Maç Analizi | Valencia 1-4 Real Madrid

La Liga’nın 21.haftasında Valencia, Real Madrid’i konuk etti. Maçı, Real Madrid 4-1kazandı. Madrid 2 penaltı golüyle avantajı eline geçirdi. Valencia 2. yarıda girdiği pozisyonlarla fakı 1’e indirdi ancak beraberlik golünü bir türlü bulamadı. Maçın sonlarına doğru da Real Madrid farkı açtı ve bu zor deplasmandan 3 puanla dönmesini bildi. Bu sezon ligde beklentilerin üstünde bir sıralamaya sahip Valencia, bu maçı kazansaydı Şampiyonlar Ligi’ne katılma yolunda önemli bir avantaja sahip olacaktı ama bunu değerlendiremedi.

Valencia seri galibiyetler aldığı haftalardan sonra yaşadığı üst üste puan kayıpları onları farklı şeyler denemeye itti. O haftalardaki galibiyetlerin baş mimarlarından biri olan Zaza son birkaç maçta denendiği gibi yine yedek soyundu. Sol tarafta görmeye alıştığımız Guedes sağ tarafta başladı. Onun yerine ise sol önde Gaya, bekte ise Lato vardı. Açıkçası Valencia bunu başka sezonlarda, başka şartlarda yapsa bunu anlayabilirdim. Çünkü rakip Real Madrid ve her yönden üstün ama 20. haftaya gelinen bir sezonda farkı 8 puana çıkarabilmek varken daha defansif bir oyun tercih edildi. Bu da Valencia’nın beklenen ofansif oyununa engel oldu.  90 dakikaya baktığımızda diğer yarı sahada önceki maçlarda olduğu gibi fazla oyuncu olsa da bu oyuncuların ofans özelliği çok iyi değil. Mesela Lato tercih edildiği için Soler’den vazgeçildi.  Dolayısıyla önde oynayan Gaya, Soler kadar ofansif olmadığı için ve 1’e 1’de Soler kadar iyi olamadığı için son hareketlerde etkili olunamadı.  Genelde oyuna sonradan giren Mina bu kez Zaza’nın yerine ilk 11’de yer aldı.  Real Madrid’in 11’inde ise Ramos dışında eksik oyuncu bulunmuyordu.

Maç benim beklediğim şekilde başlamadı. Valencia kontrollü oyun yerine baskılı, bir an önce gol ve ya goller bulup maçı koparmaya çalışır diye düşünmüştüm.  Fakat oyuna ağırlığını koyamadı.

10. dakikada Valencia önemli bir pozisyon buldu. Rodrigo yaya yakın mesafeden şutu atmak yerine sol kanattaki arkadaşına yollasaydı daha etkili bir pozisyon olabilirdi.

Maçı izlemeyenlere Real Madrid ilk 2 golü penaltıyla attı desek kolay goller bulmuş diyebilirler. Fakat size ilk penaltının olduğu pozisyondan 2 kesit göstermek istiyorum. İlk an Kroos’un kafa vuruşu. Bu dokunuş, atağın bilinçli olarak yapılan ilk dokunuşu. Dakikalar 14:32. 2. görselde ise Ronaldo’nun penaltı anında yerde kaldığı zamanı gösteriyor, 14:44. Pozisyonun başlangıcı Real Madrid’in kendi ceza sahası ve bittiği an Valencia’nın ceza sahası. 12 saniyede penaltı buldu Real Madrid. Her ne kadar bu sezon çok kötü olsalar da konta atak konusunda Dünya’nın en iyi takımlarından biri.

Valencia golden sonra pozisyonlar bulsa da bu pozisyonlar Navas’ı pek de zorlamadı. Sadece 1-2 pozisyonda Navas biraz zorlandı diyebiliriz.  Bunlardan biri de 25. dakikada Kondogbia’nın şutu oldu. Fark ettiyseniz sol taraf yine boş ve daha da önemlisi Kondogbia’nın önünde olan 2 takım arkadaşı ofsaytta. Pozisyonu iyi okuyamadılar. Çünkü yakın mesafelerde kalecinin sektirmesi yüksek ihtimaldir ve forvetler buna göre konum almalılar ama burada Valencia oyuncuları bunu yapamamışlar. Toplu oyun ne kadar etkili ise topsuz oyunlarda da etkili olmak bence bir o kadar önemli.

38.dakikada Real Madrid penaltıyla bir gol daha buldu ve farkı 2’ye çıkardı. İlk yarının sonlarına doğru Mina ile önemli bir pozisyondan daha yararlanamayan Valencia soyunma odasına 2-0 geride girdi.

