Manchester City, Şampiyonlar Ligi’nin 3.haftasında evinde Napoli’yi ağırladı. City maçı Sterling ve Jesus’un golleriyle 2-1 kazandı. Grupta 3’te 3 yaparak üst tura yükselme adına çok önemli bir galibiyet aldı.
Pep Guardiola hafta sonu 7-2 kazanılan Stoke City maçındaki kadrosunu bozmadı. Manchester City 4-3-3 dizilişiyle sahada yer aldı. Öte yandan Maurizio Sarri ise hafta sonu 1-0 kazanılan Roma maçından sadece bir değişiklik yaptı. Jorginho yerine Diawara sahada yer aldı. Napoli alışılagelmiş 4-3-3 dizilişini bozmadı.
ORTALAMA POZİSYONLAR
İki takımda 4-3-3 dizilişini tercih ediyor. Ancak uygulamadaki farklılıklarını ortalama pozisyon haritasından net bir şekilde görebiliyoruz. Guardiola daha çok oyunu merkezden oynamayı istiyor. Hücumda ise Sane ve Sterling kanatlardaki birebirleriyle hücum ediyorlar. Walker ve Delph ise bindirmelerini içe doğru yapıyor.
Sarri ise oyunu sol kanattan ve merkezden oynamayı istiyor. Ghoulam-İnsigne-Hamsik üçlüsü takımın hücumlarını yönlendiriyor. Callejon ise ikinci forvet gibi Mertens’i destekliyor. Napoli oyunu dar alanda oynamayı seven bir takım bu yüzden de takım boyunun kısa olduğunu görüyoruz.
TOPA SAHİP OLMA
Manchester City ilk 30 dakika maçı tamamen tek taraflı oynadı. Napoli’yi büyük baskı altına aldı. Bunun baskının birincil nedeni ise daha çok topa sahip olmasıydı.
İlk yarıda % 62 gibi bir oran bulan City, kendi oyununu oynayabildi. Napoli ise 30.Dakika’dan sonra oyunun içine girdi. İkinci yarıda topla daha çok oynayan Napoli gördük. Ancak ilk 30 dakika City skoru 2-0 yapmıştı bile.
MANCHESTER CİTY GERİDEN OYUN KURMA
İlk 30 dakikada Manchester City baskısından bahsettik bunun en büyük nedeni ise Napoli’nin City’nin oyun kurma oyununa adapte olamamasıydı.
Delph oyun kurulurken merkeze gelerek burada fazladan bir pas seçeneği oluşturdu. David Silva ise orta saha çizgisine kadar açıldı ve sol taç çizgisine kadar bastı. Silva’nın bu pozisyon alması Zielinski’yi beraberinde götürdü. Böylelikle Delph oyun kurulurken merkezde boş adam olmaya başladı ve City’nin rahat oyun kurmasını sağladı.
Burada da yine Delph boş adam olarak topu alıyor. City oyuncuları Napoli’nin baskısında son derece sakin olarak oynadılar. Sürekli kısa pas seçeneği aradılar. Bu da Napoli’nin daha çok koşmasına ve geriye doğru yaslanmasına neden oldu.
MANCHESTER CİTY ATAKLARI
Manchester City ataklarını Sterling ve Sane’nin kanatlardaki birebir özellikleri üzerinden gelişiyor. Genellikle bu iki isim çizgiye çıkarak rakip bek oyuncusunu kendilerine çekiyorlar. Beklerin ve stoperlerin arasına (iç pozisyonları) doğru koşu atan De Bruyne ve Silva ile pozisyon üretiyorlar. Bu maçta da 2 golde bu oyun sonunda geldi.
Sane, sağ bek Hysaj’ı geniş alana sürükledi. David Silva ise Albiol ve Hysaj arasında oluşan bölgeye koşu atarak topla buluştu. Walker’ın koşusu Koulibaly ve Ghoulam’ı kaleye yakın pozisyon almaya zorladı. Diawara kademe yanlışı yapınca Sterling penaltı noktasında bomboş topla buluşup golü attı.
