Fenerbahçe, ligin bitimine 4 hafta kala kendi evinde Antalyaspor’u konuk ettiği maçı 4-1 kazanarak liderle olan 3 puanlık farkını korudu ve şampiyonluk için takibe devam etti.
Karşılaşmayı InStat verileri eşliğinde analiz etmeye çalışacağım.
Ortalama pozisyonlar
Fenerbahçe’de artık görmeye alışık olduğumuz bir saha içi dizilimi söz konusu. Oyuncuların bu ortalama pozisyonları özellikle son 3-4 haftadır hemen hemen değişmiyor diyebilirim. Farklı bir durum olarak, sonradan oyuna giren Janssen’in 20 dakika içinde Soldado’dan daha önde topla buluştuğunu görüyoruz. Soldado’nun servisçi kimliği bunun en önemli sebebi olabilir.
Genel bakış
Önce belli verileri paylaşarak başlayayım; Fenerbahçe’nin 30 ile 60. dakikalar arasında topla daha az oynayan taraf olduğunu görüyoruz. Topa sahip olma, ikili mücadeleleri kazanma ile de paralellik gösterdi.
Fenerbahçe’nin bu karşılaşmada diğer oynadığı maçlara göre çok daha etkin şut denemeleri oldu. 13 şutta %54 isabet oranı sağladılar. Ortalama şut mesafesi ise 20 metre oldu. Fenerbahçe, 20 anahtar pasta 9 isabet (%45) sağlarken Antalyaspor 14 anahtar pasta 5 (%36) isabet ile oynadı.
Fenerbahçe yaptığı 558 pasın %37’sini öne oynadı. Zaten önde oynamaya çalışan bir takım için bu oran küçümsenecek bir oran değil. Antalyaspor’un toplam pas sayısı 461 olurken öne oynama yüzdesi de %40 olduğunu görüyoruz. Ancak zaten takım olarak daha geriye yaslanmış olan bir takımın öne pas oranının fazla olması anlaşılabilir. Bunun sağlamasını da takımların 3. bölgeye attıkları paslara bakarak bir nebze yapabiliriz. Fenerbahçe, yaptığı toplam pasın %38’ini 3. bölgeye yaparken bu oran Antalyaspor’da %31’de. Fenerbahçe sonuca gitmek adına çok daha etkin bir pas trafiği içindeydi. Ayrıca pas hızlarında da Fenerbahçe’nin üstünlüğü göze çarpıyor, dakikada 16.7 pas yaptılar. Antalyaspor ise 14.4’te kaldı. Fenerbahçe hızlı pas konusunda da 15.1 ile ligin en iyi ikinci takımı. Başakşehir 15.4 ile ilk sırada.
İlk yarı
Karşılaşmanın ilk dakikalarından itibaren Fenerbahçe’nin topa sahip olma isteği ve oyunu yönlendirme isteği olsa da Antalyaspor’un Fenerbahçe stoperlerinin topla çıkma teşebbüslerine yaptıkları baskı ile karşı koymaya çalıştıklarını gördük.
Fenerbahçe, golü erken bulmanın avantajını iyi kullandı. 14. dakikada Hasan Ali’ye uzun, diagonal bir pas atıldı ve oyunun yönü değiştildi. Aatıf’ın içerde top almaya geldiğini görüyoruz.
Aatıf, orta bölümde aldığı topu tekrar ters kanada aktararak rakip savunmanın yerleşimi ile ilgili dengeyi bozmaya çalışıyor. Antalyaspor savunma anlayışı daha çok göbekte yoğunlaşınca savunmayı enlemesine açmak için en uygun yöntem.
Aatıf topu kanada aktardıktan sonra içeri koşusunu sürdürüyor ve penaltı noktasına yakın bir bölgede topla buluşarak Fenerbahçe’nin ilk golünü atıyor.
Bu gol ile birlikte Fenerbahçe’nin üzerindeki baskı da nispeten kalkmış gibi gözüktü. Sakin kalıp etkili çıkışlar yapmayı sürdürdüler. 20. dakikada ikinci gol gelince maçın erken kopabilme ihtimali doğdu.
Golün öncesi; Josef, koşusuna devam eden Şener’ pas atmak yerine yön değiştirerek içeri kat ediyor. Antalyaspor’un çok kopuk bir halde sahaya yayıldığını görüyoruz.
Josef, belkide taraftarın o bölgede oynayan oyuncudan istediği şeyi yapıyor, dirplingini kesmeyip uygun durumdaki Giuliano’yu görüyor. Burada Soldado’nun koşuya hazrılanışı önemli benim için, paralel bir koşu ile hızlanıyor. Giuliano’da stop ve pas ile doğru bir zamanlamayla topu Soldado ile buluşturuyor Bundan sonrası Soldado için çok zor olmuyor. Oyun zekası tam olarak bu gibi durumlarda ortaya çıkıyor. Zamanlamalar, doğru koşular, doğru paslar. Hepsi bir araya geldiği zaman sonuç alınıyor.
