Jorge Sampaoli son dönemlerde futbol dünyasının en çok konuştuğu ve takip ettiği isimlerden birisi. Kendisini ve takımlarını asi olarak tanımlayan Sampaoli, Arjantin’in başına geçmeye hazırlanırken bizde onun kariyerine bir bakış atacağız.
KARİYERİ
Sampaoli futbolculuk kariyerine Rosario takımı olan Newell’s Old Boys’un altyapısında başladı. 19 yaşında iki bacağının da kırılmasına neden olan ağır bir sakatlık geçirdi. Bu sakatlık onu futbolu bırakmaya zorladı. Ancak onun futbola olan sevgisi yitirmeye yetmedi ve antrenörlüğe başlamaya karar verdi.
AMATÖR YILLARI
Sampaoli’nin hikâyesinin başladığı yer Argentino de Rosario takımı oldu. Belgrano de Arequito takımını çalıştırırken bir maçta hakem ile tartıştıktan sonra sahadan atıldı. Sahayı terk eden Sampaoli stadın yanındaki ağaca tırmanıp maçı buradan takip etti ve oyuncularına direktifleri buradan vermeye başladı. Bu olayı gazetede gören dönemin Newell’s Old Boys başkanı Eduardo Lopez onu pilot takım olan Argetino de Rosario’nun başına geçirdi. Sampaoli bu olay için “ Her şey bu işi almam ile başladı. Lopez fotoğrafı görüp Argentino’yu çalıştırmam için aradı. Bu işi aldıktan sonra hiç takım çalıştırmayı bırakmadım.” diyor.
İLK PROFESYONEL YILLARI
Sampaoli için profesyonelliğin başlaması 2002 yılında Peru takımı Juan Aurich’in başına geçmesiyle başladı. Daha sonra Peru’da Sport Boys, Coronel Bolognesi, Sporting Cristal takımlarını çalıştırdı. Coronel Bolognesi’de başarılı bir dönem geçirdi ve takımını Sudamericana Kupası’na taşımayı başardı.
Bu başarı onu Şili takımı O’Higgins’e götürdü. 2008 yılında Açılış Ligi’nde takımı 3. bitirdi. Daha sonra Ekvador takımı Emelec’i çalıştırdı.
UNIVERSIDAD DE CHİLE
2010 yılında ona Amerika Kıtası’nda büyük ün kazandıracak olan Universidad de Chile’nin başına geçti. 2 sezon geçirdiği Universidad de Chile’de 3 lig şampiyonluğu ve 1 Sudamericana Kupası kazandı. Bu başarılar ona 2012’de Şili’nin kapısını açtı.
ŞİLİ MİLLİ TAKIMI
Şili takımı o sırada üst üste mağlubiyetlerle Dünya Kupası Elemeleri’nde geride kalmıştı. Durum böyle olunca dönemin teknik direktörü Claudio Borghi ile yolları ayırdılar. Universidad de Chile’de dikkatleri üzerine çeken Sampaoli’ye yöneldiler. Sampaoli’nin gelmesiyle Şili ilk dört maçının üçünü kazanıp rahat bir şekilde Dünya Kupası biletini aldı. 2014 Dünya Kupası’nda ise İspanya ve Hollanda’nın yer aldığı gruptan çıkmayı başardılar. Ancak üst turda ev sahibi Brezilya’ya penaltılar sonucunda elendiler. Birçoklarına göre turnuvanın en iyi takımı Şili’ydi. Bu turnuvaya oynattığı hücum futbolu ve asla yorulmayan, sürekli baskı yapan bir takım kuran Jorge Sampaoli damgasını vurmuştu. Bu turnuva Sampaoli’nin dünya sahnesine çıkışı oldu.
Asıl ününü 2015 Copa America ile yapacaktı. Şili’de düzenlenen turnuvada Sampaoli’nin ekibi finale kadar rakiplerini üstün bir futbolla yenerek geldi. Finalde rakip kendi ülkesi Arjantin’di. Penaltılara giden maçta Şili tarihinde ilk kez Copa America’yı kazandı.
Turnuva sonrası Sampaoli yeni gelen federasyonla anlaşamayınca Ocak 2016’da görevinden ayrıldı. Şili taraftarı onu kahraman gibi uğurladı. 2012-2016 arası kurduğu Şili takımı tarihin en iyi milli takımlarından biri oldu.
