Maç Analizi | Trabzonspor-Galatasaray

Ligde henüz yenilgiyle tanışmayan Galatasaray ile sezona kötü bir giriş yapan fakat Rıza Çalımbay’ın gelmesiyle yeni bir yapılanma sürecine giren Trabzonspor karşı karşıya geldi. Trabzonspor N’Doye ve Yusuf Yazıcı’nın golleriyle 2-1 kazandı. Galatasaray tek golü Rodrigues’ten gelirken, bu skorla ligdeki ilk mağlubiyetini almış oldu.

1ort-poz

Genel Değerlendirme

Maç öncesi Trabzonspor’un kanatları etkili kullanan takımlara karşı zorlandığı, Galatasaray’ın ise hücum organizasyonlarında yaşadığı koordinasyon sıkıntısı açıkça belli oluyordu.  Galatasaray’ın bu konuda en kritik oyuncusu Belhanda cezalıydı. Galatasaray maça orta saha karakterli 4 oyuncuyla başladı. Trabzonspor’un en zayıf noktası sağ kanadının olduğu bölgede Linnes ve Tolga arkalı önlü oynadı. Aslında baktığımızda ters ayaklı ve ileriye top taşımakta zorlanan Linnes ve Tolga’nın bu bölgede başlaması hataydı. Galatasaray daha maç başlamadan bu kanadı kullanmaktan vazgeçmiş oldu. Feghouli’nin içe yakın ve geriden top almaya gelen oyununu da dahil edersek maçın başında Galatasaray’ın tek kanat organizasyonu Mariano’dan gelebilirdi. Rıza Çalımbay ise Galatasaray’ı yine iyi okudu ve ilk olarak Durica-Uğur, önlerinde Okay-Onazi, onların da önünde Yusuf ile fizik gücü yüksek bir iskelet kurguladı. Merkeze sağlama alan Çalımbay’ın sıradaki hamlesi ligin mücadele gücü en yüksek kanat oyuncularından Olcay’ı kullanarak Mariano’yu kilitlemek oldu. Bu hamlesiyle Galatasaray’ın merkez ve kanat tüm hücum repertuvarını bitirdi. Galatasaray henüz maç başlamadan bireysel yeteneklere mahkum hale geldi. Maç genel olarak böyleydi şimdi ise bunları detaylandıralım.

Galatasaray’ın Duran Top Sorunu

Galatasaray bugüne kadar kalesinde 8 gol gördü. Bu maç ilk defa duran top ve bireysel hatalar haricinde akan oyundan gol yedi. Bu maçta yediği golle birlikte duran toptan penaltı da dahil 5. golünü yemiş oldu. Peki Galatasaray’da bu konuda gelişme var mı? Yenilen gollerin altında yatan temel sebepler hangileri? Şimdi bunları inceleyelim.  Öncelikle gol yediği haftalara bakalım.

1. Hafta – Kayserispor

2. Hafta – Osmanlıspor

4. Hafta – Antalyaspor

10. Hafta – Trabzonspor

Görüldüğü gibi bu gol Galatasaray’ın son 6 haftada yediği ilk duran top golü oldu. Serdar Aziz’in olmamasını da buna eklersek Galatasaray’ın bu konuda Tudor’un da dediği gibi ilerleme kaydettiğini düşünüyorum. Duran topun ilk kuralı rakibe o faulü aldırmamaktır. Galatasaray’ın ise takım olarak bu konuda ciddi eksikleri var.

2faul-hafta-geneli

Yukarıdaki grafik ligdeki takımların faul sayılarını gösteriyor. Galatasaray geçen haftanın en fazla faul yapan takımı 18 faul yaparken bunların 8 tanesi kendi sahasında gerçekleşmiş. Rakiplerin ortalama 6-7 korner kullandığını da buna eklersek 15 gol pozisyonu yapar. Ve bu faullerin birçoğu sırtı dönük rakibe karşı gereksiz hamlelerden kaynaklanıyor. Maç öncesinde Galatasaray’ın Trabzonspor gibi uzun bir takıma karşı sıkıntı yaşayacağı belli oluyordu.

3faul-yerleri4

Galatasaray’ın bu maçtaki faul haritasında ne demek istediğim daha net olarak anlaşılıyor. Kendi sahasında yapılan 9 faul. Kornerleri de eklersek sadece duran toplardan neredeyse 15 pozisyon yapıyor. Hatırladığım birkaç tanesini yazayım. Maçın başında geriye pas atmaktan başka çaresi olmayan sırtı dönük N’Doye’a, Ndiaye faul yaptı. Gol pozisyonunda Maicon’un gereksiz hamlesi yine aynı şekilde. Duran toptan gol yemek istemiyorsanız ilk kural o duran topu rakibe vermemektir.

