Beşiktaş’ta kötü gidişat sürüyor. Geçtiğimiz hafta evinde Akhisar’la 0-0 berabere kalan Siyah Beyazlılar, Malatya deplasmanından da aynı sonuçla döndü. Galatasaray’ın Alanyaspor’u mağlup etmesinin ardından iki takım arasındaki puan farkı 6’ya çıkarken, haftaya Vodafone Park’ta oynanacak derbi Beşiktaş açısından adeta bir ölüm kalım maçı haline geldi.
Maçı iş ortağımız InStat’ın verileri ışığında inceleyeceğiz.
Ortalama Pozisyonlar
Beklenenin aksine maça etkili başlayan taraf ev sahibi ekipti. İlk 15 dakika Beşiktaş karşısında iyi bir futbol ortaya koyan, Sadık’la da bir topu direkten dönen Malatyaspor, daha sonrasında ise savunma ağırlıklı bir futbol oynadı. Beşiktaş ise kapalı savunmaları aşma problemini bu maçta da çözemedi. 60 dakika boyunca kanat ortaları dışında hücumda çeşitlilik üretemeyen Beşiktaş, sonrasında daha doğru bir oyun modeline dönse de ligdeki kötü gidişatın verdiği baskıyla da birlikte çok fazla pas hatası yaptı ve sahadan 1 puanla ayrıldı.
Topla Oynama
Yukarıdaki topla oynama grafiklerinden ilki bu maç, ikincisi ise Beşiktaş-Akhisarspor maçına ait ancak iki grafik arasında pek fark yok. Bu da bize rakiplerin artık Beşiktaş’a karşı nasıl oynaması gerektiğini çözdüğünü gösteriyor. Topu rakibine bırak, ceza sahası içi ve çevresini kalabalık tut, kanat ortalarını savuştur.
Yukarıdaki grafiklerde de görüldüğü üzere Beşiktaş, Malatyaspor maçında 40, Akhisarspor maçında ise 47 kez 20 saniyenin üzerinde hiç kaptırmadan topa hakim olmuş ancak bu maçların toplamında girdiği pozisyon sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Beşiktaş’ın kapanan takımları yenmek için ise en büyük planı orta yapmak.
İşlemeyen Kanat Ortaları
Beşiktaş’ın geçtiğimiz sezonun ikinci yarısından beri tek hücum planı kanat ortaları. Ancak rakipler bunun farkına varalı çok oldu. Buna çözüm Kemal Özdeş’ti. Geçtiğimiz sezon oynanan ve Beşiktaş’ın 37 orta açmasına rağmen sonuca gidemediği maçı Özdeş’in Kasımpaşa’sı 2-1 kazanmıştı. Özdeş’in açtığı yolda ilerleyen Tudor’un Karabükspor’u da geçtiğimiz sezon aynı taktikle aynı sonucu aldı. Beşiktaş o maçta da 34 orta açmış ancak maçtan puansız ayrılmıştı. İki nispeten genç ve gelişime açık teknik adamın bunu yapmalarının da tesadüf olmadığını düşünüyorum.
Bu sezon ise ligimizdeki diğer teknik adamlar da uyanmış olacak ki, kapanıp kanat ortalarını iyi savuşturan takımlar Beşiktaş’tan puan almayı başardı. Malatya’da bunu yapan takımlardan sadece biriydi. Ceza sahası içi ve ön bölgesini kapatıp rakibini kanatlara sürükleyen Malatya, Beşiktaş’ı İstanbul’a 1 puanla yolladı. Yukarıdaki grafikte de görüldüğü üzere Beşiktaş gerçekleştirdiği 93 hücumun 82’sini kanatlardan geliştirmiş.
Burada da görüldüğü üzere Tolgay’dan sağ çizgide topu alacak olan Gökhan Gönül’e orta açması için boş bir alan bırakılmış. Ceza sahası içini savunan 5 Malatyasporlu, olası bir ribaundu almak için ise yay civarında konuşlanan 3 oyuncu var.
Bu görüntü de bize farklı şeyler anlatmıyor. Malatyaspor savunma 4’lüsü ceza sahası içini savunuyor. Quaresma’nın önünde ise orta yapması için boş bir alan var.
