Türkiye’de transfer döneminin resmi olarak başlamasıyla transfer dedikoduları da her geçen gün medyada daha fazla yer bulmaya başlıyor. Bu haberlerden son günlerde öne çıkan bir tanesi de Barcelona’nın 24 yaşındaki Kolombiyalı stoperi Yerry Mina’nın Fenerbahçe transfer olacağı idi. Fenerbahçe’de başkanlığa Ali Koç’un gelmesinin ardından yapılan ilk transfer sportif direktör Fransız Damien Comolli oldu. Teknik direktör ve oyuncu kadrosu konusunda özellikle son günlerde pek çok spekülasyon gündeme gelse de bunlardan en ciddi olanı İspanyol basını tarafından ortaya atılan, ocak ayında Brezilya ekibi Palmeiras’tan Barcelona’ya 11,80 Milyon € tutarında bir bedelle transfer olan fakat Barcelona formasıyla yalnızca 6 maçta sahaya çıkıp 377 dakika süre bulabilen 24 yaşındaki uzun stoper Yerry Mina’nın Fenerbahçe’ye kiralık olarak transfer olacağı haberiydi.
Önümüzdeki yıllar adına kadro yapılanması ile oyun felsefesi konusunda ciddi değişikliklere imza atmak isteyen fakat Finansal Fair Play koşullarında da fazla hareket imkânı bulamayan Ali Koç başkanlığındaki yeni yönetimin, Barcelona ile ilişkisi dikkate alındığında Mina’nın transfer olma ihtimali hiç de uzak durmuyor. Üstelik kendi ülkesinde düzenlenecek Dünya Kupası öncesinde tüm sezon çok iyi bir form grafiği çizen Roman Neustadter’in milli takıma çağırılmamasından sonra yeni sezonda nasıl bir performans sergileyeceği şüpheliyken, adı Rangers ile anılan Martin Skrtel’in yaşının ilerlemesiyle defansif mücadelelerde ağır kalmaya başlaması ve gol yedirecek hata yapma riski artarken, Neto’nun da performansını yeterli olmayışı nedeniyle yeni sezonda kadroda düşünülmediğinden kadroda geriye stoper orjinli tek oyuncu çok ağır sakatlıklar geçiren genç Yiğithan Güveli kaldığından ötürü stoper pozisyonuna ilk on birde sahaya çıkacak bir oyuncu takviyesi yapılmasını beklemek yanlış olmaz.
Dilerseniz bu sezon fazla süre bulamayan oyuncunun genel özellikleri ile yolunun Türkiye’ye düşmesi halinde Fenerbahçe’ye neler katabileceği ve Fenerbahçe’nin savunma kurgusuna uyup uymayacağını incelemeye koyulalım.
Oynadığı Pozisyon
Yerry Mina, kariyerinin tamamında savunmanın göbeğinin sağ tarafında görev alan bir oyuncu olsa da sezonun son iki maçında sol stoper olarak görev yaptı. Oyuncu, her ne kadar uzun ve atletik bir yapıya sahip olsa da oyun tarzı olarak ayaklarına hâkim, tekniği bir stoper oyuncusuna göre gayet yüksek olarak nitelendirebileceğimiz “pasör stoper” rolünü üstleniyor.
Yerry Mina’nın transfer olduğu takdirde Fenerbahçe’deki rolü üzerinden gidecek olursak Skrtel’in, eski takım arkadaşı Steven Gerrard’ın yeni sezonda teknik direktörlüğünü yapacağı İskoçya’nın Glasgow Rangers takımına olası bir transferi durumunda iki oyuncunun sahadaki görev tanımları farklı olsa da Mina, oluşacak bu boşluğu doldurabilecek kapasitede. Defansif aksiyonlara Martin Skrtel kadar girmeyen oyuncunun, bu mücadelelerden isabetle ayrılma oranı da yine az bir farkla Skrtel’den geride kalıyor. Fakat Kolombiyalı oyuncu gerek oyun kurma ve teknik becerileriyle gerekse baskı altında neredeyse hatasız mücadele etmesiyle bu sezon özellikle 1. Bölgeden top çıkarmaya çalışırken yapılan bireysel hatalar sonucunda başı ciddi anlamda yanan Fenerbahçe’nin bu alandaki eksiğini yeterince giderecektir. Bunun yanında savunma hattına fizik ile teknik yönden bu kadar katkı sağlayan oyuncudan defansif anlamda verim alabilmek içinse işin savunma kısmında takım olarak kompakt bir şekilde neredeyse mükemmel bir uyum sağlanması şart. Bahsi geçtiğinde detaylı bir biçimde açıklanacak sebeplerden ötürü onu savunmada güçlü kılan bazı özellikleri, aynı zamanda takımının fazlaca gol yemesine neden oluyor. Bu sebeple eğer Fenerbahçe Mina’nın transferini gerçekleştirmek istiyorsa, yeni sezona savunma yönü ağır basan, çevik ve uyumlu bir savunma hattı oluşturarak giriş yapmalıdır.
