Süper Lig’in 30. haftasında Beşiktaş evinde Yeni Malatyaspor’u ağırladı. Zirve yarışında puan kaybına tahammülü olmayan Siyah Beyazlılar zorlansa da 3-1’lik skorla galip gelmesini bildi ve Galatasaray derbisi öncesi bir sürprize yer vermedi. Malatyaspor’sa kaybetmesine rağmen 10. sıradaki yerini korudu.
Maçı iş ortağımız InStat’ın verileriyle inceleyeceğiz.
Genel Değerlendirme
Ev sahibi olmanın da verdiği özgüvenle maça hızlı bir başlangıç yapan Siyah Beyazlılar, golü de erken buldu. Ancak erken gelen golün de yarattığı rehavetle maçı rahat kazanacağını düşünen Beşiktaşlı futbolcular ciddi bir konsantrasyon kaybı yaşadı ve oyundan düştü. Bu durumu iyi değerlendiren ve momentumu ele geçiren Malatyaspor’sa skoru 1-1’e getirdi.
1-1’den sonraysa iki takım arasında ligin ilk yarısında oynanan maçın bir benzerini izledik. Tamamen savunmaya çekilen ve takımı hem enine, hem de boyuna daraltan Malatyaspor, rakibini de kanatlardan hücum etmeye yönlendirdi. Beşiktaş’ın da zaten isteği kanat ortalarıyla sonuca gitmekti ve Malatyaspor’un bu savunma planına alternatif bir çözüm üretme çabasına girmediler. Sonuca rağmen Malatyaspor’un savunma anlamında kötü bir sınav verdiğini de söyleyemeyiz. 1-1’den sonra gole kadar akan oyunda rakibine sadece 1 pozisyon veren Malatyaspor, buna rağmen 81’de gelen Talisca golüne engel olamadı. Beşiktaş’sa sadece kötü oynadığı değil, kötü bir oyun planıyla sahaya çıktığı maçı iç sahada oynamanın da verdiği avantajla kazanmasını bildi.
Ligin ilk yarısında Vodafone Park’ta oynanan ve 1-1 biten Başakşehir maçından sonra Abdullah Avcı, Ali Ece’ye verdiği demeçte uzatma dakikalarında yedikleri beraberlik golünü ”O maçı Beşiktaş taraftarı aldı, Tosic’in gol vuruşunda sanki 40.000 kişi o an topa vuruyormuş gibi hissettik.” şeklinde açıklamıştı. Beşiktaş’ın bu maçı da aynı etkiyle kazandığını söyleyebiliriz. Bir önceki paragrafta ”Beşiktaş iç saha avantajıyla kazandı” dememin sebebi de buydu, ayrıca benzer bir senaryoda oynanan ilk Malatyaspor-Beşiktaş maçının 0-0 bittiğini hatırlatmakta da fayda var.
Boutaib hariç 9 oyuncuyla topun gerisine geçen Malatyaspor, takımın boyunu yaklaşık 15 metreye, eniniyse yaklaşık 20-25 metre civarına kadar daraltmış durumda. Kanatlarda yaratılan bilinçli boşluklarla da Beşiktaş’ı kanatlardan hücum etmeye yönlendirmiş. İki takım arasında oynanan ilk maçta da bu oyun planıyla sahaya çıkan Malatyaspor, o mücadeleden 1 puanı almayı başarmıştı.
Her ne kadar bu pozisyonun sonunda Adriano’nun ortasında Talisca golle buluşsa da Malatyaspor bu savunma planıyla son 60 dakikada rakibine sadece 2 gol pozisyonu verdi.
Geçmişe Dönüş
Malatyaspor’un ilk maçtaki savunma planından kesitler görüyoruz. Beklerini de ceza sahası içine sokan ve kanatlarda kasıtlı olarak boş bırakılan alanlara Beşiktaş’ı yönlendiren Malatyaspor, rakibinin ”Orta-Kafa-Gol” sistemine çanak tutmuş ve gol yemeden maçı tamamlamıştı.
Ortalama Pozisyonlar
Beşiktaş adına ortalama pozisyonlarda en çok dikkati çeken şey Tosic ve Vida arasındaki geniş boşluk. Bunun sebebiyse alanı iyice daraltarak savunma yapan Malatyaspor karşısında Siyah Beyazlıların oyunu açmak istemesiydi. Topa %68 oranında sahip olan Siyah Beyazlılar oyunu açmak ve rakip savunmada boşluk yakalamak için beklerini de hücuma dahil etti ve stoperlerini çizgilere doğru çıkartarak oyunu açmak istedi.