Bu pozisyonla bölümü bitirelim. Malatyaspor’un savunma 4’lüsü yine ceza sahası içinde. Malatyaspor’un sağ kanadı Pereira Babel’in karşısında duruyor, sol bek ise Babel’in önündeki boş alana oldukça uzak. Burada da plan açıkça belli, Babel’in çizgiye inip orta yapmasını sağlamak.
Çözüm Ne?
Öncelikle herhangi bir maçta yapılan bir ortanın isabet şansının ortalama olarak %15-20 civarında olduğunu söyleyebilirim. Bunun ortanın isabetli olsa bile pozisyona dönüşme şansıysa belki %10 bile değildir. Sonuçta her isabetli ortanın direk gollük bir pozisyon yaratmadığını biliyoruz. Dolayısıyla orta yaparak gol atmaya çalışmak oldukça verimsiz bir hücum şekli. Kaldı ki Avrupa’da kendi liglerinin favorileri olan, dolayısıyla kapanan rakiplere karşı oynayan takımların ve dünyanın en önemli teknik adamlarının özellikle set hücumlarında orta yapmaktan git gide uzaklaştığını görüyoruz. Dolayısıyla Beşiktaş da bundan vazgeçmeli. Takım ismi farketmeksizin kanat ortaları hücum planlarını zenginleştiren bir alternatiften öteye geçip ana hücum planına dönüşürse, bunun rakibin ekmeğine yağ süreceğini düşünüyorum.
Peki çözüm ne? Pas grafiğini bakarak ipuçları elde edebiliyoruz. Beşiktaş rakip ceza sahasına yolladığı 24 ortanın yalnızca 2’sinde başarılı olmuş. Siyah Beyazlılar rakip ceza alanına pasla girmeye çalıştığında ise 15/40’la %38’lik bir başarı sağlamış. Dolayısıyla Beşiktaş’ın yapması gereken de genlerine geri dönerek ortayla değil, pasla ceza alanına girmeye çalışmak. Bunun önünde ise bana göre iki engel var:
1) 10 Numara Eksikliği
Talisca’nın bir 10 numara olmadığı ve maç içinde fazlasıyla kaybolduğu açık. Ancak yetenekleri ve skoru değiştirme potansiyeli yüzünden kolay kolay vazgeçilebilecek bir oyuncu da değil. Ayrıca gerek Tolgay’ın, gerekse Oğuzhan’ın 10 numara mevkisinde verimsiz oynadıklarını ve Şenol Güneş’in 4-2-3-1’den hiç bir şekilde vazgeçmediğini düşünürsek Talisca’yı Beşiktaş 11’inden çıkartmak daha da zorlaşıyor.
Bu durumda ise kendi sahasına kapanan ve topu Beşiktaş’a bırakan rakiplere karşı 2. bir alternatif var: Tolgay-Oğuzhan orta sahası. Atiba’yı ne kadar övsek az kalır ancak profil itibariyle yaratıcı bir oyuncu olmadığını kabul etmek zorundayız. Tolgay’ın geçirdiği değişim ve bir registaya dönüşmesinden ise Porto maçı yazısında bahsetmiştim. Bu değişim sayesinde Tolgay’ı 6, Oğuzhan’ı 8 numara gibi kullanarak -ki bunu daha önce bir kaç maçta gördük- özellikle iç saha maçlarında daha yaratıcı bir orta ikiliye kavuşabilir ve kanat ortalarından başka hücum varyasyonları da deneyebilir Beşiktaş.
