Ligin 5. Haftasına lider giren Galatasaray evinde Kasımpaşa’yı ağırladı. Geçen hafta ligdeki ilk puan kaybını Antalya’da yaşayan ev sahibi taraftarının desteği ve güzel oyunla maçtan 2-0 galip ayrıldı. Git gide daha belirginleşen kadro ve oyun kurgusunda ilk haftalara nispeten daha düzenli bir oyun vardı.
Saha içi ortalama pozisyonlar
Galatasaray ilk 4 haftadan farklı olarak sol bekte yeni transfer Latovlevici ile başladı. Takımda sol ayaklı futbolcu olmamasının sıkıntısını zaman zaman sol kanatta çizgiye inemeyerek çeken Galatasaray’da bu problem bir nebze olsun çözülmüş gibi. Özellikle solda oynayan sağ ayaklı futbolcular önceki maçlarda mecburen sağa ve içeri kat etmek zorunda kalıyordu. Böyle olunca Galatasaray’ın o kanattan gelen ataklarının savunulması daha kolay oluyordu. Şimdi de sorunlar komple çözülmüş olmasa da hücum organizasyonlarında yeni seçenekler hocanın elini rahatlatabilir. Ayrıca ilk haftalarda defans hattının önünde Fernando yalnız oynarken bu maçta Hırvat teknik adam, defansın önünde N’Diaye ve Fernando’yu birlikte oynattı.
İlk iki maçta iyi iş çıkarsa da Sivasspor ve Antalyaspor maçlarında fazlasıyla stoperlerin arasına gömülüp top çıkarmakta zorlanan Fernando, böylelikle daha önde pozisyon alma ve top kullanma fırsatı buldu. Bunun katkısını da sahada ayağı en düzgün futbolcu olarak özellikle atak yönünü değiştirdiği paslarla verdi. N’Diaye ise bu kurgunun içerisinde ilk maçlara göre biraz daha geride pozisyon almış oldu. Ancak onunda ileriye yönelik aksiyonları zaman zaman önemli neticeler verdi.
Tüm bunlar artı hanesine yazılsa da ev sahibinin en büyük hücum silahı Mariano’ydu. Gerek sağdan bindirmeleri gerekse içeri kat etmeleri ile hücum yükünü o sırtladı. Onun rahatlayabilmesi içinse Fernando ve N’Diaye’nin doğrudan ceza alanına-gol bölgesine etkili paslar atmaları gerekiyor. N’Diaye’nin ayağı buna yetecek kadar iyi Fernando bu sorumluluğu üstlenebilir. Yani 2011-13 arası Galatasaray’da Melo-Selçuk’un yaptığı işi Fernando Selçuk gibi top kullanarak sağlayabilir. Eğer Mariano tek opsiyon olarak devam ederse onun olmadığı ya da ona özel önlem alınıp hareketinin kısıtlandığı maçlarda Galatasaray’ın problem yaşaması kaçınılmaz.
Atak yoğunluklarını gösteren tablo da incelendiğinde atakların çoğunluğunun ve başarı oranlarının yüksek olduğu atakların sağdan gerçekleştiği gözlemlenebilir.
Topla oynamada Galatasaray’ın bariz üstünlüğü dikkat çekiciydi. Özellikle ilk yarıda rakibe top göstermeyen ev sahibi ikinci yarı bazı bölümlerde topla oynarken aktif dinlenmeyi de sağlayarak enerjisini maçın geneline yayabilmeyi sağlamış oldu.
Maçın dikkat çekici istatistiklerinden bir diğeri ise topun ayakta kalma süresi ve geri kazanmaya ilişkindi. Topun Kasımpaşa’nın 0-10 saniye aralığında ayağında kaldığı pozisyon sayısının bu kadar çok olması, Galatasaray’ın top kazanma süresini göz önüne getiriyor. Özellikle ani-şok presle rakibi sıkıştıran Galatasaray, rakibin topla oynamasını engelleyerek topla oynama süresini kısaltıyor. Tek paslarla hızlı oynamayı başarabilen takımlar dışında Galatasaray oyun mantalitesini değiştirmediği müddetçe benzer istatistikleri sezon sonuna kadar görmemiz olası.
Kasımpaşa’nın top kaybı yaşadığı pozisyonların dağılımı incelediğimizde ise Mariano’nun bölgesinde önde kazanılan toplar dikkat çekici.
Pas grafiği incelendiğinde Galatasaray’ın yüksek pas grafiği dikkat çekiyor. Ceza alanına atılan paslar da ise yüzde 53 yüksek gibi görünse de Galatasaray seviyesinde artırılması gereken bir oran.
Pas frekansları incelendiğinde Mariano ve Belhanda dikkat çekiyor. Latovlevici’nin çoğunlukla geri oyanmış olmasının ana sebebi ise hiç şüphesiz önünde tam bir kanat futbolcusunun olmayışı. Önü kapandığında ya da takım hızlı çıkmaya çalıştığında bulabildiği pas opsiyonu genel de Fernando oldu.
Mariano’nun önünde oynayan Rodrigues’ten aldığı pas sayısının verdiğinden fazla olması, ortalama pozisyonu da göz önüne alındığında maç boyu yaptığı bindirmeler açısından önemli bir istatistik.
Yukarıda da değinildiği gibi Mariano dışındaki futbolcuların Gomis’i doğrudan pozisyona sokacak toplar atmamaları hücum organizasyonlarında seçeneklerin oldukça kısıtlı olduğunu gösteriyor.
