Ligde en fazla isabetli şut çeken ilk üç takımdan ikisi karşı karşıya geldi. Bol gollü geçen karşılaşmada Galatasaray, Alanyaspor’u 3-2 yendi.
Fatih Terim merkezde geçen karşılaşmada da olduğu gibi Donk-Fernando ikilisi ile başladı. Stoperde ise Denayer oynadı. Galatasaray geçen maç olduğu gibi bu maçta da çok ciddi top çıkarma sorunları yaşadı. Merkezdeki oyuncuların driplingleri ve topun hızlı bir şekilde ters kanada geçirildiği pozisyonlar hariç Galatasaray çıkamadı. Takım, Mariano üzerinden oyun kurmaya çalıştı veya Belhanda’nın top çıkarmak için kendi yarı sahasına geçmesi gerekti. Savunma önünde zaten iki oyuncuyla oynuyorken ekstra bir oyuncuyu daha buraya getirmek zorunda olmak ileride takımı eksik bıraktı. Galatasaray’ın sol tarafının hem top çıkarma hem de top taşıma konusunda hiç işlemedi. Aşağıda atak yönlerine baktığımız zaman sağ kanattan başlayan atakların sayısını çok net bir şekilde görebiliyoruz.
Maicon, top hakimiyeti dolayısıyla Galatasaray’ın rakibi delemediği zamanlarda çok değerli oluyordu. Yine aynı şekilde ters kanada doğru uzun toplarıyla başlayan geçiş oyunları rakibi dengesini bozuyordu.
Denayer’ın bilekleri ise o kadar etkili değil. Fakat topla beraber çıktığı pozisyonlarda rakibi set olarak eksiltebiliyor ve tıkanan takımın ilacı oluyor. Aynı zamanda daha hızlı olmasından dolayı takımın biraz daha önde oynamasını sağlıyor. Bu sayede takımın boyu kısaldı. Oyuncular birbirine daha yakın oynamaya başladı. Ayrıca Denayer, Mariano’nun biraz daha rahat oynamasını sağladı. Mariano ataklara daha rahat destek veriyor. Fakat Maicon’un pozisyon bilgisi Denayer’a göre çok daha fazla. Fatih Terim de bu açığı Fernando’yu biraz daha sağa yakın kullanarak kapatmaya çalışıyor. Fernando bazı şeyleri o kadar rahat yapıyor ki izlerken normal yapması gereken şeyler olarak gözüküyor. Çok kolay gösteriyor.
Fernando-Donk ikilisinin beraber oynamaması için önemli nedenler var. Fakat beraber oynamalarını sağlayan en önemli sebep ise savunma sertliğini yukarıya çekmek ve merkezi sağlam tutmak. Bu ikili, maçta bu konuda sınıfta kaldı. İkilinin beraber oynamasını sağlayan, zaten pamuk ipliğine bağlı dengeler de koparsa bunun bir anlamı kalmıyor. Bu hamle sadece takımı geriye götürüyor.
Galatasaray’ın hafta içi Akhisarspor karşılaşmasında yediği gole bakalım. Bu gol Maicon üzerinden okundu. Maicon burada hatalı fakat hatanın büyük kısmı ön alan oyuncularında. Galatasaray’ın tüm oyuncuları geriye doğru koştu. Rakip sahada oynuyorsanız ve Bellerin değilseniz bu pozisyona yetişemezsiniz. İlk olarak topu kullanan oyuncunun rahat pas atmasını engellemeniz gerekir. Pozisyonda herkes geriye koşmaya odaklandığı için topu kullanan oyuncuyu kimse rahatsız etmiyor. Gelelim Alanyaspor maçına.
Gassama, ceza yayı çevresinde topu kazanıyor. Arkadan bir süre Donk ve Rodrigues rahatsız etse de hamle ile karşılaşmadan orta sahaya kadar sürüyor ve tek hamle ile sırtındaki oyuncudan kurtuluyor. Yukarıdaki görselde Donk onu karşılıyor fakat rakibi bozacak şekilde bir hamlesi yok.
