Maç Analizi | Beşiktaş 1-0 Gençlerbirliği

Spor Toto Süper Lig’in 25. haftasında Beşiktaş evinde Gençlerbirliği’ni ağırladı. Kümede kalma savaşı veren rakibini tek golle geçen Siyah Beyazlı ekip, Başakşehir’in yaşadığı puan kaybıyla da birlikte 2. sıraya yükseldi.

Maçı iş ortağımız InStat’ın verileriyle inceleyeceğiz.

Ortalama Pozisyonlar

Açıkçası klasik bir ”Vodafone Arena Beşiktaş’ı” izledik. Trabzon deplasmanında kazanan 11’i Love haricinde bozmayan Siyah Beyazlılar baştan sona maça hükmeden taraftı. Hücumda sağ kanatı daha etkin kullanan Beşiktaş’ın bu tercihi ortalama pozisyonlardan da belli oluyor. Özellikle önünde Quaresma’nın da oynamamasıyla birlikte sağ çizgideki hakimiyetini arttıran Gökhan Gönül, Fenerbahçe günlerine benzer bir performans sergiledi. Maça ilk 11’de başlayan oyuncular arasında en öndeki 4. oyuncu olan Gökhan, kenara gelene kadar önünde oynayan Lens’le de iyi bir ikili oluşturdu. Beşiktaş’ın maç boyunca rakip ceza sahası içine gönderdiği 67 toptan 23’ünü de 64 dakika sağ kanatta birlikte oynayan bu ikili gönderdi. (%34)

Gençlerbirliği ise istediklerini sahaya yansıtamadı. Savunmada sağlam durup kontra ataklarla gol aramayı planlayan konuk ekip buna karşın oyunun iki tarafında da zorlandı. Maç boyunca rakibine 14 gol fırsatı tanıyan Gençlerbirliği’nin kalesine çekilen toplam şut sayısı ise 20.

İşin hücum tarafında da istediklerini gerçekleştiremedi konuk ekip. Özellikle ana hücum planları olan kontra atak hücumlarında oldukça zorlandılar. Maç boyunca 18 defa kontra atak deneyen Gençlerbirliği, bu 18 atağın hiç birini şutla dahi sonuçlandıramadı. Zira Sessegnon’un frikiği ve Skuletic’in çaprazdan çektiği şut dışında akılda kalan bir pozisyonları da yoktu.

”Doğru Oyun”

Quaresma’nın yokluğunun da etkisiyle Beşiktaş pas oyunu oynamaya devam ediyor. Bu maçta da ligin ilk yarısındaki umutsuz oyundan uzak bir görüntü sergileyen ev sahibi ekip, zaman zaman yine orta açmaya yönelse de maçın genelini doğru bir oyunla tamamladı.

Pas grafiğinden de Beşiktaş’ın doğru ve dominant oyununu görebiliyoruz. Maç boyunca Siyah Beyazlılar hücuma yönelik 451 pas yapmış, Gençlerbirliği’nin toplam pas sayısıysa 325. 3. bölgede 222 pas yapan, rakip ceza sahasına 46 kez pasla giren ve 21 orta yapan Siyah Beyazlılar, ayrıca 27 kilit pas attı. Özellikle Tolgay’ın ileri çıktığı dakikalarda Beşiktaş hücumda çok daha etkili oldu. Maç boyunca ceza sahası içine 8 top gönderen Tolgay, 6 da kilit pas attı. Tüm bunları yaparken savunma görevlerini de aksatmayan Tolgay, 9 top çaldı, 11 sahipsiz top kazandı ve maçın da yıldızı oldu.

*Tolgay Arslan’ın İstatistikleri

Kilit pas haritası da Beşiktaş’ın dominasyonu kadar doğru oyununu da bize gösteriyor. 21 orta açmasına rağmen bu ortalarla pozisyon üretmekte zorlanan Beşiktaş, hareketli ön alan oyuncularını pasla beslemeye çalıştığında ise çok daha etkili oldu. Haritada da görüldüğü gibi kilit pasların çoğu gerçek manada ”pas”. Ayrıca basit olarak stoperle bek arasındaki boşluk olarak tabir edebileceğimiz ”half space”leri de etkili kullandı Siyah Beyazlılar, nitekim kilit pas haritasında bu da görülüyor. Ayrıca golde Talisca’nın yaptığı koşu da bu bölgeyeydi.

Beşiktaş’ın ”half space”leri kullanarak ürettiği pozisyonlardan bazıları. Son kare ise aynı zamanda Beşiktaş’a galibiyeti getiren gol.