Fiziksel Özellikler
Oyuncu fiziksel açıdan gerçekten atletik, uzun ve hacimli bir yapıya sahip. 1,95 boyunda olan Mina, hava toplarında çok etkili olan bir oyuncu. Uzun boylu olmasının yanı sıra sıçrama yeteneği de gayet iyi bir seviyede. Oyuncu aynı zamanda uzun bacaklara da sahip. Bu da ona defansif müdahalelere gireceği zaman topa daha etkili hamle yapabilmesini sağlıyor. Maç başına girdiği ikili mücadele sayısı (0,18) az olsa da girdiği mücadelelerin hepsini (100%) kazanan Mina, La Liga’da bu konuda ilk sırada yer alarak ne kadar kuvvetli bir oyuncu olduğunu da gösteriyor. Uzun bacaklara sahip olmasının bir diğer avantajı da adım mesafesinin daha uzun olması nedeniyle oyuncunun anlık müdahalelerde daha çabuk hareket edebilmesinin önünü açıyor. Bu fiziksel avantajı oyuncu açısından özellikle çok kıymetli çünkü Mina, anlık defansif mücadelelerde ve topla koşularında çabukluğu sayesinde öne çıkıyorken savunma pozisyonu alma ile rakibi karşılama ve takip konusunda hızlı bir oyuncu olmadığından ötürü sorunlar yaşayabiliyor. Grafik 1’de de görüldüğü üzere Mina, aldığı kısıtlı sürede 90 dakikada kazandığı hava topu ile ikili mücadele sayısı ortalamanın üstündeyken (2,55) 90 dakikada çaldığı top sayısı yalnızca (4,56). Bu da oyuncunun fizyolojik kapasitesinin iyi seviyede olduğunu gösterirken hız ve zamanlama gerektiren top çalma yeteneğinin de La Liga standartları için çok altında olduğuna işaret ediyor.
Grafik 1: La Liga Başarılı Defans Aksiyonları (375 dakika ve üzeri oynayan stoperler dikkate alınmıştır.)
Fenerbahçeli oyuncuların henüz sona eren sezondaki fiziksel aksiyonları ile Mina’nın performansını karşılaştırdığımızda (Tablo 1 ve Grafik 2) Neto ve Neustadter’in, Mina’nın daha gerisinde kaldığını görüyoruz. Neto ve Neustadter’den hava hakimiyeti daha yüksek olan oyuncunun Neustadter’den daha sert, Neto’ya göreyse daha seri bir stoper olduğunu anlayabiliriz tabloya bakarak. Fakat Mina’nın fiziksel setinin Skrtel’e nazaran daha gelişmiş olmasına karşın saha içinde Skrtel her üç alanda da Mina’dan daha iyi performans sergiliyor. Bunun nedenini ise Skrtel’in zihinsel özelliklerinin savunma aksiyonlarında daha etkin rol alması ve oyuncunun tecrübesinin de önemli rol oynaması olarak açıklayabiliriz.
Tablo 1: Fenerbahçe vs. Mina – Fiziksel Aksiyonlar (Renkler; Yeşil: İyi, Sarı: Orta, Turuncu: Vasat, Kırmızı: Kötü)
Grafik 2: Fenerbahçeli Oyuncular vs. Mina – Fiziksel Aksiyonlar
Yukarıda oyuncunun fizyolojik açıdan gelişmiş olduğundan bahsederken hızlı olmadığı konusuna değinmiştik. Mina, uzun bacakları sayesinde ivmelenme ve mesafe kat etme konusunda sıkıntı yaşamıyor ancak savunma pozisyonuna geçtiği anda bu avantajını kullanamıyor. Top sürerken veya boştaki topa koşarken yahut rakibin şutunu engellemek adına ileri hamle yaptığı anlardaki çabukluğunu yanlara ve geriye doğru hamle yapması gerektiğinde sergileyemediğini görüyoruz. Bu da onu, savunmada pek çok pozisyonda ağır bir oyuncu haline dönüştürdüğü için takımının sıkça tehlikeli gol pozisyonu kalesinde görmesine neden oluyor. Barcelona’nın 5 gol yediği Levante maçında yenilen ilk golde de ortadan topla gelen rakibini karşılarken, yukarıda sayılan sebepten ötürü oyuncuya deyim yerindeyse kaleye kadar eşlik eden Mina, takımının 1-0 geriye düşmesinin sorumlusu oldu.