4duran top 1

İlk kurala rağmen duran topu verdiniz. İkinci kural ise kullanılan duran topun alana girmesini engellemektir. Peki bu nasıl olur? Galatasaray çizgiye oyunu koymuyor. Takımın yarısı alanı savunurken kalan yarısı ise adamını takip ediyor. Soldan gelen toplarda Linnes önde dururken sağdan gelenlerde ise Mariano önde duruyor. Ayrıca geriye koşan oyuncular her zaman daha dezavantajlıdır. Takımın duran toplarda statik görünmesinin nedenlerinden birisi de bu.

5duran top 2

İkinci kural ise kullanılan duran topun alana girmesini engellemektir demiştik. Peki bu topların buraya girmesini engelleyecek ilk adam kim, bekler. Galatasaray, bekleri ön direkte alan savunması için kullanıyor. Kafa topunda zayıf oyuncular topun alana girmesini engelleyemez. Ön direkte duracak adamın sağlam olmalıdır. Hatta en sağlam oyuncuyu buraya koymalısın. Linnes’le falan bu iş olmaz. Linnes, bırakın burayı rakipler için tehdit hale getirmeyi daha cazip kılıyor. Fenerbahçe oynadığı 5 senenin 4 senesinde Aurelio’yu burada kullandı. O dönemler Fenerbahçe’nin savunma olarak duran toplardan en etkili olduğu dönemlerdir. Aurelio’da oradan bir tane top geçirmemiştir. Aurelio’nun orada olduğunu bilen bir takım ön direğe top atamaz, ama orada Linnes’i gören takım atar.

Galatasaray Hücum Hareketliliği

Galatasaray, tek kanatlı bir oyunu tercih etmesinden dolayı sol kanadının hareketliliği düşük. Galatasaray’ın Fenerbahçe maçına kadar maç başına düşen atak yönleri aşağıda var. Sayılar birbirine yakın görünüyor olsa da sürekli değişen dizilimlerden kaynaklanıyor.

6gs-atak-yönleri

Belhanda’sız Galatasaray’ın hücum aktivitesi neredeyse yarıya iniyor. Linnes’in rakip sahada maç boyunca sadece 8 isabetli pası var. Ceza alanına pası yok. Tolga bu sezonun belki de en kötü maçını oynadı. Gol pozisyonunda Yusuf’u takip edemedi. İlk yarıda sadece 7 tane isabetli pası var. Toplam 13 ikili mücadelenin sadece 3 tanesini kazanabildi. Yusuf ile girdiği 4 ikili mücadelenin tamamını kaybetti. Bu iki oyuncunun kötü formu da eklenince pamuk ipliğine bağlı dengeleri kopardı. Galatasaray’ın tek kanadını işlemez hale getirdi. Feghouli’nin içe yakın Belhanda’nın yerini doldurmaya yönelik oyunu diğer kanatta Mariano’yu tek başına bıraktı. Galatasaray zaten sahaya sadece iki hücumcu ile çıkmıştı. Gomis ve Feghouli’den başka sahada hücum oyuncusu yoktu. Normalde takımlar 4 hücum oyuncusu ile oynarlar. Aşağıda ki görsel maçta takımların atak yönlerini gösteriyor.

7flanks-of-atak

Feghouli yanlış kullanıldı veya bireysel olarak yanlış inisiyatif aldı. Feghouli’nin topu çıkarmak için kendi sahasına kadar gelmesi yanlıştı çünkü sahada bunu yapabilecek Fernando ve Selçuk gibi oyuncular zaten vardı. Feghouli, Galatasaray’ın ileride top tutabilecek tek oyuncusuydu. Dolayısıyla onun geri gelmesi Galatasaray’ın ileride top tutmasını imkansız hale getirdi. Bu tarz takımların kendi yarı sahasından çıkmakta zorlandıkları zamanlar için sorumluluk alıp topu ileriye çıkarabilecek ekstra özellikli bir oyuncuya ihtiyacı vardır. Bunun dünyadaki en önemli örneği Alexis Sanchez’dir. Önceki senelerde Galatasaray’da bu görevi Bruma üstleniyordu. Tüm takım rakibin arkasına saklanırken o sorumluluk alıp topu ileri taşımaya çalışıyordu. Çok top kaybediyor gözükmesinin ve taraftardan bu kadar çok tepki yemesinin en önemli de sebebi budur.