Beşiktaş’ın Eksikleri

Madalyonun diğer yüzüne bakarsak Beşiktaş’ın iyi yanlarını gördüğümüz kadar eksiklerini de gördüğümüz bir maç oldu. Gençlerbirliği maç 1-0’a gelene kadar kapanıp çok adamla savunma yaptı. Bu süreçte de özellikle ilk yarıda Beşiktaş’ın oyunundaki eksikleri görme fırsatı bulduk.

Tolgay’ın değişen oyunundan ve önceki senelere nazaran daha geride oynadığından daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim. Bu da Tolgay’ın daha az baskı yemesine ve Beşiktaş hücumlarında önemli rol oynayan diyagonel paslarını daha rahat atmasına olanak sağlıyor. İşin savunma kısmında da gayet iyi bir iş çıkartan Tolgay, yeniden Hamburg günlerindeki gibi 6 numara oynamaya başladı. Bunun da Beşiktaş’a getirileri oldukça fazla, ancak aynı zamanda Beşiktaş’tan götürdükleri de var. Zira Tolgay maçlara 6 değil 8 numara olarak çıkıyor ancak oyunu daha geride oynadığı için Beşiktaş tehlike bölgesinde sadece 4 ön oyuncusuyla kalıyor. Kapanan takımlara karşı da bu 4 ön oyuncusu sayıca eksik kaldığı için oyun sıkıştığında yine ortalarla gol bulmaya yöneliyorlar. Bu maçta da özellikle ilk yarıda bunu gördük. Tolgay ilk 45 dakikada zaman zaman ileri çıktı ve bu bölümlerde Beşiktaş hem daha akıcı oynadı, hem de pozisyonlara girdi, ayrıca golün de Tolgay’ın öne çıkması sayesinde geldiğini hatırlatalım.

Ancak Tolgay’ın geride kaldığı dakikalarda hücum bölgesinde ekstra bir oyuncu bulamayan Beşiktaş, pozisyona girmekte zorlandı ve orta yapmaya yöneldi. Hatta öyle ki öndeki oyuncu eksikliği yüzünden Atibayı dahi zaman zaman hem toplu, hem de topsuz oyunda rakip ceza sahası içi ve çevresinde gördük. Açıkçası oyuncu profiline oranla fena da bir iş çıkartmadı Atiba ancak hem mevki, hem de yetenekleri itibariyle hücum bölgesinde yapabilecekleri kısıtlı olduğu için Beşiktaş hücumda zorlandı. Nitekim açılan 21 orta da bu eksikliklerden kaynaklanıyor.

Atiba’nın aksiyon haritasından da bunu görebiliyoruz. 3. bölgede 27, rakip ceza sahası çevresinde ise 13 aksiyonda bulundu Kanadalı.

Atak yönleri grafiği de bize bu sorunu gösteriyor. Beşiktaş hücumlarında nispeten dengeli bir dağılım var ve gerçekleştirilen 100 hücumdan 30’u merkezden. Merkez hücumlarının çoğunda da başrolü Tolgay oynadı. Ancak Tolgay’ın ileri çıkmadığı dakikalarda Siyah Beyazlılar çoğunlukla kanatlardan gelmeyi tercih etti ve ileride ekstra bir ayak bulamayınca da 2’ye 1’lerle ya da organize kanat ataklarıyla ceza sahasına girmek yerine orta yapmak zorunda kaldı.

Beşiktaş böyle devam ettiği sürece zaman zaman bu maçtaki gibi sorun yaşamaya devam edecektir. Ligin bitimine de yalnızca 9 hafta kaldığını düşünürsek Siyah Beyazlıların elinde kısa vadede tek bir alternatif var, o da Oğuzhan’ın takıma monte edilmesi. Hem Atiba, hem de Tolgay’ın yükselen formu nedeniyle bu zor gibi gözükse de özellikle Anadolu takımlarıyla oynanan maçlarda tehlike bölgesinde sürekli ekstra bir oyuncu bulundurmak zorunda Beşiktaş. Ancak ne Tolgay, ne de Atiba 90 dakika boyunca bunu yapacak oyuncular değil, dolayısıyla Siyah Beyazlılar eldeki tek alternatif olan Oğuzhan’dan kalan haftalarda maksimum verim almalı.

Son Söz

Çok fazla ekleyecek bir şeyim kalmadı açıkçası. Tekrara düşerek Oğuzhan’ın takıma montesinin elzem olduğunu yeniden belirtmek istiyorum. Ayrıca umarım Quaresma da tribünden izlediği maçlarda takımın onsuz daha akıcı oynadığını görür, kendini sorgular ve cezasının bitmesinin ardından sezon sonuna kadar Beşiktaş’ın pas oyununa katkı sağlamaya gayret gösterir.