SEVILLA
Boşta olduğu dönemde Chelsea ile görüşmesine rağmen İngilizce bilmemesi işi almasına engel oldu. Sampaoli’nin hayallerinden biri de Avrupa’ da takım çalıştırmaktı. Bu fırsat Sevilla ile geldi. Emery sonrası Sevilla sportif direktörü Monchi takımın başına Sampaoli’yi getirdi.
Sampaoli göreve geldikten sonra kendi oyun anlayışına uygun oyuncularla neredeyse takımı baştan kurdu. 2016-2017 sezonunun ilk yarısını 2.bitirip Sevilla tarihinin en iyi ilk yarı performansını ortaya koydular ve Sevilla tarihinde de en çok puan toplayan takım oldular. Şampiyonlar Ligi’nde de Juventus ve Lyon’un bulunduğu gruptan çıkmayı başardılar.
Ligin ikinci yarısında ise takımda düşüş gözlendi. Bunun sebebi ise Şampiyonlar Ligi’ndeki Leicester City karşısında elenmeleri oldu. İki maçta da rakibine büyük üstünlük kuran Sevilla yarattığı gol fırsatlarını değerlendiremeyince elendi. Bu mağlubiyet oyuncuları psikolojik olarak çok etkiledi. Lige konsantre olmakta zorluk çektiler. Yine de ligi 4.bitirip Şampiyonlar Ligi biletini aldılar.
Bir diğer faktörde Sampaoli’nin kendisiydi. Ligin ikinci yarısında Luis Enrique, Barcelona’dan ayrılacağını açıkladı. Bunun üzerine Sevilla’da harika bir başlangıç yapan Sampaoli medya tarafından işi alacak favorilerden biri olarak görüldü. Sampaoli de olası bir Barcelona fırsatını çevirmemek için konu üzerinde kesin yorum yapmadı. Bu belirsizlikte oyuncular arasında rahatsızlık yarattı ve düşüşün sebeplerinden biri oldu.
Sezon başında Arjantin yeni bir teknik direktör arıyordu ve Sevilla’nın başına henüz geçmiş Sampaoli’ye teklifte bulundular. Sampaoli ise Sevilla’nın başına yeni geçtiği için bu teklifi reddetti. Arjantin bu durumda takımın başına Bauza’yı getirdi.
Sezonun sonlarına doğru Bauza istenilen etkiyi yaratamayınca Arjantin ile yollarını ayırdı. Arjantin Federasyonu bir kez daha Sampaoli’ye yöneldi. Sevilla ile bağları iyice gevşeyen Sampaoli olası bir Arjantin teklifini kabul edeceğini açıkladı. Arjantin Federasyonu da Sevilla ile görüştükten sonra Sampaoli’nin sözleşmesinde bulunan çıkış bedelini ödeyip takımın başına getirdiler.
Sampaoli için yine bir hayali gerçeğe dönecekti ve kendi ülkesinin başına geçecekti. 1 Haziran 2017’de göreve başlayan Sampaoli’nin ilk maçı 9 Haziran’da Brezilya’ya karşı olacak.
OYUN ANLAYIŞI
Sampaoli için oyun planlarından önce gelen faktörler var. Bunlar futbolcunun oynama isteği ve forma için ne kadar savaştığıdır. Sampaoli, Şili’yi çalıştırırken bunu açıklıyor “ Oyunculara futbol oynamanın verdiği zevkten yola çıkarak forma aşkı için oynayacak şekilde ilham verin. Bir zorunluluk için değil. Bunu günümüzdeki bireyselcilik toplumunda başarmak manevi bir şeylere(forma, arma için) hoşgörü ile bağlanmakla olur. Bu da herkesin bir araya gelmesini sağlar; insanların sosyal ve kültürel geçmişleri fark etmeksizin.”
Sampaoli’nin oyun anlayışı yıllar içinde farklılıklar gösterse de temeli sürekli aynı kaldı. Basitçe söylemek gerekirse durmaksızın ön alanda yapılan baskı ve atak futbolu.
Sampaoli’nin oyun anlayışını 2’ye ayırmamız gerekir.
