Süper Lig’in 29. haftasında Akhisarspor’a konuk olan Beşiktaş 3 puanı 3 golle ve rahat bir oyunla aldı. Babel’in füzeleri ve Negredo’nun fırsatçı golüyle 47 dakikada maçın tabelasını belirleyen Beşiktaş maç fazlasıyla liderlik koltuğuna otururken 34 puanda kalan Akhisarspor ise ateş hattındaki takımların sıcağını hissetmeye başladı.
Maçı iş ortağımız InStat’ın verileri ışığında inceleyeceğiz.
Genel
Beşiktaş maça beklenen kadrosuyla çıkmadı. Son maçında iyi işler yapan Oğuzhan ve bu sezon bolca forma şansı bulan Tolgay yerine orta sahada Atiba ve Medel’den oluşan daha muhafazakar bir ikili vardı. Bahsettiğimiz ikili Bayern kurgusuna hazırlanılırken denenmiş ve tabeladan bağımsız oyun olarak da yetersiz ilk Bayern maçında görülmüştü. Atiba & Medel alışkın olduğumuz Şenol Güneş takımının orta saha ikilisi değildi özetle.
Daha detaylı inceleyeceğiz ancak kısaca Güneş’in planı; beklerin dahil olduğu, orta sahanın da dönen topları kaptığı bir kanat oyunu kurgusundan ibaretti. Tabii maç erken kopunca bahsedilen çoğu teknik-taktik detay da alternatif futbol evrenine doğru yola çıktı. Yani bunlara gerek kalmadı.
Caner ve Babel’e ayrıca değineceğim ancak ortalama pozisyonlara baktığımızda Caner’in ön tarafı Babel’in de merkezi desteklemesi net bir şekilde belli oluyor. Caner & Babel uyumu galibiyette rol oynadı.
Akhisarspor için işler 2. dakikada gelen golle birlikte beklenmeyen bir hal aldı çünkü sezonun ilk yarısındaki maçta Akhisar, Beşiktaş’ın kanat ortalarını savunabileceğini düşündüğü için Siyah Beyazlıları orta yapmaya dahi teşvik eden bir oyun sergilemişti ve iyi kapanıp kontra kovalayarak da istediğini elde etmişti. Erken gelen gol bu senaryoyu elbette değiştirdi çünkü neredeyse başlama düdüğüyle gelen gol Akhisarspor’un iyi kapanıp kontra kovalama taktiğini maçın hemen başında taca çıkarıyordu.
Ortalama pozisyonlardan gördüğümüz üzere Akhisarspor hücumcularının sağ kanada yığılmasında Tosic’in verdiği büyük boşluklar ve o kanadın Beşiktaş adına hücumda daha etkili kullanılması etkiliydi. Bu pozisyonlardan bir tanesini de görüntülü inceleyeceğiz.
Topla Oynama
Maçın erken kopması Beşiktaş’ın maçın büyük bölümünü rölanti oyunuyla geçirmesine neden oldu. Bu rölanti oyun üçüncü golden sonra bir süre yerini galibiyet havasına bürünmüş rahat bir takıma bırakınca da arkada özellikle Tosic’in hatalarıyla çok büyük boşluklar verildi. Tabii üçüncü golden sonra aynı boşlukları Akhisar tarafında da gördük. Yukarıda da işaretlediğim gibi oyunun belli bir sürecinde topla oynama oranları oldukça yakındı. Kısacası Beşiktaş’ın tempoyu ayarlama sorunu devam etti.
Beşiktaş’ın 70 kere rakip yarı sahaya girmesi 44 kere de üçüncü bölgeye girmesi tabelaya bakınca anlamlı gelse de Akhisarspor’un 10 kez Beşiktaş ceza sahasına girmesi Beşiktaş savunması için çok kötü bir veri. Üstelik önde de Atiba ve Medel varken… Akhisarspor’un ceza sahasında yakaladığı pozisyonları bonkör bir biçimde harcamasında Fabri’nin etkisi olsa da Beşiktaş’ın bu maçı gol yemeden tamamlaması benim adıma şaşırtıcı oldu açıkçası.
Paslar ve Ortalar
Sezonun ilk yarısındaki maçta toplam 48 tane orta yapan Beşiktaş, bu maçta kadrosu buna müsait olmasına rağmen aynı hataya düşmedi. Toplamda 13 tane orta yaptı Beşiktaş, 5 tanesi isabetli oldu. Ortaların 8’i Quaresma’nın ayağından geldi. Akhisarspor ise yaptığı 12 ortada 1 isabet yakalayabildi.
