Beşiktaş’ta ”Demba Ba’nın yerini doldurur mu?” sorularının üzerinden panzerle geçen toplamda 28 gol atıp 6 asist yapan Mario Gomez’in ayrılık kararını ve bunun Beşiktaş’a etkilerini konuşacağız.
Golcüden Fazlası
Mario Gomez’in golcülük becerileri onu gol kralı yapan etkenlerden elbette en önemlisiydi ancak Beşiktaş’a kattıkları bundan çok daha fazlasıydı.
Derbilerdeki kazanma arzusu, her şey bitti derken Galatasaray savunması arasına bir başına dalarak attığı gol, Fenerbahçe maçında attığı garip kafa golü… Beşiktaş’ın derbilerdeki kuşkusuz en büyük kozuydu Mario.
Taraftarla hep iletişim halinde olması ancak popülist tavırlardan her zaman uzak durması, sorulan bütün bireysel soruları kalecilere yaptığı gibi ters köşeye yatırması… Kısacası Mario Gomez Beşiktaş için bir santrfordan çok daha fazlasıydı.
Güneş Etkisi
95-96’da Şota’yı, 04-05’te Fatih Tekke’yi, 07-08’de Kore’de Damjanovic’i, 11-12’de elleriyle santrfor yaptığı Burak Yılmaz’ı, 14-15’te Fernandao’yu ve 15-16’da da Mario Gomez’i gol kralı yapmış birinden bahsediyoruz: Şenol Güneş
Gol kralı olamasa bile geçen sezondan Bakambu’yu, Beşiktaş’ta fırsat bulduğu her anı değerlendiren Cenk Tosun’u, Umut Bulut’a Fransa yolunu açtığını biliyoruz Güneş’in.
Gomez’in başarısında Sosa’nın, Oğuzhan’ın, Quaresma’nın katkısının yanında oluşturduğu hücum takımı ve Gomez’e verdiği destekle Şenol Güneş’in de çok büyük payı var. Beşiktaş’ın Gomez’den sonraki forvet transferinde de en büyük kozu kuşkusuz Şenol Güneş’in oynattığı hücum futbolu olacak.
Peki Demba Ba’nın boşluğunu Gomez’le doldurabilen Beşiktaş Gomez’in yokluğunu doldurabilecek mi?
Öncelikle Gomez’in yerine bir transfer henüz yapılmadığı için yazacaklarım varsayımsal olacak. Oyuncu tiplerinden ve elbette Beşiktaş’ın mali şartlarının el verdiği isimlerden bahsedeceğim.
Beşiktaş yaptığı bek transferleriyle beklerin hücumdaki katkısını çıkarabileceği en uç noktalardan birine çıkardı. Az maliyetli ve kaliteli isimler kadroya katıldı. Özellikle Adriano’nun teknik becerileri göz önünde bulundurulursa Beşiktaş’ın önceliği pivot olmasa bile kafa toplarında etkili bir santrforu kadrosuna katmak olmalı. Alınacak bir pivot forvet Beşiktaş’ın hücumdaki akıcılığını sekteye uğratabilir.
- Samuel Eto’o
Geçtiğimiz sezon Antalyaspor’a transfer olan ve adının hakkını veren Samuel Eto’o Beşiktaş’ın transfer gündeminde epey büyük bir yere sahip. Eto’o için rakamsal olarak yazabileceğim en net detay Beşiktaş’ın 35 yaşında bir oyuncu için bonservis bedeli vermemesi gerektiği olur zaten Beşiktaş yönetiminin de amacı bu işi takasla çözmek.
Beşiktaş hücumunun yoğun temposuna ayak uydurabilir mi bilemiyorum ancak Eto’o Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi macerasında da iş yapabilecek biri. Şampiyonlar Ligi’nde toplam 78 maça çıkmış birinden bahsediyoruz. Üstelik geçtiğimiz sezonu da 20 golle Gomez’in arkasında kapattı. Kısacası Eto’o 1 senelik güzel bir proje olabilir Beşiktaş için ancak Mario Gomez’in verdiği net katkıyı beklemenin yanlış olacağını düşünüyorum. Ayrıca başka bir perspektiften bakarsak muhtemel Samuel Eto’o transferi Cenk Tosun’un da daha fazla forma şansı bulacağı anlamına gelir.
- Mario Balotelli
Bir Mario’nun yerini başka bir Mario’yla doldurmak kağıt üzerinde güzel dursa da bambaşka iki oyuncudan bahsediyoruz. Liverpool’un kurtulmak için dağa taşa önerdiği Mario Balotelli Beşiktaş’ın düşüşe geçen santrforları yükseltme felsefesine uygun gözükse de bu transferde saha dışı etkenleri düşünmek daha akılcı olacaktır.
Mario Balotelli Beşiktaş taraftarının bambaşka gözle bakacağı birisi olabilir buna şüphem yok ancak oyuncuyu buraya getirmek de burada ondan verim almak da kolay değil. Mevcut şartlar düşünülürse Beşiktaş’ın Balotelli’yi bonservisiyle alması pek mümkün değil kiralık olarak yapılabilir ancak Balotelli’nin yıllık 6 milyon €’luk maaşının ne kadarı karşılanabilir?