Malatyaspor’unsa oyun planının netliği ortalama pozisyonlara da yansımış durumda. Savunmada kalabalık durup kontra ataklarla gol aramak isteyen konuk ekip, gole yakın iki kanat oyuncusuyla da pozisyon kovaladı. Boutaib’in de gezici bir santrafor olması ve takım arkadaşlarına hem alan açma, hem de pozisyon hazırlayabilme özelliğini kullanmak isteyen Malatyaspor, golü de bu şekilde bulmuştu.
Malatyaspor’un Golü
Kendini geriye atan ve topla buluşacak olan Boutaib, sağ stoper Vida’yı da peşine taktı ve Hırvat oyuncunun savunması gereken alanı boşalttı. Bunu gören Pereira’da o boşluğa doğru topsuz koşusuna başlıyor.
Boşluğa hareketlenen Pereira’yı gören Boutaib’in attığı bu pas Pereira’nın vuruşuyla asiste dönüşmüştü.
Golle ilgili ufak bir eleştiri de Beşiktaş savunmasına getirmek gerek. Pereira’nın kötü bir gol vuruşu yapmasına rağmen Fabri’nin hatasının da yenilen golde payı büyüktü tabi. Ancak Beşiktaş stoperlerinin de çok masum olduğunu söyleyemeyiz. Vida’nın bu kadar öne çıkmasının da, Tosic’in Vida’nın boşalttığı alanı doldurmamasının da yenilen golde payı büyük. Açıkçası yenilen golün de ötesinde maç boyunca Vida ve Tosic’in uyumlu bir görüntü sergilediğini söylemek güç. Ancak bu maça kadar Vida-Tosic ikilisinin tandemde beraber sadece bir maça çıktığını ve Vida’nın aslında bir sol stoper olmasına rağmen sağ stoperde oynadığını hatırlatmakta da fayda var.
Topla Oynama
Beşiktaş’ın yanlış oyun planını bir karşılaştırma üzerinden açıklamak daha doğru olur. Yukarıdaki topla oynama grafiklerinden ilki bu maça, ikincisiyse ligin ilk yarısında oynanan Malatyaspor maçına ait. İlk maçta olduğu gibi bu maçta da topu rakibine bırakıp disiplinli bir savunma anlayışıyla sahada olan ve alan kapatan Malatyaspor, bu oyun planıyla ligin ilk yarısındaki maçtan beraberliği kapmıştı. Bu maçta ise biraz önce de belirttiğim gibi Vodafone Park’ta oynamanın vermiş olduğu avantajın Beşiktaş galibiyetinde payı büyüktü.
İlk maçta %67’yle topa hakim olan Beşiktaş, bu maçta da %68’le topa hakim olmuş. Aynı şekilde ilk Malatyaspor maçında 40, bu maçta ise 38 kez 20 saniyenin üzerinde hiç kaptırmadan topa hakim olan Siyah Beyazlıların buna rağmen iki maçın toplamında girdiği pozisyon sayısı iki elin parmaklarını geçmez.
Orta-Kafa-Gol
İki takım arasında oynanan maçları karşılaştırarak gitmeye devam etmenin daha doğru olduğu kanısındayım. Bu tabloların da ilki bu maça, ikincisiyse 0-0’lık mücadeleye ait. İlk maçta 24 orta yapan Siyah Beyazlılar bu ortaların sadece 2’sinde isabet sağlayabildi. Bu maça da benzer bir oyun planıyla çıkan Beşiktaş, tam 31 orta yaptı. Bu kez isabet oranı daha yüksekti ve yapılan ortaların 11 tanesi Beşiktaşlı oyuncularla buluştu. Ancak bu oranın da yanıltıcı olduğunu düşünüyorum zira Beşiktaş maç boyunca goller dışında akan oyunda açılan bu ortaların sadece 1’inde tehlike yaratabildi. Atılan 3 golün 2’sinin de duran toplardan geldiğini hesaba katarsak Siyah Beyazlıların akan oyunda girdiği toplam pozisyon sayısının sadece 2 olduğunu söyleyebiliriz.