Gassama, Emre’ye pası aktarıyor. Emre de müsait durumdaki Fernandes’i görüyor. Alanyaspor kendi ceza alanının hemen dışından aldığı topla rakip ceza alanına çevresine kadar hiç hamleyle karşılaşmadan geliyor. Aynı şekilde sarı-kırmızılı oyuncuların rakibinin pas kanallarını da kapatamadığını görüyoruz. Bu sırada Feghouli’nin de rakibinin arkasında takipte olduğunu görüyoruz.
Fernandes topu sağına çektiği sırada merkezde sağlam durması gereken Donk-Fernando ikilisi birbirinden çok uzakta pozisyon alıyor. Üstteki görsellerde Feghouli’nin eşleştiği N’Sakala’nın da pas alternatifi olarak rahat bir şekilde pozisyon aldığını görüyoruz.
Bu açıdan Fernandes’in şut çekeceği sırada kanatlarda müsait durumda bekleyen iki pas alternatifi daha görüyoruz. Donk ceza alanına gömülmüş yanlış pozisyon alıyor. Galatasaray merkezi sağlam tutamadığı gibi kanatlarda da rakip oyuncularla eşleşemiyor. Fernandes tek başına yarattı, harika bitirdi. Bitiricilik tamamen ekstra fakat Galatasaray’ın golün oluşumuna etki etmeyen hataları Akhisarspor maçında yediği golü hatırlatıyor. Üstelik o golde en büyük hata sahibi olarak gözüken Maicon sahada yok.
Galatasaray’ın tackle haritasına baktığımız zaman merkezde rakibi hırpalayan oyuncu olmadığını görüyoruz. Fernando-Donk ikilisinin yukarıda çizili alanda tek başarılı hamlesi var. Tackle sayıları tek başına bir anlam ifade etmese de Galatasaray’ın merkezde rakibi ısıramadığının en büyük destekçisi. Beraber oynamasında bu kadar büyük defoları olan Donk-Fernando ikilisi merkezde de sert duramayacak ise neden beraber oynuyorlar?
Galatasaray’ın sol tarafını işlemediğini ısrarla yazıyorum. Donk-Fernando ikilisi bunu çok daha fazla ortaya çıkardı. Yukarıda ikili pas kombinasyonlarına baktığımız zaman tamamının sağ tarafta olduğunu görüyoruz.
Devam edelim ve Galatasaray’ın ön bölgedeki pas sayılarına bakalım. Yukarıdaki görsel, Galatasaray üçüncü bölgede ve rakip ceza alanında yaptığı pas sayılarını gösteriyor. Mariano üçüncü bölgede 23 tanesi isabetli 39 pas attı ve ceza alanına 2 tanesi isabetli 10 top gönderdi. Burada isabet sayılarından çok denemek önemlidir. Maç boyunca denersiniz bir tanesi isabetli olur maçı kurtarırsınız. İki maçtır öyle de oldu.
Sol tarafa baktığımız zaman ise Nagatomo’nun isabet oranı çok değerli. Ön bölgede 14 pas attı 13 isabet sağladı. Sağ tarafta kullanılan üçgenleri sürekli yazıya ekliyorum. Bu konudaki problem çok bariz bu organizasyonları sol tarafta göremiyoruz. Bu maç ise bu konuda dikkatimi çeken birkaç deneme oldu. Çalışılmış olduğunu ve devamının gelebileceğini düşündüğüm için yazıya eklemeyi tercih ettim. Aşağıdaki görselde Rodrigues, iki oyuncuyu üzerine çekerek öne doğru geliyor ve Serdar’dan pas istiyor, bu sırada Nagatomo da çizgiden ilerliyor. Serdar’dan pası alan Rodrigues tek pasla tekrar Serdar’a oynuyor.
Aşağıdaki görselden devam ediyoruz. Serdar topu aldığı anda Nagatomo ve Rodrigues öne doğru koşuya başlıyor.
Bu iki topsuz koşuyla birlikte rakip bek oyuncusu ve Rodrigues’in sırtındaki iki oyuncu oyundan düşüyor. Nagatomo ve Rodrigues çizgiye doğru yaklaşan rakip stoperle eşleşiyor.