Kısacası teknik detaylardan çok saha dışı detaylar göz önünde bulundurulmalı bu muhtemel transferde. Son haberlere göre de bu transferin gerçekleşme ihtimali ülke şartlarından dolayı epey düşük.
- Loïc Rémy
Beşiktaş’ın yine kiralık olarak kadrosuna katmak istediği Remy geçtiğimiz sene de Beşiktaş transfer gündemini epey meşgul etmişti.
Geçtiğimiz sezon Chelsea ile 20 maça çıkan Fransız forvet toplamda 615 dakika sahada kaldı ve 3 gol – 1 asistle takımına katkı sağladı. Geçtiğimiz sezon verileri onun aktif bir sezon geçirmediğinin göstergesi ancak Ba ve Gomez transferlerine de bakılırsa bunun Beşiktaş için önemli bir handikap olduğunu düşünmüyorum.
Hareketli bir oyuncu olduğunu söyleyebiliriz. Açıkta da görev yapmışlığı var. Akıcı Beşiktaş hücumlarına ayak uydurabilecek nitelikte bir isim. 2 yıldır gündeme gelmesi de Beşiktaş’ın ilgisinin somut olduğunun ciddi bir göstergesi.
- Fernando Llorente
Diğer adaylara göre uzun boyuyla ön plana çıkan bir isim. Özel bir oyuncu olduğu gerçek. Beşiktaş’ın bu transfere şartları ne kadar el verir bilemiyorum. Sosa’nın yokluğunda çift forveti düşünecekse Şenol Güneş bunun için ideal isimlerden biri olur. Tek başına verebileceği katkının çok daha üstüne çıkar ancak bu da başka bir forvet transferini gündeme sokar. Bunun çok gerçekçi olmadığını söyleyebilirim herhalde.
Geçtiğimiz sezonda Sevilla forması ile 38 maça çıkıp 7 gol – 5 asistle oynadı. Beşiktaş forması altında da eski günlerine dönebilir ancak mali şartların bu transfere izin vereceğini sanmıyorum.
- Wilfried Bony
Geride bıraktığımız sezonda 34 maçta forma giyip 9 gol – 6 asistle takımına katkı sağladı. Beşiktaş’ın yine kiralık olarak kadrosuna katabileceği bir isim ancak bu ihtimal bile çok uzak. Wilfried Bony, Swansea performansıyla ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu ispatlamıştı ve Manchester City’e büyük umutlarla transfer edilmişti. Kariyerine kiralık olarak yön verebilir ancak Türkiye’nin onun için son ihtimal olduğunu düşünüyorum.
Beşiktaş’ın en net katkı alabileceği ve eski günlerine döndürebileceği bir oyuncu. Kuşkusuz adı geçen isimlerden de en iyisi…
- Emmanuel Adebayor
Beşiktaş’ın transfer gündeminde yıllardır kendine yer bulan Togolu forvet bu seneyi de boş geçmedi. Eski günlerinden çok uzakta olduğu kapı gibi bir gerçek. Geçtiğimiz sezon 15 maçta forma giyip 1 gol – 1 asistle oynadı. Bu transferi cazip kılan tek etken oyuncunun serbest olması. Yukarıdaki isimlerden biri olmazsa en son alternatif olarak Beşiktaş’a gelme ihtimali var. Bugüne kadar bir yerle imzalamaması da ayrıca soru işareti.
Sosa’nın ayrılışıyla Güneş’in geçtiğimiz sezon yedek plan olarak tuttuğu 4-4-2 sistemi bu sezon gün yüzüne daha net hatlarla çıkabilir. Sosa’nın yokluğunda bir merkezi orta saha ve iki forvet transferiyle Beşiktaş çift forvetli bir sisteme dönebilir. Sosa katkısını verebilecek oyuncuyu bu şartlarla kadroya katmak epey zor olduğu için bu opsiyonun ciddi ciddi düşünüldüğüne eminim.
Pek olası gözükmese de Fikret Orman’ın Gomez konusundaki açık kapı bırakması “Belki bu sene gelir.” demesi kafalarda soru işareti yaratmadı değil ancak bunun gerçekçi olmadığının da farkındayız.
Özetlemek gerekirse Beşiktaş dipten çıkarttığı ve eski günlerine döndürdüğü Mario Gomez’le vedalaştı. Tartışmasız Mario Gomez de oynadığı futbol ve ortaya koyduğu karakterle Beşiktaş’ın şampiyonluğunda önemli pay sahibi oldu dolayısıyla Beşiktaş taraftarının gönlünde ayrı bir yere sahip oldu. Yeri dolar mı? Dolabilir ancak ondan iyisi de kolay kolay bulunmayacaktır.
Bizim jenerasyonun Les Ferdinand’ı oldu Mario Gomez. Yolu açık, vurduğu gol olsun.