Hücum alanında ise Mina’yı özel kılan yeteneklerinden biri kütleli bir vücudu olmasına rağmen aynı zamanda müthiş bir dengeye sahip olması. Maç içinde kendi yarı sahasından topla ileri çıktığı anlarda gelen müdahalelere karşı bozulmadan top sürmeye devam eden 24 yaşındaki stoper, pres altında kaldığı zaman sergilediği “estetik” vücut çalımlarıyla kendine alan açmayı da becerebiliyor. Hücumdaki duran toplarda ise 1,95 boyundaki Mina, içeride çakılı konumda topun kafasına gelmesini beklemek yerine özellikle ceza sahası dışından içeri doğru hareketli gelip pozisyon araması da onu duran toplarda tutulması güç bir oyuncuya dönüştürüyor.
Fiziksel özellikleri bahsinden bir özet geçmek gerekirse Yerry Mina, uzun boylu, kuvvetli ve öne doğru çabuk hareket edebilen bir oyuncu olarak dikkat çekiyor. Kolombiyalı, Türkiye Süper Ligi’nde hava topu mücadelelerinde maç başına (40,27) ve defansif mücadeleleri kazanma yüzdesi olarak (23,76%) ile 4. sırada yer alan Fenerbahçe’ye transferi ile takımın savunmasına sağlam bir fizik gücü ile defansif müdahalelerde daha yüksek bir başarı oranı getirecektir.
Teknik Özellikler
Yerry Mina’nın teknik özelliklerini ele aldığımızda ilk göze çarpan özelliği savunmada rakip forvet oyuncularına inanılmaz sıkı markaj yapması. Rakip takım kendi yarı sahasında oyun kurmaya başladığı andan itibaren kendisine bir hücum oyuncusu seçip o atak boyunca adeta gölgesi gibi dolaşan oyuncu, gerektiğinde savunma hattından ileri çıkarak oyuncuyu orta sahaya kadar takip ediyor. Bu savunma anlayışı rakip hücum oyuncularını etkisiz hale getirme konusunda belirli ölçüde başarı sağlasa da Yerry Mina özelinde bu durum bir alışkanlık haline gelmiş durumda ve takım savunmasında ciddi defolar yaratıyor. Yerry Mina’yı transfer edecek takımların özellikle şimdi bahsedeceğim noktaya dikkat etmeleri gerekiyor. 24 yaşındaki Kolombiyalı stoper, maç boyunca kendi takımının savunma anlayışı ister adam adama ister alan savunması olsun, bireysel olarak sadece adam adama savunma uyguluyor. Her savunma pozisyonunda kendisine bir oyuncu seçen Mina, rakip takımın atağı bitene dek oyuncu nereye giderse marke etmek için takip ediyor. Takım savunmasından bağımsız hareket ettiğinden ötürü gerek oyuncusunu takip ederken gerekse savunma kayışlarında boşalttığı alanda inanılmaz boşluklar bırakıyor. Bu alışkanlığı doğru okuyabilen rakip takımlar, Mina’nın tuttuğu oyuncuya sahte koşular yaptırarak ceza sahası çevresinde çok geniş boşluklar bulabiliyor ve boşalan alanlara soktukları oyuncularla ciddi gol tehlikesi yaratabiliyorlar. Bu duruma en güzel örnek Barcelona’nın 5-4 yenildiği Levante maçında yaşandı. Mina’nın boşalttığı alanlara sürekli oyuncu sokan veya pas aktaran Levante, 4 golü bu sayede buldu. Dolayısıyla Fenerbahçe bu transferi gerçekleştirmek istiyorsa, oyuncunun savunma disiplininin dışına çıkmamasını sağlaması ya da boşalttığı bölgelere diğer savunma oyuncularının veya orta sahadan bir oyuncunun düşerek dolduracağı bir savunma kurgusu ile mücadele etmesi şart.
