Avrupa Ligi’nde temsilcimiz Başakşehir, Bundes Liga’nın son dönemlerde başarılı ekiplerinden Hoffenheim ile karşılaştı. C Grubunda, Başakşehir 2 maçta 1 puan alırken, Hoffenheim sürpriz şekilde 2 mağlubiyet alarak henüz golle bile tanışamadı. Dört önemli isminden yoksun Almanya’ya giden Başakşehir, ikinci yarıda yediği gollerle 3-1 mağlup olarak grupta son sıraya geriledi.
Ortalama Pozisyonlar
Başakşehir hücumcularının, Hoffenheim savunması arasında kaybolmalarının sebebi Hubner, Vogt ve Posch üçlüsünün defans bloğunda çakılı kalması oldu. Merkezi bu şekilde kalabalık tutabildiler. Oyunu önde oynamayı ve topa sahip olmayı seven Julian Nagelsmann, orta sahada ilk 15 dakika hariç bunu çok iyi başardı. Başakşehir orta sahasının ileride konumlanması, kendi 1. bölgelerini başarılı savunamamalarıyla birlikte, bütün maç boyunca pozisyon vermelerine neden oldu. Başakşehir savunmadayken kendi sahasının merkezini kalabalık tutmaya çalıştı ama kanat organizasyonlarını iyi yapan Hoffenheim, maç boyunca bir kaç deneme dışında merkeze yönelmedi.
Topla Oynama
İlk 15 dakika içerisinde iki takım da kendi hücum anlayışlarına bağlı kalarak oynamaya çalıştılar. Başakşehir bu dakikalarda oynadığı cesur oyununun diyetini, maçın sonlarına doğru yorularak ödedi. Hoffenheim rakip sahaya 138 defa geçerken, kaleye yaklaştıkça topla başarılı şekilde oynamaya devam ettiler. Başakşehir ise rakibin 2. ve 3. bölgesine 87 defa geçerken, başarı yüzdesi kaleye yaklaştıkça azalıyor. Ceza sahasına girişlerde de önde olan Hoffenheim, bu girişlerde kanat organizasyonlarıyla tehlikeli oldu. Bu maç özelinde, yapılan ortaların ne kadar önemli olduğuna birazdan ilgi çekeceğim. İlk yarıda Başakşehir tek gol şansını, 25. dakikada Kerim Frei’la yakaladı. Kendi sahasından driplingle çıktığı pozisyon, engelenen şut olarak istatistiklere geçti.
İkili Mücadeleler
İkili mücadelelerde iki takım da birbirine yakın başarı yüzdesi yakaladı. Başakşehir’in güçlü ve kondisyon seviyesi yüksek bir Alman takımına karşı başarılı olması dikkatlerden kaçmamalı.
Paslaşmalar
Kendi sahasında ve 2.bölgede pas yaparak organize olmaya çalışan Başakşehir, 3. bölgede istedikleri son koşuları ve pasları yapamadı. Rakibine göre daha çok başarılı atak pası ve anahtar pas yüzdesi yakalamasına rağmen, bunların genelinde sonuç alınamadı. Tam bu noktada; yapılan pasların sayısından veya başarı yüzdesinden çok, ne kadar etkili olup olmadığı önemli hale geliyor.
Anahtar Pas ve Orta Kalitesi
İkinci bölgede oyunu istediği gibi kurmaya başlayan Hoffenheim, kanatlardan gelen sert ortalar sayesinde pozisyonlar buldu. Belki de bütün maç boyunca iki takımı birbirinden ayrıştıran temel fark, yapılan ortaların ve anahtar pasların kalitesiydi. Hoffenheim kanattan gelen ortaların çoğunu sert ve bel hizasında yapmaya çalıştı. Hatta maç içerisinde Wagner, bir iki defa havadan gelen ortalar yüzünden takım arkadaşlarını fırçaladı! Ceza sahasına pas ve ortalarda Schulz 11/6, Kaderabek ise 12/8 isabet yakaladılar. Bütün maç boyunca hücumda ani yön değiştirmeleri iyi yapan Hoffenheim, savunma ve orta saha bloğunu aynı anda topun olduğu yöne doğru kaydıran Başakşehir savunmasını fazlasıyla yordu. Maçın ilk yarıda kopmamasının sebebi, Hoffenheim’ın yaptığı etkili ortalara rağmen kaleyi bulamamaları ve kaleyi bulan pozisyonlarda da Mert Günok’un kurtarışlarıydı.
Hubner, Vogt ve Posch
Üç isim de savunmada görevlerini yerine getirdiler. Savunma merkezini kalabalık tuttular. Mehmet Batdal ve Mevlüt Erdinç’in top almalarına izin vermediler. Hücum başlangıçlarında da yüksek pas isabeti yakalayarak, oyunun arkadan kurulmasını sağladılar. Hubner 92%, Voght 98% ve Posch 87% pas isabeti yakaladılar.
Başakşehir Pas Bağlantıları
Başakşehir’in hücumcuları arasında sadece Kerim Frei ve Tunay Torun’un pas trafiğinde öne çıktığını görüyoruz. Aldıkları pasları 3. bölgede Mehmet Batdal ve Mevlüt’le buluşturamadılar.
Mehmet Batdal maç boyunca kendi takım hücumcuları ile çok az paslaştı. Aldığı pasları ya geri iade, etti ya da kaptırdı. En çok Caicara ile paslaştı ama bunlarda da kaleden çok uzaktaydı.
Aynı şekilde Mevlüt Erdinç de aldığı pasların çoğunu ezdi. En çok İrfan Can ve Gökhan İnler ile paslaştı ama etkili olabileceği pozisyonlara giremedi.
Başakşehir’in gol dışında çok az şut çekebildiği bir maç oldu. Emre, Adebayor ve Mossoro’nun olmayışı, isabetli şut konusunda Başakşehir’in etkisiz kalmasını sağladı.
Başakşehir’in tersine, Hoffenheim’lı oyuncular kaleyi gördükleri her yerden şut çektiler diyebiliriz. Daha çok ceza sahası içerisinde şut çeken Hoffenheim, ceza sahası dışından da maç boyunca şutlar denedi.
Son söz
Almanya’ya eksikleriyle giden Başakşehir, bu oyuncuların katkısını aradı. Önemli isimlerin olmayışı hem savunmada hem defansta Başakşehir’in etkisiz kalmasını sağladı. Bu maç Hoffenheim’ın grupta ipleri Braga’dan almak için son şansıydı ve bunu iyi değerlendirdiler. Gruptan çıkmak için kalan son üç maçta puanlar alması gereken Hoffenheim, bu galibiyetiyle Başakşehir’i de son sıraya gönderdi.