Sarı-kırmızılı oyuncular bir anda yerleşik savunmaya karşı ikiye bir üstün konuma geçiyor. Nagatomo gelen pası kafayla Rodrigues’in koşu yoluna bırakıyor ve stoper de oyundan düşüyor. Set oyununda yerleşik savunmaya karşı Rodrigues’un pas isteyerek başlattığı atakta Rodrigues 5-6 saniye içinde kendini ceza alanında buldu.
Daha düzenli bir şekilde tek çizimde incelersek, Rodrigues topu istemek için öne geliyor, topu alıyor tekrar veriyor ve Nagatomo ile birlikte koşu yapıyor. Daha sonra Serdar’dan pası alan Nagatomo, Rodirgues’in önüne topu indiriyor.
Alanyaspor takım savunması olarak kötü olsa da bireysel olarak doğru işler yaptı. Galatasaray’ı bozma anlamında etkiliydi. Mesut Bakkal maç öncesi şöyle demişti: “Galatasaray takımı her 3 ataktan 1’ini gol yapan takım. Bu trafiği kesmemiz gerekiyor.”
Bunu gördüğüm zaman Belhanda ve Gomis üzerine odaklanacaklarını tahmin etmiştim. Fakat Alanyaspor ikiliye değil de sadece Belhanda üzerine oynadı. Belhanda’nın hareketli oyununun ilk defa bu kadar bariz bir şekilde engellendiğini gördüm. Belhanda, Galatasaray kariyerindeki en kötü maçını çıkardı. Galatasaray ise takım olarak sezonun en kısır maçlarından birini oynadı.
Galatasaray’ın bu sezon performansı üç temel üzerinden değerlendirebilir. İlki top çıkarma sorunu. Bunun birden fazla yöntemi var fakat kadroda kesin olarak bu sorunu çözer diyebileceğimiz bir oyuncu yok. Bu tarife en uygun isim ise Selçuk İnan. Bunun haricinde Galatasaray’ın bu sezon iki vazgeçilmezi daha var. Belhanda takımın iki bölgesi arasındaki bağlantıyı kuruyor. Gomis ise ön bölgenin birbirine daha yakın oynamasını sağlıyor.
Belhanda’nın hareketli oyunu onu markajdan kurtarıyor. Başka bir ifadeyle takımda bir kişiye görev verip sen sürekli Belhanda’nın üzerine oyna diyemiyorsunuz. Belhanda’yı savunan takımlar genelde pas kanallarını kapatarak savunuyor. Fakat Mesut Bakkal farklı bir yol izledi. Galatasaray’ın bağlarını koparmak için Belhanda’nın üzerine oynadı. İlk hedef Belhanda’nın top almamasıydı. Belhanda sağ tarafta pozisyon aldığında Sackey, sol tarafta pozisyon aldığında ise Maniatis ona top aldırmadı. İkinci yarının başında Belhanda’yla Sackey tartışması tesadüf değildi. Yine aynı şekilde Belhanda’nın kart aldığı pozisyona da Sackey ile mücadelesi sebep oldu. Belhanda, Galatasaray’a geldiğinden beri en kötü karşılaşmasını oynadı. Maç gerildikçe oyundan iyice düştü, çıkması doğru karardı. Birkaç görselle bunu destekleyeyim.
Yukarıdaki görselde Galatasaray, Denayer ile top çıkarmaya çalışıyor. Fernando-Donk ikilisi sabit. Belhanda top istemek için geliyor fakat Maniatis alanını bırakmış Belhanda’nın top almasını engellemek için markaj yapıyor. Burada talimat olduğu çok açık yoksa hiçbir oyuncu merkezdeki Gomis bu kadar boş durumdayken kendi yarı sahasına doğru top almak için yaklaşmış bir oyuncuyu takip etmez.
Sağ tarafta gerçekleşen farklı bir pozisyon bu sefer Sackey, Belhanda’nın top almasını engelliyor. Bu görselleri artırmak mümkün fakat daha fazla uzatmaya gerek yok.