Bu özelliğinin dışında Mina, savunmada özellikle anlık defansif aksiyonların meydana geldiği pozisyonlarda çok sağlam ve bilinçli hareket ediyor. Müdahale tercihlerini her zaman ayakta kalmaktan yana kullanan stoper, buna uygun pozisyonunu alıp uzun bacaklarıyla çabuk bir şekilde müdahalede bulunabiliyor. Aynı şekilde havadan gelen veya havuza düşen topları da rastgele uzaklaştırmak yerine kafasını kaldırarak bilinçli bir şekilde 2. bölgeye aktarma eğilimi var. Fakat bu noktada da oyuncu sıkça risk alıyor, bu da takımını yine kalesinde gol tehlikesiyle burun buruna bırakabiliyor. Pasör stoper olmanın getirdiği gereklilikleri üstlenmek amacıyla bu doğrultuda oynaması olumlu olsa da belli pozisyonlarda önceliği topu bir an önce tehlikeli alandan uzaklaştırmak olmalı. Savunma özelliklerinden son olarak kornerlerde alan savunması yapmaya alışık olduğunu bahsederek Mina’nın oyun kurma becerilerine geçelim.
Pasör stoper olarak nitelendirebileceğimizi söylediğimiz Yerry Mina, o fiziğe sahip bir oyuncu için fazlasıyla iyi ayaklara sahip. Bu açıdan Barcelona’ya müthiş uyum sağlayan oyuncunun, maç başına (56,59) pas denemesinde bulunarak pas alışverişlerine oldukça dahil olduğu görülüyor. Daha önemlisi bu denemelerin 95,16%sında isabeti bularak bu alanda bölgesinde 375 dakika ve üzeri oynayan 84 oyuncu arasında La Liga’da ilk sırada yer alıyor. Topu ayağında fazla tutmayan oyuncu, tek pas yerine daha fazla kontrol pası tercih ediyor. Barcelona kendi kalesinden oyunu başlatırken kenara açılan Mina, gelebilecek baskıya karşı her zaman pas opsiyonu oluşturuyor. Bu baskının kendisine yapıldığı takdirde de çok soğukkanlı bir şekilde ya hızla topu doğru yere aktararak yahut bir vücut çalımıyla rakibinden kurtularak baskıyı aşma konusunda iyi işler çıkarıyor. Bu noktada oyuncu bazen fazla risk alıyor, dikkat edilmesi gereken hususlardan bir tanesi de bu. Fırsat bulduğu zaman 3. bölgeye uzun pas denemelerinde bulunan oyuncu bu pasların da 61,9%sini isabetli gönderiyor ki bu da lig ortalamasının çok üzerinde. Rakip ceza sahası çevresinde topla buluştuğu zaman genelde tek pas tercih ederek takım arkadaşlarını gol tehlikesine sokacak kilit pasları da sezon boyunca aldığın kısıtlı sürede fazlasıyla deneyen oyuncu bu alanda da Sevillalı Gabriel Mercado’nun ardından maç başına yapılan kilit pasta (0,18) La Liga’da ikinci sırada yer alıyor. Yerry Mina’nın oyun kurma becerilerini değerlendirdiğimizde Grafik 3’ten yola çıkarsak kısıtlı süre aldığını da göz önünde bulundurarak İspanya’nın top dağıtımı konusundaki en iyi stoperlerinden olduğu çok net bir şekilde görünüyor.
Mina’nın teknik açıdan Fenerbahçe’ye transferi halinde takıma ne katacağı sorusuna cevap bulmak amacıyla yukarıda yaptığım değerlendirmelerim dışında Tablo 2’de yer alan karşılaştırmadan yardım alabiliriz. Savunma yönünden verileri ele aldığımızda Neustadter’i çok geride bırakan Kolombiyalı, Neto’nun da önünde gözüküyor. Ancak bu noktada Martin Skrtel savunma verilerinde Mina’nın çok önünde. Bu birazdan da değineceğimiz üzere Skrtel’in zihinsel yapısının, Mina’ya göre savunma üzerinde daha fazla etkisi olmasından kaynaklanıyor. Oyun kurma alanında ise Mina Fenerbahçeli oyunculara nazaran daha az süre aldığından skora katkı anlamında geride gözükse de kalan diğer alanlarda 3 oyuncuya da fark atmış durumda. Bu açıdan Mina, Fenerbahçe’de son yıllarda Simon Kjaer haricinde bu alanda çok eksik kalmış savunma bölgesine çok büyük bir artı değer getirecektir. Fakat çok önemli bir nokta olarak Mina’nın beraber oynayacağı stoperin, az önce saydığımız dikkat edilmesi gereken noktalardan ötürü gerek savunma pozisyonu alma gerekse müdahalelerde çok dikkatli olması gerekiyor. Bu açıdan transfer ve savunma kurgusu iyi planlanmalı.
Grafik 3: La Liga Oyun Kurma Aksiyonları (375 Dakika ve üzeri oynayan stoperler dikkate alınmıştır.)