Beşiktaş’ın toplam 680 pasın 599’unu isabetli oynayarak %88 pas başarı oranı yakalamasını ve bu pasların yaklaşık %30’unu öne oynamasını özellikle Medel üzerinden okumak daha doğru olacaktır. Gary Medel %95 isabetli pas oranıyla ve kazandığı 7 sahipsiz topla, Beşiktaş adına yine müthiş bir performans ortaya koyarak galibiyette rol oynadı.
Medel’in pas verilerinde atak paslarında ve öne oynadığı toplarda yakaladığı büyük isabet oranını görüyoruz. Elbette yanında Atiba varken orta sahadaki hücum rolünde Medel bir adım öne çıkmak zorunda kalıyor ama Talisca’nın da yokları oynadığı bir maçta Medel’in bu performansı Beşiktaş adına çok kritik.
Anahtar Paslar
Akhisarspor’un anahtar pas haritasına baktığımızda ikinci yarıda daha etkili olduklarını görüyoruz. 47. dakikada gelen 3. golle birlikte maçın koptuğunu anlayan iki takım da daha rahat bir görüntü sergilediler. O yüzden iki takım adına da ikinci yarıda daha fazla hücum aksiyonu olduğunu söylemek mümkün.
Sözünü ettiğimiz gibi Beşiktaş’ın da ikinci yarıda daha fazla anahtar pas attığını görmek mümkün çünkü verilen boşluk sayısı iki takım adına da arttı ikinci yarıda. Anahtar pas sayılarında iki golün hazırlayıcısı olan Caner 3/3 anahtar pas isabetiyle sıyrılırken Negredo da nicelik olarak 3 tane olsa da nitelik olarak isabetsiz olan bu 3 pasla Caner’le birlikte en çok anahtar pas deneyen oyuncu oldu.
Pas Bağlantıları
Akhisarspor’un pas bağlantılarına baktığımızda Lukac’ın savunmacılarıyla bolca paslaştığını görüyoruz. Akhisarspor hücumda etkili bir bağlantı oluşturamamış. Bu bağlantı haritası Akhisarpsor’un kendi yarı sahasından çıkmakta zorlandığını çok güzel özetliyor. Bunda da Atiba – Medel ikilisinin orta sahada adeta kimlik kontrolü yapar gibi oynamasının etkisi büyük.
Beşiktaş pas bağlantılarına baktığımızda bir bekten çok daha fazlası olduğuna hep değindiğimiz Adriano göze çarpıyor. Beşiktaş’ın jokeri, sağ bekte yine çok iyi bir pas istasyonu rolündeydi ve Beşiktaş orta sahasına özellikle de Talisca’nın yokları oynadığı bu maçta büyük katkı sağladı. Adriano; Medel ve Quaresma’yla bolca paslaştı. Sol kanatta ise Toisc’in aldığı topları çizgideki Caner’e oynadığına çoğu kez şahit olduk.
Talisca’nın hiçbir pas bağlantısına dahil olamaması ise Beşiktaş’ın oyununun en büyük defolarından biri durumunda.
Güneş’in Senaryosu
Şenol Güneş maçtan önce pek çoğumuzun karşı olduğu bir orta saha ikilisiyle maça başlayarak alışkın olduğumuz Beşiktaş’tan uzak bir profil çizdi. Amacı belliydi, belki de sorun buydu. Güneş; sol kanatta Caner’in, sağ kanatta ise Quaresma’nın dahil olduğu etkili bir kanat oyunu kovalıyordu tahminen. Negredo, Talisca, Babel ve +1 kişi olarak Atiba ise ceza sahasına konumlanarak Quaresma ve Caner’in ortalarını gole çevirmeye çalışacaktı. Dönen topları ise savunma ağırlıklı orta saha toplayacaktı. Bu senaryo yaşanmadı çünkü Babel’in füzesi ve Negredo’nun fırsat golü maçı 20 dakikada Beşiktaş’ın ayağına getirdi. Beşiktaş, 3 golle 3 puanı kazandı ama bu kadroda ve bu kurguda ısrarcı olmak ne kadar doğru, tartışılır.
Negredo’nun underrated performansı
Alvaro Negredo bu sezon bolca eleştirilse de özellikle kritik maçlarda attığı kritik gol ve yaptığı kritik asistlerle Beşiktaş adına hücumda önemli bir role sahip. Ba, Gomez ve Aboubakar sonrası değişen sistemlere oranla Negredo’nun işinin bu isimlerin hepsinden daha zor olduğunu söylemek gerek. Çünkü futbolun göz ardı edilen en önemli gerçeği kötü sistemlerin futbolcu yediğidir.