34. dakikada Fernando sakatlandığında Selçuk ile Feghouli’nin konuşması ekrana geldi sanki Selçuk, Feghouli’ye biraz daha önde oyna der gibiydi. Maçı canlı izlerken tam olarak anlamamıştım fakat tekrar izlediğimde o dakikadan sonra Feghouli’nin top çıkarmak için geriye gelmediğini fark ettim. Büyük ihtimalle Selçuk, Feghouli’ye topu biz çıkaralım sen ileride tut gibi bir ifade kullandı. Bu Galatasaray adına bazı sorunları kısmen çözerdi. İlk yarının son 10 dakikasında oyunun dengeye geldiğini gördük fakat kırmızı kartlar Trabzonspor’dan çok Galatasaray’ın dengesini bozdu. Şüphesiz Galatasaray’da bu maç için sahanın en önemli ismi Feghouli’ydi.

8kanat-org

Trabzonspor’un kanatlarının zayıf olduğunu söyledik. Tudor, Galatasaray adına takımın en kötüsüydü. Rakibi iyi analiz edemedi. Kaybettiği 7 puanın 5’i Rıza Çalımbay’a oldu. Galatasaray’ın ender gelişen atakların neredeyse tamamı kanatlardan geldi. Atakların Feghouli’nin çizgiye yaklaştığı pozisyonlarda gelmesi ve her atağın içinde Mariano’nun olması tesadüf değildi. Tudor’un üçlü oynaması gereken en önemli maç buydu. Üçlü savunma ile bekleri öne atarak hücuma dahil edebilir ve Trabzonspor’un kanat zaafını rahatlıkla kullanabilirdi. Takımlar 10 kişi kaldıktan son açık alanlar arttı. Bu da Trabzonspor’un işine yaradı. Tudor maçın başında Trabzonspor’un zaaflarını kullanamadığı gibi oyunu da okuyamadı. Buna ileride detaylı olarak değineceğim.

Rıza Çalımbay

Trabzonspor’u iyi yapan sebepler neydi? Galatasaray’a karşı nasıl oynanır? Şimdi bu soruları inceleyelim. Rıza Çalımbay ise Galatasaray’ı yine iyi okudu ve ilk olarak Durica-Uğur, önlerinde Okay-Onazi, onların da önünde Yusuf ile fizik gücü yüksek bir iskelet kurguladığından bahsetmiştim. Rıza Çalımbay’ın Sosa’yı yanına, kulübeye almasının nedeni de fizik gücü yüksek, enerjik ve mücadeleci iskeleti oluşturmaktı. Trabzonspor toplamda 86 ikili mücadele kazanırken bunların 58 tanesi bu beşliden geldi.

9challanges-ts

Rıza Çalımbay’ın Galatasaray’ın merkez ve kanat hareketliliğini nasıl bitirdiğini anlatmıştım. Geriye ise tek bir yol kalmıştı, Galatasaray ancak rakip sahaya yerleşirse etkili olabilirdi. Çünkü Gomis ancak o zaman devreye giriyor. Dolayısıyla Galatasaray’ı geride karşılayan takımlar her zaman sıkıntı yaşar. Rıza Çalımbay yine bunu çok iyi okudu ve daha dinamik, hareketli, mücadeleci bir kadroyla sahaya çıktı. Rakibi geride karşılamadı. Önde oynadı Galatasaray’ın çıkmasını engelledi. Önde basan takımlar Galatasaray’a her zaman sıkıntı çıkarır, çıkaracak. Hatırlayın Karabükspor bunu ligde en verimli yapan takımlardan birisi, yine aynı şekilde geçen hafta anlatmıştım Fenerbahçe’nin etkili olduğu 10 dakikalık aralık önde bastığı zamanlardı.

10kontra-ts

Trabzonspor bu oyuncu seçimi sayesinde bitmek bilmeyen enerjisiyle Galatasaray’a fiziksel olarak üstünlük sağladı. Özellikle Okay ve Yusuf sahanın en isimleriydi. Yukarıdaki veri oyuncuların kontra-atağa katılma sayılarını gösteriyor. Pereira 10, Onazi 12, Yusuf Yazıcı ve N’Doye 14 kere bu tarz ataklara katılmış. Her katılım oyuncu için ekstra git-gel demek. Dolayısıyla fiziksel özelliklerle doğrudan bağlantılı bir veri. Galatasaray ise en fazla kontra-atağa katılan isim Ndiaye, o da 6 kez kontra-atağa katıldı.