-Anahtar Pas Grafiği-
Bireysel değerlendirmeler
İkinci golde Galatasaray kariyerinin ilk asistini yapan Serdar maç genelinde iyi bir performans sergiledi. Bariz bir pozisyon hatası yapmayan Serdar, hava toplarındaki başarısıyla dikkat çekti. Özellikle Antalya maçında sakatlığı sebebiyle oyundan çıktıktan sonra Galatasaray’ın hava top yüzdesinde düşüş gözlenmişti. Geriden oyun kurma kabiliyeti tartışmaya açık olan oyuncunun şu ana güven verdiği hususların başında.
Maç boyunca bitmeyen enerjisi ve agresif oyunuyla ve oyunun sıkıştığı bölümlerde kanatlara uzun paslarıyla oyunu rahatlatan Maicon, bu maçta yalnızca hava topu mücadelelerinde aksadı.
Maçın adamı herkes tarafından iki gol atan Gomis olarak görülse de Mariano’nun oyun katkısı noktasında maçın adamı olduğunu belirtmek yanlış olmaz. Hem kendi girdiği hem de arkadaşlarını soktuğu pozisyonlarla rakibi oldukça rahatsız etti.
Özellikle ayakta kaldığı ikili mücadelelerle güven veren N’Diaye her ne kadar topla dikine kat eden bir futbolcu olsa da onun da ceza alanını daha fazla beslemesi gerekiyor. Bir diğer handikabı ise yüksek coşkuyla yaptığı presi. Oyun içerisindeki azmi, hırsı, coşkusu Galatasaray taraftarına Melo’yu hatırlatsa da N’Diaye’nin Melo kadar soğukkanlı olmadığını belirtmekte fayda var. Zira bu coşku onu bazen kontrolsüz müdahalelere sürükleyebiliyor. Özellikle büyük maçlarda küçük hatalarla göreceği kartlar telafisi mümkün olmayan sorunlara yol açabilir. Ayrıca hamle tercihleri de tek pas yapabilen takımlara karşı oyundan düşmesine neden olabilir.
Sadece Galatasaray’ın değil ligin ayağı en düzgün futbolcularından biri hiç şüphesiz Fernando. Top ayağına fazlasıyla yakışıyor. Top kontrolleri de kalitesini ortaya koyuyor. Özellikle kanat değiştiren pasları bu maç özelinde büyük katkı sağladı. Yine yeni pozisyonunda önde bulduğu hareket alanı daha üretken olmasını sağlasa da onun da ceza sahasını daha fazla beslemesi lazım. Orta saha da pres gücünden ziyade pres yapan arkadaşlarının yanında alan kapatarak rakibe hareket alanı bırakmaması Galatasaray’ın kazandığı toplarda önemli bir etken. Ayrıca takımın geri dönüşlerinde savunmaya dönüşlerdeki enerjisi çok yüksek. Kaptırılan toplarda az adamla yakalanma ihtimali olan pozisyonlarda hızlı şekilde savunmaya dönüşü maçlarda dikkatle izlenirse izleyenlere ayrı bir keyif verebilir.
Fernando’nun maç içerisindeki pas grafiği
İlk 4 hafta bana göre açık ara takımın en kötüsü olan Belhanda bu maçta biraz daha derli topluydu. Rakibin oyunu kendi sahasında kabullendiği dakikalarda, kapalı savunmalara karşı kilit açan bir 10 numara olarak sorumluluk alması gerekiyor. Özellikle skor avantajı rakipte olan maçlar olduğunda etkili olamazsa bu takımda en çok eleştirilecek futbolculardan biri olabilir. Kontrolsüz hareketleri sebebiyle yaptığı basit top kayıpları da sorun çıkarabilir. Ancak bu maç bunları düzeltmiş gibiydi. Zamanla daha iyi olabilir.
Pozisyonlar
Galatasaray’ın ilk golü tümüyle Gomis’e yazılabilir. Presle topu kazanıp meydana getirdiği pozisyonda muhteşem bir çekişle savunma ve kaleciden kurtulup zayıf ayağıyla yaptığı gol vuruşu kalitesini gösterir bir goldü.
Her maçta tabi ki birçok pas hatası yapılıyor ancak aşağıdaki pozisyonu buraya taşımamın sebebi biraz Tolga’nın içinde bulunduğu durumu göstermek için. Milli takım arasından önce kimsenin beklemediği bir performans göstererek 4 gol atan ve attığı gollerin aynı sıra girdiği pozisyonlar ve savunmada yaptığı müdahalelerle öne çıkan Tolga milli takım arasından iyi dönemedi. Feghouli’nin de gelmesiyle kendini hissettiren forma rekabetinin yanı sıra taraftarın desteğini kaybetmek istemiyor. Bu pozisyonda oldukça müsait pozisyondaki Latovlevic’ye vermek yerine kendisi kaleyi düşünmesi biraz gol atıp kısa yoldan bunu sağlama amacı taşıyor. Katkı yapma hevesi hataya yönlendiriyor. Galatsaray taraftarı desteğini hissettirerek onu sezon başındaki performansına döndürebilir.
Fernando’nun yukarıda bahsedilen kanat paslarından birisi. Mariano’nun önünde attığı yaklaşık 40 metrelik isabetli pas kalitesini ortaya koyuyor.
Sonuç
İçerde kendi oyunu oynayarak kazanan Galatasaray’da oyun da skor da tatmin ediciydi. Başından sonuna üstün oynadığı oyunla henüz skorun gelmediği dakikalarda da güven verdi. İyi oyunun yanında hücum organizasyonlarında yeni opsiyonlar bulunması gerekiyor. Ancak bu haliyle bile içerde taraftar desteğiyle büyük sürprizler yaşanmazsa büyük maçlar dışında kolay kolay puan kaybı yaşamaz.