Pas Bağlantıları
Beşiktaş’ın pas bağlantılarında en çok dikkat çeken isim ligin en ”underrated” oyuncularından biri olduğunu düşündüğüm Adriano. Oyun kurucu bek tanımını adeta ülkemize sokan ve bu işi çok üst seviyede yapan Brezilyalı, sağ kanatta yine iyi bir istasyon oldu. Ayrıca her ne kadar bu tabloya yansımasada Oğuzhan ve Tolgay’la da güçlü bir bağlantı kuran Adriano, toplamda takım arkadaşlarıyla 78 kez pas alışverişine girdi ve Beşiktaş’ın en çok pas alışverişine giren oyuncusu oldu.
Beşiktaş adına dikkat çeken bir diğer isim de Medel oldu. Geriden topu çıkartmakta önemli rol oynayan Medel, stoperlerden aldığı topları ön bölgeye aktaran isimdi.
Ayrıca her ne kadar ikisi de iyi performans gösteremeseler de, Oğuzhan ve Babel arasında güçlü bir pas bağlantısı kurulmuş.
Malatyaspor’un en güçlü pas bağlantısıysa kaleci Farrolle’le forvet Boutaib arasında. Özellikle ikinci yarıda tamamen savunmaya çekilen ve uzun topla çıkmaya çalışan Malatyaspor’da kalecinin hava hakimiyeti yüksek Boutaib’e uzun oynadığını sıklıkla görmüştük.
Bir diğer dikkat çeken nokta da Pereira’nın kurduğu bağlantılar. Azubuike, Diallo ve Chebake’yle güçlü bir bağlantı kuran Pereira, özellikle ilk yarıdaki Malatya hücumlarında da başrolü oynayan isimlerden biriydi.
Talisca’nın Golü
Talisca’ya da değinmekte fayda var. Brezilyalı futbolcu kendi şanına yakışır bir maç oynadı. Attığı gole kadar maç boyunca bir iki pozisyon dışında hiç ortalıkla gözükmeyen ve çoğu maçta olduğu gibi yine yokları oynayan Talisca, buna rağmen 82’de attığı golle galibiyeti getirdi.
Orta sahada topla buluşan Brezilyalı, artık imza pası haline gelen diyagonel paslarından birini atarak sol kanattaki Adriano’yu topla buluşturacak.
Pası attıktan hemen sonra ceza sahasına koşusunu yapan Talisca, yaklaşık 35 metrelik mesafeyi 5 saniyede kat ederek içeride pozisyon alıyor ve Adriano’nun ortasıyla golü atıyor.
Talisca’nın attığı diyagonel pasın ve yaptığı koşunun da en az yaptığı gol vuruşu kadar değerli olduğunu belirtmekte fayda var.
Son Viraja Girilirken
Beşiktaş’ın sadece kötü bir oyunla değil, kötü bir oyun planıyla sahaya çıkmasına rağmen kazandığını söyleyebiliriz. Ligin bitimine 4 hafta kalmışken iyi oyun, kötü oyun gibi kıyaslamaların çok da önemli olduğunu düşünmüyorum zira klişe tabirle artık bakmamız gereken tek şey tabela. Ancak Beşiktaş adına söylenmesi gereken şey takımın kötü oynamasından çok yanlış bir oyun planıyla sahada olması.
Bu oyunla Vodafone Park’ta kapanan takımları coşkuyla birlikte bir şekilde yenebilirsiniz ancak özellikle deplasmanlarda kapanan rakipleri açmanız çok zor ve puan kaybetmeniz fazlasıyla olası. Nitekim ligin ilk yarısında da Beşiktaş’ın deplasmanlarda sıkça puan kaybettiğine şahitlik ettik. Siyah Beyazlılar özelinde bu oyunun tek avantajlı yanıysa deplasmana gideceği rakipleri. Beşiktaş haftaya Galatasaray deplasmanına gidecek ve iki takım da 3 puan almak için sahaya çıkacak. Dolayısıyla Galatasaray evinde daha açık bir futbol oynayacak ve Beşiktaş’ın tabir-i caizse bu ilkel ”orta-kafa-gol” oyunu derbide işe yarayabilir. Ayrıca Galatasaray’ın gerek akan oyunda, gerekse duran toplarda yapılan kanat ortalarını savunmakta oldukça güçlük çektiğini de göz önünde bulundurmak gerek.
Beşiktaş’ın diğer yolculuğu ise Ankara’ya olacak. Osmanlıspor deplasmanına çıkacak olan Beşiktaş’ın bu konuda da avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Zira Osmanlıspor ligin en kötü savunma takımlarından biri ve kapansalar dahi Beşiktaş karşısında puan almaları düşük bir ihtimal.