11ort-poz-karışık

Yukarıdaki görsel ortalama pozisyonların iç içe geçmiş hali. Görüldüğü gibi Trabzonspor, Galatasaray’ın sol tarafını çok iyi değerlendirdi. Yukarıda Galatasaray’ın zaaflarını anlatırken grafiğini koymuştum. Trabzonspor’un sol tarafta atağa kalktığı sayı 17’yken sağ taraftan tam 36 kez geldi. Pereira’nın kanadı etkili kullanması ve Yusuf’un sağa yakın oyununun bunda payı büyük. Tolga’nın fiziksel olarak Linnes’e gereken desteği verememesi bu alanda Denayer ve Linnes’in yalnız kalmasını sağladı. Zaten Trabzonspor’un ikinci golü de bu şekilde gelişti.

Belhanda

Belhanda bugüne kadar her zaman işini yaptı savunmayı aksatmadı, hücumda üçüncü bölgedeki pas sirkülasyonunu sağladı, sürekle hücumu düşündü. Fakat Belhanda sene başından beri ısrarla en çok eleştirilen isim oldu. Bugüne kadar özellikle top kayıpları çok konuşuldu. Bugün aslında Galatasaray taraftarının istediği oldu. Çok top kaybı yapan Belhanda sahada yoktu. Dolayısıyla hücumda top kaybı yapılmadı. Çünkü takımda bunu deneyen dahi yoktu.

 Tam 1 ay önce Karabükspor karşılaşması sonrasında Belhanda için şunları yazmıştım:

Belhanda bir 10 numara olmasına rağmen takımla birlikte hareket ediyor, takımla beraber mücadele ediyor, takımla beraber topun arkasına geçiyor. Savunma yönü bu kadar agresif olmasına, kendini yormasına rağmen ceza sahasına attığı 19 topun 13 tanesinde isabet sağlayabiliyor. Galatasaray’ın şuttan önceki pas sirkülasyonunu sağlayan isim. Her atağın içinde mutlaka bir şekilde bulunuyor. Çok top kaybı yaptı. Fakat sürekli zor toplar geçirmeyi deneyen, hücumu düşünen felsefesi top bu top kayıplarını izole etti.

12passes belhanda

Galatarasay bugün ne yaptı? Toplam 10 tane kilit pas denedi bunların 4 tanesinde başarılı oldu. Ceza sahasına ise toplam 25 top gönderirken bunların sadece 9 tanesinde başarılı oldu.

Peki Belhanda son 5 maçlık süreçte tek başına ne yapıyordu? Belhanda maç başına 5 tane kilit pas deniyor, ceza alanına 15 top gönderiyordu. Tüm takımın yarısından fazla.

13key-pas-gs

Yukarıdaki ise Galatasaray’ın Trabzonspor karşısında denediği kilit paslar. Şimdi ise Belhanda’ya göz atalım.

14key pass belhanda

Yukarıda ki görsel de Belhandanın son 5 maçta denediği kilit paslar. Kilit paslar konusunda başarılı olması doğal olarak önemlidir fakat ondan da önemli bir şey varsa o da denenmesidir. Belhanda, sürekli hücumu düşünen sürekli deneyen bir oyuncu, bu kadar çok golü düşünürseniz isabet oranınız düşecektir. Maç başına 5 kilit pas deneyen, ceza alanına 15 top gönderen bir oyuncunun 10 top kaynı yapması kadar doğal bir şey olabilir mi? Evet Belhanda’nın maç başı 10 top kaybediyor.

Bu tarz sürekli hücumu düşünen oyuncularla karşılaştırmak için Neymar’ın verilerine bakalım.

15key-pas-neymar

Neymar’ın genel pas yüzdesi %79, kilit pas yüzdesi %56 ve maç başına 14 tane top kaybı var. Bir oyuncu ne kadar çok hücumu düşünürse o kadar çok top kaybı yapar. Bu tarz oyuncular için asıl önemli olan denemesidir. Çünkü rakip ceza alanını her denedikleri pozisyon takımı için gol şansıdır. Bu tarz oyuncuları top kaybediyorsun diyerek eleştirmek büyük haksızlık. Sürekli zor toplar geçirmeyi deneyen, hücumu düşünen felsefeleri top bu top kayıplarını tolere eder.

Aynı şekilde Latovlevici’nin ortalarına da bu gözle bakabiliriz. Ceza alanına top atmayan Linnes yerine, orta açan fakat isabetli olmayan Latovlevici tercih edilir.