2) Ricardo Quaresma
Beşiktaş’ın alametifarikası olan pas oyununu oynayamamasındaki bir diğer sebep de Quaresma. Ligin en çok top kullanma özgürlüğüne sahip oyuncusu olan Portekizli, takımın pas oyununa uyum sağlamıyor ve aldığı topları ya ortalıyor ya da kaptırıyor. Ancak bu noktada zamanı biraz geri sarıp Şenol Güneş’e de pay biçmek gerek. Geçtiğimiz sezonun Ocak ayında Aboubakar’ın Afrika Kupası’na gidişiyle forvetteki tek alternatif Cenk kaldı. Ligin ilk yarısında Aboubakar’ın dinamizmi ve hareketliliği üzerinden hücumlarını şekillendiren Hoca da Kamerunlunun yokluğunda oyun planını değiştirdi. Bu senenin aksine geçtiğimiz sezon çok iyi bir ceza sahası golcüsü profili çizen ancak oyuna katkısı oldukça kısıtlı olan Cenk’i kanat ortalarıyla besleyerek gol aramaya başladı takım. Kısa süreliğine şartlar gereği böyle bir planla oynamak tabi ki kabul edilebilir bir durum ancak Beşiktaş bu süreci kazanarak atlatınca Şenol Güneş, doğru oyunun bu olduğuna kendine ikna etti ve Aboubakar döndükten sonra da orta-kafa-gol oyununun devam ettiğini gördük. Geçtiğimiz sezon skor anlamında bir şekilde sonuca da gitti Beşiktaş ve şampiyon oldu. Ancak oyun anlamında geriye gidişin sinyalleri çok belliydi, nitekim geriye gidiş bu sezon skorlara da yansıdı.
Oyun planında değişikliğe giden Şenol Güneş ayrıca orta kalitesi yüksek olduğu için Quaresma’yı da hücumda serbest bırakmıştı. Portekizli oyuncu da alternatifsiz ve serbest kalmasının ardından ilk Beşiktaş dönemindeki günlerine geri döndü. Pervasızca kaybettiği toplara, takım oyununu bozmasına ve iyi bir frikikçi olmamasına rağmen her frikiğin başına geçmesine karşın yüksek orta kalitesi ve ”orta-kafa-gol” sistemine rakiplerin uyanamaması sayesinde geçtiğimiz sezonu şampiyon tamamladı Beşiktaş.
Bu sezon ise durumlar farklı. Quaresma hala ilk Beşiktaş dönemindeki pervasız oyununu sergiliyor. Şenol Güneş ise bu sistem işlememesine rağmen hala Quaresma’ya kement atmış değil ki Şenol Güneş’in Beşiktaş’a geldiğinden beri en çok övüldüğü noktalardan biri de Quaresma gibi kontrolü zor bir oyuncuyu dizginlemesi ve ondan verim almasıydı. Bu sezon oynadığı 18 resmi maçta 307 isabetli pas atıp 350 top kaybı yapan Quaresma, Malatyaspor maçında da 31 kez topla buluşup 19 top kaybı yapmıştı. Son olarak bu söylediklerimi bir pozisyon üzerinden üç karede özetlemeye çalışacağım.
Bu pozisyonun videosuna sanırım herkes bir yerlerde denk gelmiştir. Beşiktaş’ın Porto maçında üst üste 40 pas yaptığı pozisyonun sonu. Topu alan Adriano tek pasla Quaresma’ya gönderiyor, Porto’nun stoperi Felipe’nin Quaresma’ya baskıya gitmesiyle birlikte Cenk demarke durumda kalacak.
Pozisyonun devamında Quaresma topla buluştu, Cenk hala demarke durumda ve öne doğru koşusuna başlıyor. 100 saniye boyunca top kaptırılmadan 40 pas yapıldıktan sonra burada Quaresma’nın yapması gereken tek şey topu Cenk’in önüne bırakmak.
Ancak Portekizli futbolcu bunun yerine topu sürüyor ve bu süre içerisinde Porto savunması hem Quaresma’nın karşısına ikinci bir oyuncuyla yardım getiriyor, hem de Cenk’e önlem alıyor. Quaresma’da topu hiç bir Beşiktaşlının olmadığı daire içindeki alana ortalıyor.
Son Söz
Genel olarak olumsuz bir tablo çizdim ancak tabi ki Beşiktaş’ın şampiyonluk şansının bittiğini söyleyemeyiz. Siyah Beyazlılar ligdeki oyunuyla şimdilik ümit vermese de haftaya evinde lider Galatasaray’ı konuk edecek ve kazandığı takdirde aradaki puan farkını 3’e düşürecek. Ancak şampiyonluk için Şenol Güneş’in takımı eski ayarlarına döndürmesi ve kapanan savunmalara karşı kanat ortalarından başka çözümler üretmesi gerektiğini söylemeliyim.