Belhanda’nın aksiyonlarına baktığımız zaman en tehlikeli olabileceği bölgede neredeyse hiç başarılı hareketi olmadığını görüyoruz. Topu almak için kendi yarı sahasına veya çizgiye doğru yaklaşması gerekti. Mesut Bakkal, Belhanda özelinde Galatasaray’ın hatlar arasındaki bağlantısı nasıl kesilir dersi verdi. Selçuk’un da olmadığı maçta doğru bir hamleydi. Fakat unuttuğu bir şey vardı o da Gomis bağlantısı. Galatasaray’da Rodrigues ve Feghouli’nin oyunun içine girmesi ve takımın ileride kalabalık olması açısından Gomis’in sırtı dönük oyunu bu takım adına çok değerli. Bunusürekli yazdığım için burada detaya girmeden görseller üzerinden ilerleyeceğim.
Yukarıdaki görselde ilk golün oluşumunda Gomis’in sırtı dönük oyununu ve rakibin ilk iki bölgesi arasında topla buluşmasını görüyoruz. Burada ani çıkışın da payı var fakat Galatasaray’ın en tehlikeli pozisyonları Gomis’in pas istasyonu olmasıyla gelişiyor. Gomis’in pas alternatiflerine baktığımız zaman bunu net bir şekilde görebiliyoruz zaten.
Aşağıdaki görselde pozisyonun devamında Galatasaray rakip ceza alanında 4 kişiyle girdi ve rakibin savunma düzenini paramparça etti. Alanyaspor sayı olarak fazla olsa da tüm sarı-kırmızılı oyuncular müsait durumda.
Aşağıda ise ikinci golde yine Gomis’in sırtı dönük oyununu görüyoruz. Orta sahaya kadar top olmak için geldi, dört oyununun arasından topu Fernando’ya kazandırdı, Fernando da hızlı bir şekilde atağın yönünü değiştirerek rakibin dengesiz yakalanmasını sağladı.
Aşağıda gol haritalarına bakarak da bunu görebiliyoruz.
Topsuz oyun olarak hamleler, pas araları ve sahipsiz toplar en çok önemsediğim üç veridir. Zaten saha içinde de rahatlıkla gözüken önemli gördüğüm performansları işaretledim. Tek tek hepsini inceleyerek daha fazla uzatmak istemiyorum.
Bu arada penaltı pozisyonunda Douglas topu çok kötü kontrol etmişti. Serdar’ın hamlesi gereksizdi. Hamle yapmak yerine vücudunu koyarak rakibini biraz bozsaydı büyük ihtimalle gol olmayacaktı.
Son maçlarda Galatasaray’ın duran top konusunda ilerlediğini görüyoruz. Duran top konusunu çok yazdım ve ilk olarak takımın kendi yarı sasında yaptığı faullerin azalması gerektiğini söylemiştim. İlk yarıdaki Trabzonspor karşılaşmasının maç sonu yazısında şu ifadeleri kullanmıştım: “Duran toptan gol yemek istemiyorsanız ilk kural o duran topu rakibe vermemektir.”
Son maçlarda Galatasaray bu konuya hassasiyet gösteriyor. Bu sayı gittikçe düştü. Bu maç penaltı hariç rakibin orta yapabileceği bölgelerde faul yapılmadı. Dolayısıyla rakibin duran toplardaki şansı sadece köşe vuruşlarıyla sınırlı kaldı. Bu önemli bir ilerleme.
Galatasaray kötü oynadığı bir karşılaşmadan üç puan aldı. Mariano, Başakşehir karşılaşmasında olduğu gibi yine maçın sıradanlığını bozarak maçı takımına getirdi. Sarı-kırmızılı ekip Beşiktaş maçı öncesinde liderliğini sürdürdü. Alanyaspor ise alt ligin nefesini ensesinde hissetmeye başladı. Sorusu olan arkadaşlar varsa bana twitter adresimden veya mail atarak ulaşabilirler. Aşağıya yorumlar aracılığıyla düşüncelerinizi yazabilir ve oylamaya katılabilirsiniz.