Daha önceki yazılarımı okuyanlar bilir, özellikle oyun üstünlüğünü rakibine kabul ettirmek isteyen, pas yapma alışkanlığı olan takımlar her zaman olmasa da kale atışlarında yerden oyuna çıkıp set hücumunu geliştirmeyi denemeliler. Bu noktada Fenerbahçe’nin bunu hiç denemediğini ve bunun önemli bir eksi olduğunu yazmıştım. Ancak Aykut hoca bana bunu neden yapmadıklarının cevabını Fenerbahçe’nin yediği golde vermiş oldu. Bu sene değil, ancak önümüzdeki sene buna bir çözüm bulmak zorundalar veya oyun anlayışını tamamen farklı bir yöne çekmek gerekebilir.
Fenerbahçe’yi çoğunlukla statik kalan oyuncular açısından eleştirdiğim dönemler oluyor. Bu karşılaşmada da rastladığım bir pozisyonu örnek olması açısından paylaşmak istedim.
43. dakikada ceza sahasına yapılan ortada Josef topu kontrol ediyor ve driplinge başlarken pas atacağı arkadaşlarına bakıyor. Dirar ve Giuliano geçiş için koşuya başlarken Topal’ın ne yaptığını anlamakta güçlük çektim. Küçük detaylar gibi gözüküyor olabilir ancak takımın genel yapısı bu yöne gittiği zaman tehlike sinyalleri çalmaya başlıyor zaten. Mehmet, Öne çıkıp pas alması gerekirken etrafa bakıyor. Sonrasında Soldado pas almak için yaklaşıyor ve Mehmet Topal’a attığı pasta Mehmet yine hareketlenemeyince bir pas hatası oluyor. Neyseki top tekrar kazanılıyor ve sonrasında takım geçişi yapıyor, sonrasında da net bir gol pozisyonu kaçıyor.
İkinci yarı
İkinci yarı da kontrollü başladı diyebiliriz. Fenerbahçe, maç boyunca, artık karakteristik özelliği olan 2. ve 3. bölgede kısa paslarla, üçgenler kuran oyun anlayışını sürdürdü. Bununla ilgili daha önce bir yazı yazmıştım, okumak için Buyrun. Tabi o zamandan bu zamana takım ciddi bir yol kat etti. Bu karşılaşmada ortalama pas boyu 17.8 metre oldu, Fenerbahçe ligin en kısa pas yapan takımlarından. Özellikle Soldado bu oyun anlayışının önemli parçalarından biri haline geldi. Aşağıdaki pozisyonda da orta alandan 2V1 ile çıkıyorlar, sonrasında yine bir 2V1 ile topu 3. bölgeye taşıyıp gol aradılar. Maç 3-1 iken takımın bunları denemeye devam etmesi olumlu gelişmeler.
Pas bağlantı grafiğine baktığımızda da Giuliano, Soldado ve Dirar arasındaki pas alışverişleri dikkat çekiyor.
Hasan Ali
Son haftalardaki yükselişini sürdürdü. Takımın yine Topal ve Josef’ten sonra en fazla toplu aksiyonu olan oyuncusu oldu (90). %82 pas isabeti ile oynadı, 1 şut, 1 anahtar pas attı. Takımın ceza sahasına en fazla pas atan oyuncusu oldu (9/6). Yine %64 ikili mücadele kazanma oranı ile takımın en iyilerinden. yaptığı 8 pas arası ile bu konuda da Josef’ten sonra (11) takımın en iyisi. Son haftalardaki ivmesi ve standardı ile ligin en iyi sol beklerinden biri olduğunu düşünüyorum.
Soldado
Fiziken güçlü hale geldikçe, takım ile uyumu arttıkça ne kadar özel bir isim olduğunu görüyoruz. Sürekli oyunun içinde kalmaya çalışması en büyük artısı bana göre. Pas alışverişleri, koşuları, tercihleri çoğunlukla doğru. %62 pas isabeti ile oynadı. O bölgedeki bir oyuncu için kötü bir oran değil. Uç bir örnek vermek gerekirse bu hafta Bordeoux karşısında PSG’de Cavani %64 pas isabet oranı ile oynadı. Veya Juventus-Napoli maçında Higuain %64 ile oynadı. 5 anahtar pas denemesi ile takımın bu konudaki en önde ismi. Bir santrafor için servis yapmanın önemli bir özellik olduğunu söylemiştim. Son vuruş becerisi de zaten üst seviyede.
Sonuç
Fenerbahçe, istekli, kararlı bir oyun ile şampiyonluk takibini sürdürdü. Bazı defoları olsa da Aykut kocaman bir “makine” yaratmayı başarmış görünüyor. Sert, fiziken kuvvetli, zaman zaman da olsa yüksek tempo yapabilen, oyunu rakip sahada oynamaya çalışan bir takım haline geldiler.
Önümüzdeki hafta Galatasaray ile Beşiktaş’ın oynayacağı derbi olayın şeklini biraz daha netleştirecek. Fenerbahçe’nin zorlu Kasımpaşa maçını 3 puan ile geçmesi durumunda derbiden çıkabilecek bir beraberlik ile Galatasaray ile bir puan fark kalır, Beşiktaş ile de eşitlenir. Kalan son 3 hafta her türlü sonuç olabilir.