Değişiklikler

Tudor, oyuncu değişiklikleriyle neyi amaçladı? Öncelikle bu kısma geçmeden Gomis’in performansını değerlendirmek istiyorum. Gomis açık ara Galatasaray kariyerindeki en kötü karşılaşmasını oynadı. Maç boyunca 2 kere top saklayıp takımı öne çekmesinden başka olumlu hareketi yoktu. Üstte ortalama pozisyonlarda Gomis’e baktığımız zaman Galatasaray’a geldiği günden beri en geride pozisyon aldığı karşılaşmayı geçirdi. Gomis’in kötü oyunuyla ortalama pozisyonunun geride olması tesadüf değil. Gomis ceza alanı golcüsü olduğundan, büyük maçlarda kaybolacağından defalarca bahsettim. O yüzden burada bunlara değinmeyeceğim, arzu edenler eski yazılarımdan okuyabilirler. Fakat Gomis, ceza alanından uzaklaştıkça karakterini kaybediyor, takıma yük olmaya başlıyor. Gomis şut çekmeden maçı tamamladı. Bu maç sadece 12 isabetli pas yaptı. Altta pas haritasına baktığınız zaman etkinliğini görebileceksiniz.

16gomis

Çeşitli santrfor tipleri vardır. Bunu en genel şekilde ikiye ayırabiliriz. Bir tarafta bitirici oyuncular diğer tarafta ise takımı için pozisyon hazırlayan, servisçi oyuncular. Bitirici oyunculara topu attığı zaman bir daha geri almak çok zordur, Burak Yılmaz ve Gomis gibi. Bunlar ceza alanı golcüsüdür ve sürekli ceza alanında topla buluşmak isterler. Ceza alanından ne kadar uzak olurlarsa etkileri o kadar azalar. Birde takımı için her şeyi ortaya koyan oyuncular vardır. Adebayor gibi. Her şekilde sırtı dönük alır takım arkadaşlarına servis yapar. Ayrıca takım kendi sahasına kapandığı ileriye çıkamadığı zamanlarda uzaklaştıran topu indirir, topu saklar takımını öne çeker. Formda bir Eren Derdiyok’ta bu tarz bir oyuncudur. Eren’in ileride indireceği, saklayacağı bir top tüm takımı öne çekmek demektir. Bu da ileri çıkamayan takımlar için paha biçilemez bir yöntemdir. Tudor’un Eren’i oyuna sokmasının nedeni buydu fakat Gomis’i çıkarması yanlıştı. Şöyle düşünmüş olmalı Gomis’i tutarsa takım 4-2-1-2 şekline dönecekti. Takım Fernando-Ndiaye, Rodrigues, Gomis-Eren şeklinde dizilecekti. Bu da hareketli ve mücadele gücü yüksek Trabzonspor karşısında orta sahayı sadece iki kişiye emanet etmek demektir. Takım yeniliyor bunu yapmak büyük bir risktir, Tudor bu riski almadı teknik direktör tercihidir, saygı duymak lazım. Ayrıca Tudor oyuna Eren’i alsa Gomis’i tutsa bu tepkiler yine gelecekti. Bu seferde orta sahayı bıraktın diyeceklerdi.

Tudor ilk yarının son 10 dakikası yukarıda anlattığım nedenden oyunun dengeye gelmesine aldandı. Orada oyunu dengeye getiren Feghouli’nin ileride top tutması olmuştu. Bunu okuyamadı, 10 kişiyle oyunun nasıl şekilleneceğine bakmak istedi fakat ikinci yarının başında golü yedi.

Ben olsaydım ikinci yarının başında Linnes ve Tolga’yı çıkarır yerine Eren ve Rodrigues’i alırdım. Fernando’yu stopere çeker bekleri öne çıkarır Trabzonspor’un kanat zaafını kullanmak isterdim. İkinci yarının başına Muslera, Denayer-Fernando-Maicon, Rodrigues-Ndiaye-Selçuk-Mariano, Eren-Gomis şeklinde yerleşirdim. Bu sayede hem ileride top tutabilir hem de kanatları hareketlendirmiş olurdum.

Galatasaray’ın ilk yenilgisini almasıyla mağlup olmayan takım kalmadı. Trabzonspor’un yeni bir yapılanmaya girdiğini gördük. Galatasaray da zorlu bir fikstürde ilerliyor. İki takımın da performansını optimum seviyeye çıkarması gerekecek. Konuşulacak daha çok şey vardı fakat fazla uzatmak istemedim, okuduktan sonra aşağıdaki puanlamaya katılırsanız memnun olurum bu sayede kendimi değerlendirmemde yardımcı olmuş olursunuz.