Tablo 2: Fenerbahçe vs. Mina – Teknik Özellikler Karşılaştırması (Renkler; Koyu Yeşil: Çok İyi, Açık Yeşil: İyi, Sarı: Orta, Turuncu: Vasat, Kırmızı: Kötü)
Zihinsel Özellikler
24 yaşındaki Kolombiyalı stoper, zihinsel açıdan kolay çöküş yaşamayan, sakin bir oyuncu. Özellikle bu sakinliği rakibin pres yaptığı anlarda topu doğru yere hata yapmadan ulaştırma konusunda önemli rol oynuyor. Yine aynı nedenden zorlu maçlarda da atmosferden olumsuz etkilenmemesi onu farklı kılan özelliklerinden. Ancak yine oyuncunun bu sakinliği, pek çok noktada hem kendisini hem takımını olumsuz etkiliyor. Öncelikle müthiş bir fiziksel kapasiteye sahip olan Mina, maç içindeki azmi ve mücadele isteğinin yeterli olamamasından ötürü bu yeteneklerinden istenilen verimi sağlayamıyor. Oyuncu çok daha fazla defansif mücadeleden başarıyla ayrılabilecekken o hırs ve zihinsel güce sahip olmadığından ötürü savunma pozisyonlarında daha pasif kalıyor. Bununla birlikte oyuncu, kafasında sabitlediği belli alışkanlıkların (adam adama markaj ısrarı gibi) dışına çıkamadığı için takımına fazlasıyla atak hatta gol yediriyor. Barcelona formasıyla çıktığı 5 maçta sahada bulunduğu sürede kalesinde tam 7 kez gol gören oyuncu, bu 7 golde de bahsettiğimiz alışkanlıkları yüzünden bizzat sorumluydu. Bu da maç başına Mina’nın takımına 1,4 gol yedirmesi anlamına geliyor ki bu bir stoper oyuncusu adına çok kötü bir performans. Özgüveni yüksek olan Kolombiyalı stoper, maç içinde hem savunmada hem hücumda risk alma eğilimine sahip. Çoğunun altından başarıyla kalkabilse de oynadığı bölgenin ehemmiyetini göz önünde bulundurduğumuzda yine kendi kalesine doğru tehlikeli atak yenmesine sebep olabiliyor. Şu saydığım zihinsel kurgusundan dolayı Fenerbahçe’nin Mina’yı transfer etmesi halinde takımın başındaki hocanın salt teknik direktörlüğün yanında akıl hocalığı da yapması gerekiyor.
Sosyal Özellikler
Yerry Mina, sosyal özellikler bakımından çok gelişmiş bir oyuncu. Gittiği her takımda arkadaşlarıyla iyi ilişkilere sahip olan oyuncu, aynı zamanda çok neşeli ve pozitif bir yapıya sahip. Antrenmanlarda kendini geliştirmek adına fazlaca çaba sarf eden Mina düşünce tabanı olarak ise daha realist bir profil çiziyor. Palmeiras’ta oynarken verdiği bir röportajında Barcelona’nın kendisini izlemeye gelmesinin sahada nasıl bir etki yarattığı sorulduğunda “Her gün yaptığım şeyi yapıyorum. En yükseği hayal etsem de ayaklarımın yere basması gerektiğini biliyorum ve ona göre davranmaya çalışıyorum. Tedirgin bir insan değilim” cevabını vermişti. Bu yönden Fenerbahçe’ye olası transferinde hem takıma hem lige hem de ülkeye uyum konusunda herhangi bir sorun yaşayacağını düşünmüyorum.
Genel Değerlendirme
Tüm bu açıklamaya çalıştığımız bireysel özellikleri toparlarsak Yerry Mina’nın transferinin Fenerbahçe’nin savunma rotasyonunu düşündüğümüzde takıma katkı sağlayacağını söyleyebiliriz. Savunmada hem Neto hem Neustadter’den daha iyi değerler gösteren oyuncu, Skrtel kadar savunması kuvvetli olmasa da oyun kurma açısından bu üç oyuncunun da çok önünde. Yerry Mina, aynı zamanda Süper Lig’in kalitesine ve yapısına da uygun bir oyuncu. Fakat Fenerbahçe Mina’dan en üst seviyede verim sağlamak istiyorsa yeni sezonda takımın başında olacak teknik direktörün, Mina’yı savunma disiplini içinde tutacak bir savunma kurgusu ile takımı oynatması şart. Hücum alanında da geriden oyun kurma konusunda oyuncu doğru görev tanımı içinde konumlandırılırsa Süper Lig şartlarında fark yaratacak bir oyunu haline gelebilir.