1. BİELSA ETKİSİ
Sampaoli herkesin bildiği gibi kendine örnek olarak vatandaşı Marcelo Bielsa’yı alıyor. Kariyerinin büyük bölümünde sürekli Bielsa’nın çalışmaları takip ettiğini şöyle açıklıyor Sampaoli “ Gençken koşuya çıkınca kulaklıklarımı yanıma alırdım ama müzik dinlemek için değil Bielsa’nın basın toplantılarını dinlemek içindi.”
Bielsa ve Sampaoli’nin oyun anlayışlarını basit şekilde şöyle açıklayabiliriz;
- Dikine oynanan oyun
- Adam markajı
- Agresif yoğun baskı
- Çabuk topsuz koşular
Bielsa gibi Sampaoli’de çok saplantılı yani kendi oyunları için mükemmeliyeti arayan isimler. Sampaoli için kesin bir dizilişi olan biri diyemeyiz. Bielsa sürekli 4-2-1-3 ve 3-3-1-3 dizilişlerini seçer. Sampaoli ilk dönemlerinde 3-4-3 dizilişiyle Universidad de Chile’de çok başarılı oldu. Copa America’da ve daha sonrasında ise daha esnek tercihlerde bulundu. Sampaoli özellikle Sevilla döneminde neredeyse her maçta ayrı bir diziliş ile sahada yer aldı.
2. SÜREKLİ ATAK ARAYIŞI (LİLLO ETKİSİ)
2015 Copa America’da Sampaoli oyun anlayışında bir değişikliğe gitti. Temel olarak aynı kalsa da Şili daha çok topa hükmeden bir takım oldu. Eskisi kadar sürekli dikine oynamak yerine yatay oyunları geliştirip oyuna daha çok hükmetmeye başladılar. Sampaoli bu durumu şöyle açıklıyor “ Gençliğimde, günde 12 saat Bielsa’yı dinler onun söylediklerini not alırdım. Mükemmeliyetçi biriydi. Şimdi futbolun diğer ince ayrıntılarını görmeye başladım ve Guardiola’nın takımları gibi topu daha çok ayağımızda tutmak bana sürekli dikine oynamaktan daha çekici gelmeye başladı. “
Daha önce Şili’de Bielsa’nın da yardımcılığını yapmış, Bielsa’nın sağ kolu olan Luis Bonini konuyu şöyle açıklıyor ” Marcelo, Sampaoli’ye durmak bilmeyen ve sürekli savaşan bir oyuncu grubu bıraktı. Bize bu tarz oyunu oynamamız için vasiyet bıraktı ve şimdi bizde bu oyun tarzına pozisyonal oyun, sürekli atak, dikine oyunu korurken daha çok yatay oynamayı katmaya çalışıyoruz.”
Sampaoli’nin oyun tarzını değiştirmesinin en büyük nedenlerinden biri Juan Manuel Lillo’dur. Sampaoli Şili’yi çalıştırırken Lillo’yu gençlik sorumlusu olarak yanına aldı. Lillo felsefe olarak pozisyonal oyununun en önemli isimlerinden biridir. Lillo’nun oyun anlayışı genel olarak şöyledir;
- Yatay top dolaşımıyla rakip savunmayı açmak
- Baskı ve karşı baskı
- Dar alanda sayısal üstünlük ve çoğalmalar
- Pozisyonal oyun
- Alan markajı
- Dikine oyun
Guardiola’nın teknik direktörlüğe başlarken en çok etkilendiği isim olan Lillo, bir nevi Guardiola’nın akıl hocasıdır. Lillo ile birlikte oyun yapısını değiştiren Sampaoli bunun ilk meyvesini Copa America şampiyonluğu ile aldı.
SONUÇ
Kendini daha da geliştirmiş ve üst seviyelerde yarışmış olan Sampaoli, Arjantin ile artık en üst seviyede yarışmaya başlayacak. Kendi oyun anlayışını oyunculara iletebilirse Şili’de olduğu gibi tarihi bir takım ortaya çıkarabilir. Onun Arjantin ile olan birlikteliği tüm futbolseverler için heyecan verici. Arjantin’de bazı kesimlerin desteğini alamadığını söylemek gerekir. Özellikle efsanevi teknik adam Carlos Bilardo bu atamaya çok karşı çıkmıştı. Sampaoli için kariyerinin en büyük macerası ve meydan okuması olacak. Umarız idolü Bielsa’nın 2002’de yaşadığı hayal kırıklığı yaşamaz.