İkinci golde ise Sterling, sol bek Ghoulam’ı pozisyonunun dışına itti. De Bruyne ise Ghoulam’ın arkasına koşu atarak topla buluştu. Koulibaly’i üzerine çekerek, içeride Jesus için hareket alanı yarattı. Arka direğe attığı pası Jesus tamamladı.
Napoli’nin savunma düzeni çoğu takımın aksine çok dar alanda. Özellikle arka 4’lü birbirlerine çok yakın kalıyor. Pep Guardiola ise bunu çözmek için Sane ve Sterling’i çizgiye bastırdı. Bekleri pozisyonlarından daha açık alana çekti ve bu arada oluşan kanallara hücum etti. Walker ve Delph ise bindirmelerini içeriye doğru yaparak kanatlarda Sane ve Sterling için birebir oynayacakları alan açtı.
NAPOLİ BASKISI
Napoli ilk yarıda City’nin oyun kurmasına adapte olamayınca yüksek baskılarında etkisiz oldu. Bu yüzden de maçın ilk 30 dakikasında çok zorlandılar ve 2-0 geriye düştüler. Manchester City ilk yarıda Napoli baskısını kırmayı çok rahat başardı. İkinci yarıda ise Sarri, Napoli baskısını 5-6 metre daha ileriye çekti ve daha bağlantılı bir baskıya başladılar. Bunun sonucunda ise Manchester City’nin oyununu tamamen bozdular.
İlk yarıda olduğu gibi Delph topu alıp, dönüp, servis edemedi. Böyle olunca City yavaş yavaş geri çekilmeye başladı. Napoli biraz daha baskı mesafeleri kısaltınca City’i uzun topa zorladılar. Mesafeler kısalınca Napoli kendi pas oyununu oynamaya başladı ve daha tehlikeli gözüktüler.
Bu baskı sonucu daha çok top kazanan Napoli kendi oyununu oynamaya çalıştı. 2 penaltı kazandılar. Mertens 37.Dakika’da penaltıyı kaçırdı. 72.Dakikada ise bir penaltı daha kazandılar ve Diawara kazanılan penaltıyı gole çevirdi.
Kazanılan ve kaybedilen toplar istatistiğine bakacak olursak maçın özetini görebiliriz. İlk yarıda City 20 top kaybı yaparken, ikinci yarıda bu sayı 36’ya yükselmiş. Napoli baskının etkinliğini görebiliyoruz.
Napoli ilk yarıda 17 top kazanmış. İkinci yarıda ki baskısıyla birlikte bu sayı tam 2 katı olan 34’e yükselmiş.
MAÇIN ADAMI
Maçın adamı City’e galibiyeti getiren kaleci Ederson oldu. Maç boyunca kalesinde güven verdi. Mertens’in penaltısını kurtardı ve birçok kurtarışa imza attı. Hem ceza sahası dışına çıkarak süpürdüğü toplar olsun hem de topu oyuna sokma yeteneğiyle Ederson göz doldurdu. Brezilya Teknik Direktörü Tite de maçtaydı ve Ederson ona neden takımın bir numaralı kalecisi olacağını gösterdi.
Burada Ederson’un pas yeteneğine dikkat çekmek istiyorum. Tam 33 kez topla buluşan Ederson 48/ 42 ile % 88 pas başarısına ulaştı. Bu istatistik bir kaleci için mükemmel.
SONUÇ
Aynı stillere sahip bu iki takımın maçından herkes bol gollü, heyecanlı bir maç bekliyordu. Maç öyle gelişmedi. Pep Guardiola hücumda rakibini çözmeyi başardı ve doğru hücum planlarıyla golleriyle buldular. Geçen sezon çok eleştirilen işin savunma tarafının da kesinlikle daha iyi gittiğini görüyoruz.
Maurizio Sarri ise biraz geç olsa da Manchester City’e karşı panzehiri buldu. Çok yüksek baskıya karşı zorlandığını çözmüş oldu. Napoli genelde yoluna adapte olarak devam ediyor. Ligde de bu sayede zirvedeler. Taktiksel açıdan baktığımızda, oyun olarak birçok teknik direktörün ders çıkarması gereken bir maç oldu.