Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nin ilk haftasında konuk olduğu Porto’yu Talisca, Cenk ve Babel’in golleriyle 3-1 mağlup etti. Leipzig-Monaco maçının berabere bitmesinin ardından ilk haftayı lider kapatan Siyah Beyazlılar, aynı zamanda bir resmi maçta Porto’yu mağlup eden ilk Türk takımı oldu.
Ortalama Pozisyonlar
Yukarıdaki tabloya bakarak ev sahibi ekibin bu maç özelinde farklı bir oyun planı olduğunu söyleyemeyiz. Lig maçlarına da 4-4-2 formatıyla çıkan Porto, iki kanat oyuncusunun devamlı olarak içeri kat ettiği ve hücumcu beklere alan açtığı, prese dayalı bir futbol oynuyor. Bu maçta da benzer bir oyun anlayışıyla sahada ter döktüler.
Porto
2017-2018 sezonuna müthiş bir başlangıç yapan ve lige 5’te 5’le başlayan Porto, ilk mağlubiyetini temsilcimizden aldı. İlk 5 maç sonunda kalesinde gol görmeyen ve rakip filelere 12 gol atan Porto bu maçta 3 gol birden yedi.
Biraz önce de belirttiğim gibi Porto, bu maçta da kendi oyununu oynadı. İki kanat oyuncusu Corona ve Brahimi sürekli içeri kat etti, beklere ve zaman zaman kanatlara açılan merkez orta saha oyuncularına alan açtı. Sık sık kanat ortalarıyla Beşiktaş kalesinde tehlike yaratmaya çalışan Portekiz ekibi, asıl sıkıntıyı da burada yaşadı. Havadan açılan ortaların hemen hemen hepsini Beşiktaş savunması, özellikle de Pepe savuşturdu. Yerden gönderilen yan toplarda daha etkili oldular ancak burada da son vuruş sıkıntısı yaşadılar. Özellikle 50 ile 70. dakikalar arası rakibi üstünde önemli bir baskı kurdu Porto, ancak kanat ortaları dışında herhangi bir hücum alternatifleri olmayınca az sayıda gol pozisyonuna girebildiler. 70. dakikadan sonra ise evinde 2-1 geride olmanın da baskısıyla paniklemeye ve şuursuz gelmeye başladılar. Bu şuursuzluk ve Medel ile Negredo’nun oyuna girmesiyle maça yeniden dengeyi getiren, hatta 80’den sonra kontrolü de ele geçiren Siyah Beyazlılar ise 1 gol daha buldu ve maçı 3-1 kazandı.
Kanatta Marega’yla yaptığı verkaçın ardından oldukça müsait durumda topla buluşan sağ bek Pereira’nın ilk karede olmayan Brahimi’ye yerden ortası ve Brahimi’nin müsait durumda auta attığı şut.
Maçın En İyisi
Porto adına maçın en iyisi şüphesiz Brahimi’ydi. Porto hücumlarının hemen hemen hepsinde etkin rol oynayan Cezayirli futbolcu, özellikle Adriano’ya oldukça zor anlar yaşattı. Quaresma’nın da savunmaya yardım etmemesiyle birlikte sol bek orjinli Adriano karşısındaki etkinliğini iyice artıran Brahimi, Beşiktaş’ın yediği golde kornere sebebiyet verdi ve Oliver Torres’in direkten dönen şutunda da ortayı yaptı.
Maçın En Kötüsü
Porto adına maçın en kötüsünün teknik direktör Sergio Conceiçao olduğunu söyleyebiliriz. Porto, 2’ye 1’leri ve tek topları çok iyi oynayabilen bir ekip. Bunun yanı sıra takımın hücumcu bekleri de ceza sahası içine sürekli top gönderiyor ve bu maçta da bunu denediler. Zaman zaman bu şekilde tehlike yaratsalar da maçın genelinde Beşiktaş savunması kanat ortalarını oldukça iyi savuşturdu. Özellikle Pepe, kendi bölgesine gelen topların neredeyse hepsini savuşturdu. Conceiçao’nun alternatif bir hücum planı belirleyememesi ve 45. dakikada takımın en yaratıcı oyuncularından Oliver Torres’i çıkartması onun hanesine de eksi puan olarak geri döndü.
Yukarıdaki İnstat tablosunda da görüldüğü gibi Portolu futbolcular bu maçta yaptığı 19 ortada yalnızca 3 isabet bulabildi. Yapılan ortaların isabet oranı yalnızca %15,7.
Beşiktaş
Beşiktaş, teoride çok doğru bir oyun anlayışıyla sahaya çıktı ve bunu da sahaya yansıtmayı başardı. Oyun planı ve disiplininden bir an bile kopmayan Beşiktaş, özellikle ceza sahası içini oldukça iyi savundu. Doğru zamanda hücuma çıkan ve bunun mükafatını da alan Siyah Beyazlılar adına maçtaki tek olumsuzluk 50 ile 70. dakikalar arasında yenilen baskıydı. Porto’nun bu bölümdeki baskısına kontra ataklarla gereken cevabı veremedi Beşiktaş, ancak bu maçta yaptığı en iyi şeyi de yapmayı başardı. Bu bölümde de ceza sahası içini iyi savunan Beşiktaş, rakibin ceza sahasına gönderdiği topları savuşturmayı başardı. 65’te oyuna giren Medel’in takıma 2. bölgede direnç katması ve 70’ten sonra Porto’nun gol için şuursuzca hücum etmeye çabalaması da temsilcimizin ekmeğine yağ sürdü. Bu dakikadan sonra oyunda dengeyi yeniden sağlayan Beşiktaş, maçın sonlarına doğru 1 gol daha buldu ve Dragao Stadı’nda 3-1’lik net bir galibiyet aldı.
Maçın En İyisi
Açıkçası maçın en iyisi seçilmek için bir çok aday vardı. Özellikle Cenk Tosun, Talisca ve Atiba da gösterdikleri performansla fazlasıyla ön plana çıktı. Ancak Pepe’yi onların bir adım önüne geçiren şey savunmadaki hatasız performansıydı. Onun bu hatasız performansını sanırım rakamlar benden daha iyi anlatır.
Girdiği hava topu mücadelelerinin %75’ini kazanan Pepe, yerden girdiği mücadelelerde de 10’da 9’luk bir başarı oranı sağladı. Toplamda girdiği 16 savunma mücadelesinin 15’ini kazanan Pepe, Caner’e gönderdiği uzun topla Beşiktaş’ın 3. golünde de önemli rol oynamıştı.
Etrafındaki 3 Portoluya rağmen soğukkanlığını koruyan Pepe’nin karede olmayan Caner’e gönderdiği uzun top.
Maçın En Kötüsü
Açıkçası Beşiktaş’taki her oyuncu dün belli bir standartın üstünde oynadı. Ancak yine de Adriano ve Quaresma’nın performanslarının takımın bir tık altında kaldığını söyleyebiliriz. Bu iki ismin yanı sıra Tosic’in de golde hatası büyüktü ancak özellikle 2. yarıdaki performansıyla hatasını telafi etmeyi başardı.