodaki tüm oyunculardan bir şekilde verim alabilmeyi başarması gerekiyor. Bu anlamda bu maçtaki Maicon, Ömer Bayram, Donk ve Feghouli hamlelerini skordan öte ciddi kazanımlar olarak kayda geçirebiliriz. Emre’nin ise sakatlanmasının hücum planı açısından bir hayli kötü olduğunu söyleyelim. Fatih Terim’in Belhanda’yı bu pozisyonda Feghouli ile yedeklemesi gerekecek gibi duruyor.
Porto maçında Fatih Terim’in kanat beklerini Nagatomo ve Linnes’ten oluşturacağını düşünüyorum. Takım ileride çok kalmayacağından arkada geniş alanlarda yakalanmayacaktır, bu anlamda Serdar Aziz’in yanında Maicon’un kendine ilk 11’de yer bulacağını söyleyebiliriz. Ndiaye’nin yokluğunda Fernando’nun yanında Donk’un, önlerinde ise Rodrigues-Belhanda-Onyekuru, ileri uçta da Eren’in olacağını düşünüyorum.
B.B.Erzurumspor’da Munsy, Auremir ve Scuk iyi oyuncular olarak göze çarptı. Ancak genel anlamda üretkenlikte takımın bir hayli sorunu var. Spor Toto Süper lige çıkarken Mert Nobre’den ciddi katkı almışlardı, şu ana kadar ise oynadıkları 7 maçta sadece 5 gol atmış durumdalar. Nobre ise Gençlerbirliği’nde 3 gol attı bile. Mehmet Özdilek B.B.Erzurumspor için pozitif bir etki yaratacaktır ancak ligte kalma anlamında bu yeterli olacak mı zaman gösterecek. Zira bu sene hedeflerinin ancak ligte kalma olabileceği gözüküyor.