Negredo, ligde 25 maçta forma giyse de 1294 dakika sahada kalmış. Bu da yaklaşık 14 maç ediyor. Bu 14 maçlık sürede ise 6 gol 6 asistle 12 gole doğrudan etki etmiş. Üstelik gollerinin niceliğinin yanında niteliği de çok önemli. Galatasaray’a karşı ikili averaj adına çok kritik bir gol attı. Fenerbahçe maçında adeta suyun yönünü değiştirdi, Trabzonspor galibiyetini de doğrudan Negredo üzerinden okumak mümkün. Kısacası 9 numarayı sırtına geçirmiş bir santrforun daha fazla gol atması gerektiğine hemfikirim ancak Negredo’nun da hakkının yendiği bir gerçek.
88-8 kod adlı sol kanat: Caner & Babel
Ortalama pozisyon haritasında kısaca söz ettiğimiz gibi Beşiktaş adına maçın kazanılmasında başrolü oynayan Babel’e Caner’in katkısı büyük oldu. Babel, kafasında sürekli gol olan iç forvet olarak tabir ettiğimiz bir hücumcu. Caner ise tam anlamıyla bir kanat bek. Bu ikili bir araya geldiğinde ise sürekli merkezi kovalayan bir Babel ve çizgiyi müthiş işleyen bir Caner ortaya çıkıyor. Birbirlerini iyi tamamlıyorlar. Aralarındaki uyumu atılan gollerde görmek mümkün.
İlk golde Babel’in merkezi konumu
Negredo sol kanada haretlenerek merkezde bir boşluk yaratmış ve Babel de o boşluğu işlemek üzere merkezi bir konumda. Babel, Caner’in pasını müthiş kontrol edip atağın devamında golü atıyor.
Bu golden önce topun Fabri ve Negredo dışında herkesin ayağına değmesi ve pozisyonun 29 pasta hazırlanması dışında final şutunun da 114 km/h hızla atıldığını hatırlatmakta fayda var.
Negredo’nun golünde yine Caner & Babel etkisi
Caner yine sol kanatta topla buluşmuş, Babel de her zamanki gibi merkeze konumlanmış durumda. Negredo’nun ceza sahası içerisinde bir koşusu var. Caner yay civarında Babel’i topla buluşturmak için yerden pasını atıyor ancak savunmanın ters müdahalesinde top Negredo’nun önünde kalıyor. Pozisyon Beşiktaş adına bir fırsat golüyle sonuçlanıyor ancak Caner & Babel ikilisi ilk goldeki uyumu sürdürdüklerini gösteriyor.
Tosic’in pozisyon hatası
Serginho’nun Pepe’den sıyrıldığını gören Tosic kendi tarafındaki iki futbolcuyu unutarak topa yöneliyor ve bu sezon sıkça yaptığı pozisyon hatalarından birine daha imzasını atmış oluyor.
Pozisyonun devamında önündeki boşluğu kendi kullanan Larsson ise vuruşunu yaparak topu az farkla auta gönderiyor ve Beşiktaş savunması bu hatanın bedelini ödemeden kurtulmuş oluyor.
Son Söz
Akhisarspor bu maçta alternatif plan üretememenin sıkıntısını çekti. İlk maçta Beşiktaş’a karşı iyi hazırlanmış takım planını 90 dakika boyunca uygulayabilmişti. Okan Buruk’un Beşiktaş’ın erken gollerinden sonra reaksiyon verememesi elbette kadro kalitesiyle de orantılı ancak maçın kırılma anı için 2. dakikadaki golü gösteriyorsak Akhisarspor’daki alternatif plansızlığa dolaylı olarak değinmiş oluyoruz aslında.
Beşiktaş, kaliteli kadrosunun kaliteli ayaklarıyla maçtan mutlu ayrılsa da kafadaki kurgu gerçek bir sınava girmedi. Yani sezonun geri kalanı için buradan öngörülerde bulunmak çok zor. Sorulması gereken sorular net… Beşiktaş; Tolgay ve Oğuzhan gibi kaliteli ayaklarını kullanmadan ne kadar ilerleyebilir? Güneş’in kafasındaki kanat futbolu Beşiktaş’ı zirvede tutabilir mi? Bu soruların cevabını kalan 5 hafta içerisinde göreceğiz.