2.yarıya ise Valencia biraz daha kıpırdayarak girdi. Nitekim 58. dakikada Santi Mina ile kornerden golü buldu. Kalabalık Real Madrid savunmasına rağmen zıplamadan golü buldu. Bu golden sonra skoru dengelemek için önemli pozisyonlar yakalamasına rağmen bir türlü topu ağlara gönderemedi. Dakikalar ilerledikçe Valencia’nın oyun direnci düştü.  Guedes sakatlanıp oyundan çıkınca yerine Soler girdi fakat aslında bu 2’li beraber oynadığından etkili. Kanattan diğer kanada atılan uzun toplarla her maç 4-5 pozisyon bulabiliyorlardı ama bu maç doğal olarak bunlar olamadı.  İlerleyen dakikalarda Valencia pozisyonlar ararken kalesinde de önemli pozisyonlar gördü. 68. dakikada Bale sağdan ceza sahasına girip içeriye çıkardı ama gol olmadı.  Son 10 dakikaya girilirken Valencia golü bulamam diye umutlarını yitirdi ve psikolojik olarak maçı o an bitirdi. Real Madrid de bunu değerlendirdi ve 2 gol buldu. Bunlardan bir tanesini size göstermek istiyorum. Buna gol pozisyonu demek çok doğru olmaz. Yani kötü anlamda demiyorum. Sadece 2 oyuncuyla golü buldu ve Valencia savunması sadece izledi. Gol geliyorum demesine rağmen arka alanda kalan boşluğu göremeyen Valencia, boşluğu gören Marcelo’ya çare olamadı ve güzel bir gol izledik.

Bu sonuçla beraber Real Madrid sıkıntılı gülen geçirdiği bu zamanlarda Mestalla gibi zorlu bir deplasmandan 3 puanla ayrıldı ve Valencia ile aradaki puan farkını maç eksiğine rağmen 2 puana indirdi.

İkili mücadelelere baktığımızda son 15 dakikada dediğim konuya benzer bir tablo ortaya çıkmış. Valencia’nın üstün taraf olması gerekirken Real Madrid öne çıkan takım olmuş. Buna benzer istatistiklerde de aynı veri hakim.

Aşağıdaki resimde Valencia’nın maç boyunca yaptığı top kayıplarını görüyoruz. Özellikle 2. Yarıda yapılan top kayıpları Madrid ceza sahasının içinde ve çevresinde olmuş. Bu da demek oluyor ki Valencia denemiş ve attığı gol sayısı 1 ve bu da kornerden. Ceza sahasına girmek için çok çabalamış ama bunda başarılı olamamış.

Valencia bu sezon her 2 kanadı da kullanarak etkili olmaya çalışan bir kulüp. Ama bu maç gördük ki bunu yapamadı. Defansif olarak önlem aldı ama 4 gol yedi. Bu da ofansif anlamda kanatları kullanamamasına neden oldu. Gördüğünüz üzere sol taraftan neredeyse hiç etkili olamamış. Guedes sağ tarafa geçince orada bir şeyler yapmaya çalıştı ama Gaya’dan aynı performansı göremedik. Gaya çok iyi bir oyuncu ama birçok bekte olduğu gibi oyunu geriden okuyunca etkili olabiliyor. Bu da onun etkisiz olmasına neden oldu.

Son olarak Real Madrid’in son 10 dakikada yakaladığı pozisyonları göstermek istiyorum. Dikkat ettiyseniz ortak özelliği tek kanatta yapılan kısa paslarla pozisyon olgunlaştırılmış ve ceza sahasına ve çevresine kadar gidilmiş. Bunları göstere göstere yapmasına rağmen Valencia bunlara çare olamadı ve bu dakikalarda 2 gol yedi.

Diğer yazılarımda her zaman koyduğum maçın dikkat çeken oyuncularına bu yazımda yer vermek istemiyorum. Çünkü 90 dakikayı düşündüğümde her iki takımda da öne çıkan bir oyuncu olmadı.

Real Madrid aldığı galibiyetle birlikte hafta içi Kral Kupası’ndan elenmesini unutturdu desek bence doğru olmaz. Çünkü sezon boyu kaybedilen maçlar, sürpriz puan kayıpları zirvenin iyice gerisine düşürdü. Kupa’dan da elendiler. Elde kalan sadece Şampiyon Ligi ki rakip Avrupa’nın Barcelona ve Machester City gibi sezonun en formda takımlarından PSG. Madrid’in kendi sahasında bu sezonki kayıplarını da düşünürsek bırakın kupayı kazanmayı bir üst tura çıkması bile çok zor gözüküyor.

Ben haftalık yazılacak maçları incelerken Valencia eğer ciddi bir rakiple oynuyorsa mutlaka yazmayı düşünürüm çünkü bu sezon gerek oynadığı oyunlar gerekse lige getirdiği renkle izleyicilere verdiği zevk yüksek. Maalesef bu maç ben o zevki alamadım. Bununla beraber daha önceki yazılarımda acaba şampiyon olabilir mi diye düşünürken İspanya’da şampiyon olmak için puan kayıpları çok az olmalı ve seri galibiyetlerle ben de varım demesi gerektiğini söylemiştim. Bu haftayla beraber artık sorulacak soru acaba ilk 4’e girip Şampiyonlar Ligi’ne gidebilir mi diye dönüştü. Umarım ilk 4’te yer alır ve hak ettiği Şampiyonlar Ligi sahnesinde seneye Valencia’yı yine izleriz.